12 Haziran 2008

TEBRİKLER ÇOCUKLAR..


Arda'nın son dakika golü muhteşemdi...

GÜNÜN SÖZÜ...


"İnsan gençliğinde öğrenir, yaşlandığında anlar." E.Eschenbach

NESRİN'İ DÖVEN ELLER KIRILSIN...


"Kocaeli'nin Darıca ilçesinde, ultrasonda bebeğin cinsiyetinin kız olduğunu öğrenen kişinin, 5 aylık hamile eşini dövdüğü iddia edildi. Kadın hastaneye kaldırılırken, gözaltına alınınan eşi ifadesinin alınmasının ardından serbest bırakıldı.Coskun Ç. (24), 5 aylık hamile eşi Nesrin.Ç.(24) ultrasonda bebeğin cinsiyetinin kız olduğunu öğrendi. Çoşkun Ç. eve geldikten sonra bebeğin cinsiyetinin erkek olmamasından dolayı tartıştığı eşi Nesrin Ç'yi dövdü. Yüzünde ve vücudunun çeşitli yerlerinde morluklar oluşan genç kadın Gebze Devlet Hastanesindeki tedavisi altına alındı."
Bu haberi okuduğumda inanamadım...Öfkelendim kendimce.Hamile olduğumu öğrendiğimde içimden kız olur inşallah dediğimi ,ilerleyen zamanlarda da sağlıklı olsun önemli olan o desemde içimde ihtiras yaptığımı hatırlıyorum...Ailece ne sevinmiştik cinsiyeti kız diye...

Bebeğin cinsiyetini baba belirler...Ama hala bunu bilmeyen cahil kafalar olduğu müddetçe gazatelerde böyle çokkkk haber okuruz...Zaten aylarca sürecek beden yorgunluğuna,hormonların vermiş olduğu duygusal değişime katlanan kadınlar birde böyle kötü muamele ile karşılaşınca ne yapar? Söylenecek o kadar çok şey varki gelin görünki kafamı toparlayıp onu bile yazamıyorum...

Üzgünüm elimden hiçbirşey gelmedi ben bu haberi sadece okudum ve sizlerlede paylaşmak istedim.:((1

11 Haziran 2008

YEŞİMCİĞİME TEŞEKKÜRLER...


Canımmm sağduyum, ne iyi yaptımda senin sözünü dinledim şu bloğu açtımm.. Sıkıntılı geçen şu günlerde yazarak kafa dağıtmak,başka şeyler düşünmek bana çokk iyi geldi...Bu arada birkaç tanede arkadaşım oldu...:))) Şimdi kendimi biraz daha rahatlamış hissediyorum...Umarım mutlu günlerime tekrar dönerim.Km'lerce uzaktada olsan İyiki varsın...1

BUNDAN ÖNCEKİ HAYATIMDA KESİNLİKLE İTALYANDIM..:))

Herkesin hayatında hayır diyemiyeceği şeyler vardır.Diette olduğum zamanlar hariç herzaman makarnaya evetttttttttt....
(not:sevgili flame, bunları ben yapmadım sadece netten buldum ve bakmakla yetindim.:((( bellimi olur yakında senden güzel bir makarna tarifi gelir...)






BU AY EN ÇOK TIKLANAN RESİMLER..




10 Haziran 2008

TÜRKİYE'DE AKILLI TÜKETİCİ OLMAK...


Biraz önce biten ütü sonrası yazmaya karar verdim...Nedenmi??? Hemen açıklıyayım...
Herkes güzel giyinmeyi sever..İmkanı el verdiğince kaliteli olsun ister...Ama ne yalan söyliyeyim ben güzel giyinmenin herzaman kaliteli giyimden geçmediğine inananlardanım...İşte bu fikrimi doğrularcasına biraz önce yaptığım ütü bunu birkez daha kanıtladı... Güzel giyinmek uğruna aldığımız markalı ,çeşit çeşit,modellerdeki gömlekleri ütülemek resmen eziyete dönüştü...Hemde öyle böyle değil yurtdışında rağbet gören markalardan tutunda,büyük hipermarketlerin bilmem kaç bin dolar kira ödeyen büyük mağazalarından dünyanın parası verilerek alınan güzelim gömlekler daha ilk yıkamada fosss çıktı..En yüksek derecede ütülesende, eşim “hafif nemliyken ütülenmeli” desede açılmıyor gömlekler...Şimdi mantıken çok para vererek aldığınız bir malın en iyi kalitede olması beklenir değilmi???Yani en’leri olmalıdır...”En kaliteli kumaş” “En rahat ütülenen gömlek” “En....” vs... böyle bir beklenti içine girmemiz normal değilmi?? Eeee hani nerde???Bu kaliteli dediğimiz gömleklerin içinde bir tanesi varki ,günlük kullanmaya diye orta halli bir mağazadan alınan müşfik,uslu,hiç zorluk çıkarmayan biricik gömlek kaçıncı kez yıkanmasına karşın ilk günkü gibi düpdüzgün insanın karşısına çıkıyor işte....Aynı örneğe benzer , artık model takip edemediğim cep telefonu cennetine dönen güzel ülkemde herkes,bakkaldan ekmek süt alır gibi cep telefonlarını değiştirmekte,bir üst model çıktığında iki gün önce aldığı sıfır telefonları ikinci elden satmakta...İstemesemde bende aşırı ısrarlara dayanamayıp bu hataya düştüm. Gene aynı konu daha pahalı, daha bilmem Mbsi yüksek,daha fonksiyonlu diye gittik sattık ...Aldık bilgisayar donanımlarına sahip telefonu...Şarjının bir gün bile gitmediğinemi yanarsın,videonun sadece 9 sn’ye çekim yapabildiğinemi ,yoksa(bugün farkettim) kronometresi olmadığınamı... Sonradan program yükleniyormuş da,kameranın süresi uzatılıyormuş da gidip bunlarla kim uğraşacak??Birde mesaj çekerken türkçe karakter(ü,ö,ş,ı,ç,ğ) kabul etmez tek mesajı 2 yada 3 mesaj halinde gönderir bu yeni model cep telefonları...Eeeee şimdi bu ne demek oluyor???Oysa 20 sn çekim yapan,kronometreli,şarjı 3-4 gün giden,mesaj çekerken beni üzmeyen cep telefonum nerdesin??Seni sattığım için çok pişmanım...Özledim seni...
Biliyorum bütün bunlar akıllı tüketici olmadığım için başıma geldi.Keşke alacağım ürünlerin önce ihtiyaçlarıma cevap verecek şekilde olmasına dikkat etseydim vede uyanık davransaydım,Türkiye’de herşeyin en pahalıda olmadığını
anlasaydım... 1

TÜRKİYE’DEKİ SİYASETÇİ ANOTOMİSİ

Ülkemizin kaçınılmaz kaderi bu baştaki siyasetçilerin anlamsız ve uzun konuşmaları...Sorduğunuz sorulara cevap alıncaya kadar size acı çektirirler.Dinlersiniz can kulağıyla anlamaya çalışırsınız kafanız bulanır bulanır bulanır... Anlamış görünür kafa sallarsınız.Sonuç herzaman kocaman bir sıfır olur bunuda ya o zaman anlarsınız ya da seçim zamanı.
Bu eşi bulunmaz nadide topluluk bir araya geldiğinde belli başlı karekteristik davranışlar sergiler.Mesela seçim zamanı yaklaştığında en çok kullandıkları belli başlı kelimeler “Halk” “Global” “Vatandaş” vb.olur Sorduğunuz ya da beklediğiniz her cevabın başında demokratik kelimesinide bulabilirsiniz.Bu çok sık kullanılan kelimeler seçimler bittiğinde lügattan çıkarılır.Artık oylar cebe konmuş,ülkenin kasasında kalan son paraları cebe indirme sırası gelmiştir(tabi o da kaldıysa...)
1

09 Haziran 2008

GEÇMİŞE DÖNÜŞ...

Eşimin berberinin 7 yaşında bir kızı varmış.Evde boş kaldığı vakit babasının eski kasetlerini teybe koyup dinliyormuş...

Bu öyle bir hal almış ki 7 yaşındaki çocuk babasının yıllar öncesinde hayranlıkla dinlediği İlhan İrem'in fanatik bir hayranı olmuş...

Başlamış babasına sormaya -Baba İlhan İrem şimdi nerde ?? Niye artık kaset çıkarmıyor??Neden televizyona çıkmıyor??Babası cevap vermiş --Belkide artık televizyonlara çıkmayı saçma buluyordur.

Ekranlardaki saçmalıkları izledikçe müzik yapmakta içinden gelmiyordur diye...

Bu arada küçük kız İlhan İrem'in konser vereceğini duymuş.Koşmuş babasına baba ne olur bilet alalım diye..

Sonunda muradına ermiş konsere gidip kendisini yakından görme fırsatı bulmuş.Bu olayı geçen ay eşim anlattığında kendi kendime tebessüm ettim...

Evet bir zamanlar İlhan İrem vardı şimdi nerelerde acaba ??dedim bu yaşta fanatik bir hayranı olduğunu bilse ne yapar ne düşünür?

Sonra kafamdan 80'li yıllarda kimler vardı diye düşündüm??Ben 74 doğumluyum daha küçükler belki hatırlamaz...

Tek kanallı televizyonların olduğu dönemde kimler vardı??Mesela Coşkun Evcim Dans Grubu vardı...
Gerçi genç yaşta rahmetli oldu kendisi.Sonra onun kızkardeşi lastik kız Yasemin Evcim ??Çiçek Abbas'tan hatırlayanınız varsa Pembe mutlu vardı ona ne oldu?? Şimdi nerde?? Melike Zobu?? Yada Burçin Oraloğlu?? Sonra bu düşüncelerim dahada büyüdü büyüdü...
Adile Naşit'in "uykudan önce" programı geldi aklıma saat 8'de izleyip yatağa öyle giderdi kardeşimm...
Cenk Koray'ın --kutunuzu açıyorum yarışma programı belkide televizyonda yarışma anlamında ilk izlediğimiz programdı...Sonra çizgi flim WOLTRAN..."Güççç bende artıkkkk" diyen He-Man...80'li yılların sonlarına doğru Levis 501 kot çılgınlığıı...Dallas'ta herkesin gözü çıksın diye beddua ettiği Ceyar..Yaa acaba böyle bir arabam olsa neler yaparım dediğimiz "kara şimşek Kit"...Ömürde böyle çile çektiği görülmeyen "Köle İsaura"...
Anket defterlerimizi süsleyen Modern Talking ,Samantha Fox ,George Michael,Duran Duran ... bir reklam daha geldi şimdi aklıma Lee Cooper reklamı ..Uvaaa Uvaaa...diye bağıran bir grup.
Okul kantininden yada bakkaldan aldığımız leblebi tozu ne garip bişidiii...yada içinden karikatür çıkan penbo sakızlar..Ha birde Mabel en favori olanı oydu benim için ..
Yalnız hep içimi karartan ve günlerden pazar olduğunu hatırlatan tek program vardıki rahmetli Hikmet Şimşek yönetiminde "Pazar Konseri" nedendir bilmem o program çıkınca televizyonu kapatma isteği ve ödevlerime doğru yöneliğim günleri hatırlıyorum şimdi.
Zaman su gibi akıp geçiyor bellimi olur belki yıllar sonra bir bakmışım yıl 2028'i yazıyor olurum... Coşkun Evcim ve Dans Grubu


Melike Zobu

Burçin Oraloğlu


1

TİCARET YAPMAK İSTEYENLERE ALTIN ÖĞÜTLER...

--İş yerinizde akraba veya tanıdık kişileri çalıştırmayın.

--Hiçbir işi ertelemeyin.Unutmayın erteleyeceğiniz her iş ilerde karşınıza daha büyük bir problem olarak gelecektir.


--Vergi- ssk borçlarını düzenli ödeyin.Çünkü devlet her zaman alacak sırasında ilk olacaktır.


--Kişilere yapabileceği işler kadar yetki verin.


--İşe göre adam alın.Önceden yapacağınız plan dahilinde kişi sayısını belirleyin fazla kişi işe almayın.


--Çek-senet kullanacaksanız ödeyebileceğiniz kadar kesin.


--Bankalarla çalışacaksınız uygun ödeme planlarını hesaplayarak kredi kullanın.Her bankadan aynı anda kredi kullandığınızda ödemede zorluk çekeceğiniz ihtimalini unutmayın.


--Borcu borçla kapatmayı asla denemeyin.


--Hukuki bilgilere sahip olun eğer mümkünse bir avukat edinin.


--Masraftan kaçınıp gerekli olan şeyleri atlamayın.


--Muhasebenizi iyi tutun.Muhasebecinizi sık sık denetleyin.


--Bilmediğiniz ya da anlamadığınız işlere girmeyin.


--Eğer yeni bir işe girecekseniz mutlaka ön edüt yapın.Defalarca gözden geçirin olabilecek olumsuz ihtimalleri gözardı etmeyin.


--Kendinizi veya işinizi insanlara olduğundan farklı anlatmayın.


--Varsa borçlarınız haftalık-aylık-senelik dökümlerini alın.Hatta kendiniz tutun.


--Gereksiz masraflardan kaçının.Çalışanlarınıza hak ettikleri kadar ödeyin.


--Çalışma zamanları dışında arkadaşlarınıza zaman ayırın.


-- Mümkünse ortaklı işlere girmeyin.


--Verdiğiniz sözleri unutmayın.


--Çalışanlarınıza evinizi öğretmeyin.(bu çok önemli)

--Son olarak kimseye kendinizden daha fazla güvenmeyin..:))

1

05 Haziran 2008

YARATICI GÜÇ


Bu resimden müthiş etkilendim...Nedenmi?? Bu kadar muntazam, özenle bir çiçek nasıl yapılır??? Buna hangi insanoğlunun gücü yeter???1

27 Mayıs 2008

ANNE...


Annelik her ırkta , her dilde, her renkte aynı... Hangi durumda olursa olsun.(2008) Yılının en başarılı fotoğraflarından biri...1

13 Mayıs 2008

İYİKİ DOĞDUN İPEKBÖCEĞİM...


Geçtiğimiz cumartesi cici kızımın ilk yaş günüydü...Üzüntüler ve sıkıntılar içinde nasıl kutluyacağımı bilemeden hazırlandım kendi çapımda...Sandığım kadar kötü olmadı bunada şükür...Oysa hayallerim çok farklıydı ona doğumgünlerinin en güzelini yapmak isterdim ama şartlar buna izin vermedi...
Neyse "benim meleğim ,cici kızım Allah sana uzun ömürler versin sağlık içinde mutlulukla geçsin hergünün.Umarım hayat sana hep iyi yüzünü göstersin..Unutmaki herşey senin için..." 1

29 Nisan 2008

BİR HİKAYE...


Geçtiğimiz günlerde defterlerimi karıştırırken 2-3 sayfa yere düştü.
Yıllar öncesinde yazdığım bir hikaye geçti elime belki çok amatörceydi (ilham gelmiş demekki :)) 
yine de defterler arasında kaybolup gitmesini istemedim aynen paylaşıyorum.(sadece başlığını komik bulduğum için es geçiyorum)
-------------------------------------------------------------
12.09.2000

“Uzun bir yürüyüşten sonra tepeyi tırmanmıştı.
Bulduğu ilk ağaç gölgesinin dibine kendini bıraktı.Bu manzarayı görmek için uzun yürüyüşe değmişti.Kendini bir süredir bu kadar mutlu hissetmemişti.
Derin sakinlik içinde kuş ve rüzgar sesleri birbirine karışmış,temiz hava ciğerlerine dolmaya başlamıştı.
Oysa yalnızlıktan ve sessizlikten hiç hoşlanmazdı.Ya şimdi???
Sırt çantasından çıkardığı matarasından suyunu yudumlamaya başladı.Yeryüzü güzelliklerinden bir tanesi diye düşündü SU???
Etrafı seyretmeye devam etti.Alabildiğine yeşil bu doğa harikası yerde hayatının büyük bir kısmını geçirmiş, birçok insanı tanıma fırsatı bulmuştu.

Matarasını tekrar çantasına koymaya hazırlanmıştı ki çantasında baba yadigarı o kaseyi gördü.
Eline aldı ve babasının ona ilk hediye ettiği günü hatırladı.
Babası o antika kaseyi verdiğinde eklemişti. “Bu kase sana hayata nasıl baktığını gösterecektir.Onu iyi sakla ve beni hatırla…”

Babası ölürken kardeşi ve kendisine bu küçük kasabanın en büyük çiftliğinide bırakmıştı.Artık çalışma , bu büyük çiftliği daha da büyütme sırası kendilerine gelmişti.
Hırsla koyuldular iş başına…

Önce ekilebilir araziyi genişlettiler sonra birkaç sığır ve at aldılar.Daha sonrada iş makinaları…
Her şey yolunda giderken annelerinin ani ölümü ve aşırı kuraklık işlerin kötü gitmesine neden oldu.Allah’tan dostları vardı,bu kötü günlerinde yanlarında.
Adam zaten dostları olmadan yaşayamazdı.Hayatı boyunca güleryüzlü ve dürüstlüğü ile birçok dost edinmişti.Geçmişteki yardımseverliğide unutulmamıştı.Yardıma muhtaç birçok insanı iyi günlerinde yedirmiş,giydirmiş,ihtiyaçlarını karşılamıştı.Kardeşi ise zaman zaman canını sıksa da o kadar büyütmüyor ona ağabeylik tecrübeleriyle yardımcı olmaya çalışıyordu.Oysa ne kadar farklıydılar.İşte bu zor günlerinde o antika kaseyi eline alır gece boyunca babasının nasihatlerini hatırlardı.Elinde tuttuğu kasenin ağzına kadar dostlukla,güvenle ve ümitle dolu olduğunu görür o da mutlu olurdu…

Birgün inanılmayacak bir şey oldu.Onu gördü bugüne kadar hissetmediği bir duyguydu.İçinden bir şeylerin kopup ona doğru aktığını gördü adam.Aşk bu muydu??
İnsanın içinin erimesi mi yoksa okyanuslar gibi yükselmesi miydi aşk??
Eve koştu.Günboyu gördüğü peri kızının güzel yüzü sanki hala karşısındaydı.Yine dolabına gitti o kaseyi eline aldı.Baktı içi gene dolu öyle dolu ki taşmak üzere aşk doldurmuştu bugüne kadar görmediği o güzellikte içindeydi…
Gülümsedi.

Bütün bu olanlardan kardeşine bahsettiğinde kardeşi güldü ve alay etti.Adam koştu kaseyi getirdi dolaptan “bak dedi ne görüyorsun??” 
Kardeşi dudak büktü.Hiç görmediği bu teneke parçası neyin nesiydi??

Adam hiç değişmeyen kardeşine aşkını anlatmaktan vazgeçti.İlerleyen günlerde vurdumduymaz kardeşini o peri kızıyla gördü.Daha sonraki günlerden birinde ise kasabadan birlikte ayrıldıklarını öğrendi.Gitme diyemedi ya da gitmeyin…

Bozulan çiftlik işleri dahada kötüye giderken çok sevdiği dostlarınında birer birer yok olduğunu gördü.Oysa ne çok sevmiş ve yardım etmişti onlara.

İşte bu karmaşık duygularla çıktığı bu tepede olan biteni düşündü.Uzun zamandır bakmadığı o antika kaseye şöyle bir baktı içi boş hemde bomboş…”kendimi yıllarca kandırdım galiba “diye düşündü.

Bu kase hep boştu tıpkı insanlar,uğraştığı şeyler ve hayatı gibi bu kasede bomboştu.Ayağa kalktı birden ve telaşla toprağı kazmaya başladı.Kaseyi toprağa koydu ve içini toprakla doldurarak örtmeye başladı..Herşeye rağmen yinede ümit etti.”Hiç olmazsa toprakla dolsun içi, bu kase varolduğu sürece dolu kalsın “dedi.

1

GÜNÜN SÖZÜ...


"FELAKET BAŞA GELMEDEN ÖNCE, ONU ÖNLEME VE ONA KARŞI SAVUNMA ÇARELERİNİ DÜŞÜNMEK GEREKİR." (1920) MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

24 Nisan 2008

GEÇEN HAFTANIN ÖZETİ...


Arkamda bıraktığım hafta acı ve ıstırapla geçti...Bunları " haketmedim" desemde faydasız biliyorum.Hayat arkadaşı olmanın bedeli bunun adı...Geçen haftayı anlatan en güzel yazı işte burada...

Kula bela gelmez Hak yazmadıkça
Hak bela yazmaz , kul azmayınca...

Hak kulundan intikamını kul eli ile alır,

Hakkı bilmeyen bunu kul yaptı sanır,

Hakkın emri olmayınca sanmaki yaprak sallanır...

Kaderde ne ise olur etme merak,

Uyma kendi nefsine Hakkın emrine bırak...

Altından ağacın olsa zümrütten yaprak,

Akıbet gözünü doyurur bir avuç toprak...

Bul erbabını danış akıl,

Öğüt dinlemek ferasettir,zaman ahir zaman oldu zuhur eden alamettir...

Mal ve mülke mağrur olma varmı ben gibi??

Bir muhalif rüzgar eser savurur seni harman gibi...

Dünya malı elde iken düşmanların hep dost olur,

Elde birşey kalmayınca kardeş bile düşman olur...
1

10 Nisan 2008

İNSAN ÜZERİNE...

“ İnsan görünüşü ile karşılanır, kişiliğiyle uğurlanır…” Anonim


“Gerçekten büyük olmayan adamlar çevrelerini küçük adamlarla doldururlar.” E.Reich