Kültür mirası hikayeleri bulup çıkarmak çokta kolay olmuyor.Bilinmeyen ya da daha önce fazla duyulmayan olayları aramaktan ziyade bunun için zamanda gerekiyor çünkü o hikayenin nerede ve ne zaman karşınıza çıkacağı belli olmuyor…
Eşekli Kütüphaneciyi bende yeni duyuyorum ve sizlere anlatmak için sabırsızlanıyorum çünkü okumayı teşfik etmek adına neler yapılmış bilinsin istiyorum.
~~~~~~~~
1943 yılında Ürgüp Tahsin Ağa kütüphanesine yirmi üç yaşında Mustafa Güzelgöz isminde bir memur atanır ancak kütüphanenin durumu içler acısıdır, bakımsızdır ve geleni gideni yoktur.
Kütüphaneyi faaliyete geçirmek isteyen Mustafa Güzelgöz, önce başka illerdeki Ürgüp’lü kişilere mektuplar yazar.Kısa sürede kütüphaneye yeni kitap bağışları gelmeye başlar.Bu arada halkı kitapla buluşturmak isteyen genç memur bürokratları zorla ikna ederek bir eşek alır.İki tane sandık yaptırıp, içine kalınlığına göre 180- 200 adet kitap yerleştirip başlar köy köy dolaşmaya…
Kütüphaneyi faaliyete geçirmek isteyen Mustafa Güzelgöz, önce başka illerdeki Ürgüp’lü kişilere mektuplar yazar.Kısa sürede kütüphaneye yeni kitap bağışları gelmeye başlar.Bu arada halkı kitapla buluşturmak isteyen genç memur bürokratları zorla ikna ederek bir eşek alır.İki tane sandık yaptırıp, içine kalınlığına göre 180- 200 adet kitap yerleştirip başlar köy köy dolaşmaya…
Kütüphaneye de “sadece Pazartesi ve Cuma günleri açığız” yazısını asar.Eşeği Yüksel’le gezmeye devam eden kütüphaneciyi çocuklar alkışlarla karşılar.Zamanla insanlar kütüphaneye gelmeye başlar, ancak kadınların uğramaması üzer Mustafa Güzelgöz’ü onun içinde bir formül bulur.Zenith ve Singer firmalarına mektup yazıp isimlerininin kütüphaneye yazılması karşılığında dikiş makinası gönderilmesini rica eder.Toplam 10 adet dikiş makinası gelir.Salı günlerini kadınlar günü yapar ki kadınlar makinaları kullanmak için kütüphaneye gelmeye başlar.Zamanla kalabalık artar,sıra bekleyen kadınların eline okusunlar diye birer kitap verir …
Yaptığı çalışmalar dönemin Amerikan Elçisi tarafından duyulur ki destek amacıyla “Amerikan Barış Gönüllüleri” kütüphaneye bir jeep hediye eder.Elçi bizzat gelerek jeepi Güzelgöz’e teslim eder…
Okuma –Yazma kurslarına destek, Halıcılık kurslarının başlatılması, Tarım Satış kooperatifinin kurulması derken “görevini ihmal ettiği ve görev tanımı dışında davrandığı” gerekçesiyle hakkında soruşturma açılır.Bu durum karşısında çok üzülen Mustafa Güzelgöz, emekliye ayrılır…
Ardında 85 bin cilt kitap ve 12 kütüphane bırakan eşekli kütüphaneci 2005 yılında vefat eder.Ölümünden sonra Ürgüp’e heykeli dikilir…
6 yorum:
vay be analar ne yiğitler doğurmuş, çok güzel bir hikaye fakat hakkında soruşturma açılması çok kötü olmuş. sen o kadar didin, çalış sonra böylesi bir muameleye maruz kal. çok kötü fena...
İnsan isteyince ne güzel şeyler yapabiliyor.
Mustafa Amca'ya Allah rahmet eylesin.
Teşekkürler Ebrucum, yine harika bir şey paylaştığın için.
çalışarak iyi birşeyler yapmaya çalışan ve bunu başaran ve bu başarının sonucunda da tam da ülkeme has dedirtecek bir son :(
yani bilememiş aslında rahmetli Mustafa Bey...o kitapları para karşılığı okutsaydı veya satsaydı
o dikiş makinalarını da keza öyle
bak o zaman yeri nerelerde olurdu
ne diyelim...işte ülkeme has :(
Canım merhabalar, eskiden zor şartlara rağmen verilen emekle şimdiki duruma bakınca kahroluyorum. kaç arkadaşımın sınav sonrası çocuğu, yapılanlardan bunalıma girdi. Atatürkün verdiği çabalar nerede, ne oldu bize böyle anlayamıyorum..güzel paylaşımlarda bulunmak dileğiyle Güzel bloğuna kocaman sevgiler bıraktım.
ürgüplü bir arkadaşım var. Sınıf arkadaşımdı. Şimdi Eskişehire gitti. Oturduumuzda Ürgüp'ten bahsederdi. Anlatırdı. Tarihini, adetlerini felan. Fotoğrafları açıp konuşurduk. Bunu da anlatmıştı. İki üç hafta önce gittik Nevşehir'e. Kapadokya, Ürgüp harika. Bir daha gitmek istiyorum. Çok çok sevdim. Herkese tavsiye ederim.
Yorum Gönder