Hani cümlelerimiz içinde deriz ya "Allah'a emanet" ya da "Allah Korusun" işte bu görüntü o cümleleri doğrularcasına çıktı karşıma ilk defa izledim ve gerçekten çok şaşırdım. Otobanda anne ördek ve yavruları karşıdan karşıya mucizevi bir geçiş gerçekleştiriyor. Hiçbirinin zarar görmemesi başka nasıl açıklanabilir ?
Pek çok yer gezildi,görüntülendi ama tembel ben bir türlü düzenleyip bunları bloga koyma fırsatı bulamadı. Bu sefer Ankara'dan Amasra'ya Bartın üzerinden gitmeye karar verdik.
Zonguldak-Gökçebey'de ki Creavit -Çanakçılar Seramik Hayvanat Bahçesini daha önce duymuştum ama Hayvanat Bahçelerinden pek hoşlanmadığım için ziyaret etmek istemedim.Israr, emrivaki ile ilk mola yerimiz burası oldu.
Bahçe ve Botanik alanı mesai saatleri içinde herkese ücretsiz olarak açık.Sonradan öğrendiğim Seramik fabrikasının 30 dönümlük bahçesi hayvanlar için ayrılmış. 75 türden 850 hayvan ve bitki yaşıyor bu alanda.İçeride bir de Arkeoloji ve Etnografya Müzesi var. Tabi müzenin oluşumu,hayvan ve bitki bakımları Çanakçılar Şirketler grubunun katkılarıyla yapılmış.
Beni burada en çok memnun eden yırtıcı hayvanlar hariç diğerlerinin bahçede özgürce dolaşmaları oldu.Kafes içinde olan hayvanlardan bazıları arazide ölmek üzereyken sahiplenilmiş.Kimisinin bacağı kopmuş,kimisi kanadından sıkıntılı bir haldeyken buraya getirlmiş.Şimdi oldukça iyi görünüyorlar.
İstemeye istemeye girdiğim bu sessiz,sakin,huzurlu ve temiz mekandan ayrılmak istemedim.Arkadaşlar "hadiii ama geç kalıyoruz" diyene kadar...
Hayvanseverliğin böylesi de şaşırtıyor insanı...
Sahibi onu öyle evcilleştirmiş ki, ayağını yabancı cisimlerden korumak için özel sandalet yaptırmış.Ehhh o da bunu hiç yadırgamamış. :)
Sevilaycım o kadar güzel hazırlamıştı ki ben seyretmeyi tercih ettim.Patates püresinin içinde süt yok,onun yerine kaşar peyniri koymuş.Gözleri çörekotundan, burnu havuçtan... :)))
Florentijn Hofman’ın değişik bir tarzı var... Çalışmalarını müzede ya da bir sanat galerisinde sergilemeyi düşünmemiş...
Daha çok insana ulaşma isteğiyle halka açık alanları tercih etmiş.. Alan sıkıntısı yaşamadığı için devasa büyüklükteki bu Lastik Ördeği farklı ülkelerde rahatça sergilemiş... Diğer eserleri arasında en çok bunu sevdim.Kızım doğmazdan kısa bir süre önce boy,boy almıştım.Banyo sırasında onu oyalarken çok işe yaradı. :)) Hofman’ın dediği gibi “Lastik Ördek, her yaşa uygun sevimli ve samimi bir oyuncak”...
Hani bizde anlam itibariyle argo bir kelime olarak kullanılır “Angut “ ama gerçekte evcilleştirilebilen bir ördek türüdür… Argoya dönüşmesi ise bir benzetmeden ibarettir… Bu kuş türü yere iniş yapacağı zaman rüzgarı arkasına alır ve yuvarlanarak inişini tamamlar.İşte bu hareketten yola çıkarak yapılan benzetme dilimizde “Angutluk” olarak nitelendirilir… Yine Angut kuşlarının eşleri öldüğünde ,gözlerini ayırmaksızın eşine baktığı ve bir nevi yas tuttuğu söylenir.Burada ki benzetme ise hepimizin tahmin edeceği gibi ”angut gibi bakma yüzüme “ şeklindedir…