14 Şubat 2011

LİBYA ULUSAL MARŞINI BİR TÜRK BESTELEMİŞTİ…

Bu memleket ne yetenekli insanlar yetiştirmiş, genç nesile isimleri aktarılmadan unutulmuş gitmiş…

Nuri Sami Koral desem bilir misiniz ?
Bende yeni öğrendim adını.Tekirdağlı bir müzik öğretmeniymiş.Şişli Terakki Lisesinde haftada bir de olsa müzik sevgisini aşılamaya çalışmış öğrencilerine…

Pek çok orkestra ,senfoni,konçerto ve oda müziği eserleri bestelemiş…

Nuri Sami Koral’la ilgili asıl ilginç olay henüz bağımsızlığına kavuşmuş Libya’nın 1959 yılında ülkemizi resmi ziyaretiyle başlamış…

Kral I. İdris’e hediye edilmek üzere ulusal marş hazırlanması istenmiş Koral’dan …

Batılı teknikle bestelenecek marş için ülke yerel müziği ve melodileri hakkında bilgi toplamış kendisi ve onlara güzel bir ulusal marş bestelemiş…

“Kral’a Selam Marşı” ve “Libya Ulusal Marşı” hediye edilmiş, Kral çok beğenmiş şükranlarını bildirmiş hatta ülkesine döndükten sonra telif ücretini bile yollamış ve Nuri Sami Koral’ı Libya Devlet Konservatuarını kurması için ülkesine davet etmiş…

Orada üç ay kalmış usta besteci, gösterilen ilgi alaka müthişmiş.Aslında daha fazla kalabilirmiş ancak otoriter rejimin halk üzerindeki baskısı ve yasaklar ülkede misafir Koral’ı bile bezdirmiş.İşlerini bitirip İstanbul’da soluğu almış…

Bu arada Endonezya devlet başkanı da kendilerine ulusal marş bestelemesi için Koral’la iletişime geçmiş,bir marşta onlara bestelemiş…

Yeteneği günden güne duyulan müzisyenin senfonileri İsveç konserlerinde çalınır, Stockholm Radyolarında yayımlanır hale gelmiş…

Arkadaşı Eser Tutel, ele geçen bu fırsatlarla büyük paraların kazanılabileceğini buna rağmen Koral’in mütevazi bir yaşam tercih ettiğini ve 88 yaşında sessizce aramızdan ayrıldığını anılarında anlatıyor…

Ne diyelim göğsümüzü kabartmış,Allah gani gani rahmet eylesin,hiç olmazsa bundan sonraki yeteneklerin kıymeti bilinsin…

13 Şubat 2011

BİR FİLM İZLEDİM,ARKASI YARIN TADINDA… :)))

Dvd playerımı uzun süredir yanımdan ayırmıyorum.Sanki hınç alırcasına minik prensesim büyürken izleyemediğim,herkes anlatırken konuya yabancı kaldığım ne kadar film varsa arka arkaya izledim.Düşünün ki izlemeyeni dövüyorlar misali “Issız Adamı” ben yılbaşından önce izleyebildim.Bazen iki film bitirdiğim bile oldu.Taaa ki geçen aya kadar…

Leonardo’nun “Kanlı Elmas” filmi geçti elime , bir türlü bitmek bilmez her repliği ezberledim neredeyse sırf başladığım işi bitirme uğruna çıkarıp atmadım.İki dk. izle,çocuğun karnı acıktı, 4 dk izle kapı çalınsın, 3 dk. izle telefon çalsın derken birde günün yorgunluğu ile her seferinde dvd karşısında uyuyakalınca bitmek bilmedi.Tam iki ay olmuş…

Böylede film izlenir mi ? demeyin.Arkası yarın tadında benim gibi izleyip duruma şükredenler var onu bilin. :)))



DVD