çok sevdim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
çok sevdim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

07 Ağustos 2020

Sabrınız varsa bu dizi tavsiye olsun. :)) / İzledim Beğendim / Beğenmedim

Aslında epey zaman önce yazıp, yayına vermeyi düşündüğüm bir  yazı vardı. 
Gelin görün ki; düzeltmeler ya da eklemeler yaparım düşüncesiyle o yazıyı beklemeye aldım.
Sonra işler güçler araya girdi yayınlayamadım.

Şu an tamamen spontane bir şekilde yazıyorum.
Pandemi döneminde evde kalan kişi deşarj olabilmek için ne yapar? Nasıl kendini iyi hisseder ?
Bu dönemde en sevdiğim puzzle yapmak ve film izlemek oldu. 

İşte yayına vermediğim yazımda izlediğim film ve dizi tavsiyeleri üzerine olucaktı.

Hep bir arayış, tavsiye derken karşıma 2013 yapımı "The Blacklist" çıktı. 
7 sezon devam etmiş 152 bölüm izle izle bitmiyor...

Artık günlük işlerimi tamamlayıp, hooop ekran başına geçip yeni bölüm açıyorum.

Zaman zaman "offf yaa hadi artık açıklansın şu gerçekler" dediğim anlar oluyor ama öyle diye diye  5. sezona geldim :))

Aslında çok beğendim.
Aksiyonun hiç bitmediği konusuyla, sevginin farklı bir boyutta anlatıldığı dili sevdim.

Merakta bıraktı resmen.Kafamda sorular.
Sonra ?? peki daha sonra ?? 

Zaten yapım izleyeni kendi dünyasına almıyorsa bana göre hiç vakit kaybedip izlemeyeceksin, o kadarını söyleyeceğim.

Aaa çok eski bir yapımmış demeyin, açıkçası ben daha önce duymamıştım.Özellikle sabrı olan hiç vakit kaybetmeden  başlasın. :))


Önceki tavsiyelerime bakmak isterseniz burada.

Diğer sosyal ağlardan beni takip için;


30 Nisan 2020

23 Nisan'da Aklımda Kalan Görüntü...


İstanbul'da şanslı bir mahalle...
Çünkü emekli opera sanatçısı Remziye Alper onların komşuları.
23 Nisan 2020 günü herkes ev karantinasında.
Kutlamalar ertelenmiş ancak Remziye Alper o güzel sesiyle herkes için söylüyor.
Hafızamda kalan bu güzel görüntüyü bloga eklemeden geçemedim.


29 Mayıs 2018

Yüreğinize Dokunacak Bir Dostluk Öyküsü...



1889 yılında Şam’da çekilmiş bir fotoğraf…

Ayakta duran ancak gözleri görmeyen Müslüman Muhammed ve sırtta taşınan, ayakları tutmayan Hristiyan Samir.

Yıllarca birbirinden ayrılmadan bu şekilde dolaşmışlar Şam sokaklarında…

Kimseleri yok, ikisi de öksüz ve yetim…

Samir yolu tarif etmiş, Muhammed gitmiş…

Hayatları boyunca beraber aynı evde yaşamışlar.Biri diğerinin gözü , diğeri bacağı olmuş tamamlamışlar birbirlerini…

≈≈≈≈≈
Derken Samir çok hastalanmış, ölmüş.
Muhammed günlerce eve kapanmış, yas tutmuş.
Öyle üzülmüş öyle üzülmüş ki, dostunu kaybetmenin üzüntüsüyle o da çok geçmeden vefat etmiş.

≈≈≈≈≈
Günümüze uyarlandığında, inanılması güç 
bir o kadar 
muazzam dostluğun öyküsüydü bu...
Eksiklerimizi tamamlayacak dostluklar kurmak dileğiyle...

21 Mart 2016

Ne Demiş ?


"Eskiden insanlar hayatlarından memnun olmadıklarında devrim yaparlardı, 
şimdi alışveriş yapıyorlar."

Arthur Miller


02 Şubat 2016

1980 'li yillardan günümüze masamızın değişimi

Geçmişten günümüze çalışma masalarımızda neler değişti?
Kısa ve hoş bir özetle...
Ben çok beğendim. (:


16 Kasım 2014

Çaycı dediğin...

Hangi mesleğin sahibi olursak olalım, asıl mühim olan işimizi en iyi şekilde yapmaktır.
Bu hafta içinde en beğendiğim videolardan biriydi... :)



Diğer sosyal ağlardan beni takip için;

06 Kasım 2014

Haftanın Ganimetleri ve Sarımsaklı Ekmek Denemesi


Şükrederek güne başlıyorum, uzun yıllardır olmadığım kadar iyi hissediyorum kendimi.♥♥
Evet "ha bugün,ha yarın" derken blogu fazla güncelleyemiyorum ama onun da orada olduğunu, yazmamı beklediğini biliyorum.

Geçen hafta içinde annemler sezonu kapatarak İzmir'den dönüş yaptılar.Gelirken bahçemizin limon ve narlarını toplayıp getirdiler. 
Bebek limonlarımız mini mini ama hepsinin tadı yerinde.
Nar ağacını ise 15 yıl önce bizim Kaptan dikmişti.
"Nasıl bir duygu kendi diktiğin ağacın meyvesini yemek?" diye sordum.Küçücük bir saksıda gelmişti eve hatırlıyorum.
Şimdi tabağa bakarken duygulanıyorum.



Mutfak denemelerine devam ediyorum.Annem evrim geçirdiğimi söyleyip duruyor. :)

Facebook'ta meşhur bir görseldi bu, ne zamandır da aklımdaydı.Basit bir tarif Sarımsaklı ekmek tadı gerçekten güzel oldu.

Sosunu karıştırma ve dağitma işlemini bizim prenses yaptı.Ekmeği fotoğraftaki gibi kestim ancak tabanını bölmeden sadece üstten dilimledim. 

Şimdi ilk tecrübe sonuçları; bir daha ki sefere yeşil malzeme daha az ( taze nane-taze soğan-maydanoz), kaşar daha bol olucak.
Zeytinyağ, dövülmüş sarımsak ve baharatlarla hazırlanan sos, üç seferde dağıtılacak. 
İç malzeme konulmadan önce - malzemeler konulduktan sonra ve piştikten sonra. 
230 derece fırında 15.dk 'da pişti, ben kepek ekmek kullandım bu arada...


En kısa zamanda tekrar görüşmek dileğiyle ♥ Dostlukla kalın.

Diğer sosyal ağlardan beni takip için;

15 Ekim 2014

Artik kendimi Emine Beder gibi hissediyorum. :)


Sormayın dostlar, bu ara evrim geçiriyorum desem yeridir.
Bunun adına yenilenme mi? yoksa farklı birşeyler deneme isteği mi? 
ne derseniz artık bilemiyorum.

Bu arada yemek bloğuna dönüş yapmayacağımı da hemen belirteyim.
Sadece beğenimi paylaşmak azıcıkta tecrübeleri aktarma çabasındayım.
Hâlâ diyette olup kendini mutfağa vermek garip onu da biliyorum.
Sistem böyle işledi bende.Yapıyorum, azıcık tadına bakıyorum diyelim.

Herkesin denediği benimde çok merak ettiğim ve tarifini 
Sevgili Smilena'dan aldığım oldukça hafif bir tatlı Çilekli Magnolia.

Ben size nasıl yaptığımı anlatmayacağım sadece acemi bir ahçı olarak 
bir-iki ek yapmak istiyorum.
Ölçüleri ve yapılışını burada bulabilirsiniz.

Çilekli Magnolia aslında yaza yakışır bir tatlı.
Çünkü orjinali çilekli ve çileği bu mevsimde bulmak biraz zor oldu söyliyeyim.
Herşeye rağmen çilek bulamazsanız muz ile de bu tatlıyı denemek mümkün.

Sevgili Smilena  tarifinde krema yerine krem şanti kullanmış.
Şantiyi daha çok sevmeme rağmen ben krema ile yaptım.
İlk deneme başarılı olmadı malesef  muhallebi kıvamını tutmayıp 
koyulaşmadığı için dökmek zorunda kaldım.
Sanıyorum karışımı iyice çırpmadım ondan oldu.

İkinci denemede muhallebi malzemelerini mikserle iyice çırptım 
ve kaynarken devamlı karıştırdım.
Muhallebi kıvamını tutunca ılımaya bıraktım ve en son kremayı azar azar dökerek 
muhallebiye son şeklini verdim.

Kullandığım bardaklar oldukça büyüktü.
1lt sütten 6 bardak çıktı.
Bir daha ki sefere kullanacağım kapları küçültmeyi düşünüyorum çünkü tatlı miktarı fazla geldi.

Şekeri de kendi isteğinize göre ayarlayabilirsiniz.
Ben 1 bardak ölçüsünden biraz daha az kullandım.
Diğer ölçülerden un ve nişastayı dolu dolu çorba kaşığı olarak ekledim.

Newyork'ta ünlü bir pastanenin spesiyal tatlısıymış.
Herkese tavsiye ediyorum bende.
Mutfağa girin ve içinizdeki ahçı ruhunu ortaya çıkartın derim. (:

-----------------------
Diğer sosyal ağlardan takip için;

27 Eylül 2014

05 Eylül 2014

Antika Sever Ben

Eskiyi seviyorum ben.Tarih kokan,eskiye dair yaşanmışlıklar zaafım benim.

2000'li yılların başında aldığımız arabam eskidi diyerekten gittiğimiz galeride gördüm bunu.

Kırmızı renkli pırıl pırıl. 
1960 model Chevrolet, 180 'i görebiliyor. ((:

Diğer sosyal ağlardan beni takip için;

01 Eylül 2014

Tchibo 'dan Narenciye Spreyi


Tchibonun mutfakta işleri kolaylaştıran ürünlerini çok seviyorum.Yalnız bu seferki hayli ilginç geldi.

3 parçadan oluşan Narenciye spreyi, birleştirdikten  hemen sonra kullanıma hazır hale geliyor.

Ben ilk olarak limon ile deneme yaptım, tamamen sıkmak yerine püskürtme şeklinde kullanıyorsunuz.
Limon ne kadar yumuşak olursa o kadar iyi. 

Fiyatı 24.95 TL


27 Ağustos 2014

Paşa Odun Köfte'de Mola Verdik...

Biz gene Cuma akşamından İzmir'e haftasonu kaçamağı yaptık, kısa da olsa ruhumuzu dinlendirdik.

Araçla seyahat elbette daha güzel ancak gelişigüzel her yerde mola verilmiyor.Standart durduğumuz belli yerler var.Fakat bunlar zaman içinde ya kapanmış ya da el değiştirdiği için aynı hizmeti vermiyorlar.Bizde ister istemez yeni yerlerin arayışına girdik.

Bu arada isim belirtmeden hoşuma gitmeyen bir olayı da sizinle paylaşmak isterim.

İzmir Ankara istikametinde ilerlerken Salihli'de yemek molası vermek istedik.İsmen duyduğumuz büyük bir tesis, alabildiğine kalabalık.İlk kez burada mola veriyoruz.Masaların biri boşalırken diğeri doluyor.Herşey iyi güzel siparişler verildi acıkmışız, epey bir bekleme sonunda bir baktık ki bizden çok sonra gelen masanın siparişleri hoppppp karşılarında.

Neticede tek çeşit sadece odun köfte ve çorba var burada.Herkes aynı siparişi veriyor.

Ne şimdi bu? derken "tamam hemen bakıyorum" faslı da uzun sürünce toparlanıp kalkmayı tercih ettik.

Ben oldum olası abartıdan hoşlanmadım.
Doğallık ve temizlik her zaman önceliğim oldu.
Elbette bu hizmet sektöründe servis çabukluğu ve adaletli sunum önemli.


İşte bu kızgınlıkla aynı istikamet üzerinde tekrar yola çıkmışken, doğayla baş başa yeşillikler üstünde yemek yiyen insanları gördük.
Bahsettiğim işletme Salihli şehir merkezine gelmeden hemen önce ismi Paşa Odun Köfte.