GEZMEK İSTERSEN... etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
GEZMEK İSTERSEN... etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Şubat 2018

Edirne Karaağaç Tren İstasyonu




Hersey tıpkı dedemin anlattığı gibiymiş. 
Bir dönemin başkenti Edirne'nin Tarihi Karaağaç Tren İstasyonu Mimar Kemalettin Bey'in tasarladığı dört gardan biri. Diğerleri Filibe Garı, Selanik Garı ve Sofya Gari. Yani Türkiyede eşi yok bu binanın...Bir dönem karakol olarak kullanılan bina şimdilerde Trakya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakultesi olarak kullanılıyor. Arka tarafta 55.000 lik Lokomotif duruyor.Lozan anıtı sonradan eklenmiş. 
#tren  #lokomotif  #karaagac

Diğer sosyal ağlardan takip için;

06 Ekim 2015

İzmir Sasalı Doğal Yaşam Parkı Ziyaretimiz

Tatil bitti,okullar açıldı yine yoğun telaşlar başladı ancak gelecekte fikir olması açısından İzmir’de bulunan veya ziyaret edecekler için tavsiye bir mekanı sizlerle paylaşmak istiyorum.




İlk defa gidecekler için güzergahımız Çiğli tarafı olucak.
Çevre yolu tabelaları sizi Sasalı'ya doğru götürecektir.
Otopark sorunu yok.Bilet gişeleri otoparkın içinde.Giriş ücreti makul fiyatta.

17 Eylül 2015

Büyükada'da Rüya Alemine Geçiş Yaptık

Dokuz günlük bayram tatilini İstanbul'da geçirecekler için güzel bir alternatif mekanı sizlerle paylaşmak üzere karşınızdayım.

Bizimki aniden karar verilmiş bir gezi olunca hazırlıksız çıktık yola.Bunu neden belirttiğimi birazdan anlayacaksınız.
Eeee ne de olsa yazı bitirip sonbahara geçiş yaptık. 

İstanbul'u daha önce çokça ziyaret ettiğim için öncelik olarak Adaları görmek istiyordum.Hava şartları o gün için çok bozuk olmasına rağmen planımızı değiştirmeden Kabataş'tan feribota bindik.



Bilmeyenler için yazıyorum.
Adalara geçiş için farklı firmalar ve fiyat listeleri mevcut, küçük bir araştırma ile gidiş dönüş biletinizi saatleriyle önceden belirlemenizi tavsiye ederim.
Şehir içi hatlar yavaş gidiyor ancak fiyatları daha düşük.(fikir olması açısından aşağıya 2015 örnek listesini ekliyorum.)

Feribot, adalara tek tek uğradığı için yolculuk ortalama iki saat sürüyor.

Yanımıza mont, yağmurluk vs. almadığımız için biraz üşüsek te, manzaranın güzelliği ile fazla şikayetlenmedik.



En son ada Büyükada' da feribottan indik ve yolumuza yaya olarak devam ettik.

17 Eylül 2014

KAPUTAJ PLAJININ TURKUAZ RENGİ


Ehhh tatil bitti sen yeni paylaşıyorsun demeyin.Ekim'in sonuna kadar denize giriliyor buralarda.
Hem yakında bir bayram tatili daha var.Olmadı seneye, görmeyenler bir kenara not alsın.

Kaputaj Plajını ben ilk defa gördüm.İsmini hep duyduğum bu plaj Kaş -Kalkan sahil yolu üzerinde tam bir doğa harikası.

Yol kenarına arabanızı parkettikten sonra, 187 basamak iniyorsunuz ve işte oradasınız...

Deniz biraz serin olsa da turkuaz rengi harika.

Bu güzelliği unutamıyorum.



27 Ağustos 2014

Paşa Odun Köfte'de Mola Verdik...

Biz gene Cuma akşamından İzmir'e haftasonu kaçamağı yaptık, kısa da olsa ruhumuzu dinlendirdik.

Araçla seyahat elbette daha güzel ancak gelişigüzel her yerde mola verilmiyor.Standart durduğumuz belli yerler var.Fakat bunlar zaman içinde ya kapanmış ya da el değiştirdiği için aynı hizmeti vermiyorlar.Bizde ister istemez yeni yerlerin arayışına girdik.

Bu arada isim belirtmeden hoşuma gitmeyen bir olayı da sizinle paylaşmak isterim.

İzmir Ankara istikametinde ilerlerken Salihli'de yemek molası vermek istedik.İsmen duyduğumuz büyük bir tesis, alabildiğine kalabalık.İlk kez burada mola veriyoruz.Masaların biri boşalırken diğeri doluyor.Herşey iyi güzel siparişler verildi acıkmışız, epey bir bekleme sonunda bir baktık ki bizden çok sonra gelen masanın siparişleri hoppppp karşılarında.

Neticede tek çeşit sadece odun köfte ve çorba var burada.Herkes aynı siparişi veriyor.

Ne şimdi bu? derken "tamam hemen bakıyorum" faslı da uzun sürünce toparlanıp kalkmayı tercih ettik.

Ben oldum olası abartıdan hoşlanmadım.
Doğallık ve temizlik her zaman önceliğim oldu.
Elbette bu hizmet sektöründe servis çabukluğu ve adaletli sunum önemli.


İşte bu kızgınlıkla aynı istikamet üzerinde tekrar yola çıkmışken, doğayla baş başa yeşillikler üstünde yemek yiyen insanları gördük.
Bahsettiğim işletme Salihli şehir merkezine gelmeden hemen önce ismi Paşa Odun Köfte.

19 Ağustos 2014

YORGO SEFERİS BOUTIQUE HOTEL / URLA

Her yaz olduğu gibi bu sene de tatilimizin bir gününü Urla'ya ayırdık.

Hava sıcaklığının yüksek olması nedeniyle denize girip serinlemenin dışında gölge yerlere kaçıp ancak Urla manzarasının tadını çıkarabilirsiniz.
Ama akşam öyle mi? Şehir merkezi cıvıl cıvıl panayırları, kurulan çarşısı ile Urla akşamları bir başka güzel...

Hareketli geçen günün sonunda, arkadaşlarımdan sürekli duyduğum hoş bir mekanda kapanışı yapmayı uygun bulduk.
Canlı müzik eşliğinde içeceklerimizi yudumlarken birbirinden ilginç, kültür mirası objeleri sizler için görüntüledim.



04 Ağustos 2014

GELİBOLU ULUSLARARASI ALTIN SARDALYA KÜLTÜR VE SANAT FESTİVALİ


Bu yaz leyleği havada gördüm desem yeridir.
Kısa aralıklar da olsa pek çok yeni yer gördüm tanıdım.

Gelibolu da bu yerlerden biri oldu.
Yerleşim olarak küçük ama bir o kadar sakin ve düzenliydi herşey.
Kalabalıktan çok hoşlanmayan karakterim sayesinde ortama hemen uyum sağladım.
Hava temiz, deniz müthiş güzel ve duru...
Gündüz saatleri kadar akşamı da bir başka güzel Gelibolu'nun.
Hamzakoy manzarasına karşı mutlaka bir çay içmenizi öneririm.

Bayram nedeniyle mevcut oteller full doluydu.
Gidişimiz önceden planlı olmadığı için yer bulmakta zorlandık.
Şehir merkezinden 15 km uzaklıkta ancak yer bulabildik.

Kısa ziyaretimizin sonunda tekrar gelmek ümidiyle ayrıldık.


22 Aralık 2013

Konya İstiklal Harbi Şehitleri Abidesi ve Maket Müzesi

"Kış günü gezi olur mu?" demeyin.Zaten olamadı...
O gün şansımıza hava iyiydi ancak ufak bir kaza ile ayak bileğimi burkunca gezme planlarımı gerçekleştiremedim.

Konya'ya daha önce birkaç kez gitmiştim ama hepsi eş-dost ziyareti ile sınırlı kalmıştı.Hiçbir yerini gezmemiştim.

Varış öğle saatlerine denk geldiği için önce yemek yedik.Eğer Konya'ya hiç gitmediyseniz hemen belirteyim şehirde 600'e yakın lokanta bulunuyormuş.
Kararsız kalmamak adına gideceğimiz yeri önceden belirlemiştik.
Tercihimiz Cemo Restoran oldu.
Temizliği, servisi ve müşteri ilişkilerinden memnun kaldık.Konya'nın  "etli ekmeği" meşhur dediler.Herkes kafasında kuşbaşı doğranmış et tasavvur etti ama bildiğiniz kıymalı pide sadece uzunluğu ve hamurunun çok ince oluşu farklı.Sonradan öğrendik ki Konya'ya gelince aslında tandır yemek lazımmış.Kısmetse bir daha ki sefere...

Konya'ya Mevlana'yı ziyaret amaçlı gittik yukarıda bahsettiğim gibi yürüyemeyeceğimi anlayınca oturmayı tercih ettim dolayısıyle Mevlana Müzesinden görüntü alamadım. 


27 Ekim 2013

Ankara Kalesinde Bir Konak, Kınacızade Konağı


Ne kadar zamandır düzenlemeyi bekledi bu fotoğraflar? İş için aceleyle gittiğimiz Ankara Kalesi yazısının ikinci bölümü olacaktı işte bugüne kısmet oldu.

Kapıdan itibaren geçmişe ait ne varsa "merhaba" diyor size. Antika eşyalar arasında kaybolduğunuzu hissediyor nereye bakacağınızı şaşırıyorsunuz.

Görevli Neriman Hanım güler yüzüyle anlatmaya başlıyor.Konak 1800'lü yılların sonunda yapılmış 2007 yılında da Kıvırcık Usta tarafından restore edilmiş.

Şimdi hem restoran hem de cafe olarak hizmet veriyor aynı zamanda misafirlerini huzurlu bir ortamda eskiye dair bilgilendiriyor.




22 Ağustos 2013

Urla Demircili Koyu


Kalabalık yerine bazen sakinlik istersiniz ya da yeni yerler görme isteği...
Bizde öyle yaptık ani bir kararla yolumuzu değiştirdik.Hiç bilmediğimiz yerlere doğru sürdük arabamızı.İşte böyle bir manzara ile karşılaştık.

Urla'nın Demircili Köyü oldukça sessiz,tertemiz bir plajı var.Şansımıza o gün hava yağmurluydu.
"Yaz günü nerden çıktı bu yağmur?" dedik ama manzarası dinlendirmeye yetti.

Demircili Köyü; İzmir'in Urla ilçesinin güney batısına düşüyor.Sığacığın da batısında kalıyor.
Çeşme otobanından da girişi varmış.
Yolu fena değil.Orman manzarası içinde ilerliyorsunuz.Köyün içinden geçip bu koya ulaşıyorsunuz.

Bu gezinin tekrarını yapmayı düşünüyorum, beğendim bu tarafı...


14 Nisan 2013

Ankara Kalesinde Turlamaca (19 fotoğraf)


Ben planlı işleri severim.
Keşke daha öncesinden haberim olsaydı, alelacele bir iş için gittik Ankara Kalesine.İstemeye istemeye, gönülsüz gittim ne yalan söyliyeyim.
Sonra havanın açık oluşu,ortamın güzelliği ile "siz gidin işinizi halledin,ben gezineceğim" dedim arkadaşlara napıyım?? :)

Pek çok  fotoğraf çekmişim o nedenle bu yazıyı iki bölümde yayınlamayı uygun gördüm.İkinci ve size asıl göstermek istediğim bölümü sonraya sakladım.

Ankara Kalesine bu ilk gidişim değil.
Günün birinde yolunuz düşer, burayı adam akıllı gezmek isterseniz şöyle yürüyerek,bir gününüzü ayırın derim.

İlk çıkışta bulunan dükkanlar tadilattan geçmiş eskiye nazaran çok daha iyi turistik bir görünüme kavuşmuş.(İşimiz daha yukarılarda olduğu için bu bölgede fotoğraf alamadım malesef belki başka sefere.)

Kalenin heryerini arabayla gezmek mümkün değil genelde bir yere park edip yürümek daha mantıklı.
Çünkü bazı yerlerde araba geçişi çok zor neredeyse kale duvarlarını silme geçiyor o kadar dar anlıyacağınız.

Kale içindeki evlerin bazıları çok derme çatma ve bakımsız.İçlerinde hâlâ oturanlar,geçimlerini buradan sağlamaya çalışanlar var.

Bazı evler restoran tarzı işletmelere dönmüş.Kapı önlerinde el işi,alçı ya da takı satanlara rastlayabilirsiniz.



09 Ocak 2013

Yeni Yılı Kıbrıs'ta Karşıladık...

Birkaç gün de olsa çalışma temposuna ara vermek, uzaklara gitmek hatta çocukluk anılarının tekrar canlanmasını sağlamak iyi geldi...

Yılbaşını Kıbrıs'ta karşıladık.Elbette bu farklı bir deneyim oldu benim için çünkü senelerdir akraba,eş-dost, ev kutlamalarının dışına çıkmış olduk.Buna yıllar önce yaşadığım yerleri yeniden görebilme sevinci de eklendi...



Fazla detaylara girerek vaktinizi almak istemem ancak daha önce gitmeyenler için yararlı olabilecek birkaç detayı ve yeni öğrendiğim bilgiyi paylaşmak isterim.

Seyahat öncesi kafama takılan ilk konu ailemle nasıl iletişim kuracağımdı? Telefonum yurtdışı görüşmelerine kapalı olduğu için önce onu açtırdım.Arkadaşlarım yurtdışı görüşmelerinde her iki tarafa (arayan-aranan) faturalanma yapıldığını söylemişlerdi.O arada operatör yurtdışı kampanya paketlerinden bahsetti 15 günlük veya aylık,dakika hesabı  ilk faturaya yansıtılıyor.Neyse bu benim için çok mühim bir konuydu hiçbir sorun çıkmadan iletişimi rahatça sağladım.

Kıbrıs'a eskiden pasaport ile giriş yapıyordunuz şimdi nüfus cüzdanı yeterli oluyor.Alışverişleri Türk Lirası ya da Euro ile yapabiliyorsunuz.Bankamatik sorunu yok,her bankanın var mı bilmiyorum? ama Garanti,İş Bankası,Ziraat ve HSBC  ATM'lerinin yanından geçtim.

Yılbaşı nedeniyle resmi tatildi ve ne yazık ki müze vb. gezilecek yerler kapalıydı ancak daha önce her yeri gezdiğim için bunu problem etmedim sadece arkadaşlarım göremediği için biraz üzüldüm.

16 Ekim 2012

Bademler Köyü ve Mordoğan Günlüğü



Yolumuzun üstü aslında, yanından kaç kez geçtik kimbilir? ancak bir kere bile uğramışlığımız yoktu Bademler Köyüne.

Babam "işte Metin Erksan'ın dünyaca ünlü ödüllü filmi Susuz Yaz burada çevrildi" deyince farkına vardım.O gün kısmet olmadı.İlerleyen günlerin birinde "hadi bu sefer uğrayalım" dedim.

Bademler köyü  İzmir- Seferihisar yolu üzerinde ama biraz iç tarafta kalıyor.

Beyaza boyanmış köy evlerini,sokakların temizliği  ve düzenini incelerken ilk sürprizle karşılaşıyorum.Köy Tiyatrosu,bir köy için hiç alışık olmadığımız bir durum.Sonradan öğreniyorum ki her yıl Mart ayında köy sakinleri arasından isteyen kişiler o yıl sergilenecek oyun için isimlerini  yazdırıyorlar.Dünya Tiyatrolar gününe yetişecek şekilde provalara başlanıp,oyun için hazırlık yapıyorlar.Türkiyenin çeşitli yerlerinden gelen, protokol hatta Uluslar arası konuklar eşliğinde oyunları sergiliyorlar ve bu bir ay boyunca devam ediyormuş.
İlerleyen zaman içinde oyuncuların çeşitli yerlerde turnelere veya festivallere de katıldığı anlatıldı.Bu çok hoşuma gitti doğrusu.

“Susuz Yaz “ filmine ait evin şu an kullanılmadığını ancak köyün kültürel faaliyetlerinin sergilendiği bir müze olduğunu öğrendim.Ancak müze kilitli ve anahtar köy muhtarında imiş. J Öğle saatleriydi muhtarı bulamadığımız için orayı görüntüleyemedim.

Köyün merkezi  havanında sıcak oluşu nedeniyle oldukça sakindi günlerden Çarşamba.Meğerse burada hareketlilik Pazar günü oluyormuş.Organik ürünlerin satıldığı “Kadınlar Pazarı” kuruluyormuş.

Bir daha sefere diyerek ayrılıyoruz Bademler Köyünden…




23 Eylül 2012

Ödemiş'in Köftesini Tatmak İçin Çıktık Yola...


Tire'nin o meşhur köftesinin üzerinden yıllar geçmiş zaten içimde bir ukte Ödemiş'in köftesini yemek kısmet olmamış.Elimde harita İzmir'in "hangi ilçelerini görmediğimi" belirlerken Babacığım yolu değiştirdi.

Ödemiş yolu oldukça düz ve temiz.Ege'nin toprakları öyle verimli ki sağlı sollu mısır,incir,zeytin,nar bahçeleri ne ararsanız var.

Bir süre sonra yeşil görmekten yorulduğunuzu farkedebilirsiniz.

Sakin bir ilçe Ödemiş.

Birkaç kişiye sorduk Hurşit'in Yerini tarif ettiler köfteci olarak.Ancak şehir turunu biraz uzatmış olucaz ki saat 15.30 gibiydi köfteleri bitmişti.

Aynı hizada birden fazla Ödemiş Köftesi yapan lokanta var.Servis ve sunum olarak hepsi birbirinin benzeri ben onu gözlemledim.Emniyet Müdürlüğü'nün karşı sokağında sıra sıra dizili...

Kızartılmış ve sosla ıslatılmış ekmeklerin üzerinde köfteleriniz masanıza geliyor.

Hani birgün buraya da yolunuz düşerse??



26 Ağustos 2012

Bayındır Tren İstasyonunda Bir Çay Molası ...


Sizde severmisiniz bilinmeyene yapılan yolculukları ?
Özellikle fazla bahsi geçmeyen yerleri keşfetmeyi, ben müthiş mutluluk duyuyorum.

İzmir'in görmediğim birkaç ilçesinden biriydi Bayındır.
Elimde harita "hadi şurayı da görelim" dedim.

Geçiş güzergahında istasyonda kısa bir çay molası verdik.
Tren istasyonlarını dedemin mesleğinden ötürü hep sıcak bulmuşumdur.Meğerse burada da görev yapmış rahmetli dedem yeni öğrendim.

Sessiz,huzurlu bir ortamda taze demlenmiş çay eşlik etti bize...


02 Ağustos 2012

ÇANAKÇILAR SERAMİK - HAYVANAT BAHÇESİ ve BOTANİK ALANI


Pek çok yer gezildi,görüntülendi ama tembel ben bir türlü düzenleyip bunları bloga koyma fırsatı bulamadı.
Bu sefer Ankara'dan Amasra'ya Bartın üzerinden gitmeye karar verdik.


Zonguldak-Gökçebey'de ki Creavit -Çanakçılar Seramik Hayvanat Bahçesini daha önce duymuştum ama Hayvanat Bahçelerinden pek hoşlanmadığım için ziyaret etmek istemedim.Israr, emrivaki ile ilk mola yerimiz burası oldu.


Bahçe ve Botanik alanı mesai saatleri içinde herkese ücretsiz olarak açık.Sonradan öğrendiğim Seramik fabrikasının 30 dönümlük bahçesi hayvanlar için ayrılmış.
75 türden 850 hayvan ve bitki yaşıyor bu alanda.İçeride bir de Arkeoloji ve Etnografya Müzesi var.
Tabi müzenin oluşumu,hayvan ve bitki bakımları Çanakçılar Şirketler grubunun katkılarıyla yapılmış.


Beni burada en çok memnun eden yırtıcı hayvanlar hariç diğerlerinin bahçede özgürce dolaşmaları oldu.Kafes içinde olan hayvanlardan bazıları arazide ölmek üzereyken sahiplenilmiş.Kimisinin bacağı kopmuş,kimisi kanadından sıkıntılı bir haldeyken buraya getirlmiş.Şimdi oldukça iyi görünüyorlar.


İstemeye istemeye girdiğim bu sessiz,sakin,huzurlu ve temiz mekandan ayrılmak istemedim.Arkadaşlar "hadiii ama geç kalıyoruz" diyene kadar...



12 Haziran 2012

KIZILCAHAMAM ‘DA KÖFTECİ YAŞAR USTA


Hususi köfte yemek içinde gideriz,yol üstü mola vermek içinde…

Keşfimiz yıllar önce bir arkadaş vasıtasıyla olmuştu,ondan beri Yaşar Usta’nın müdavimiyiz.

Kızılcahamam merkezde,müftülüğün karşısında kime sorsanız size gösterecektir.

Alışılmışın dışında enteresan bir yerdir öncelikle onu belirtmeliyim.

Dükkanın dış görünüşü sakın sizi yanıltmasın.Özellikle hafta sonu yer bulmanız için sıra beklemelisiniz.

İç dizaynı Yaşar Usta’nın merakları ve ilgi alanlarını anlatır size.Herşey oldukça temiz ve düzenlidir.

Burada menü yok onu da söyleyelim.

Ne yerseniz yiyin kişi başı 15 TL. ama mutlaka aç gitmelisiniz ki; önce tereyağ-bal ve ceviz üçgeninde ya da taze köy yoğurdu, muz ve bal ile kendinizi kaybetmelisiniz.

Salatanız tepsiyle halis ve en kalitelisinden zeytinyağı ile önünüze getirilir.

O arada pişen nefis köfte ve yumuşacık bazlama yemeğinizi tamamlarsınız.

Eğer yemek için yer kaldıysa :) mevsim meyvesi ve semaverde çay keyfiyle devam edersiniz.

Yaşar Usta sizi doyurmadan kesinlikle göndermez.

Sınır koymadığı için midir bilinmez, dükkanın bolluğu bereketi hep aynıdır.

Gönlü zengin adamdır …


24 Nisan 2012

TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK TÜNEL AKVARYUMU AQUA VEGA AÇILDI


Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın  ikinci,Dünyanın dördüncü büyük tünel akvaryumu  Aqua Vega dün Ankara Nata Vega alışveriş merkezinde açıldı.


Açılış sonrası oluşan giriş kuyruğu epey can sıkıcıydı.Aslında girişlerin biletli olacağı duyurulmuştu ama çoğunluk 23 Nisan ve ilk gün olması nedeniyle ücretsiz olduğunu düşündü sonuçta sadece çocuklar güne özel içeriye ücretsiz alındı.

Keçiören’de ki Deniz Dünyasına nazaran farklı balık türleri ve iç dekorasyonu ile daha dikkat çekici olmasına rağmen giriş ücretlerinin yüksek oluşu gözlerden kaçmadı.

Ankara’da  açılmış ilk akvaryum olsaydı bu durum makul görülebilirdi.Evet,çok emek harcandığı ve masraf yapıldığını da kabul ediyorum ancak ben uzun vadede fiyatların tekrar ele alınacağını düşünüyorum.


08 Nisan 2012

AVRUPA'NIN EN BÜYÜK AÇIKHAVA TREN MÜZESİ İZMİR ÇAMLIK'TA DIR.


Havaların ısınmaya başladığı, tatil planlarının yavaş yavaş yapıldığı şu günlerde İzmir'i ziyaret edecekler için bir alternatif olabilir Çamlık'ta ki tren müzesi.


Ziyaretimin asıl sebebini daha önce burada anlatmıştım.
Aslında oraya gidene kadar Avrupa'nın en büyük tren müzesini gezeceğimi de bilmiyordum.
Şimdilerde kullanılmayan Çamlık Tren İstasyonun hemen yanında yer alan Tren Müzesi'ne ulaşımı, Kuşadası merkezi üzerinden sağladık.


Cüzi bir rakam ödeyerek girdiğimiz Açıkhava Lokomotif Müzesini kısa sürede gezmeniz pek mümkün değil öncelikle onu belirtmeliyim.Yorulduğunuzda kafeterya da dinlenme imkanı bulabilirsiniz.


İçeride 30 adet devasa büyüklüklerde buharlı lokomotifin yanı sıra pek çok metaryal ve de Atatürk'ün yurtiçi seyahatlerinde kullandığı vagonu, mütevazi kompartımanı,toplantı yaptığı salonu ve mutfağıyla sergilenmekte.


Ayrıca lokomotiflerin bakımlarının yapıldığı dev platformu gezme imkanı bulabilirsiniz ki ben o bölümü malesef  fotoğraflayamadım.


Size son olarak söylemek istediğim,benimde orada babamdan öğrendiğim bir ayrıntı var ki en alttaki fotoğrafta Lokomotifin üzerinde göreceğiniz 3362 sayısında ilk sayı tekerlek sayısını gösteriyor.Mesela 5 ile başlayan Lokomotiflerde birbirine bağlı 5 tekerleği görüyorsunuz ki ben orada 7 ile başlayan rakamları da gördüm.
Tekerlek sayısı arttıkça lokomotif büyüklüğüde artıyor.Gerçekten ilgi çekiciydi.


10 Mart 2012

İZMİR / ÇAMLIK TREN İSTASYONUNU ZİYARET

Enteresan bir durum aslında,ummadığım bir an da nette karşıma çıkan fotoğrafta çok sevdiğim dedeciğimi görmek beni hem şaşırttı hem de duygulandırdı.

Fotoğraf çok net değil ama duruşu yeterli benim için. :)


Rahmetli dedem Devlet Demiryolarından emekli,yıllarca yurdun çeşitli yerlerinde görev yapmış bir memurdu.

Fotoğraftaki ev aynı zamanda babamın doğduğu ev , bu sebeple geçen yaz ziyaret etmiştik.


Ev ,İzmir Çamlık Köyü'nde Avrupanın en büyük Tren Müzesinin hemen yanında olunca elden geçirilmiş, babamın söylediğine göre dokusu bozulmadan tadilat görmüş.