03 Ocak 2009

FALA İNANMA, EĞER BAKTIRMAK İSTİYORSAN İŞİN TADINI KAÇIRMA...

Birkaç sene önce samimi bir arkadaşımdan uzun süre haber alamayınca telefonla aradım.
Keyfi yokmuş,evden dışarı çıkmıyormuş.Sebebini sorduğumda anlattı...

Uzak akrabalarından biri yıllardır fal bakarmış.Hatta sürekli müşterileri varmış.Bir arkadaş ortamında gel sana da bakayım demiş tabii atlamış bizimki.
Kadın baktığı falda siyah bir araba içinde bunu kaza yaparken görmüş.”Felç olacaksın.Bence siyah araçlara binme” gibi bir tavsiyede bulununca bunu almış bir korku.

O kadar etkilenmiş ki evden dışarı çıkmamacasına...
Dedim ki  –Bak kimse bir başkasının kaderine yön veremez , gelecekten haber veremez.Tamam altıncı hissi kuvvetli kişiler var ama sen böyle etkileneceksen , Allah’a olan inancın yoksa senin işin zor.

Bir süre sonra kendini toparladı neyse ama çokta kolay olmadı. 
Aslında hepimiz merak ediyoruz gelecekte ne olacak? İyi bir şeyler duymayı ümit ederek bu tür işlere alet oluyoruz.
Bilmiyorum kendimizi iyi hissetmek için belkide.
Üstelik kötü şeyler duyabileceğimizi bile bile yapıyoruz. 
Mesela bununla ilgili başka bir fal olayı daha geldi aklıma. Gerçekliği zaman zaman tartışılmış gerçi,Atatürk’ün arkadaş çevresinden duyulmuş.

Ata’nın genç bir subayken Trablusgarp’ta bulunduğu dönemde , yine kendisi gibi subay olan arkadaşı bir gün sokakta fal bakan bir adamla karşılaşır. 

Nişanlısından uzakta olan ve evlilik hazırlığı yapan arkadaşı ısrarla bu adama fal baktırmak ister.Falcı arkadaşının avucuna kil cinsi bir toz sürüp fırça ile temizledikten sonra başlar avuç çizgilerini yorumlamaya…
evlilik,eş,para vs.
Genç subay bir hayli şaşırır. Bu sefer Atatürk’e dönerek sende baktır der.
--Benim bu tür şeylere inancım yoktur.Olmaz dese de arkadaşının ısrarını kıramaz.Bu sefer falcı aynı işlemi Atatürk için yapar.Avuç içine bir müddet baktıktan sonra gözleri fal taşı gibi açılır.Olmadı diyerek elini yıkar tekrar kil cinsi tozu sürer…
Şaşkınlığı devam eder bir halde der ki –“Öyle şeyler gördüm ki tarifi imkansız.Siz çok özel bir insansınız.Gelecekte çok çok büyük bir topluluğun başı olup onları yöneteceksiniz.(padişah gibi diyeceğim ama eminim böyle söylenmesini istemezdi) ve halkınız sizi çok sevecek onlar için siz vazgeçilmez olacaksınız.Fakat süre vermem gerekirse 15 yıl başta olabileceksiniz.Hayat çizginizin devamını göremiyorum.” diyerek bir kehanette bulunmuş.

Atatürk söylenenlere tebessüm etmiş.Tabii bu olay öylece unutulup gitmiş.

Cumhuriyetin ilanından 15 yıl sonra 1938 yılında Atatürk hasta yatağında çevresinde doktorlar ve o silah arkadaşı. (ismini hatırlayamadım bir türlü) durumu ağırlaşıp koşuşturmalar başlayınca dönerek demiş ki arkadaşına

- falcı hesabı tutturdu söyle de benimle fazla uğraşmasınlar diye espiri yapmış…

İşte size iki farklı fal olayı şimdi bu tür mistik olayların gerçekliği tartışılsa da kadere fal ile yön vermek bundan etkilenmek kişinin kendine verdiği zarardan başka bir şey değil bence .Unutulmamalı ki duygusal hareket eden insanlar ,reel hareket eden insanlara göre her zaman daha çok üzülmüşler ve başarısız olmuşlar.Fal olayına inanmayıp ya baştan hiç girmeyelim ya da işi tadında bırakalım boşu boşuna üzülmeyelim..


not.gene uzun bir yazı oldu umarım baymadım…

EEEE YOK ARTIK !!!

İnsanoğlu günden güne garipleşiyor.İlginç olabilmek adına en sonunda bunuda yapmışlar... Burun şeklinde duş jeli dispenseri .Fiyatıda 17.95 $
Bakmak isterseniz.Dispenser

02 Ocak 2009

BİR KÖPRÜ NASIL YAPILDI?

“Bir mühendislik yapısı hesaplanırken , kullandığınız hesap makinasındaki en ufak hatanın bedeli gelecekte ağır olur.Hesabı mümkünse tekrar tekrar yapın” derdi Remzi hocam…

Sınıfta deneme amaçlı yaparken “Hadi bakalım soruyu çözün, kimin barajı çökecek?” dediğinde de ilk başta oyun gibi gelirdi sonrasında sınav kağıdındaki sonuçlar ilk tokadını attı tabi bana…:)

Neyse okul bitti hemen arkasından 99 depremi oldu ve herkes yüzleşti kendisiyle…Kim evini dış mozaiklerine bakarak almıştı ? Kim malzemeden çalmış ya da hesabı yanlış yapmıştı? Sorumluluk büyüktü insan hayatı her şeyden önemli olmalıydı…

Aslında bunları yaparken bir nevi mesleki terbiye vermeye çalışıyordu hoca.Şimdi daha iyi anlıyorum.Hesaplamaların yanı sıra kendine güven ve cesaret olmalıydı bunun en güzel örneği olarakta Brooklyn Köprüsü’nü anlatırdı…

Görmeyi çok isterdim tabi, görenler şanslıdır mühendislik harikası diye kitaplara geçmiş bu köprüyü…İşte bu yapıyı özel kılan hikayeyide anlatıldığı şekliyle yazıyorum…

İlk etapta yapımı imkansız kabul edilen köprüyle ilgili , kabiliyetine güvenen bir mühendis projesini sunmuş fakat kimseyi ikna edememiş.Gerçekleşmesini istediği bu rüyası için kendi gibi mühendis olan oğlunuda yanına alarak başlamış kredi aramaya…

Azimle aradıkları krediyide bulunca köprü yapımına başlamış.Bu şey gibi olmuş hani Kadir İnanır’ın “Köprü” diye bir filmi vardı akrabaları köprüyü yapmasın diye adama olmadık eziyetler yapmışlardı o geldi aklıma, neyse bir süre sonra köprü yapımı alanında olan kaza sonucu mühendis ölünce ,işler oğluna kalmış fakat o da ne yazık ki yine köprüde geçirdiği kaza sonucu beyni zedelenerek felç olmuş.Artık yürüyemez,konuşamaz olunca herkes bu işe bitti, bu köprüyü yapacak bir tek kişi vardı o da gitti gözüyle baksada bilinci açık olan adam oynatabildiği tek parmağı sayesinde eşiyle iletişime geçmiş.Bir süre sonrada kurduğu bu iletişim sayesinde eşi ve diğer mühendislerin yardımıyla 13 yılda köprünün bitirilmesini sağlamış…

Dile kolay 13 yıl ve bu işi bitirmek için azmeden inançlı bir adam…

Söylenecek birşey kaldımı ???

*hikaye ilgimi çekti derseniz detay…
wikipedia


1

01 Ocak 2009

İLGİLENENLER İÇİN BLOĞUMDAKİ ANKET SONUCU...

Sanırım 1,5 ay önceydi anket modülünü ilk defa denemek isterken bu ihtimali düşünmemiştim.:)) Adı “anket” işte kişiden kişiye düşünceler mutlaka göreceli olacaktır.Amacından farklı kullanınca demekki sonuç böyle olabiliyormuş. Hani ben istedim ki beyin jimnastiği olsun…İleride Google, blogger’a bu tür sorular için ayrı bir modül koyarsa iyi olacak….
Neyse zaman olarakta yılbaşını seçmiştim dün gece oylama sonuçlandı.
“ Erkek takım elbisesinde kaç cep vardır?” sorusunun cevabı 13…Hesapta şöyle pantolonda iki yan ,iki arka cep birde çakmak bozuk para vs.koymak için küçük bir iç cep toplamda beş…
Cekette ise kartvizit cebi dahil olmak üzere sekiz tane cep olması

gerekiyor.8+5=13...Komikti belki ama ilgilenen arkadaşlara buradan teşekkür ediyorum…
İkincisinde zaten sorun yok doğru cevap aşağıdaki gibi…