13 Aralık 2008
KURBAN DERİLERİ ...
İŞ İŞTEN GEÇMİŞTİR ARTIK...
“Cahillikler Kitabında” okumuştum kafamdaki ilk yorum rekabet ve kazanma hırsı her dönem aynıymış oldu … Graham telefonu icat etmiş etmesine ama
Amerikalı Elisha Gray aslında Alexander Graham Bell ‘den çok önce telefonla ilgili çalışmalarına başlamış.Hatta ikiside deneyler için aynı binanın laboratuvarlarını kullanmışlar.İlerleyen günlerde Elisha Gray durumdan haberdar olmuş patentini almak üzere başvuruda bulunmuş ve diger başvuru kagitlarinin arasinda sirasini beklemeye başlamış...Fakat çok kısa bir süre sonra geçirdiği kaza sonucu yanınca uzun süre yatmak zorunda kalmış…Bu dönemde patent için gerekli parayıda yatıramamış..Aynı günlerde Graham Bell ‘de patent almak için başvurmuş hemen kayitlara gecirilmesini ve incelenmesini istemiş.. Isteği onaylanmış...Böylece Graham Bell telefonun mucidi olarak tarih kitaplarina gecmiş...Sonrasında Elisha Gray bu duruma itiraz etsede mahkemeler bunu dikkate almamış..Zaten bir süre sonra rahatsızlığı ilerleyen Elisha Gray ölmüş….Bununla ilgili bir ilginç nokta daha varki daha sonra başka mucitler ve rakipler tarafından Graham Bell’ e davalar açılmış..
Kısacası öyle ya da böyle insanlık yararına şu an elimiz ayağımız ilk kim bulduysa Allah ondan razı olsun…Ne diyelim?
GÜNÜN SÖZÜ...
11 Aralık 2008
KAPTANIN OKUL ANISI ...-3-
Bu seferki anı bir hayli ilginç…
10 Aralık 2008
İLGİNÇ BİR MARKA ÖYKÜSÜ ...
Müthiş coğrafya bilgisine rağmen hala elinde atlaslarla gezer.
Biz nereye atlas,harita vs. oraya…
Geçtiğimiz günlerde bir konuşmamızda ilgimi çeken bir konudan bahsetti.
Hindistan’ın İngiliz sömürgesinde olduğu dönemde burada yaşayan İngilizler uzun yıllar inci ticareti yapmışlar.
Köle niyetiyle tuttukları Hintlileri -o gün için rakamı atıyorum- 25 köleyi alıp teknelerle denize açılıp bellerine bağladıkları su kabaklarıyla inci çıkarmak için denize bırakıyorlarmış.
Köle işçiler sabahtan akşama kadar suya dalıp çıkma suretiyle topladıkları istiridyeleri biriktirip kendisini almaya gelecek tekneleri başlıyorlarmış beklemeye …
Tabi o zamana kadar bir köpekbalığına yem olmaz ya da vurgun yemezlerse.İşte bu inci işinden zengin olan İngiliz asilzade biriktirdiği para ile petrol işine girmiş sonrada benzin istasyonu filosu kurmaya karar vermiş .
Veeee demişki –ben bu işi denizden,istiridye kabuklarından çıkan inciler sayesinde kurdum.Logosu istiridye kabuğu adı da “Shell “ olsun.
İngilizcede Shell...
09 Aralık 2008
BAYRAMLAR GÜZELDİR...
Bir ağabeyimiz var müthiş komik bir adam özlemişiz sohbetini öyle güldük ki…
Sigara yasağından konu açtım…--Yaa artık bırakmamız gerekiyor,baksanıza kapalı hiçbir alanda içilmiyor,fellik fellik yer arıyoruz gittiğimiz yerde dediğimde cevabı hiç gecikmedi…
--Hiç bırakmayı düşünmüyorum,”benim için yanıp tutuşan bir tek o var”.. :)
İlerleyen saatler içinde bir olay anlattıki, bilmiyorum gerçekten yaşanmış dedi ben anlatanın yalancısıyım.Ama varsa böyle efsane bir öğrenci tanışmayıda çok isterdim doğrusu…
İstanbul Teknik Üniversitesi’nin yemekhanesinde boşyer bulamadığı için elinde tepsiyle dolaşan öğrenci ,bir bakarki hocalarının oturduğu masada boş yer var..Hiçbir sakınca görmeden selam verip patt masaya oturur.Hocalardan biri bu olaya bozulur…--Oğlum sence ineklerle kuşlar aynı yerde yemek yermi? diye sorar…Öğrenci yaptığı hatayı anlar fakat hiç bozuntuya vermeden
–O zaman ben hemen uçayım hocam der…
Tabii bu olay dilden dile dolaşır,anlatılır.Hoca maçın rövanşını almak istercesine bir gün sınıfta sohbet konusu açar…Aynı öğrenciye soru yöneltir…--Karşınızda iki küp birinde on insan beynine eşit “akıl” diğerinde ağzına kadar “para” hangisini alırdın ?
--Tabiki parayı alırım hocam…
--Bakın gördünüzmü arkadaşınızın seçimini.Ben olsam aklı alırdım diyen hocaya cevap gelir..
--Doğrudur hocam herkes kendinde olmayan ne varsa onu alırdı…
05 Aralık 2008
04 Aralık 2008
SAÇLAR İHMALE GELMEZ !!!
GÜNÜN SÖZÜ...
ÇANAKKALE SAVAŞINDA ASKERLERİMİZİN YEMEK LİSTESİ...
GÜN ...........SABAH.........ÖĞLEN .......AKŞAM .........EKMEK
15 Haziran.. üzüm hoşafı ....yok ...yağlı buğday çorbası ...tam
26 Haziran ..... yok............yok ......üzüm hoşafı ......tam
18 Temmuz....üzüm hoşafı ....yok ......yok ..............yarım
8 Ağustos ....Yarım ekmek ....yok.....şekersiz üzüm hoşafı....yok
Not: 21 Temmuz 1917'den itibaren başlayarak ordu emriyle ekmek istihkakı 500 grama indirilmiştir çünkü un ve ekmek kalmamıştır.
AÇLIK VE YOKSULLUK OLABİLİR AMA İMAN VE İNANÇ TÜRK EVLADININ AŞI, ZENGİNLİGİ VE GALİBİYETİNİN TEMELİDİR.
kaynak: hukuki.net
********************************************************************
Belki görenler vardır ama ben daha önce görmemiştim...İlk bakışta şöyle bir duraksadım...Bu kadar fedakarlıktan sonra ,şu anki durumumuz çok düşündürücü değilmi???
********************************************************************
ek : tarih konusundaki çelişkilerden ötürü bazı kaynaklar bu listenin Kars- Sarıkamış 9.piyade tümen komt. ait olduğunu yazmaktadır.
03 Aralık 2008
ZİHNİ SİNİR DÜŞÜNCELERİM...
Bende hamileliğimin ortalarına gelmiş bir hayli sıkıntılıydım.Eskisi kadar rahat uyuyamıyordum ağırlıktan…Özendim demekki adama kafamda kurdukça kuruyorum.O güne kadar iyi ve yararlı olacak ne varsa zaten yapılmış…En sonunda dedimki ben olsam hamilelere özel bir yatak üretirdim.Malum 6-7 ay boyunca karnınızın üzerine yatamıyorsunuz.Sırt ve ayak ağrıları cabası.. Şöyle ortası karnımıza zarar vermiyecek şekilde çukur (resmim iyi olsa çizicem ama ..:)) ne bileyim yeterki anne adayları rahat uyusun,dinlensin…Fikir geliştirilebilir,tabi bir de bunun satışı olurmu bilmiyorum belli bir süre kullanılacağı için “aman eşimde rahat etsin” diyecek baba adayları bulunursa neden olmasın?
İlerleyen zamanlarda çocuk doğunca uykusuzluktan, kendi kendine sallanan beşik olsada çocuk sallana sallana uyusa diye geçirdim kafamdan…Birkaç gün sonra mağazanın birinde görünce sevinçten uçtum, o güne kadar dikkatimi çekmedi demekki…Yalnız beşik değildi,sallanan koltuk diyelim,en fazla 5-6 ay kullanılır diye almaktan vazgeçtim çünkü kızım 4 aylık olmuştu.
Şimdi düşünüyorum sanırım psikolojiniz ve bulunduğunuz ortam yaratıcılığınızı tetikliyor…Fikir komik ya da gereksiz olsa bile...
"Zihni Sinir"
02 Aralık 2008
İÇERİK HIRSIZLIĞI ...
Bilginiz olsun istedim.Haberin detaylarına bakmak isterseniz Sürahi'nin içinde...:))
01 Aralık 2008
RÜYALAR BAZI ŞEYLERİN ÖNCEDEN HABERCİSİ OLUR MU?
Sene 1998, final sınavlarına çalışmak için çok sevdiğim, bir o kadarda başarılı bulduğum arkadaşım Anıl’ı mütevazi öğrenci evime çağırdım.
O ara ben çok sıkı Kerim Tekin hayranıyım, evde poster -resim ne varsa asılı…
Uzun bir çalışma saatinin sonunda uyumaya karar verdik.Sabah uyandığımızda ona rahat uyuyup uyumadığını sordum.
- valla uyudum aslında da garip garip rüyalar gördüm.
Kerim Tekin ‘i gördüm mesela okulun anfisinde ders işleyeceğimiz sırada bir bakıyorum o kaskatı sanki buz kalıbıyla kaplanmış hareket etmiyor.Rüya işte dedik, kahvaltımızı bitirdik sonra okula gidip sınavımıza girdik sınav sonrası o evine gitti.Bende doğruca evime geldim.
Akşam televizyonu açtım ki ne göreyim?
Kerim Tekin trafik kazası geçirmiş, telefona sarılıp arkadaşımı aradım inanamadık. :-((
Uzunca bir süre bunu konuştuk acaba rüyalar bazı şeylerin önceden habercisi olabilirmiydi ,ya da bu bir tesadüfmüydü ??
***************************************************************
Eşimle kitapçıdan rüya yorumlarıyla ilgili bir kitap almıştık,bazı günler birbirimize anlattığımız rüyaların anlamlarına bakarız diye…
İlk zamanlar kitaplıkta unutuldu gitti, bir gün bir yoruma bakmamız icap etti.
”Sevdiğiniz bir kişinin hastalanacağı vs..”
ilerleyen zamanlarda bir daha...
" Kötü bir haber alacaksınız” , ”iftiraya uğrayacaksınız”,”bir akrabanın ölümü “ derken bunların hiçbiri olmadı tabii bu kitabın yorumuydu kitabı inceledim baştan aşağı kötü ne varsa yorum olarak yazılıydı. (şu an kimin yazdığını hatırlamıyorum ama)
Neticede her seferinde bizim sinirimizi bozduğu için maalesef kitabı atmak zorunda kaldım.
Herkesin rüyalarıyla ilgili ilginç deneyimleri olabilir ama bazı şeylerin önceden habercisi olur mu ondan tam emin değilim…
İZLEYİCİ GÖZÜYLE...
SEN SUS ! FOTOĞRAF KONUŞSUN...
GÜNÜN SÖZÜ...
Günlerden bir gün birbirlerinden habersiz karşılaşan sanatçılarımızdan daha genç olanı dayanamamış –Utanmadın mı? benim hakkımda orda burada konuşuyormuşsun,şöyle söylemişsin hatta bunuda anlatmışsın…Dinlemiş, dinlemiş bir diğeri söylemediği sözler için kendinden emin bir vaziyette sadece
30 Kasım 2008
LEPTOSPİROZ NEDİR ?
ESKİYE AİT...
-kalbin kadar temiz bu sayfayı… sayfa çevir –kalbin kadar temiz.. çocukluk işte , baktım böyle olmuyor standart bir yazı oluşturdum kafamda.Herkese aynı şeyi yazdım belki ama napıyım?? Hala ezberimde...
Şimdi düşünüyorum… acaba bununla ne demek istedim? hatırlamaya çalışıyorum :)
Yıllarca özene bezene biriktirdiğim,--aaaa bu bende iki tane değişelim mi? –bak bu Almanya’dan geldi çok değerli diye arkadaşlara gösterdiğim peçete koleksiyonuma ne oldu?? :)