02 Haziran 2009

AKTÜERYA BİLİMLERİ NEDİR ?

Bugünlerde Erzincan Üniversitesine “Mezarlık Yönetim Bölümü” açılması gündemde…Üniversite sınavlarına girdiğim yıllarda “Ekmekçilik” bölümü açılmıştı.O zaman garip gelmişti tabii.Oysa Ekmek tüketiminde “Dünya Şampiyonu” bir ülkede böyle bir bölüme çok ihtiyaç vardı.İçeriği ve hijyen açısından eğitimli kişilerin ellerinden çıkacak ekmekleri yemeyi sanıyorum kimse reddetmez.
Sonraki seneler açılan yeni bölümleri fazla takip edemesemde duyduğum “Kanatlı Hayvan Yetiştiriciliği Bölümü”, “At Antrenörlüğü Bölümü”,“Otobüs Şoförlüğü(Kaptanlık) Bölümü” bayağa ilgimi çekmişti…Kuş gribini ya da hergün yaşanan trafik kazalarını gördükçe bu bölümlere aslında ne kadar ihtiyaç olduğunu insan fark ediyor…
Son zamanlarda ise sıkça karşılaştığım ama ne olduğunu bilmediğim bölüme gelelim…”Aktüerya Bilimleri Bölümü” insanların kaza, hastalık, deprem,sel ,yangın.vb. olasılıklarla mal varlıklarını etkileyebilecek risk durumlarını analiz ederek ,sigorta ve emeklilik koşularını hesaplama bununla birlikte gelecekte olasılıkları tahmin edip önceden güvenlik programı oluşturma,risk ölçmede ve yönetmede uzman “Aktüer” ler yetiştiriyor(muş)…
Hacettepe Üniversitesinde 2002-2003 yılında öğretime başlamış…

DAMAT...

…Artık çok geçti…"bekarlık sultanlıktır" diyen arkadaşları başına neler geleceğini maalesef imzayı attıktan sonra anlattı…

29 Mayıs 2009

SÖYLEMEDİ DEMEYİN...

Dans, ilk defa Fransa’da yapılmaya başlamış.Kanuni Sultan Süleyman idaresindeki Osmanlı İmparatorluğunun toprakları Avrupa’nın ortalarına kadar gelmiş. Fransa ile sınır komşusu… İşte tam o dönemde dansın ne olduğunu öğrenen Kanuni Sultan Süleyman tasvip etmediği bu olay karşısında hemen harekete geçer ve Fransa Kralı François’e bir mektup yazar…
“Ben ki, kırk sekiz krallığın hakanı Kanuni Sultan Süleyman Han’ım Sefirimden aldığım rapora göre, memleketinizde dans adı altında kadın erkek birbirine sarılmak suretiyle insanlar arasında oyun oynanmakta olduğunu işitmiş bulunmaktayım.
Hemhudut olmaklığımız dolayısıyle, iş bu rezaletin memleketime de sirayeti ihtimali müvacehesinde Name-i Hümayunum elinize ulaştığından itibaren derhal son verilmediği takdirde, bizzat Ordu-yu Hümayunumla gelip men’e muktedirim!”

Rivayet o ki; Kanuni’nin bu mektubundan sonra Fransa’da yüz sene dans yapılmamıştır.

*Acaba yazının başlığını "Bir Türk'ün Ricası" olarak değiştirsem mi? :)