ŞİKAYETİM VAR HAKİM BEY... etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ŞİKAYETİM VAR HAKİM BEY... etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

01 Eylül 2009

“YAZICIM BOZULDU” DİYE BENİM GİBİ ÜZÜLMEYİN…

Geçen yıllarda Ankara’nın büyük hipermarketlerinden biri kampanya yaptı.Yazıcının fiyatı o kadar cazipti ki herkes kapıştı desem yeridir…
Üç katlı işyerinin yazıcı sıkıntısı bitmek bilmeyince gittik aldık hani fotokopide çekiyor,belge tarıyor dakikada bilmem kaç çoğaltıyor diye…
Midi fırın ebatlarında,getirdim kurulumunu yaparken terslikler başladı.Cd’yi yüklediğim halde bilgisayar hata verince teknik servisini aradım.Başladı karşı taraf o dosyadan o dosyaya “ordan onu alın ,kopyalayın,şuraya yapıştırın vs…”
“Kardeşim böyle kurulum olur mu?benim bildiğim cd’yi takarsın next tuşuna basarsın olur biter.” Anlamadım, karşı tarafta neden böyle anlatamadı zaten…



Yazıcı çalışmaya başladı 4.gün kağıtları toptan almaya başladı.10-10, 20-20 kafasına göre…Kullanıcaz yaaa para verdik nihayetinde hemen çözüm bulduk az kağıt koyduk.
İkinci haftanın sonunda kartuşu bitti.Birçok marketi dolaştık yok yok yok neyse bulduk bir tane, haftası dolmadan o da bitti,hem de renkleri dağıtıp siyah mürekkebi en bol şekilde atarak...

En sonunda hipermarkete gidip şikayetimizi bildirdik “yapabilecekleri birşey olmadığını,servisinin baktığını, şayet servis yazı verirse değişim yapacaklarını söylediler.
Servisi Büyük Esat’ta bilmem kaç km? giden benzin parasıyla zaten diğer markanın fiyatını çoktan geçmiş oldu…
Yapıldı !! diye teslim aldık bir hafta içinde tekrar bozuldu.Tekrar götürdük “bunun parça sıkıntısı var,zaten kullanıcı hataları söz konusu,değişim için yazı falan vermeyiz ” deyip bizi yolladılar…
Sonra ne mi oldu ? 1.5 ay kullanılan yazıcı bodrum kattaki depomuzun en güzide yerine kaldırıldı…

Şimdi bu bozuk yazıcı fotoğrafını görünce o aklıma geldi...Bu tür şeyleri alırken yedek parça devamlılığı ve teknik servis gücüne bakıp, piyasada en çok bilinen markadan şaşmamak uzun lafın kısası benim gibi körü körüne fiyatına aldanmamak lazım…

İç tertibatı çıkartıldıktan sonra ,dekopaj yardımıyla kesilen yazıcı görüldüğü üzere ekmeklik olmuş...Yaratıcı fikir aşkına !!!

21 Ağustos 2009

OYUNCAK ve GÜNÜN SÖZÜ…

Çocukluğumda bakkala koşar bu çatapatlardan alırdık…Gerçi hala var görüyorum.En yüksek patlama sesini elde etmek için türevi “Mantarla ” birlikte sarılıp ,büyükçe bir kaya yardımıyla patlatılırdı.Kokusu ve çıkan sesi bir yana, birkaç kez yandığımı hatırlıyorum…
Başka versiyon olarak halka şeklinde dizilmiş küçük olanlarıda mevcuttu.Erkek çocuklarının tabancalarında vazgeçilmezdi…
--Yavrum yapma gözüne gelir…
--Sakın haa,eline yapışır…
--Amann bunlar tehlikeli şeyler vs…hepsini duyduk ama çocukluktu işte o zaman anlayamadık…
Ya da sadece bizim anne babalarımızın tembihleri yeterli olmadı.Başkalarının babaları onlara oyuncak tabanca aldı yetmedi,seside olsun diye çatapatlarla destekledi…

~~~
Dün cici kızım oyunparkında tramboline binmek istedi.Sıramızı beklerken bir babanın elinde gerçeğini hiçte aratmayacak şekilde üretilmiş oyuncak tüfeği görünce bir an irkildim…Orası masumdu,mutluydu,gülücüklerin birbirine karıştığı temiz bir ortamdı.
Peki o ortamda böyle bir modelin ne işi vardı? Hali vaktinin yerinde olduğu anlaşılan bu babanın aklına alacak başka oyuncak gelmemiş miydi?
Çocukluğumdan bugüne bazı şeyler değişmiş olmalıydı…

~~~

“Çocuklar; yok etmeyen, savaşı simgelemeyen, psikopat dürtüleri geliştirmeyen, vahşet, dehşet, öfke duygularını yaşatmayan oyuncaklarla oynamalıdırlar; yaratıcı ve üretici oyuncaklarla... Yani insan olmanın onurunu yaşatacak oyuncaklarla...” Çağatay Acar

~~~
söz kynk.
foto kynk.

13 Ağustos 2009

REKLAMIN BÖYLESİ…

Uzun süredir açılmayan mail kutusu açıldı. Ohoo mail kutusu dolmuş bile.
O da ne??? ……..seni Facebook’a davet ediyor,……Netlog hesabını görmeni istiyor,…….’nın Badoo mesajına baktınmı?
İşte yeni bir saçmalık daha.Bu mesajlar ilk gelmeye başladığında önemsemedik ama iş çığrından çıkmış.Üstelik eski iş yerinden hoşlanmadığım bundan sonrada görüşmeyi hiç düşünmediğim (bu arada duygularımız karşılıklı) fakat bir türlü msn’den silemediğim kişiden bu mesajlar gelmeye başlayınca anladım.Biliyorum benim ismimlede kişilere davette bulunuluyordur haberim olmadan…Kişilerin izni dışında onların adına bu mesajları kim yolluyor o da belli değil.
Daha kötüsü bunu merak edip açtığın zaman bilgisayara virüs geçiyor benden söylemesi…

30 Haziran 2009

YOK ARTIK...

Bir değil ,iki değil aslında çokkk var ama ben yazmaya zaman bulamıyorum.Bunu yazıcam ahh ettim…
Tv dizisi devam ederken altta bir yazı “ Tabanca yaz 3230 ‘a gönder gerçek tabanca sesi cebine gelsin.” Son zamanlarda karşılaştığım saçmalıklardan sadece biri böyle bişey olamaz ya da olmamalı…

* Numarayı kafadan attım.Meraklılara duyurulur!!!

24 Haziran 2009

ÇEKİLİŞTEN 25 MİLYARI NASIL KAZANMIŞIM??

Arka arkaya iki mesaj geldi telefonuma…”Değerli abonemiz 18.06.2009 tarihinde Turkcell’in düzenlemiş olduğu çekilişten hattınız 25.000 bin tl para ödülü kazanmıştır.Bilgi ve İşlem için 0539 662 38 09 nolu numaradan bilgi alabilirsiniz.Turkcell ” şeklinde gelen mesaja tabiî ki itibar etmedim ve aramadım.
Kim durduk yere böyle bir şey yapar ki? Dolandırıcılık teknoloji ile birlikte şekil değiştirmeye başladı.Haksız yere kazanç sağlamaya çalışan bu insanlara ve adını kullandığı halde bu hattı kapatmayan Turkcell’e kızdım doğrusu.Çünkü bilgi vermek için aradığımda Turkcell numarayı alma tenezülünde bile bulunmadı…Sadece “bu tür şeylere inanmayın”demekle yetindi.

31 Ocak 2009

NE ZAMAN ADAM OLUNUR ???

*Sis farlarına stop lambası takmadığımız zaman…
*Özür dilemeyi bildiğimiz zaman…
*Ahbap –çavuş ilişkisini ortadan kaldırdığımız zaman…
*Kulun kula hizmet etmediği zaman…
*Bedava balık yemeyi kabul etmeyip,balık tutmayı öğrendiğimiz zaman…
*Dik durmayı bildiğimiz ve tükürdüğümüzü yalamadığımız zaman…
*Bal tutanın parmağını yalamadığı zaman…
*Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşamasın !! dediğimiz zaman…
*Özelleştirme adı altında özel kişiler yaratmadığımız zaman…
*Trafik canavarını ülkemizden sınır dışı ettiğimiz zaman…
*Haysiyet ve onurumuzdan ödün vermediğimiz zaman..
*Hayvanlara sevgiyle yaklaştığımız zaman…
*Çağdaş bir kıyafetin iyi bir tavsiye mektubu olduğunu bildiğimiz zaman…
*Kendimize özeleştiri yaptığımız zaman…
*Sarı ışık yanar yanmaz kornaya basmadığımız zaman…
*Ressamın çizdiği resmi sansürlemediğimiz zaman..
*Manevi duygular uğruna, sömürge altına girmeyi reddettiğimiz zaman…
*Dürüst ile sahtekarı ayırt edebildiğimiz zaman…

*Misyon ve vizyon sahibi kişilerin peşinden gittiğimiz zaman...
*İddaa ve ispatı belgelediğimiz zaman…
*Geçmişe daima sahip çıktığımız zaman…
*Emrimizde çalışan kişiye önce değer verip, sonra cezalandırmadığımız zaman…
*Bireysel silahlanmayı yasakladığımız zaman…
*Kandırılmayı alışkanlık haline getirmeyi bıraktığımız zaman…

24 Ocak 2009

UMARIM İHTİYAÇ OLMAZ...

Artan ekonomik kriz ve işsizlik bazı kötü niyetli kişilere davetiye çıkardı…

8 Ocak’ta ki yazımda Ankara’da hırsızlık olaylarının arttığından bahsetmiştim…Maalesef dün okudum ki Funda’nın evine hırsız girmiş.Tahmin ettiğim gibi psikolojisi etkilenmiş hemen ev arayışına girmiş haklı olarak.Kış günü zor olacak ,aranan evde hemen bulunmaz , eeee bir taşınma maliyeti artık malum.Allah kolaylıklar versin çok üzüldüm bununla gelmiş geçmiş olsun…Ama görüyormusunuz hainlerin yaptığı iş, aileleri nasıl zor durumlarda bırakıyor? Maddi ve manevi etkileniyorsunuz.

Neyse asıl anlatmak istediğim konuya gelecek olursam.Böyle durumlarda evden hemen taşınamıyabiliriz sadece fikir vermek için yazıyorum.Bizim eve hırsız girdiğinde önce çelik kapı taktırdık.Tabii bunlar çelik kapıyıda artık açıyorlar.Özellikle kapının kolon kısımlarına beton dökülerek sağlamlaştırıldığına dikkat edin derim.Çünkü kolonları eğerek kapının açılmasını sağlıyorlar.Hatta başka bir arkadaşım çelik kapının önünede ayrıca bir demir kapı daha taktırdı.Onun dışında kesinlikle tavsiye edeceğim alarm.Evden çıkarken alarm kuruyorsunuz ya da gece yatarken.Kapı açıldığı andan itibaren geri sayımın başladığı süre içinde size ait şifrenin girilmesi gerekiyor.Şifre girilmez ise siren sesi oldukça yüksek biçimde başlıyor ötmeye.Tam beş dakika…Gene aynı anda sizin daha önce belirlediğiniz 10 kişinin telefonlarını otomatik arıyor.Yani alarm aynı zamanda evdeki telefon sisteminede bağlı.Ses kaydı var içinde eve yetkisiz giriş yapıldığına dair 10 kişiye haber veriyor.Bunun dışında elektrik kesildiğinde içinde 48 saat dayanacak bataryası var.Oradan güç alıyor.Evden taşınmanız durumunda alarm sökülebiliyor.Tabii bu arada teknik servis konularını vs..konuşarak netleştirin.Piyasada bu konuyla ilgili birkaç firma olduğunu biliyorum.

Bunlar kapı içindi,pencere ,balkon vs..tek tek düşünmek gerekiyor aslında.Daha öncede dediğim gibi umarım hiç kimsenin ihtiyacı olmaz ama ben bu konuda bayağa hassasım yazmadan geçemedim…


21 Ocak 2009

PAMUK ŞEKERİ VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ…

Haftasonu kızımın kahverengi rujumu çantamdan çıkarıp çikolata niyetine yeme faciasından sonra gezmeye çıktık.Havalar malum soğuk, kapalı ortam olduğu için alışveriş merkezlerinden birini tercih ettik.

Cici kız mutlu.Elinden tutmuş geziyorken ,çocuğumun pespembe renkli pamuk şekerleri dikkatini çekti.Aslında haklıydı çünkü daha çok küçük olduğu için yeni yeni bazı şeylerin farkına varıyordu…

Babası dayanamadı bir tane alalım dedi. Bayan ise –yok yeni bir tane yapayım diyerek şekeri makinesine döktü ve elindeki çubuğa pamuk helvayı sarmaya başladı.Bizimki pür dikkat olanları izlerken,bende bayanın ellerindeki eldivene ve diğer hijyenik koşullara bakarak çocukluğumu düşündüm…

Bizim zamanımızda şartlar bu kadar iyi değildi...Değilmiş ki bir gün dondurmadan zehirlendim.İlkokulumuzun önünde açıkta satılan elma şekerleri, macunlar,iplere dizilmiş alıçlar ne garipti çocuktuk işte herkes bilmeden kapış kapış alıyordu…
Birde şu naylon poşet içinde satılan leblebi tozları vardı.Allah’ım ne çileydi onu yemek dişlerine ,damağına ,genzine yapışıp insanı mahvederdi…

Kızımın pamuk şekerini bayan özenle poşetledi eline verdi. Nasıl ve ne şartlarda yapıldığını gördüm içim biraz daha rahat, dedim yaaa şimdikiler biraz daha şanslı…


not: fotodaki şirin şey bana ait değildir...:)

13 Ocak 2009

KADINLARI DÖVMEK İÇİN DEĞİL,SEVMEK İÇİN...

Dün çocuk oyun salonunda cici kızı oynatırken torunuyla bir bayan geldi yanıma oturdu.İki çocuk oynarken sohbet etmeye başladık.Konu tabi önce çocuklardı.-Beslenmesi nasıl? Uyku düzeni falan derken saatler ilerledi ve sohbet daha bir koyu hal aldı…Bir süre sonra anlatmaya başladı , o anlattıkça benim gözler şaşkınlıktan açıldı.Önceleri kurduğum olumlu cümleler—ne güzel !!! – çok iyi !! ilerleyen dakikalarda bir bir geri alınmaya başladı…
-Aslında dedi,bir hayli üzüntülüyüm tek kızım var okuttuk doktor oldu yine kendisi gibi bir doktor buldu evlendi.Fakat bir süre sonra damadım öyle eziyetlere başladı ki, kızıma şiddet uygulamaya,her şekilde onu aşağılamaya ve küçük görmeye kadar iş gitti.Kızım üzüntüsünden beyinde oluşan problemi yüzünden kısmi felç oldu ki o dönemde hamileydi.Erken doğum yaptı.Bu da yetmedi sezeryanlı kızımı gene dövdü…
(Sanırım bu kadar yeter daha fazla detaya girmek istemiyorum.)
Allah’ım böyle bir şey nasıl olabilir bu hangi vicdana sığar? Üstelik okumuş ,ilim görmüş bir insan fiziki olarak daha güçsüz olan eşine böyle bir zulmü,üstelik hamileyken nasıl yapar? Kahrettim ve çok üzüldüm…Hepimizin çocukları var ya da şu an yoksa ilerde olucaklar için söylüyorum dua ederken –Kıymet bilen yerlerde olsun kızım diyorum.Herkesin çocuğu için edeceği güzel bir dua ya da niyet herneyse…
Kimse kimsenin kölesi değil,hayatı paylaşmak güzellikleri birlikte yaşamak için evlenir insan…
Şimdi buraya kadar bunları halimize şükredelim diye yazmadım.Çölde kum tanesiyim elimde bir güçte yok bunu engellemeye sadece şunu söylemek için yazdım.”Siz kadınları sevmek için değil, dövmek için evlenenler…Allah bir gün bu yaptıklarınızla sizi cezalandıracak.Fiziki olarak senden daha güçsüz olduğunu bildiğin (üstelik hamile) bir bayana kalkan o ellerinize gereken ceza verilsin inşallah” ...

*kızgın olduğum için sert üslup kullandım okuyan arkadaşlardan özür dilerim.

08 Ocak 2009

HIRSIZA KİLİT DAYANMAZ...

İki hafta önce bir diş hekimi arkadaşımın muayenehanesine hırsız girdi.Bir hayli kaybı var.Giden eşyalarına mı yoksa,hiç yoktan çıkan yeni çelik kapı ve alarm masrafına mı üzülsün? Bu hafta da başka bir arkadaşımın evine hırsız girdi.Ehh onunda zayiatı az değil…

Bizim evede üç sene önce girmişti.Hemde gündüz vakti…Hareketli oyuncakların pil yuvalarına kadar söküp dağıtmıştı evi.Alarm taktırdık ama sonradan insanda oluşan psikoloji çok zor ,nasıl anlatayım?Dilerim ki kimse yaşamasın bu durumu ,ancak Ankara’da hırsızlık olayları arttı mı ne ? diye bir soru geliyor aklıma.Paranoya yaratmak için söylemiyorum genede dikkatli olun evinizin güvenliğini alın.


06 Ocak 2009

KAYITSIZ KALMAK MÜMKÜN MÜ?

İçimden bir şey yazmak gelmiyor açıkçası.Sadece haritada yerini bildiğim diyarlarda , hiç tanımadığım insanların üzüntüsünü, en önemliside korkudan faltaşı gibi açılmış gözleriyle bakan o çocukları görmeye dayanamıyorum.
Endonezya’da Tsunami felaketi yaşandığında genç çocuk soruyor bana ---Abla kaçsalardı yaa…Binaların tepesine çıksalardı ya da yüksek yerlere…kaçamamışlarmı? –Sen denizde oynarken üstüne küçücük bir dalga geldiğinde başa çıkabiliyormusun? Tokat gibi çarpıyor insanı sersemletiyor.10-15 metrelik dalga geldiğinde kaçman mümkünmü? diyorum…Şimdi ben babama soruyorum.Mesleği icabı bilir cevaplar diye---Baba sığınaklara girseler? – Peki daha uzak mesafelere gitseler.? Yok işte karşında her bakımdan üstün düşman var.Kaçamıyorsun…Sen onun yanında belkide nokta kadarsın.Empati kurarak bizim başımıza gelse diye düşünüyorum ne olurdu? Nasıl yapardık?…Öyle ya da böyle bir yerlerde çocuklar ölüyor,sakat kalıyor,vücutlarına en önemliside beyinlerinde yaralar açılıyor…Dua ediyorum,Umarım en kısa zamanda bu şiddet son bulurda başka çocuklar ölmez diye…

* Bunun intikamını mı alıyorsunuz? Ama bunu yapan onlar değildi ki?

---------------------------------------------------------------------------------Yukarıdaki yazıya ek: Ülkemin 1984 yılından beri verdiği şehit sayısına bakmaksızın ,bu gelişmelerle ilgili sokağa dökülen ağabeylerin tepkilerinin hepsini samimiyetsiz buluyorum ya da başka bir niyet arıyorum…

24 Aralık 2008

GÜNÜN SÖZÜ...

İki hafta içinde ,ikinci kez Kaptan’ın arabasının camını kırdılar.İlki Söğütözü’nde, gündüz vakti kelebek camı kırılmış…Diğeri alışveriş merkezinin açık otoparkında.Bugün alışveriş merkezi kamera kayıtlarına bakmış,polis tutanak tutmuş giden gitti tabi ama insanlar bunu niye yapıyor hiç tanımadıkları,bilmedikleri insanlara bu kötülük niye??? Kaskoyada yazık bu arada… "Adaletin gecikmesi , adaletsizliktir…" Landor

14 Aralık 2008

NOEL AĞACI,SÜSLER VS…

İnkar edemem, yılbaşı yaklaşırken büyük hipermarketlerin ortaya döktüğü çam ağacı süsleri,mumlar,ışıklandırmalar,noel baba figürleri vs…içimi kıpır kıpır ediyor.

Hele o gümüş renkli toplar var ya onlara bayılıyorum.Hazırlanan noel ağaçlarına tebessümle bakıyorum ancak…Hiçbir zaman evime çam ağacı almayı düşünmüyorum ya da içimdeki duyguyu bastırmaya çalışıyorum çünkü biliyorumki bizim kültürümüzde böyle bir şey yok !!!

Benim çocukluğumda yılbaşı, çam ağacı süslemek değildi…yılbaşı yaşanacak yeni bir yılın başlangıcıydı,ilk günüydü…Yeni nesile bunu kabul ettirmek isteyenler var farkındayım.Ne zaman benim kültürüme saygı gösterip ya da bizim yaptığımız geleneksel herhangi bir şeyi onlar yapmaya başlarsa ( ? ) belki o zaman düşünürüm.O zamana kadar hızla tırmanan bu işin parçası olmayacağım…


not : “tavşan dağa küsmüş ,dağın haberi olmamış.” :) tavşan olduğumu bilerek yazdım bu yazıyı…
1

13 Aralık 2008

KURBAN DERİLERİ ...

Kurban Bayramı bitti.Dini inanışlarımızı ve görevlerimizi yerine getirdik.Umarım bağışlanan kurban derileri farklı amaçlarda kullanılmadan gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşmıştır…

02 Aralık 2008

İÇERİK HIRSIZLIĞI ...

Son günlerde hangi emekçi bloğu açsam aynı şeyden şikayetçi... "İçerik Hırsızlığına" son vermek için artık herkes birşeyler yapmaya başladı..Hatta bunun için bir site kurulmuş bile..." Utanç Duvarı " ismi.
Bilginiz olsun istedim.Haberin detaylarına bakmak isterseniz Sürahi'nin içinde...:))

26 Kasım 2008

İNTERNET ŞİFRELERİ...

İnternet bankacılığında belli zamanlarda şifrenizi yenilemeniz için mesaj gelir…yani benim bankada öyle zaman zaman kızıyordum --üfff daha yeni değiştirmiştim nerden çıktı bu? diye sırf zaman kaybı,işim acele !!!
Zaten değiştirmeden işleme başlatmıyor…Bu işlemi çok sık yaptığım içinde ara sıra kullandığım şifreleri karıştırıp birkaç kezde kendi kendime bloke ettim…açtırmakta bir hayli tantanalı…Neyse biraz önce tüm kızgınlıklarımı geri aldım aslını düşünecek olursak güvenlik açısından oldukça iyi…Biraz önce farkettim ki yahoo mail hesabıma girilmiş , benim adımla hiç tanımadığım kişilere mail atılmış…Şifremi benden başka kimse bilmiyor ve ben bu adamların hiçbirini tanımıyorum…Üstelik uzun süredir buradan mailde atmıyorum.Bu nasıl oldu şimdi ?? Allah’tan atılan mesajlarda milliyetçi ne kadar mail içeriğim varsa o yollanmış ama sanırım belli aralıklarla kişisel şifrelerimiz içinde değişiklik yapmamız gerekiyor.Etik açıdan kötü olsada birileri bir şekilde bu şifreleri ele geçiriyor. Kimsede paranoya yaratmak adına söylemiyorum sadece aklınızda olsun diyorum…

1

13 Kasım 2008

KELİMEYİ DOĞRULAMASAK OLMAZ MI?

Arkadaşlar yorum pencerelerinde karşıma çıkan şu "kelime doğrulama" bölümüne resmen gıcık olmaya başladım...Daha önce bendede vardı zaman kaybı olduğunu düşünüp kaldırdım...Gerçekten ne işe yaradığını hala anlamış değilim.Bilen varsa yazsın lütfen.:((
1

07 Kasım 2008

GÜNÜN SÖZÜ...

Memlekette o kadar ilginç şeyler oluyorki.Çok detaya girmeyeceğim.Dün hesabıma para yatırmıştım.Fatura için internet bankacılığına girdiğimde bir sigorta şirketinden kesinti yapıldığını gördüm..Neden? ne için ?haber vermeden ,sormadan beni sigortalamışlar.:)) O sinirle bankayı aradım sigortaya yönlendirdi.Poliçeyi iptal ettirdim.Bakalım para geri hesabıma dönecekmi? İşte günün sözü burdan yola çıkarak sizlerin karşısında…

"Bankalar, güneşli günde şemsiye uzatıp, yağmur başladığında geri alırlar..."
Mark Twain
1

30 Ekim 2008

BİRİ BİZİMLE DALGAMI GEÇİYOR??

Dün gece Yaşamın Kıyısında yorum bırakmış...Bloğunda sorun olduğunu, başka bir yoldan sayfamı ziyaret ettiğini söylüyor.Kafama takıldı bir baktım ki ne göreyim yine aynı şekilde giriş yok !!Diğer arkadaşlardan bazılarında gene kapatılma yazısı görünüyor...dreamland 'a sordum onda bir sorun yok...Bu ne şimdi??Bloglar açıldımı açılmadımı?? Yoksa biri bizimle dalgamı geçiyor??
1

26 Ekim 2008

BLOG HAREKETİMİZ ENGELLENEMEZ...

BU BLOĞU AÇARKEN HİÇ AKLIMA GELMEDİ BÖYLE BİR ŞEY OLACAĞI...ŞU ÇEKTİĞİMİZE BAK TEK KELİMEYLE REZİLLİK.ORDAN ORAYA ARA ,BULMAYA ÇALIŞ,SONRA GÖRÜNTÜDE OLMAYAN HAYALİ TUŞLARA DOKUNARAK YAZIYI YAZ.BU NEDİR ŞİMDİ?? KENDİMİ O KADAR KAPTIRMIŞIM Kİ GEÇEN GÜN YAZARKEN "CİCİ KIZIM BÜYÜYECEK BUNLARI OKUYACAK" DİYE İÇİMDEN GEÇİRMİŞTİM.AMA NERDE??? BENİM İÇİN RESMEN BİR TERAPİ OLMUŞTU.ÜZÜNTÜLERİMİ UNUTMAK BİRŞEYLERLE UĞRAŞMAK, KAFAMI DAĞITMAK ADINA ÇOK İYİ GELDİ YAZMAK,SONRA FLAME'Yİ TANIDIM ARKASINDAN NAZO VE NURAN'I..BLOĞUN KAPANDIĞI GÜN İLK AKLIMA GELEN YAZILAR GİTTİ,ARKADAŞLARIN MAİL ADRESLERİDE YOK HERŞEY BİR ANDA PÜFFFFFF....ARTIK ALPER'İN YENİ RESİMLERİNİ GÖREMİYECEĞİM,YENİ MACERALARI NE OLACAK?? YA İLKAY'IN MİNİK KIZI ??ALEV'İN YAPTIĞI YEMEKLER,EL EMEĞİ İŞLERİ??? HAYDİNS'İN,MOSKOVA GÜNLERİ,TEDİ VE YAPTIĞI TAKILAR??NAZO ALIŞTIMI?YENİ YEMEKLER DENEDİMİ??BÖCÜK NASIL DERSLERİ İYİ GİDİYORMU??DREAMLAND KEŞKE MAİL ADRESİNİ ALSAYDIM SENİNLE KONUŞMAYI ÇOK İSTİYORUM ŞİMDİ AMA NASIL??YA EBRULİNİN CANIM DEDİĞİ YAZILARI??TÜHH O DA ÇOK ÜZÜLECEK BU İŞE O BLOĞUNA NE KADAR EMEK VERMİŞTİ..PITIRCIĞIN DOĞUMU NASIL OLACAK??YA ELÇİN VE GÜLEN ONLARLA YENİ TANIŞMIŞTIK..BİR DUT MASALI SON BAKTIĞIMDA BİR MASA HAZIRLAMIŞTI GÖRÜNTÜSÜ HALA AKLIMDA ARTIK YENİLERİNİ GÖREMİYECEĞİM..:(( VE DİĞERLERİ...BENDEN DAHA UZUN SÜRE ÖNCE YAZMAYA BAŞLAYAN ANILARINI ,EMEKLERİNİ BİRİKTİREN ARKADAŞLAR EMİNİM HEPSİ ÇOK ÜZGÜNDÜR.SİZİ OKURKEN GERÇEKTEN ÇOK MUTLU OLDUM İYİKİ SİZİ TANIDIM.UMARIM BİR ŞEKİLDE GÖRÜŞMEYE DEVAM EDERİZ ARKADAŞLAR...
1