anılar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
anılar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Ağustos 2012

ABAJUR AMA SIRADAN DEĞİL ...



Bugünkü paylaşım bir abajurun hikayesi olucak.İlk bakışta bana da garip gelen ancak hikayesini öğrendiğimde beni çok duygulandıran bir eşyanın hikayesi…

Görseli nette paylaşan justgrant,  düğününden birkaç gün önce aile arasında bir yenen bir yemekte annesinin söz isteyerek konuşma yaptığını, nişanlısına ve kendisine mutluluklar diledikten sonra masanın altından bu abajuru çıkarttığını anlatıyor.

İlk etapta  şaşıran ve ne olduğunu tam anlayamayan justgrant, “Hayatımda aldığım en güzel hediye “ diye bahsettiği  abajuru eline aldığında bakıyor ki i çi çocukluk yıllarından kalan ufak tefek eşyalarla dolu.

Annesi  zaman içinde evde bulduğu ya da çocuğunun pantolanlarından çıkan malzemeleri bir yerde anı  mahiyetinde biriktirmiş.

Yıllar sonra bunu bir cam kavanoza koyarak üstünü kapattırmış ve tasarlatıp oğluna hediye etmiş.

Evet bir annenin elinden ve yüreğinden bu abajurun hikayesi.



11 Nisan 2012

O KIRMIZI PABUÇLAR SADECE BİR GÜN GİYİLDİ


En küçük amcamın düğününe sayılı günler kala, kan kırmızı gıcır gıcır parlak rugan bir ayakkabı alınmıştı bana.

Giymek için epey sabırsızlandığımı hatırlıyorum ancak annem düğün gününü beklememi söylediği için hemen giyememiştim.

Sağanak yağışlı bir İzmir gününde düğün salonuna giderken ki mutluluğum,sürekli ayakkabılarıma eğilip bakmam,salonda müzik eşliğinde kabarık elbisemi sağa sola sallayarak oynamam,ayakkabıların mermer üzerinde rahatça kayması çocukça mutluluğuma neşe katmıştı.

Bir ara çocuklarla birlikte dışarı çıktık.Yağmur sonrası yerdeki su birikintileri ile oynarken buldum kendimi.Atladım,zıpladım bir süre sonra ayakkabıların içine su girdiğini farkettim ve oynamayı bıraktım.
Artık çok geçti,akşama doğru ayakkabılar öyle bir açıldı ki giyilmeyecek hale geldi.

Şimdi nereden nereye?
Aşağıdaki video beni o düğün gününe götürdü.Sadece bir gün giydiğim o kırmızı papuçlarla nasıl oynadığımı hatırladım.
Canlı türü farklı olsa da inanın eğlence aynıydı. :))

04 Kasım 2011

YAKINDA HERŞEY DAHA DA KOLAY OLUCAK...

Beş arkadaş yurt kantininde oturmuş, adına "cep telefonu" denen o teknolojiye hayret verici gözlerle bakıyorduk.Çok iyi hatırlıyorum,kablo yok numarayı çevir telsiz gibi ama telsiz değil Adana'yı ara,İstanbul'u ara... 
Allah Allah nasıl yapmışlar?? diye üzerinde konuşuyorduk. :))  Yıl 1996 yani ben ilk defa o zaman tanıştım cep telefonuyla,sayılı kişilerde vardı,birinde görüldüğü zaman "oooooo cebide varmış" denirdi.:))


Lise yıllarımda ise işler biraz daha zordu.Çok fotoğraf çekilebilmek için arkadaşlarla para toplar film alırdık mesela.
O zaman fotoğraf makinaları şimdiki gibi kartlı değildi ve en fazla 36 poz çekebilme şansımız vardı.Film bittiğinde yakmadan sarmaya çalışır fotoğrafçının yolunu tutardık...


Şimdi düşünüyorum sınırsız fotoğraf çekmenin yanı sıra bu resimleri düzenleyip internet ortamında paylaşıp kıtalar arası insanlardan yorumlar alıyoruz.Nereden nereye ???


Bu bahsettiğim 18 yıl önceydi, o zaman bize bugünkü teknolojik imkanlardan bahsedilseydi yok artık !! deyip inanırmıydık bilmiyorum.


Diyeceğim odur ki çokta uzak değil, insan beyni eninde sonunda hayal ettiği ve düşündüğü şeyleri yapıyor.Biraz daha bekleyelim önce birkaç kişide sonra herkesin elinde...