taş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
taş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Aralık 2013

Mesela Böyle Bir Şey

Taş oymacılığı yapan Tayland'lı bir ustanın elinden.
Bayıldım bu şahesere...


Diğer sosyal ağlardan beni takip etmek isterseniz;

12 Temmuz 2011

19 Haziran 2011

DÜNYANIN EN BÜYÜK ZÜMRÜTÜ

Kolombiya'da açılan fuarda sergilenen, dünyanın en büyük zümrütüne henüz paha biçilememiş.Yaklaşık 2,5 kg ağırlığında, işlenmemiş ham yeşil bu zümrüt 15 kişi tarafından korunarak sergileniyor.

Dünya zümrüt endüstrisini elinde tutan Kolombiya, mücevher sanayi ihtiyacının % 55'ni karşılıyor.

04 Haziran 2011

Ben bir küçük cezveyim,köşe bucak gezmeyim ...

Malum yıl sonu herkes emeklerini birer birer ortaya çıkarmaya başladı bizde açılışı yaptık o sergi senin,bu sergi benim gezmeye başladık.

Fotoğraflar Çarşamba günü çekildi,sadece beğendiklerimi görüntüledim özellikle de mozaiklere bayıldım...

Ankara Yenimahalle Belediyesinin "Yenimek "sergisi 5 Haziran akşamına kadar Ankamall alışveriş merkezinde gezilebilir.







05 Mayıs 2011

BİR DÖNEMİN EVCİL TAŞ ÇILGINLIĞI ...

Yaşanmış ilginç bir hikaye ile  gene karşınızdayım arkadaşlar.

Yıl  1975...
Amerikalı reklamcı Gary Dahl bir gece arkadaşlarıyla evde oturmuş sohbet ederken konu evcil hayvanlara geliyor.Dahl  kedi, köpek, kuş  vb. hayvanları  beslemenin zahmetli ve masraflı bir iş olduğunu söylüyor.Ardından söz gelişi “taş” beslemenin kolaylıklarından bahsediyor.Arkadaşları bu “müthiş” fikir karşısında epey gülüyor…

Gary Dahl  sonraki haftalar çalışmalara koyulup önce evcil taş eğitimini anlatan bir kılavuz hazırlıyor. 36 sayfalık kitap iki hafta da tamamlanıyor …

Daha sonra bir yapı markete giden Dahl en pahalı taşı satın alıyor.Gri renkli ve oval  yapıda seçilen bu taşı önce karton bir kutuya koyuyor.Tıpkı kedi-köpeklerin taşındığı kafes çantalar gibi çevresine delikler açıyor,içine saman koyup  üzerine taşı yerleştiriyor.Eğitim kataloğuyla birlikte projesini satışa hazır hale getiriyor…




1975 yılının Ağustos ayında iki hediye mağazası ile anlaşıyor.Evcil taş ile ilgili Newsweek dergisinde yarım sayfalık bir yazı yayınlanınca olanlar oluyor.Satışlarda patlama yaşanıyor.Günde on bin satış rakamını gören mağazalar ,en  güzel  çakıl yarışmaları düzenliyor,taşlara nasıl daha iyi bakılacağı konusunda dergiler çıkartıyor, ölen taşları ücretsiz gömüyor…

Bu çılgınlık yaklaşık bir sene böyle devam ediyor…

Satış rakamları bir  milyonu geçiyor geçmesine de yavaş yavaş trend düşüyor.Evcil taş projesiyle   Gary Dahl  3 milyon dolarlık servet ediniyor….




 foto .kynk.

06 Nisan 2011

BÖBREK TAŞINA ŞİFA LİMONATA …

Artık yavaş yavaş sezonu açma vakti geldi.Dün akşam tembelliğim üstündeydi ona rağmen üşenmeyip bir bir sıktım limonları…

Babam hep uyarır beni, sıkı giyinmediğimden kendime iyi bakmadığımdan yakınır ve gelecekte böbrek rahatsızlığı yaşayabilme ihtimalini anlatır.Sırf bu korkumdan limonata içmeyi artırdığım söylenebilir.

Amerika’da yapılan araştırmalarda limonatanın böbrek taşı oluşumunu önlediği hatta limonatanın içinde bulunan sitratın daha önce böbrek taşı rahatsızlığı geçirmiş kişilerde tekrar taş oluşumunu % 50 azalttığını okumuştum.

Gayet mantıklı görünüyor öyle değil mi?


limonata

26 Ocak 2011

KURŞUNLUHAN 'DA ZAMANA YOLCULUK...

“Düşünsene,şu an yemek yediğimiz bu yerde yıllar yıllar önce develer dinleniyormuş.Duvarlarda gördüğün delikler hayvanları bağlamak içinmiş,restore edilirken aslına sadık kalınmış doku hiç bozulmamış tıpkı 600 sene evvel nasılsa öyle bırakılmış.” dedi Kaptan…

Ne zamandır söylüyordu ,hadi çantaya birer eşofman at gidiyoruz dedi ve apar topar getirdi beni bu kervansaraya...

Yalan değil isteksizdim,oflaya puflaya geldim taaa ki büyük kapıdan içeri girene kadar…

Kastamonu merkezinde, Fatih Sultan Mehmet’in dayısı İsmail Bey yaptırmış tipik Osmanlı mimarisi, tüccarlar için konaklama ve ticaret merkeziymiş.Uzun yıllar iyi kiralar getirmiş gözde bir merkezmiş.Sonra yılların acımasızlığına dayanamış , bakımsızlıktan dükkanlar depo olarak kullanılmış...

90’lı yılların sonunda restore edilmesine karar verilmiş.2008 yılından sonra da turistik otel olarak hizmet vermeye başlamış…


kursunluhan 1


Zamanında duvarlar kurşun kilitlerle örülmüş,sıcağa ve soğuğa dayanıklı olsun diye binanın bunca yıl ayakta kalmasının sebebi bu, taşlar çatlamamış hiçbir yerinde tahribat olmamış kullanılan kurşun sayesinde, İşte ismi de buradan gelmekte…

Oda kapıları sanki çocuklar için yapılmış.Ufacık , başınızı eğerek giriyorsunuz.Sebebini sonra öğrendim.Osmanlı inceliği saygıdan hizmetli içeri girerken başını eğerek girsin düşüncesiyle yapılmış…

kursunluhan 3

Bahçe müthiş güzel, kış soğuna rağmen sıcak kahve eşliğinde manzarayı seyrettim.Büyük ana kapı üzerinde küçücük bir kapı dikkatimi çekti.Ticari mallar, develer vs.. çalınmasın diye belli bir saatte han kapıları kilitlenirmiş.O saatten sonra gelen olursa bu küçük kapıdan giriş yaparmış.Öyle ki birşeylerin çuvalla çalınma ihtimaline karşı bu kapıda özellikle küçük yapılmış…


kursunluhan 2
kursunluhan 7
kastamonu 2
kursunluhan 6
kursunluhan 4
kursunluhan 9
Otelde bizden başka misafirler de vardı :))
kursunluhan
kastamonu
kursunluhan 5

Tarihi mekanları sevenler için harika bir öneri Kurşunluhan, gezilip görülesi hatta bir kaç gece konaklanası bir mekan tabii yoğunluktan yer bulunabilirse…:) :) :)

 8

26 Aralık 2010

SADAKA TAŞI…

Türk kültürünü her yönüyle araştırmış ve bunları arşivleyerek gelecek nesillere miras bırakmış Ord.Prof.Dr.Süheyl Ünver
Sayısız dergi , ansiklopedi ve gazetelerde yazıları yayınlanmış pek çok ödül almış kendisi…

Mesela bugünkü araştırmada bana lazım olan sadaka taşları ile ilgili şöyle bilgiler vermiş…

Sadaka Taşı Osmanlı döneminde düşünülmüş, kullanımı oldukça yaygın hatta en önemli icatlardan birisiymiş…

Çoğu mermerden yapılma silindir ya da kare şeklinde, iç kısmı oyuk ve bir yere sabit olan bu taşların içine durumu iyi olanlar muhtaçlara yardımda bulunmak isteyenler para bırakır, gecenin ilerleyen saatlerinde taşın yanına gelen fakirler bu paranın tamamını değil lazım olan kısmını kendisine alır, geri kalanını da bir başka yardıma muhtaç kişiye ya da kişilere bırakırmış…

sadaka tasi
İhtiyaç sahiplerinin rencide edilmemesi, alan elin veren eli görmemesi “DİNİMİZİN GEREĞİ” olduğundan özellikle gözden ırak yerlere bu taşlar konulurmuş. Cami avlusu, türbe köşeleri ya da mezarlıklara bırakılan bu taşlara bozuk madeni paranın yanı sıra yiyecek ya da giyecek bırakıldığı da görülürmüş.

Günümüzde göstere göstere yapılan yardımları izlerken daha iyi mukayese ediyor ve bu ince düşüncenin sahibi Osmanlının “neden bu kadar büyük bir devlet olduğunu” insan daha iyi anlıyor…

21 Ağustos 2010

“SUYU ÇOK KULLANDIN GÜZELİM…”

Bu konudaki hassasiyetimi bilen arkadaşım yardım istemek için telefon açtı dün.
“Sular kesilince ben mi aklına geliyorum? İlginç…” diye güldüm önce.

Elde olan bişey değil ciddi ciddi fobi, suyun yokluğu müthiş bir baskı yaratıyor bende.

O nedenle, su varken tasarruf edilmeli diye düşünür öyle hareket ederim.
Photobucket

Bahsetmek istediğim bu teknolojik ürün henüz Türkiye’ye gelmedi sanıyorum.Çünkü aramalarda bişey çıkmadı.

Çakıl taşı biçimindeki alet, duş teknesine bırakılıyor ve fazla su israfını ölçerek size sinyal veriyor.LED lambası normal su kullanımında yeşil, normali aşan su sarfiyatında sarı, çok fazla kullanıldığında kırmızı ışıkla haber veriyor.

Satış fiyatı ise 10 €.

Photobucket





21 Haziran 2010

TAŞ BEBEK SERGİSİ...

“Biliyormusun ? bu yüzüğü ben yaptım ” dedim...
Keşke demeseydim, tereciye tere sattım bilmeden...
Meğerse bir ara takı yapıyormuş...
Hayli komik duruma düştüm nede olsa benim ilk ve son denememdi. :))

Yaptığı takıları bir kaç gün sonra işyerine getirdi arkadaşım ...
Allah varya bu kadarını beklememiştim.O kadar profesyonel, daha önce hiç görmediğim dizaynda çok ama çok başarılıydı...


“Şimdi taş bebek kursuna yazıldım.” deyince ilgimi çekti...
Kursa başladı hatta bende gitmek istedim ama saatler malesef uymadı...
Tasarladığı taş bebekler için internetten kızılderili resimleri aradı,buldu...

Kurs nihayet sonlandığında Filiz Şur ‘un öğrencileri gerçekten harikalar yarattı...


Photobucket

Photobucket


Photobucket

Photobucket

Photobucket
* Peki nasıl yapılıyor bu taş bebekler? derseniz.
Toplanan yuvarlak taşlar seramik hamuruyla şekillendirilip su bazlı ahşap boyasıyla boyanıyor...
Gerçi bakmayın bu kadar kısa anlattığıma biliyorum ki onlar bu iş için aylarını harcadılar...

Photobucket

10 Haziran 2010

“ ARKADAŞ ” YA DA İLK HALİYLE “ ARKA TAŞ ” KELİMESİ…

Ortaasya’daki Türkler savaş sırasında okla nişan alırken, arkalarından gelebilecek tehlikeleri önlemek içinde sırtlarını önceden bu amaçla yerleştirilmiş taşlara dayarlarmış…

Bu taşa “arka taş” ya da Azeri söyleniş şekliyle “arka daş” olarak isim verilmiş…

Zaman içinde bu kelime,insanın arkasını yaslayıp güven duyduğu ve olabilecek kötülüklerden koruyacağı “dost” kavramıyla özdeşleştirilmiş ve Türkçe’de aynı anlama sahip olarak kullanılmaya başlamış…

* bunu sevdim ve anlatmak istedim. :))


Photobucket


kynk.Sedefhan Oğuz
foto.knuttz

19 Eylül 2009

DOĞANIN GÜCÜ…

2004 yılında Endonezya’da yaşanan Tsunami görüntülerini izlerken bir arkadaşım “yaa kaçamamışlar mı? acaba yüzerek kurtulmak mümkün olabilir miydi, belki bu kadar kişi ölmezdi ” dediğinde felaketi izleme ile yaşama arasında fark olduğunu anlatmış,böyle bir soru sorduğu içinde şaşırmıştım…
Afetlerin yaratacağı olumsuzluklara karşı tedbir almış olsa da insanoğlu doğanın gücüne karşı gelemiyor maalesef işte ispatı…



yer Japonya

04 Eylül 2009

BİRLİKTE SON UYKU...

Charles Pigeon gaz lambası üreten Fransız bir mucit…Kendi döneminde madencilerin kullandığı gaz lambasını , patlamayı önleyen bir sistemle daha güvenilir hale getirip satmaya başlamış…Ama onu asıl ünlü yapan Paris -Montparnasse Mezarlığındaki bu mezar taşı…

Eşi 1909 yılında,kendisi 1915 yılında vefat etmiş.Şimdi eşiyle aynı mezarda.



Yatağın üzerinde Charles Pigeon takım elbise giymiş elinde kalem ve bir not defteri ,eşi ise yanına uzanmış onu dinliyor.
Yatağın başında elinde lamba tutan bir melek var…


Hani bizde derler yaa “ ebedi istirahatgahına yollandı” işte aynı bu cümleyi anlatırcasına bir mezar yapılmış.Kendi isteğimi yoksa aile fertlerinin tercihi mi onunla ilgili bir şey kaynaklarda belirtilmemiş…



kynk. 1 -2-3

27 Ağustos 2009

SUÇLANAN "ÇOCUK KALBİ" NE YAPTI ?


Mahallenin afacanı günlerdir babasını ikna etmeye çalışıyordu.

-- Peki al bu parayı git berbere kendin traş ol dedi babası.

Sevinçle parayı alan 6 yaşındaki çocuk büyüdüğünü ispat etmek istercesine mahalle berberine koştu.

"Saçlarımı kestireceğim amca" dedi ve parayı uzattı.

Parayı alan berber, çocuğu ayna hizasına getirmek için koltuğun kollarına tahta bir platform yerleştirdi.

Çocuğu tahta üzerine oturtan berber kısa sürede işini tamamladı…

"--Hadi bakalım saatler olsun" dedi ve parayı istedi.

Çocuk önce ne olduğunu anlayamadı.

”Amca parayı geldiğimde verdim, üstelik sende açık duran şu çekmeceye koydun işte bu para” diyerek işaret etti.

Berber kabul etmedi kızarak “hayır para mara vermedin, git babanı çağır bana” dedi.

Şaşkındı çocuk!

Doğru eve gidip durumu babasına anlattı.

”Parayı verdiğim halde almadığını söylüyor git konuş “dedi.

Babasına da aynı şeyi söyledi berber.

" --Emin misin? benim çocuğumun yalan söyleme gibi bir huyu yok unutmuş olabilir misin?" diye sorsa da değişen bir şey olmadı.

İkinci kez berbere para verildi…




O günü üzgün geçirdi çocuk. :(

İlk hevesi hayal kırıklığı ile sonuçlanmıştı.

Babası “Üzülme,ben sana inanıyorum”dedi. "Ama bundan sonra bir şey alırken parayı hep sonra ver” diye de tembihte bulundu.

Ertesi gün Pazar’dı ama çocuk çok erken uyandı.

Hiç kimseyi uyandırmadan evden çıktı.Kapı eşiğine terlik koymayı unutmadı çünkü anahtarı yoktu.

Issız sokaklarda ilerledi.Berberin önüne geldiğinde uzun uzun baktı içindeki kızgınlıkla cebinden çıkardığı yumruğu büyüklüğündeki taşı cama doğru fırlattı ve arkasına bakmadan eve koşturdu.

Yatağına girdiğinde gözlerini kapattı ve bütün gün dışarı çıkmadı.Öğlene doğru berberin kırılan camı mahallenin dilindeydi.Kimse nasıl olduğunu bilmiyordu.Babası da bakkaldan duymuştu.

Bir ara oğlunu merak eden baba onun yanına gitti.
”Neden yatıyorsun? Hadi dışarı çıkıp maç yapalım.

"Hayır" dedi çocuk…
”O zaman gezmeye gidelim”

"-canım istemiyor"…

Bir terslik olduğunu anlayan baba bir süre sustu…

”Berberin camını kırmışlar.Yoksa sen mi yaptın?" diye sordu. Evet der gibi başını sallayan oğluna baktı.

Çocukça alınan bu intikam karşısında “keşke yapmasaydın” diyebildi…

******************************************************

Kaptan başından geçen bu olayı bana her anlattığında, yaşadığı hayal kırıklığını ve çocuk kalbiyle uğradığı haksızlığı daima hatırlar.

Üzerinden otuz yıl geçmesine rağmen…
1. foto 2.foto.

27 Temmuz 2009

FARK ETTİM …

Park büyük ve ben onca kayraktaşının içinde bunu fark ettim, ama merakta ettim hiç parçalamadan o şekli nasıl verdin usta ??

diğer görüntü için tık tık!!


bknz.kayraktaşı

10 Temmuz 2009

TAŞ DEVRİ…

Önce bunu gördüm…Sordum tabi ne yaptıklarını? Denizden topladıkları taşlarla bahçeye yol yaptıklarını söylediler..."Demek ki emeklilikte zaman böyle değerlendiriliyor "dedim kendi kendime hoşumada gitmedi değil hani.
Sonra bir baktım komşular arasında taş toplama furyası başlamış.Denizden gelenlerin elleri taşlarla dolu...
Yaşım onlara göre küçük üstelik emekliliğimede çok var ama vaktimi değerlendireyim, bende farklı birşeyler yapayım diye düşündüm.Dayanamadım katıldım onlara ve bunları topladım.Bu arada muhabbetler hep taş üzerine…-- Ohooo bu yapılan ne ki dediler git falanca numaradaki komşu iki senedir uğraşıyor ama anlatmakla olmaz görmen lazım.--Ehh hadi gidip görelim bakalım denizden toplanılan taşlarla başka neler yapılıyor?

İlk görüşte çok şaşırdım, böyle bir şeyle karşılaşacağımı hiç düşünmemiştim. Emeğe hayran kaldım…

Şimdilik beklemedeyim...Ne yapacağıma henüz karar vermedim.Çünkü bu kadar özveriyle çalışıp böyle bir yapamayacağımı biliyorum.Ama taşları ışıl ışıl parlayan denizin içinden seçmek oldukça zevkli belkide bununla yetinirim.

27 Ocak 2009

SU AKAR ,YOLUNU BULUR…

Belki hatırlayanlar vardır.Daha önce bahsetmiştim mesleğimin bir dalı olan Paleontoloji’den(kısaca fosil bilimi)…
İşte bu lavabo denizel ortam fosillerinden biri olan Ammonit’ten ilham alınarak tasarlanmış.Tahmin edeceğiniz gibi modelin ismini de “Ammonite” koymuşlar.Alışılagelmişin dışında farklı bir şey yapılmaya çalışılmış ,benim ilgimi çekti doğrusu...

Ammonit fosili

bknz. dizayn , ammonit

24 Aralık 2008

BİR BİLSENİZ...

Bilgisayarım sanki gidici.
Bugün dosyaları yedeklerken bu fotolar elime geçti.Çok kıymetli bir daha geri dönüşü yok benim için…


Hani şu temiz kalpli cici arkadaşım Anıl var ya Kerim Tekin’in rüyasını gören…Okulu bitirmemize yakın (sene 1999 ) bana dedi ki 
–Bitirme tezim için yardıma ihtiyacım var.
Atladım tabii –Ben yaparım ,sen ne yapmam gerektiğini söyle dedim.
Farklı branşlardan tez almıştık.O Paleontoloji’yi (kısaca fosil bilimi) seçmişti.
Antalya plajlarından aldığı kum örneklerini incelemesi gerekiyormuş.Yetiştiremeyince aldım elime kumları ,koydum mikroskopa –O da ne ?? ne örnekler çıktı içinden…


Deniz kabuklarının ataları, mm'lik ölçülerde fosil bunlar.
Bilmiyorum ilginizi çeker mi? bakın bakalım üzerine basa basa denize koşturduğumuz ya da boylu boyunca güneşlenmek için uzandığımız sıcacık kumların içinde neler varmış birde siz görün yakından… :-D bkn.Paleontoloji
1