Üzerinden bayağa geçti Sevgili Caramelia “Hayal Listem” konusunda mimlemişti yazamadım kusura bakmadı umarım…
Hayallerim var tabii olmaz mı? Şu an neler neler geçiyor kafamdan hemde gerçekleşmesi artık mümkün olmayacak hayaller biliyorum…
* Mesela ilk aklıma gelen eski rahat yaşantıma geri dönmek isterdim…Kaybedilen maddi ,manevi ne varsa tekrar sahip olmak isterdim.
* Onun dışında yeni yerler görmek isterdim.(Anneler gününde çalışıyordum,şirket bilgisayarlarından birini açtım birde ne göreyim Ölüdeniz’den bir manzara…O an orada olmak istedim,daha önce hiç görmedim.)
* Sakin ,doğayla baş başa kalacağım bir yerde balık tutmak isterdim.* İnsan olduğumu unutmayacağım bir iş isterdim.(Bu arada merak edenler için 2,5 aylık iş serüvenim bitti.Tekrar iş aramaya koyuldum)
* Hiçbir zaman zayıf olmadım ama doğumdan önceki halime geri dönmeyi isterdim…:)))
Şimdilik aklıma gelenler bunlar ,daha yazmak istesemde kolumdan sürekli aşağıya çekiştiren
--Anne kucayaaa al !! diyen bir bıdıktan ancak bu kadar yazabildim…
Mehbup ,Sağır kedicim, İçimdeki Yolculuk size yolladım …
Saat 00.30 ‘u gösterirken çalan telefonla bir an irkildi.Tahmini doğru çıktı… Uçuş için acil görev emri gelmişti.Gerekli malzemelerini hazırlayıp brifing için toplantı salonuna geldi.Her zamankinden kısa sürdü, nelerin yapılacağı tüm ekibe anlatıldıktan sonra yola çıkma vakti gelmişti…
Bölgede zaten tansiyon yüksekti ve alınan Barış Harekatı kararı kimse için sürpriz olmadı.Rumlar Türkler için hoparlörlerden “Bekledim de gelmedin “ şarkısını hergün dalga geçerek çalarken,yapılan tüm tahriklerin artık sonuna gelinmişti...
Görev dağılımı dahilinde 19 Temmuz 1974’de Girne’nin batısındaki Pladini bölgesine karadan ulaştılar.Aksilik bu ya görev için kendisine verilen telsiz arızalandı.Mobil telsizde yanlarında yoktu.3 pilot yanlarındaki kara birlikleriyle tek telsizi kullanmak zorunda kaldı.Çıkarma devam ederken dağlardan açılan düşman ateşi bir süre planları yavaşlattı…
Harekatın 2. günü saatler geceyarısını gösterirken hava birliklerine karadan destek vermek için tüm hazırlıklar yapıldı.Düşman mevzilerine oldukça yakın bir yerde iken bir Türk jeti taarruzu başladı.
--Kahretsin! dedi burada olduğumuzu bildirmezsek eğer , bu bizimde sonumuz olur…Telsiz tam bozulacak zamanı buldun!!!
Ellerinde çalışan tek telsizle Anamur radarına ve hava trafiğini sağlayan arkadaşına durumu anlatmaya çalıştı.Bulundukları yerin koordinatlarını verdi ancak hava trafik doğal olarak kendisine parola sordu. --Demir !!! parola demir !!! dedi ancak iyi Türkçe bilen Rumlar parolayı kısa sürede öğrenmiş ve parola geçerliliğini kaybetmişti…
Hava trafikteki arkadaşıda sesini tanımamış, parolayıda kabul etmemişti…Havadan taarruz devam edecekken tekrar sarıldı telsize –ben Yamyam duyuyormusun? ben Yamyam…diyebildi.Pilot taarruzu hemen kesti çünkü o lakabı pilot arkadaşları kendisine takmıştı…
******************************************************************
Sene 2005 heyecanlıyım çünkü hikayenin kahramanı “Yamyam” ofisimize ziyarete gelicek…
Kıbrıslı gazeteci Mehmet Remzi Gökhan’ın yazdığı “Kıbrıs Barış Harekatı’nda İlginç Olaylar “ kitabındaki bu ve diğer anıları zevkle okuduğumdan bahsediyorum kendisine…
--Peki dedim.Neden size bu lakabı taktılar? “O bir espiri ile başladı çok esmer olduğum için beni bu isimle çağırıyorlardı.Lakabım o gün hayatımızı kurtardı “diye cevap verdi…