25 Mayıs 2011
18 Mart 2011
VARSA ELİNDE EMANET, HER ZAMAN KENDİN TESLİM ET !!!
06 Ekim 2010
SONBAHARI GÖRMEDEN KIŞA GEÇİŞ…
Son bin yılın en soğuk kışını geçireceğimizi okuyunca.”Eyvah” dedim…
Daha pastırma sıcaklarını beklerken, soğuk kendini öyle bir hissettirdi ki kışlıkları çıkartmaya
başladık .
Haftasonu hazırlıksız gittiğimiz Gölbaşı'nda resmen donduk ve sonbaharı görmeden kışa geçiş yaptığımızı kabul ettik.
En son beş ay önce gitmiştim Gölbaşı'na o zaman hava müthişti, Ramses’i bu kadar büyümüş
görünce bir hayli şaşırdım.Bu cins ne kadar çabuk büyüyor??
Bu fotolarda birkaç gün öncesine ait.Görüntüde ki bahar havası sizi yanıltmasın, Ankara’da hava gerçekten buz gibi…
01 Temmuz 2010
ASTRAGAN KUZULARI...
İsmini Tatar ve Kazakların bulunduğu Astrahan şehrinden almış.Aynı zamanda bu bölgede yetişen Buhara koçlarıda yeni doğduklarında astragan olarak anılıyor…
Kuzuların tüyleri parlak,yumuşak ve kıvırcık…
Kaliteli bir astragan elde etmek için kuzuların yeni doğmuş olması gerekiyor.Çünkü kuzular hemen kesilmezse tüylerin yumuşaklığı ve kıvırcıklığı kayboluyor…
Hatta işi daha ileriye götüren kimi üretici kuzuları anne karnındayken zamanından önce çıkarıp alıyor…
Tarihçi Cemal Kutay’da, bir nevi simge haline gelen astragan kalpaktan yola çıkarak Atatürk’ün astraganı sevdiğini anlatıyor…
Ata’sının tercihini bilenler o dönemde yeni kurulan Orman Çiftliğinde de bu koyunlardan yetiştirilebileceğini söylüyorlar.
Kuzular doğuyor.En fazla dokuz kez nefes almasına izin veriyorlar.Kuzu nefes aldıkça tüylerin kıvırcıklığı artıyor, dokuz nefesten sonra hayvanı boğup derisini işliyorlar…
Bir çiftlik ziyaretinde yapılan işlemlerle ilgili Atatürk’e bilgi veriliyor…
“Böyle hunharlık olur mu?” diyen ve duruma sinirlenen Atatürk çalışanların işten çıkartılıp,tesisin tamamen kapatılması talimatını veriyor…