21 Mart 2010

GERGEDAN RUPERT’IN SIRADIŞI ÖYKÜSÜ…

Evcil hayvan yetiştirmenin sınırlarını zorlayacak bir hikayeye sahip gergedan Rupert’ın hikayesi.Aynı evin içinde geçen sekiz yıllık bir dostluğun öyküsü bu…


Dr John Condy’nin oğlu Mike Condy gergedana “Rupert” adını koyar. Zaman içinde aile fertlerinden biri haline gelen Rupert’ı özel formüllü bir sütle büyütmeye başlarlar.

Herkes kedi köpek beslerken, onların bir gergedana bakıyor olması Mike’a müthiş bir mutluluk verir…

Gergedanların evcilleştirilmesi mümkün olmamasına rağmen, oturma odasında uyuyan,veranda da dinlenen ve söylenenleri artık anlamaya başlayan gergedan,çocukların en iyi oyun arkadaşı olur…
Dr John Condy,1960 yılında Güney Afrika ülkesi, eski adı Rodezya şimdiki adıyla Zimbabve’ye görevli olarak atanır.Bir süre sonra diğer çalışma arkadaşları gibi İngiltere’de yaşayan ailesini de yanına getirtir…
O dönemde
Zambezi nehri üzerine kurulan Kariba barajı tamamlanmasıyla bölgedeki vahşi yaşam alanlarının bir kısmı sular altında kalır.Bu durumdan olumsuz etkilenen hayvanları kurtarma çalışmalarında bulunan Dr Condy, annesi suda boğulmuş bir bebek gergedana sahip çıkarak eve getirmek zorunda kalır…


Mike Condy ve kızkardeşi Kate Condy’nin yanı sıra komşu çocuklarına da alışan Rupert, onları sırtına alır, dolaştırır.Evin köpeğiyle de çok iyi dosttur… Ziyaretçiler onu görmeye gelirken muz getirmeyi unutmazlar.Çünkü Rupert’ın bu zayıf noktasını herkes öğrenmiştir.



Çay saatlerinde masanın başında sırasını bekleyen, çocuklara uykudan önce “iyi geceler” öpücüğü vermeyi öğrenen gergedan günden güne büyümeye de devam eder.


Birlikteliklerinin sekizinci yılında Rupert hastalanır.Uzunca bir süre bununla mücadele eder,ancak kurtarılamayarak ölür…
Bugün 50’li yaşlarında olan Mike Condy gergedanı Rupert ile yaşadıklarını asla unutamayacağını,onu hep sevgiyle hatırlayacağını anılarında anlatır…


19 Mart 2010

SASANDO…

Sasando’yu bir takvim yaprağında gördüm önce…Yanı başımdaki kütüphane kaynaklarından yapılan araştırma ne yazık ki sonuçsuz kaldı.İnternetteki bilgiler ise kısıtlıydı.


Endonezya’da kullanılan geleneksel bir çalgı Sasando, doğum, düğün ya da benzeri sosyal etkinliklerde kullanılıyor.Hüzünlü müziği ve rahatlatıcı etkisi nedeniyle cenaze törenlerinde de çalınıyor.Gitar,ud gibi telli bir çalgı olan sasandonun yapımında bambu, palmiye yaprakları ve çiviler kullanılıyor.Müzik aletini çalmaksa özel bir yetenek gerektiriyor.
Kısaca bahsetmişken bu ilginç çalgının bir de sesini dinletelim…


MUTLU GÜNBATIMI...

Gün bitiyor…
Yapılacak işlerin bitmiş olması ve sonrasında duyulan huzur...:))
Yüzümdeki ifade aynen böyle…


Photobucket

TÜRK ORDUSU TÜRK MİLLETİ’NİN ŞEREFİDİR...

Yoğun geçen bir günün ardından, paylaşmak istediğim çok konu ve döküman var elimde ancak hem sıkmamak adına hem de önemli günlerin sadece tek bir güne sığdırılması taraftarı olmadığım için bunları ara ara paylaşmayı uygun görüyorum…
Duygu yoğunluğu içinde geçirilen “Çanakkale Zaferi” yıldönümü kapsamındaki etkinliklerde en beğendiğim bölüm panel konuşmacılarından Prof. Dr. Seçil Karal Akgün’ün paylaşımlarıydı.Zaman kısıtlıydı ve böyle bir ordunun başarısını birkaç saate sığdırmak mümkün değildi…
Bilinmeyen hala anlatılmayı bekleyen bize ait o kadar çok ayrıntı vardı ki…
Daha önce duymadığım ve de görmediğim belgeler karşısında duygu seline kapıldım zaman zaman.
Bu vatanın bir ferdi olarak tek isteğim Türk’ün büyüklüğünün her zaman hatırlanması,geçmişte gösterilen başarı ve kararlılığın devamı.
Bütün şehitlerimizin ruhu şad olsun...

Photobucket

18 Mart günü gelen düşman gemilerinden bazılarının isim anlamları hayli ilginçti…

* MUHTEŞEM
*YORULMAZ
*BÜKÜLMEZ
*FETHEDİLEMEZ
*İNTİKAM ALAN
*KARŞI KONULMAZ

Görkemli bir gelişe karşı,hüsranla dönüyorlardı…

foto.