Anlatılmayı bekleyen bir başarı hikayesi daha ,her ne kadar sonu hüzünle bitse de…
1940 yılında Fransa’ya gitmiş ilk defa orada görmüş blucini (bluejean) işadamı Muhteşem Kot…
Dikilişi,dayanıklı oluşu güven vermiş kumaşın “ben bunu Türkiye’de üretirim.” demiş ve döner dönmez başlamış hazırlıklara…
Öyle ki 1960 yılına geldiğinde günde 200 adet üretir hale gelmiş,çünkü talep inanılmazmış...
Aynı yıl soyadıyla özdeşleşen “KOT” adı markalaşmış Muhteşem Kot’un…
Turgut Özal’ın serbest piyasa ekonomisiyle yabancılara açılan kapılar markanın satışlarını etkilemeye başlamış.80’li yıllar zor geçmiş…
Yabancı mallara olan taleple satışları iyice düşmüş ve 1992 yılında üretimini durdurmak zorunda kalmış…
Böylece çekilmiş piyasadan bırakmış bu işleri ama ismini de dilimize miras bırakmış…
kynk. (1) (2)
cidden çok ilginç...
YanıtlaSilgüzel bir paylaşım olmuş teşekkürler:))
Adamın adı Muhteşem ve soyadı da Kot mu? :D
YanıtlaSilÇok ilginç ya. Şu dilimize böyle şeyler nasılcacık yerleşiveriyor anlamıyorum.
Her kağıt mendile Selpak denilmesi gibi :)
YanıtlaSilYazık olmuş. Yabancılara karşı tutunmak zor elbet. Hele ki o dönemlerde...
Yine hep merak ettiğim ama üşengeçlikten araştırmadığım bir konuydu :) Teşekkürler...
Çok güzel bir bilgi ellerinize sağlık. :)
YanıtlaSilBENİM EN ÇOK ÇORAK HOŞUMA GİDER BU KONUDA .TABİ YANLIŞ HATIRLMAIYORSAM..EGE BÇLGESİNDE ÇAMAŞIRSUYUNA ÇORAK DENİYOR DEMİŞTİ BİZİM ARKADAŞIN BİRİ..
YanıtlaSilYine birşey öğrendim, teşekkürler.Markaların ürün adı haline gelmesi çok ilginç, mesela sana böreği tarifini , hangi yağla yaparsanız yapın adı değişmiyor.
YanıtlaSilMERAK GİDERMEK İÇİN GÜZEL BİR BİLGİ SAĞOL.
YanıtlaSilAaa, hiç bilmiyordum. Bundan sonra daha keyifle kot pantolon diyeceğim sanırım :D
YanıtlaSilBende cok sasirdim, tesekkürler paylastiginiz icin :)
YanıtlaSil