16 Şubat 2011

DUVARDA 120 BİSİKLET

Hani Google çeviriyi kullanıp takip eden arkadaşlar var bilmem bunu yazmakla onların anlamasını zorlaştırır mıyım? Bizde bir laf vardır.”Kaz gelecek yerden, tavuk esirgenmez” derler. :))

İşte o hesap Almanya’nın Altlandsberg kasabasında bir bisikletçi dükkanı…

Tek bir levha ile reklam yapmak yerine, dış cepheye bisikletleri monte ederek dikkat çekmeyi uygun görmüş.Bunun içinde yüz yirmi tane bisiklet kullanmış…


bisiklet

HEPİMİZ YAPTIK AYNI HATALARI…

Belli bir yaşa gelince şarkılara farklı anlamlar yükleyerek dinlemeniz daha olası hale geliyor.Mesela ben bu şarkıyı 20’li yaşlarımda dinlemiş olsaydım, sözleri beynimde birebir haliyle korur yazarın kaleme aldığı o an ki duygularla dinlerdim…

Şimdi mi?

İlginçtir, Ajda geçenlerde kaybedilmiş dostluklarım için söyledi bu şarkıyı bana…

Bu akşam daha kalabalıktı kafamdaki düşünceler nasıl geçtiğini anlamadığım zaman vardı sözlerde,içinden tek tek seçtiğim kelimelerle dinledim…

Seneler geçse de dinlenir güncelliğini yitirmeden çünkü içinde pek çok tad barındırır bu şarkı…

(Tabii bu söylediğimi ticari kaygılarla yapılmış,hiçbir sanatsal değeri olmayan şarkılarla yapabilmeniz mümkün değil bilmem anlatabildim mi?)


15 Şubat 2011

14 ŞUBATTA ELEKTRİKLİ BATTANİYEYE SARILMAK... :))

Dün komşumuz Leyla teyzeyle karşılaştık,yaşına rağmen çok şen bir o kadar esprili…

Dile kolay yetmişe merdiven dayamış.Öptüm elinden,mevlüdünü kutladım, bir de komiklik olsun diye sevgililer gününü…

“Amannn” dedi, “Sevgililer günü de neymiş, bizden geçti öyle şeyler amcan evde var mı yok mu? belli değil.Bizler artık elektrikli battaniyeye sarılıyoruz.” :)) :))

bonsai
nertera

Hayat bir koşuşturmayla devam ettiğinden, pek bir farklılık göremedim dün, sıradan bir gündü işte...

Sadece küçük bir bahçe sahibi oldum. :))))
Sarı renkli “ Nertera “ minik prensesimin, Guzmanya ve Bonsai Kaptan’ın hediyesi...

Çiçekleri seviyorum, bu beni gerçekten mutlu etti…

14 Şubat 2011

LİBYA ULUSAL MARŞINI BİR TÜRK BESTELEMİŞTİ…

Bu memleket ne yetenekli insanlar yetiştirmiş, genç nesile isimleri aktarılmadan unutulmuş gitmiş…

Nuri Sami Koral desem bilir misiniz ?
Bende yeni öğrendim adını.Tekirdağlı bir müzik öğretmeniymiş.Şişli Terakki Lisesinde haftada bir de olsa müzik sevgisini aşılamaya çalışmış öğrencilerine…

Pek çok orkestra ,senfoni,konçerto ve oda müziği eserleri bestelemiş…

Nuri Sami Koral’la ilgili asıl ilginç olay henüz bağımsızlığına kavuşmuş Libya’nın 1959 yılında ülkemizi resmi ziyaretiyle başlamış…

Kral I. İdris’e hediye edilmek üzere ulusal marş hazırlanması istenmiş Koral’dan …

Batılı teknikle bestelenecek marş için ülke yerel müziği ve melodileri hakkında bilgi toplamış kendisi ve onlara güzel bir ulusal marş bestelemiş…

“Kral’a Selam Marşı” ve “Libya Ulusal Marşı” hediye edilmiş, Kral çok beğenmiş şükranlarını bildirmiş hatta ülkesine döndükten sonra telif ücretini bile yollamış ve Nuri Sami Koral’ı Libya Devlet Konservatuarını kurması için ülkesine davet etmiş…

Orada üç ay kalmış usta besteci, gösterilen ilgi alaka müthişmiş.Aslında daha fazla kalabilirmiş ancak otoriter rejimin halk üzerindeki baskısı ve yasaklar ülkede misafir Koral’ı bile bezdirmiş.İşlerini bitirip İstanbul’da soluğu almış…

Bu arada Endonezya devlet başkanı da kendilerine ulusal marş bestelemesi için Koral’la iletişime geçmiş,bir marşta onlara bestelemiş…

Yeteneği günden güne duyulan müzisyenin senfonileri İsveç konserlerinde çalınır, Stockholm Radyolarında yayımlanır hale gelmiş…

Arkadaşı Eser Tutel, ele geçen bu fırsatlarla büyük paraların kazanılabileceğini buna rağmen Koral’in mütevazi bir yaşam tercih ettiğini ve 88 yaşında sessizce aramızdan ayrıldığını anılarında anlatıyor…

Ne diyelim göğsümüzü kabartmış,Allah gani gani rahmet eylesin,hiç olmazsa bundan sonraki yeteneklerin kıymeti bilinsin…