futbol etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
futbol etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

09 Aralık 2014

Ne Demiş?

"İki küçük oğlum var,biri 10 diğeri 11 yaşında.Bir karım var, bir evim ve de arabam.
Bütün bunlar ne zaman oldu? Ben hâlâ sokakta yürüyen dokuz yaşında çocuk gibiyim."

05 Ağustos 2012

Balon Futbolu

Öyle fanatiği değilim futbolun.Kritik derbi maçları veya milli maç olursa izlerim o kadar.Yoksa topu alayım derken yapılan sert hareketler bana göre değil.
Hele bir de ters dönen bacak,kol gördüm mü? bittiğim an...


Görüntü darbelerden uzak hatta oldukça eğlenceli geldi bana.Balon Futbolu diye birşey.Korkmadan çarpışa çarpışa oynanıyor.

19 Temmuz 2010

FUTBOL OYNAMAMA ŞARTIYLA KURULAN BEŞİKTAŞ…

Babalarının görevi nedeniyle sarayda yetişmiş ve hepsi iyi eğitimlerden geçmiş gençlerin girişimleri her defasında sonuçsuz kalmış, çok istedikleri halde hayallerindeki spor klübünü bir türlü kuramamışlardı…

Son bir girişimle Başyaver Mehmet Paşa’ya durum iletildi…
Güvenlik nedeniyle bu tür oluşumlara izin verilmeyen bir saray ortamında Mehmet Paşa durumu padişaha anlatmak için uygun bir zamanı kolladı…

Bir süre sonra durumu öğrenen Sultan II. Abdülhamid gençlerin “yalnızca spor yapmak amacıyla bir spor kulübü kurma isteğini” değerlendirmeye aldı…

Ancak bir koşulu vardı !!!

“Çocuklar , İngilizler’in icadı ayak topunu oynamayacaklardı."

Türkiye’nin ilk spor kulübü bu şart ile kuruldu…

Takvim yaprakları Mart 1903 'ü gösterirken İstanbul Beşiktaş semti Serencebey Yokuşunda kurulan kulübün adı “Beşiktaş Bereket Jimnastik Kulübü , renkleride kırmızı beyaz olarak kabul edildi…

~~~~~~


* Haftalar önce yazmayı planladığım bir yazıydı.Nihayet tamamlandı…
İlgimi çeken ,ülkenin büyük takımlarımdan biri olmadan önceki bu başlangıç noktasıydı…


Photobucket



foto.

kynk.Bütün Dünya/ Ocak 2003

15 Nisan 2010

FUTBOL OYNAMAK KESİNLİKLE YASAKLANMIŞTI !! PEKİ NE ZAMAN ?

Photobucket

Ortaçağ İngiltere’sinde arazilerinde genç işçi çalıştıran zengin toprak sahipleri gün geçtikçe işçi bulmakta zorlanmaya başlar.Bir topun peşinde koşarak zamanını harcayan insan sayısındaki artış işleri aksatıp,geliri azaltır…

Zaten halkın bir kesimi de, bu oyunu kolların bacakların kırılıp kavgaların çıktığı,bir işsiz güçsüz uğraşısı olarak görmektedir…

Kral II. Edward’a giden şikayet sayısı günden güne fazlalaşır ve 1314 yılında bir emir çıkartılır…

“Bundan sonra İngiltere sınırları içinde her kim olursa olsun ayakla vurularak oynanan top oyununu oynamaya kalkışırsa şiddetle cezalandırılacaktır.”

Futbolun beşiği olan İngiltere’deki bu yasak tam olarak uygulanmaz ve futbol sevgisi artmaya devam ederek, trilyonların konuşulduğu güncelliğini yitirmeyecek bir sektör haline gelir…

06 Kasım 2009

NE DEMİŞ ? -4-

“1970’li yıllarda Brezilya’da çocuklar top olmadığı için teneke kutularla futbol oynarlardı.Teneke kutu taşa her çarptığında “ple, ple” diye ses çıkarır.Bu teneke kutulardan en çok ses çıkarabilen çocuk ise Edson Arantes do Nascimento’dur.Yani bilinen adıyla Pele…Takma adı işte oradan gelir.” demiş çocukluk günlerimizin vazgeçilmezi, 23 Nisan Çocuk Bayramının olmazsa olmazı Halit KıvançPele kimdir?
Halit Kıvanç Kimdir?
kynk.
kynk.

08 Ekim 2009

SİTE ÖNERİSİ...

Belki birkaç sene önce olsaydı fazlasıyla işime yarardı bu site.Çünkü her sene aynı ya da benzer hediyeler almaktan sıkılmıştım.Bayanlar için seçenekler daha fazla tabi ,oysa bir erkeğe hediye almak,öncesinde ne alacağına karar vermek oldukça zor bana göre…
Sıkıntılardan mıdır bilinmez Kaptan’da özel günleri unutur oldu zaten.Evet bazen hatırlıyor ama üzerinden birkaç günde geçmiş oluyor.Bu böyle olmaz baktım güceniyorum bende aynısını yapmaya başladım.Tarihleri unutmamış olsamda artık sesimi çıkarmıyorum…
Neyse gelelim asıl konuya , faydalanmak isteyenler olabilir.Sitede özel günler için popüler ya da sıra dışı hediye seçeneklerini inceleyebilir, e-kart yollayabilir veya günün anlam –önemiyle ilgili yazıları okuyabilirsiniz…
Benim en çok ilgimi çeken kısım ise “doğumgünü” bölümünde…Sayfadaki kutucuğa doğum tarihinizi girdiğinizde o günle ilgili ilginç verilere ulaşıyorsunuz.( O yıl dünyada hit olan şarkılar, Dolar kuru, ekmeğin fiyatı, Futbol Şampiyonu vb…)

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Bunun dışında Kasım ayında gösterime girmeye hazırlanan “2012” isimli dev bütçeli flim daha şimdiden wikipedia ‘da yerini almış…
Daha şimdiden merak uyandıran bu flim hakkında buradan bilgi alabilir,resmi web sitesindeki video bölümünde yayınlanan korkutucu iki fragmanı
izleyebilirsiniz.

29 Mart 2009

AYRINTILAR ÖNEMLİDİR...

Ünlü futbolcu eşini öldürmekle suçlandığında herkes şok olmuştu.Haber Amerikan televizyonlarında o kadar ilgi gördü ki mahkemeden canlı yayın yapabilmek için birbirleriyle resmen yarıştılar.Futbolcu sürekli suçsuz olduğunu kayıp olan eşinin nerede olduğunu bilmediğini tekrarladı durdu ancak bu sözleri tutuklanmasına engel olmadı…
Hemen araştırılıp kesenin ağzı açıldı ve ünlü bir avukat tutuldu…
Duruşma günü avukatı heyecanlı bir biçimde mahkeme salonundaki jüriyi ikna etmeye çalışıyordu.O ise avukatına sonsuz güveniyordu çünkü baktığı davaları hiç kaybetmemiş birine emanet etti kendisini...
–Sayın Jüri dedi avukat,müvekkilimin suçsuz olduğuna yürekten inanıyorum.Buna az sonra sizlerde inanacaksınız.Bakın şimdi ona kadar sayacağım ve müvekkilimin öldürdüğü iddia edilen eşi mahkeme salonuna bu kapıdan girecek…1,2,3,4,5,6,7,8,9,10..???
Jüri üyelerinin gözleri kapıda…Sessizlik…İçeri giren kimse yok !!! Jüri üyeleri “hani” dercesine bakarken kurnaz avukat ,
--Bakın siz de kadının öldüğüne inanmıyorsunuz,hepiniz onun içeri gireceğini düşünerek kapıya baktınız…İşte kararınızı verirken bunu unutmamanızı istiyorum ve müvekkilimin tahliyesini talep ediyorum…
Jüri kısa bir aradan sonra kararını açıkladı ve futbolcuyu suçlu buldu.Mahkeme çıkışında bayan jüri başkanına yaklaşan avukat sordu.
--Ona kadar saydığımda siz de diğer jüri üyeleri gibi kapıya baktınız.Peki neden böyle bir karar aldınız?
--Doğru,haklısınız. dedi jüri başkanı, “bende kapıya baktım ama…müvekkiliniz bakmıyordu.”

*******************************************************************
Bildiğim kadarıyla dava daha sonra temyize gitti ve futbolcu bir yıl sonra tahliye oldu…Ama huylu huyundan vazgeçmez onsekiz yıl sonra başka suçtan cezaevine girdi.Bir türk atasözü der ki “Aklınla gör, kalbinle işit. “ Gerçekler bazen önemsiz gibi görünen ayrıntılarda saklı olabiliyor.
kynk.

12 Ocak 2009

BİR TARAFTAR ÖYKÜSÜ…

Babam ilkokul öğrencisi…Kendisini büyüten anneanne Müveddet, okul dönüşü düğüne gideceklerini söylüyor torununa.

Zamanında evlerine gelip giden ve Müveddet teyzesinin yaptığı çörekleri çok seven genç delikanlı ,tüm mahalleyi düğününde görmek istiyor.

Hummalı bir hazırlık başlıyor .İzmir- Konak’ta gerçekleşecek düğüne vaktinde ulaşıyorlar ve nihayet düğün başlıyor.İlerleyen saatlerde damat babamı sevmek için yanına çağırıyor ve kucağına oturtuyor.

— Sana bir soru soracağım ,söyle bakalım TAŞ ‘lık bir arazide mi? İçinde çalıların olduğu bir BAHÇE ‘de mi? Yoksa büyük bir SARAY ‘da mı yaşamak istersin ? Babam şaşırıyor tabi bu soru karşısında süreyi fazla uzatmadan hemen cevap veriyor.

—Tabiki büyük bir SARAY’da yaşamak isterim.

—Peki o zaman seçimini yaptın diyen Türk futbolunun büyük golcüsü damat Metin Oktay cebinden çıkardığı Galatasaray rozetini babamın yakasına takıyor…

****************************************************************
Futbol her daim popülerliğini sürdürecek bu kesin.Kimimiz fanatik,kimimiz sadece izleyici,kimimiz futbolun “f ‘sinden anlamaz ama genelde herkesin tuttuğu ya da sempatizanı olduğu bir takım var.Fakat bu işin ilk başlangıç noktasını hatırlayan pek azdır tahmin ediyorum…---yaaa benim dayım koyu Beşiktaşlıydı bende Beşiktaşlı oldum diyenler.—Babam beni doğuştan Fenerbahçeli yaptı diyenler …Öyle ya da böyle herkesin bu işle ilgili bir başlangıcı var.Bana göre babamın yaptığı başlangıç hem çok orijinal hem de çok anlamlı yazmak istedim içimden geldi… :)

Taraftar dört yaşındayken...

*(fotonun izinsiz kullanılmamasını rica ederim)
bknz.Metin OKTAY

03 Aralık 2008

ZİHNİ SİNİR DÜŞÜNCELERİM...

Bizim işyerine bir mucit gelirdi geçen senelerde tabi bana göre proje geliştiriciydi kendisi.Emekli olduktan sonra bir atölye açmış kendisine oturup düşünmüş ne yapabilirim? diye…Özel bir kimyasalda bekletip kuruttuğu kumaşlardan şapka yapmış önce .Sivrisinek kovucu özelliği var bu kokuya sinek gelmiyor diyordu…Sonra bu şapkayı dahada geliştirip “taşsavar” şapka yapmış.Özellikle futbol maçlarına giderken takmak için...Kafaya alınabilecek sert darbelere karşı koruyucu hatta jop darbelerinde bile kafayı koruyordu, bizzat denemiştim :) İşte bu ve buna benzer birkaç şey üretmiş patentini almış , pazar araştırması yapıyordu o aralar…
Bende hamileliğimin ortalarına gelmiş bir hayli sıkıntılıydım.Eskisi kadar rahat uyuyamıyordum ağırlıktan…Özendim demekki adama kafamda kurdukça kuruyorum.O güne kadar iyi ve yararlı olacak ne varsa zaten yapılmış…En sonunda dedimki ben olsam hamilelere özel bir yatak üretirdim.Malum 6-7 ay boyunca karnınızın üzerine yatamıyorsunuz.Sırt ve ayak ağrıları cabası.. Şöyle ortası karnımıza zarar vermiyecek şekilde çukur (resmim iyi olsa çizicem ama ..:)) ne bileyim yeterki anne adayları rahat uyusun,dinlensin…Fikir geliştirilebilir,tabi bir de bunun satışı olurmu bilmiyorum belli bir süre kullanılacağı için “aman eşimde rahat etsin” diyecek baba adayları bulunursa neden olmasın?
İlerleyen zamanlarda çocuk doğunca uykusuzluktan, kendi kendine sallanan beşik olsada çocuk sallana sallana uyusa diye geçirdim kafamdan…Birkaç gün sonra mağazanın birinde görünce sevinçten uçtum, o güne kadar dikkatimi çekmedi demekki…Yalnız beşik değildi,sallanan koltuk diyelim,en fazla 5-6 ay kullanılır diye almaktan vazgeçtim çünkü kızım 4 aylık olmuştu.
Şimdi düşünüyorum sanırım psikolojiniz ve bulunduğunuz ortam yaratıcılığınızı tetikliyor…Fikir komik ya da gereksiz olsa bile...


"Zihni Sinir"
1