17 Haziran 2008

ATATÜRK 'ÜN BİLİNMEYENLERİ


"ATA" LAFINI SEVMEZDİ"Atatürk" lafını ilk kez donemin Türk Dil Kurumu Başkanı bir konuşmasında kullanmış, Mustafa Kemal de çok beğenerek soyadı olarak almıştı.Kendisine "Ata" diye hitap edilmesinden hiç hoşlanmazdı.


EN SEVDİĞİ YEMEK Manastır Askeri Lisesi yıllarından kalan bir alışkanlıkla hayatı boyunca en sevdiği yemek kuru fasulye ve pilav olarak kaldı. Tatlıya düşkün değildi ama cani istediğinde çok sevdiği gül reçelini tercih ederdi.


EN BÜYÜK HAYALİ DÜNYA TURUNA ÇIKMAKTI Ömrü yetseydi bir dünya turuna çıkıp Türk dili ve tarihi üzerindeki çalışmalarını genişletmek en büyük hayaliydi.


BAŞUCU KİTABI "ÇALIKUŞU"YDU Binlerce kitabi vardı. Ama bunların arasında bir tanesini hayatı boyunca hatta cephede bile başucundan ayırmadı. Reşat Nuri Güntekin'in ünlü "Çalıkuşu" romanını hep yanında taşır, her gün rast gele bir yerinden acar, birkaç sayfa okurdu.


KABUL SALONUNDAKİ AT YAVRUSU Atlardan sonra en sevdiği hayvan köpekti. "Fox" adını verdiği köpeği, Gazi`nin yatağının ayak ucunda uyurdu. Hayvanlara düşkünlüğü o dereceydi ki bir gün misafirlerinin de görebilmesi için yeni doğmuş bir tayla annesinin Cankaya Kosku kabul salonuna getirilmesini bile emretmişti.


TAM BİR SALON ADAMI En sevdiği dans valsti. Müzik zevki çeşitlilik gösteriyordu.Klasik Bati müziği dışında Anadolu ezgilerini de severek dinlerdi.


GÖMLEKLERİNİN TÜMÜ BEYAZDI Gömleklerinin hepsi beyazdı. Bu gömlekler ilk yıllarda İsviçre`de özel olarak dikilirken sonra yerli mali kullanma kampanyasına öncülük edebilmek için Beyoğlu`nda bir terziye diktirilmeye başlanmıştı.


DOLABINDA LACİVERTE YER YOKTU Takım elbiselerinin tasarımlarını hep kendisi çizerdi. Lacivert takım giymeyi sevmezdi.


ÖLÇÜLERİ Boyu 1.74 idi. Hayatinin son dönemlerine kadar 76 olan kilosu hastalığının ilerlemeye başlamasıyla 46'ya kadar düşmüştü. 43 numara siyah rugan ayakkabı giyerdi.


RUMELİ ŞİVESİ Özenli ve temiz bir Türkçe konuşurdu. Ancak bazı kelimeleri Rumeli şivesiyle telaffuz ederdi.


HAZİN BİR HİKAYE Hayatında bir donem çok önemli yer tutan Mustafa Kemal`in evlenmesinden sonra hayatına trajik bir şekilde son veren Fikriye Hanim`in mezarının nerede olduğu bilinmiyor.


CUMHURBAŞKANLIĞINDAN SIKILIYORDU.Hayatinin çoğunu geçirdiği savaş cephelerinden sonra Cumhurbaşkanı olarak geçirdiği yıllar ona bir tecrit yaşantısı gibi geliyor, çok sevdiği halkından ve sade bir vatandaş yaşamından uzaklaştığını düşünüyordu.


KENDİSİ TIRAŞ OLMAZDI Sabah kahvaltılarıyla arası hiç hoş değildi.Yataktan kalkar kalkmaz odasındaki divanin üzerine bağdaş kurarak oturur, günün ilk kahvesini sigarasını içerdi. Bir özelliği de kendi kendine tıraş olmamasıydı.


DÜZEN TAKINTISI VARDI Evinde, çevresinde hatta konuk olduğu evlerde bile eğri duran eşyaları düzeltmeden rahat edemezdi.


HOŞGÖRÜLÜ LİDER Köylünün birinin gazete kağıdına sardığı tütünü içmeye çalışırken eli yanmış, "Alin bunu kendi içsin" diyerek Atatürk`e küfretmişti. Mahkemeye çıkarılacaktı. Atatürk olayı dinledikten sonra "Onu mahkemeye vereceğinize doğru dürüst sigara içmesini temin edin" dedi.


SİGARA PAZARLIĞI Hastalığının başlangıcında kendisini muayene eden Dr.Fissinger günde kaç paket sigara içtiğini sormuş, Atatürk "sekiz" demişti. Doktor bunu günde bir pakete indirmesi gerektiğini söyleyince gülümseyerek cevap vermişti: "Ben zaten bir paket içiyorum. Bundan sonra bunu sizin izninizle yapacağım".


"BU NASIL HALKÇILIK?"Bir sabah milletvekilleri ile trene binmişti. Kondüktörün milletvekillerinden bilet parası almamasına sasırmış nedenini sormuştu.Trenin milletvekillerine bedava olduğunu öğrenince epey sinirlenmiş, "Ne de güzel halkçılık ama" demişti.


"LAİKLİK ADAM OLMAKTIR!"İlk mecliste bir oturum sırasında üyelerden biri laikliğin ne manaya geldiğini anlamadığını söyleyince Gazi çok sinirlenmiş ve elini kürsüye vurarak bir din bilgini olan üyeye cevap vermişti: "Adam olmak demektir hocam, adam olmak!


"KURBANLARI BAĞIŞLARDI Gittiği yurt gezilerinde kendisi için kurban edilen hayvanlara bakamaz böyle durumlarda sırtını döner yada kesilmelerini engellerdi.


YABANCI DİLE MERAKI Askeri lisede öğrenmeye başladığı Fransızca'yı sonraki yıllarda geliştirdi. Zengin bir kelime bilgisi vardı. Konuşurken araya Fransızca sözcükler de eklerdi.


FASULYESİNE POKER Kumardan hoşlanmaz ama arkadaşlarıyla fasulyesine poker oynardı. Oyun sonunda kazandıklarını iade ederdi.


KAN GÖRMEYE DAYANAMAZDI Cephelerde düşmanla göğüs göğüse savaşmış biri olarak en ilginç özelliği savaş meydanları dışında kan görünce fenalaşmasıydı.


KULAKLARI DUYAN TEK KİŞİ Fransız tarihçisi Herriot Ankara`ya geldiğinde Gazi`nin kulaklarının duyuyor olmasına sasırmış anılarında bunu esprili bir dille anlatmıştı: "T.C`de bir tane kulakları duyan kişi var onu da Cumhurbaşkanı yapmışlar".


BİR RİCASI BAŞ TACIDIR Bir gün halk arasında dolaşırken çarşaflı bir kadına rastlamış, "Hafız Hanim benim hatırım için başındaki örtüyü acar mısın?" diye sormuştu. Kadın bas örtüsünü açarak, Atatürk`ün önünde eğildi ve ellerini öptü.


BİLARDO VE YÜZME Sportmen kişiliği vardı. Her gün at biner, yüzmeye gider ve bilardo oynardı.


EN BAŞARILI DERSİ Eğitim hayatı boyunca en başarılı dersi matematikti. Pozitif bilimlere ilgisi hayatı boyunca sürdü.


YAĞCILARA GECIT YOK Yağcılara çok kızardı Bir aksam sofrasında kendisine gereksiz şekilde iltifat eden Abdülhak Hamit`e müdahale etti.


SON YILBAŞI GECESI1937`yi 1938`e bağlayan son yılbaşı gecesini Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras ile bas basa geçirmişti. O gece dolabındaki bazı elbiseleri bakana hediye etmişti.


KÖSKTEKİ GÜVERCİNLİK Kuşları çok severdi.Çankaya Köşkü`nde özel bir bakicinin ilgilendiği güvercinliği vardı.

16 Haziran 2008

GÜNÜN SÖZÜ...


" Her şeyin yok olduğunu düşündüğünüz anda, gelecek hâlâ yerindedir."Bill Cosby

BEN SÖYLEDİM AYDIN AMCA YAPTI...

Burcumdan dolayı sanırım eskiye olan merakım hiç bitmedi.
Antika bir şey gördüm mü hiç dayanamam.

Aydın Amca ile tanışmamız bir tesadüf sonucu oldu hobi amaçlı başladığı işte, profesyonel olduktan sonra dükkan açmış.
Kim elinde eski ne varsa getirmiş kimisini onarmış kimisini kendi satın almış.
Dükkan o kadar ilginç şeylerle dolu ki...
Tozlu olmasına rağmen içerde gezmeye bayılıyorum.

--Aydın amca bu ne ?? diye sorduğumda başlıyor anlatmaya...
Dinlemek elimdeki nesnenin ne olduğu nasıl bu hale geldiğini anlamak beni şaşırtıyor.
Genelde ağaç işleriyle ilgileniyor onları zımparalıyor, temizliyor ,cilalıyor derken müthiş yepyeni bir şey çıkıyor ortaya bir sandalye bakıyorsunuz kırık dökük onun elinde tekrar can buluyor.

İşte bu sandıkla geçen yıl tanışmam böyle oldu bir köşede öylece sus pus oturmuş yenilenmeyi bekliyordu sanki.

Toz içindeydi içindeki canlılar --hayır burası artık bizim evimiz rahatımızı kimse bozamaz der gibiydi:)) 
Neyse Aydın Amcaya ne istediğimi anlattım o da sağolsun tam istediğim gibi bir şey yaptı.
Bu yaşlı sandığa tekrar can verdi şimdi evimizin bir köşesinde öyle bir kuruldu ki her gelen bakmadan geçemiyor.

1

BİR TÜRK DÜNYAYA BEDELDİR...

Dün gece maçın nasıl sonuçlanacağını merak ederek geçirdim.Veeeeeee sonuç muhteşem oldu...Maç izlerken yaşanılan heyecan ve süprizlerr müthişti...Biz öyle bir milletiz ki kafamıza koyduğumuzu hırsla ve yüreğimizle istersek alıyoruz tüm engellemelere rağmen...:))Bir kez daha gurur duydum...
Arda Turan daha önceki maçta olduğu gibi takımı gene ateşledi kilit noktası o oldu...Nihat Kahveci ise işi sonuca bağladı...Bu çocuklar akıl ile oynuyorlar artık tescillendi...Kaldıki rakip güçlüydü ama bizim takım gençti ve yaşlı Çek Cumhuriyeti karşısında istediğini aldı.
Maç 90 dakika sonuç ne kadar kötü olursa olsun ümidi kaybetmemek gerekiyorbize bunu kanıtladılar...Emeği geçen herkese tüm Milli Takıma sonsuz teşekkürler... "Esas Adam" Arda Turan "Nihat Kahveci"
1