23 Nisan 1920 tarihi, bugün üzerinde hür ve bağımsız olarak yaşadığımız Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temellerinin atıldığı, milli egemenliğin ilan edildiği önemli bir gündür.
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı tüm ulusumuza kutlu olsun.
Bu senede şeker toplamaya hiç çocuk gelmedi.Aldığımız şekerler öylece kaldı...
Tepsi tepsi baklavayı kim yiyecek? Hadi yaprak sarması bir şekilde yenecek ama biz onları dostlar için sarmıştık. Su böreği desen masum masum o da bize bakıyor.
Sabah kurban telaşını atlattık mı, zilimiz susmaz biri gelir diğeri gider salon dolup taşardı.Sonra gelenlere iade sende ertesi gün giderdin. Karşı komşumuz Antalya'ya tatile gitmiş.Üst komşu Bodrum'a, çaprazdakiler Yunan adalarına, alt komşu annelerine memlekete...
Arkadaşımı aradım bayram günü yorgunum uyuyorum dedi, kızı ders çalışıyor oğlu mesaide... Nerde o eski bayramlar? dedik eski günleri konuşarak yad ettik...
*Çok eskilerden Mehmet Ali Beyin hatırlayıp bana okuduğu bu şiir ile sizleri selamlamak istedim.Benim çok hoşuma gitti umarım sizde beğenmişsinizdir.
Bu özel güne ait söylemek istediğim bilmeyenler ve anlamak istemeyenler için; 23 Nisan sadece Çocuk Bayramından ibaret değildir.Önce bunu idrak etmemiz gerekir. 23 Nisan Ulusal Egemenliğimizin yani saltanatın bitip, halkın kendi kendini yönettiği Cumhuriyet sistemine geçişin bir simgesidir. Özgürlüğümüzün bir işaretidir.Bu bayram hem büyüklerin hem de çocukların bayramıdır.
Her sene söylediğim gibi sözlerimi şu şekilde sonlandırmak istiyorum.
Anneleri cezaevinde olduğu için, parmaklıklar arasında yaşamak zorunda kalan 0-6 yaş arası cezaevi çocuklarının oyun ve eğitim imkanlarının iyileştirilmesi için “İçerde çocuk var” adıyla birsosyal proje başlatıldı.
Projeyle Türkiye genelindeki 7 kadın ceza infaz kurumundakianaokullarının iyileştirilmesiamaçlanıyor.Projenin ilk adımı Adalet Bakanlığı’nın izni ve işbirliğiyle İstanbul Bakırköy Kadın İnfaz Kurumu’nda atıldı.
Çeşitli meslek gruplarından 24 duyarlı vatandaşın gönüllü olarak yola çıkıp, Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı ile bir araya gelerek başlattığı İçerde Çocuk Var adlı projenin amacı, cezaevlerinde, annelerinin hem yatağını hem de kaderini paylaşan miniklerin hayatına dokunarak geleceklerine katkıda bulunmak. Proje,cezaevi çocuklarınaöğrenebilecekleri, eğlenebilecekleri eksiksiz bir anaokulu ortamı oluşturmak, yeşil alanlar yaratarak doğayla tanışmalarını sağlamak, gelişimlerine uygun yemek hazırlanabilecek mutfak inşa etmek ve dış mekan oyun alanı kurarak cezaevi içinde özgür bir yaşam alanı yaratmayı hedefliyor.
İstanbul Bakırköy Cezaevi’nde başlayacak proje kapsamında, mahkum annelerinin kaderini yaşamak zorunda kalan cezaevlerinin masum çocukları için kaynak bulmak amacıyla çeşitli etkinlikler ve kampanyalar yapılacak. Ayrıca, İstanbul Valiliği’nin izniyle alınan4528’egönderilecekSMS’lerve banka hesap numarasına yapılacak bağışlarla kampanyaya gelir sağlanacak. Böylece, mevcut anaokullarının iyileştirilmesi ve anaokulu bulunmayan kadın cezaevlerindede yeni ana okullarının yapılmasında kullanılacak. Hedeflenen anaokullarının çocuklara kazandırılmasından sonra ise proje, cezaevi çocuklarının dışarıdaki yaşıtları ile eşdeğer eğitim şansına sahip olmalarını sağlamak ve cezaevi yaşam koşullarının iyileştirilmesi için devam edecek.
İlk adım İstanbul’ da Türkiye’deki 7 tane kadın ceza infaz kurumunda yaklaşık 5 bin kadın mahkum var. Bunlardan 370 Kadın mahkum,0-6 yaş arası çocuklarınıkendi yatağında yatırarak cezaevinde büyütüyor. Örneğin, İstanbul Bakırköy Kadın Cezaevi’ndemahkum anneleriylecezaevinde yaşayan0-6 yaş arası53 çocuk var. Bakırköy Cezaevi’ndeki çocukların bir kreşi var ancak bu kreşin deiyileştirilmesi, eğitici oyuncak ve kitaplarla yeniden elden geçirilmesi gerekiyor. Projenin ilk adımı da Adalet Bakanlığı’nın izni ve işbirliğiyle Bakırköy Cezaevi’nde atılacak.
Oyuncak ve oyun arkadaşları yok
Cezaevinde doğan ya da annelerinin kucağında parmaklıklar arkasına gelen, cezaevlerinin masum çocukları, hayatlarının en önemli evrelerini yaşıtlarının sahip olduğu birçok şeyden yoksun, olumsuz koşullarda geçiriyor. Oyun oynama ve eğitim almaları gereken zamanlarını annelerinin koğuşunda, çeşitli suçlardan mahkum,yetişkin kadın koğuş arkadaşlarıyla geçiren çocukların,bu süreçte yaşadıkları deneyim,hayatlarının sonraki dönemlerini özellikle ergenlik ve gençlik yıllarını ne yazıkki derinden etkiliyor.Koğuşlar kalabalık olmasın diye her koğuşa sadece bir çocuğun konulduğu cezaevi çocuklarının oyuncak ve kendi yaşıtı oyun arkadaşları yok.
“İçerde Çocuk Var” projesi ilk adımİstanbul’da Bakırköy Kadın İnfaz Kurumu’nda atıldı. Tüm mimari ve inşaat hazırlıkları tamamlanan anaokulunun çok yakın bir zamanda tamamlanması hedefleniyor. Bakırköy Kadın İnfaz Kurumu tamamlandıktan sonra Türkiye’de bulunan diğer Kadın cezaevlerine de anaokulu kazandırılacak. Böylece proje ile cezaevi çocukları, kreş, oyuncak ve oyun arkadaşlarına kavuşacaklar.
"İki küçük oğlum var,biri 10 diğeri 11 yaşında.Bir karım var, bir evim ve de arabam. Bütün bunlar ne zaman oldu? Ben hâlâ sokakta yürüyen dokuz yaşında çocuk gibiyim."
Gazeteleri-dergileri okumak ya da interneti aktif kullanmak bazen yeterli olmuyor bu tür haberler gözden kaçabiliyor.Mesela ben bu olayı ilk defa duydum ve okurken epey etkilendim. Primat, insansı özellikler gösteren goril,orangutan gibi büyük beyine sahip memeli grubuna verilen bir isim. Yukarıda bahsedilen 1988 doğumlu Binti Jua halen Chicago'da yaşıyor. Kahraman Binti aynı zamanda benim daha önce kaleme alıp burada anlattığım Koko'nun da halası.Fırsatınız olursa bunu da okumanızı isterim. Bu arada eskide olsa o güne ait bir de video görüntüsü buldum sizler için...
Günü sabah saatlerinde böyle beyaz renklerde karşıladık.Yılın ilk kar yağışı resmini koymadan edemedim.
Cici kızım birkaç gündür hasta olduğu için sayfa güncellemesini yapamadım.Elbette Allah dermansız hastalık vermesin ama çocuk hasta olunca içsel huzursuzluk oluyor.Keşke çocuklar hiç hasta olmasalar,hep gülseler mutlu olsalar...
Geçen yıllarda bloglar arası bir gezintiyle keşfetmiş sizinle de paylaşmıştım Sevgili Nihal'in blogunu. Bloglamanın en güzel taraflarından biridir,yeni kişilerle tanışır hatta ummayacağınız güzellikte dostluklar kurabilirsiniz.İşte bu paylaşım bizim arkadaşlığımızın başlangıç noktası oldu.
Ben profesyonel çekimlerini takip ederken o bu sefer başka bir sürprizle karşımıza çıktı ve kişiye özel çizimler yapmaya başladı.Yetenekli eller "içimizdeki çocuğu" ortaya çıkardı.:))
"Hakikaten yaa küçükken neyi severdim? ne ile uğraşırdım?" diye düşünür buldum kendimi. Sonra dört gözle beklediğimiz paket elimize ulaştı ve salonumuzda ki yerini aldı.
Mutluluğumun tarifi yok aslında kendisine en içten sevgilerimi yolluyorum...
Sizde "içinizdeki çocuğu" canlandırmak ya da sevdiklerinizi şaşırtmak isterseniz harmanli@hotmail.com 'dan iletişim sağlayabilir,davetiye,kart ve diğer ayrıntılar için buraya bakabilirsiniz. instagramda tüm çizimleri görebilmek için adres ; @harmanli
AIDS dünya genelinde hızla dağılmaya devam ederken firmalar toplum bilincini artırmak ve hastalığın tesbitini kolaylaştırmak adına çalışmalarına devam ediyor.Oraquick firması pamuklu bir çubuk üzerinde bir parça tükürük ile evde 20 dakikada antikorları tesbit ediyor.
Hastaneye gitmeden ve günlerce beklemeden evde yapılan HIV testinin fiyatı 40 dolar.
Frans Hofmeester, kızının gelişimini doğumundan itibaren her hafta kameraya çekmiş.
Şu an 12 yaşında olan Lotte'nin 2 dakika 45 saniyelik görüntüde nasıl büyüdüğünü göreceksiniz.
"Zaman nasıl da geçiyor?" çocuklar bir bakmışsınız bebeklikten çıkmış seninle sohbet ediyor,ben şimdilik o aşamadayım bakalım gelecek günler daha neler neler gösterir nasipse... :)
Çocuk sahibi olmanın en güzel yanlarından biri bu.Büyük bir çizgi arşivine sahip olabilirsiniz mesela.Sayısını inanın bilmiyorum, durum öyle abartılmış bir hal aldı ki aradığımız filmleri bulamıyoruz. Defalarca izlediklerimizi sinema gününde kreşe yolluyorum ama yerine yenileri geliyor.Bu yıl gösterime girecekleri ise dört gözle bekliyoruz(m). :))