Kimi insanın midesi çok hassastır.Sizin görmezden geleceğiniz bazı şeyler onlar için bir kabustur, yolculuklar bile eziyettir …
Benim bu tür sıkıntılarım pek yok çok şükür.Sadece bardakta duyacağım yumurta vs. kokusu,bir de ismini bile duymaktan nefret ettiğim hamamböceği tiksinmem için sebeptir…
Şimdi midem sağlam diye övündüğüme bakmayın.Yaklaşık yarım saat önce enteresan bir durum oldu…
Eleştri alan bir siteyi MAALESEF ziyaret ettim.İçeriğinde hiçbir bilgi kaynağının olmadığı,Türkçe’nin alabildiğine katledildiği,gelenek örf adetlerin hiçe sayıldığı anlamsız bir adres.Pişman oldum ama iş işten geçti...
Özür dilerim böyle yazdığım için ama şu an miğdemde karşı konulmaz bir tiksinti duygusu var…
Hiçbirimiz mükemmel değiliz zaman zaman küfür ediyor argo kelimeler kullanabiliyoruz.Ancak bunu aleni yapmamak,toplumu hiçe saymamak,çevremizdeki kişilere rahatsızlık vermemek bir görev olmalı bireyler için…
“Ben istediğimi yazarım”dan ziyade ZAMANI daha eğlenceli,daha yararlı kılmak böyle bir teknolojik imkanı değerlendirmek hepimiz için önemli olmalı…
Blog dünyasında aktif üç seneyi bitirdim.Bu süre içinde çok nadide kişilikler tanıdım…
Yaşıtlarım , benden çok büyük ya da küçük arkadaşlarım…
İçlerinden kimisini imrenerek kimisini takdir ederek,kimisine de tebessüm ederek okudum…
Seçimlerime elbette dikkat ettim.Hemen hemen hiç rahatsız olmadım…
Takip etme sınırı olmasaydı belki daha çok blog okuyup daha çok güzel insan tanıyabilirdim.Ayıp duygusundan haberdar olan daha daha çok insan…
Aslında bu yazıyı sizler için yazdım desem ??
Bu işe gönül veren, yazılarında gereken özeni gösteren,samimi ve güzel paylaşımlarını sergileyen tanıdığım veya tanımadığım bütün arkadaşlarıma buradan teşekkür etmek istiyorum.
Bize ayıbı öğrettikleri içinde annelere,babalara ve iyi eğitim veren öğretmenlere de en içten sevgilerimi yolluyorum…