Tabii ki saymadım…Yumurta ile ilgili bu kaçıncı foto ,yazı vs…İtiraf etmeme gerek yok hepiniz anlamışsınızdır onsuz kahvaltı düşünemiyorum ben...
Dolayısıyla onunla ilgili karşıma ne çıkarsa gözden kaçmıyor,değerlendiriliyor.:)))
Bu yetenekli adam yumurtaları üst üste koyarak dengede durmasını sağlıyor.Bununla da yetinmeyip sayısını bilemediğim kadar yumurtayla zoru başarmış ve kendi tasarladığı tabloyu bitirmiş.Domino taşlarını dizmek bundan daha kolay mı ne ???
kynk.
19 Şubat 2009
SANDIK…
Rahmetli kayıpederimde babam gibi astsubaymış…1978 senesinde görevdeyken trafik kazası geçirmiş ve rahmetli olmuş…
Sene 1977 bizim kaptan beş yaşında …Israrlarına dayanamayan babası Edirne’de görev yaptığı birliğe kaptanı götürüyor…İşyerine gelen bu sevimli ufaklığa gazinoda meyvesuyu ısmarlayanlar,tost alanlar onunla sohbet etmeye çalışanlar herkes çevresinde pervane… Eeeeee çocuk hem yaramaz,hem de cin fikirli…
Gazinoda öğle tatili yetişkinler arası sohbet belli.Emeklilik,katsayılar,ikramiye vs…İlerleyen saatlerde gazinonun kapısında oyuna dalan çocuğu komutan görüyor başını okşayıp
—hadi gel bir gezinti yapalım diyor…Başlıyorlar etrafı dolaşmaya ,bu sırada komutanın gözü hiç olmaması gereken yerdeki mühimmat sandıklarına takılıyor ve soruyor
–Bunlar ne ? Bu sandıklar niye burada duruyor??? Bizimki cevap veriyor.
--Ben bunların ne olduğunu biliyorum, bunlar emekli sandığı… :)
Sene 1977 bizim kaptan beş yaşında …Israrlarına dayanamayan babası Edirne’de görev yaptığı birliğe kaptanı götürüyor…İşyerine gelen bu sevimli ufaklığa gazinoda meyvesuyu ısmarlayanlar,tost alanlar onunla sohbet etmeye çalışanlar herkes çevresinde pervane… Eeeeee çocuk hem yaramaz,hem de cin fikirli…
Gazinoda öğle tatili yetişkinler arası sohbet belli.Emeklilik,katsayılar,ikramiye vs…İlerleyen saatlerde gazinonun kapısında oyuna dalan çocuğu komutan görüyor başını okşayıp
—hadi gel bir gezinti yapalım diyor…Başlıyorlar etrafı dolaşmaya ,bu sırada komutanın gözü hiç olmaması gereken yerdeki mühimmat sandıklarına takılıyor ve soruyor
–Bunlar ne ? Bu sandıklar niye burada duruyor??? Bizimki cevap veriyor.
--Ben bunların ne olduğunu biliyorum, bunlar emekli sandığı… :)
17 Şubat 2009
BİR PİLOT VARDI...
Askeri okulu başarıyla bitirmiş genç pilotu belki ödüllendirmek belki de yeteneklerini daha da arttırmak için Kanada’ya yolladılar…İki senelik eğitimin ardından yurda dönen pilot önce Merzifon’da daha sonrada Eskişehir’de görevine devam etti…1964 yılında Kıbrıs’da başlayan Rum zulmüne sessiz kalamayan hükümet ,tıpkı diğer askerleri gibi ona da görev verdi…
Eskişehir’den havalanan pilot Kıbrıs semalarına geldiğinde uçağı yerden açılan ateş sonucu alev aldı ve hızla düşüşe geçti…Son anda paraşütünü açmayı başaran genç pilot öyle bir yere iniş yaptı ki… bir tarafı Rum,bir tarafı Türk köyü olan bir nehir yatağına …İyi Türkçe konuşan Rumlar el işaretleriyle birlikte –gel bu tarafa gel dediler…Türk köyündekiler—hayır bu tarafa diye seslendiler…kim doğru söylüyordu ? bilemedi ve yanlış tarafa gitti…Rumlar tarafından esir alınan genç pilot ele geçtikten sonra konuşturulmak adına öyle işkencelere maruz kaldı ki genede direndi…Hiçbir şekilde konuşmayan genç pilot yüzbaşı 29 yaşında , beton çivisi ile şehit edildi…
Hükümet naaşını Rum tarafından istediğinde ,önce isteklerini bildirdi düşman…Yurda getirilen şehit ,büyük bir tören sonrası İstanbul –Edirnekapı şehitliğine defnedildi…
O belki yakınınızdaki bir okula ya da bir sokağa adı verilen İlk hava harp şehidimiz Cengiz Topel’di…
----------------------------------------------------------------------------------
* Cengiz Topel’in uçağı düştükten sonrası aslında varsayımlar üzerine kurulu.Ben bu hikayeyi 1989 senesinde Lefkoşa’daki “Barbarlık Müzesini” gezerken dinledim.İşkence sonrası çekilen fotoğraflarına yüreğin dayanması mümkün değil…
Sonra ne oldu bilinmez öyle ya da böyle hunharca işlenen bu olay bizim tarihimiz ve bunu herkes öğrenmeli…Hani biz barbar ve zalim olarak anılıyoruz yaaa bunu özellikle onun için anlatmak istedim…
Eskişehir’den havalanan pilot Kıbrıs semalarına geldiğinde uçağı yerden açılan ateş sonucu alev aldı ve hızla düşüşe geçti…Son anda paraşütünü açmayı başaran genç pilot öyle bir yere iniş yaptı ki… bir tarafı Rum,bir tarafı Türk köyü olan bir nehir yatağına …İyi Türkçe konuşan Rumlar el işaretleriyle birlikte –gel bu tarafa gel dediler…Türk köyündekiler—hayır bu tarafa diye seslendiler…kim doğru söylüyordu ? bilemedi ve yanlış tarafa gitti…Rumlar tarafından esir alınan genç pilot ele geçtikten sonra konuşturulmak adına öyle işkencelere maruz kaldı ki genede direndi…Hiçbir şekilde konuşmayan genç pilot yüzbaşı 29 yaşında , beton çivisi ile şehit edildi…
Hükümet naaşını Rum tarafından istediğinde ,önce isteklerini bildirdi düşman…Yurda getirilen şehit ,büyük bir tören sonrası İstanbul –Edirnekapı şehitliğine defnedildi…
O belki yakınınızdaki bir okula ya da bir sokağa adı verilen İlk hava harp şehidimiz Cengiz Topel’di…
----------------------------------------------------------------------------------
* Cengiz Topel’in uçağı düştükten sonrası aslında varsayımlar üzerine kurulu.Ben bu hikayeyi 1989 senesinde Lefkoşa’daki “Barbarlık Müzesini” gezerken dinledim.İşkence sonrası çekilen fotoğraflarına yüreğin dayanması mümkün değil…
Sonra ne oldu bilinmez öyle ya da böyle hunharca işlenen bu olay bizim tarihimiz ve bunu herkes öğrenmeli…Hani biz barbar ve zalim olarak anılıyoruz yaaa bunu özellikle onun için anlatmak istedim…
bknz.Cengiz Topel , Cengiz Topel
bknz. varsayımlar
bknz. işkence bölüm- Johnson mektubu
bknz. otopsi raporu
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)