Eşimin amcası A.A 'dan emekli bir gazeteci.Yurt genelinde yapılan “En İyi Fotoğraf Yarışması” ödül töreni sonrası dereceye giren ama birinci olamayan arkadaşları ile sohbet ediyorlar eşimde aralarında.Yarışma serbest dalda yapılmış. Arkadaşı diyor ki –Aslında o kadar iyi fotoğraflar yarıştı ki kimisi gitmiş Ağrı Dağı’ndan gün batımını çekmiş,kimisi yurtdışı gezisinde çok uzaklardan faliyete geçen yanardağı görüntülemiş,kimiside gitmiş bir kaza anını çekmiş vs..Fakat öyle bir fotoğraf birinci olmuş ki “üzerinde iki insanı taşıyan eşek nehirde karşıdan karşıya geçerken durmuş ve ihtiyaç molası vermiş. :) İşte tam bu sırada fotoyu çeken kişi ödülün sahibi olmuş.—Bir daha böyle bir yarışmaya katılmayı düşünmüyorum.Çünkü insanların değer yargıları göreceli.Benim hiç beğenmediğim ya da ilgi göstermeyeceğim şeylere bir başkası inanılmayacak derecede olumlu tepkiler verebiliyor. Ben bu işe çok kızdım resmen küstürdüler beni !!!
Şimdi bu anlattığım örneği kendimize uyarlamak pekte zor olmaz aslında.Mesela ara ara düşündüğüm kafama takılan bir konuyu örnek verebilirim bununla ilgili olarak...
Bloglar arası gezinirken karşıma çıkan, o kadar güzel konulara değinen ve iyi şeyler yaptığını düşündüğüm bazı bloglara gösterilen ilginin gerekenden az oluşu kafamı kurcalar durur.Şimdi buradan –şu blog iyi demiyeceğim tabi ki neticede herkes birşeyler yapmaya çalışıyor kendince.Ancak toplum olarak neye ne kadar değer veriyoruz? Neyi beğenip neyi istiyoruz? Bence hepimizin sorgulaması gereken bir soru var karşımızda…Hatta bunu daha geniş tutalım sadece burası için değil günlük hayatımızdaki değer yargılarımız içinde bunu sorgulayalım derim.