Çekimler müthiş ! PJ Taylor web sitesi burada
26 Mayıs 2011
25 Mayıs 2011
"BİR GRİPİN AL BİR ŞEYİN KALMAZ " :))
Eskilerin vazgeçilmez ağrı kesicisi Gripin’i 1935 yılında üretmiş Ecz. Necip Akar.O kış bütün memleketi bir grip salgını sarmış herkesi yataklara düşürmüş.Kolları sıvayan Necip Akar,içinde “grip” kelimesi geçen, en çabuk tedavi eden, pratik, ucuz bu tek paketi satışa sunmuş.
Soğuk algınlığına, romatizmal ağrılara iyi geldiği fark edilince ilgi günden güne artmış o küçük pakete.”Bir gripin al bir şeyin kalmaz” slogan haline gelmeye başlamış.Sıtmanın kol gezdiği yıllarda halk,kininli gripini ilaç olarak kullanmaya başlamış.En ücra köşelerde bile bulunması satışları adeta rekor seviyelere ulaştırmış.
Aradan onca yıl geçmiş ama sadık müşterileri sayesinde Gripin hala eczanelerde en çok tercih edilen ilaçlardan biri olmuş...
Soğuk algınlığına, romatizmal ağrılara iyi geldiği fark edilince ilgi günden güne artmış o küçük pakete.”Bir gripin al bir şeyin kalmaz” slogan haline gelmeye başlamış.Sıtmanın kol gezdiği yıllarda halk,kininli gripini ilaç olarak kullanmaya başlamış.En ücra köşelerde bile bulunması satışları adeta rekor seviyelere ulaştırmış.
Aradan onca yıl geçmiş ama sadık müşterileri sayesinde Gripin hala eczanelerde en çok tercih edilen ilaçlardan biri olmuş...
24 Mayıs 2011
BU SEFER SEVİNÇTEN AĞLADIM ...
Hayatımda bir ilk yaşandı Pazar günü, önce müthiş bir heyecan vardı üstümde bir telaş bir koşuşturma...
Sonrasında büyük bir mutluluk,gururlanma ve ardından gözyaşları...
Minik bebeğim yıl sonu müsameresinde tahmin ettiğimden daha üst bir performans gösterdi hatta beni bayağa şaşırttı.
Anne -Baba olmanın mutluluğu tarif edilemiyor...
Bu duyguyu herkesin yaşamasını diliyorum.
Sonrasında büyük bir mutluluk,gururlanma ve ardından gözyaşları...
Minik bebeğim yıl sonu müsameresinde tahmin ettiğimden daha üst bir performans gösterdi hatta beni bayağa şaşırttı.
Anne -Baba olmanın mutluluğu tarif edilemiyor...
Bu duyguyu herkesin yaşamasını diliyorum.
Bizler mışıl mışıl uyurken, sanal ortamda neler oluyor ?
Serhat Ayan'ın milliyet.com.tr haberi
İNTERNETTE SANSÜR YOK AMA 1 MİLYON SİTE YASAKLI! KİMLER FİLTREYE TAKILDI?
23 Mayıs 2011
NE DEMİŞ ?
"Biz çocukken çok dayak yedik.Zaten dayak o dönemin eğitim biçimiydi; Dolasıyla farkında değildik dayak yediğimizin.Çünkü herkes dayağını yemiş,okula öyle gelmiş olurdu." demiş Şener Şen.
21 Mayıs 2011
SAYILARLA
20 Mayıs 2011
BİR ZAMANLAR EŞEKLE GEZEN BİR KÜTÜPHANECİ VARDI …
Kültür mirası hikayeleri bulup çıkarmak çokta kolay olmuyor.Bilinmeyen ya da daha önce fazla duyulmayan olayları aramaktan ziyade bunun için zamanda gerekiyor çünkü o hikayenin nerede ve ne zaman karşınıza çıkacağı belli olmuyor…
Eşekli Kütüphaneciyi bende yeni duyuyorum ve sizlere anlatmak için sabırsızlanıyorum çünkü okumayı teşfik etmek adına neler yapılmış bilinsin istiyorum.
~~~~~~~~
1943 yılında Ürgüp Tahsin Ağa kütüphanesine yirmi üç yaşında Mustafa Güzelgöz isminde bir memur atanır ancak kütüphanenin durumu içler acısıdır, bakımsızdır ve geleni gideni yoktur.
Kütüphaneyi faaliyete geçirmek isteyen Mustafa Güzelgöz, önce başka illerdeki Ürgüp’lü kişilere mektuplar yazar.Kısa sürede kütüphaneye yeni kitap bağışları gelmeye başlar.Bu arada halkı kitapla buluşturmak isteyen genç memur bürokratları zorla ikna ederek bir eşek alır.İki tane sandık yaptırıp, içine kalınlığına göre 180- 200 adet kitap yerleştirip başlar köy köy dolaşmaya…
Kütüphaneyi faaliyete geçirmek isteyen Mustafa Güzelgöz, önce başka illerdeki Ürgüp’lü kişilere mektuplar yazar.Kısa sürede kütüphaneye yeni kitap bağışları gelmeye başlar.Bu arada halkı kitapla buluşturmak isteyen genç memur bürokratları zorla ikna ederek bir eşek alır.İki tane sandık yaptırıp, içine kalınlığına göre 180- 200 adet kitap yerleştirip başlar köy köy dolaşmaya…
Kütüphaneye de “sadece Pazartesi ve Cuma günleri açığız” yazısını asar.Eşeği Yüksel’le gezmeye devam eden kütüphaneciyi çocuklar alkışlarla karşılar.Zamanla insanlar kütüphaneye gelmeye başlar, ancak kadınların uğramaması üzer Mustafa Güzelgöz’ü onun içinde bir formül bulur.Zenith ve Singer firmalarına mektup yazıp isimlerininin kütüphaneye yazılması karşılığında dikiş makinası gönderilmesini rica eder.Toplam 10 adet dikiş makinası gelir.Salı günlerini kadınlar günü yapar ki kadınlar makinaları kullanmak için kütüphaneye gelmeye başlar.Zamanla kalabalık artar,sıra bekleyen kadınların eline okusunlar diye birer kitap verir …
Yaptığı çalışmalar dönemin Amerikan Elçisi tarafından duyulur ki destek amacıyla “Amerikan Barış Gönüllüleri” kütüphaneye bir jeep hediye eder.Elçi bizzat gelerek jeepi Güzelgöz’e teslim eder…
Okuma –Yazma kurslarına destek, Halıcılık kurslarının başlatılması, Tarım Satış kooperatifinin kurulması derken “görevini ihmal ettiği ve görev tanımı dışında davrandığı” gerekçesiyle hakkında soruşturma açılır.Bu durum karşısında çok üzülen Mustafa Güzelgöz, emekliye ayrılır…
Ardında 85 bin cilt kitap ve 12 kütüphane bırakan eşekli kütüphaneci 2005 yılında vefat eder.Ölümünden sonra Ürgüp’e heykeli dikilir…
DALİ YÜRÜYÜŞTE ...
Hayata bakış açısındaki farklılığı her haliyle hissettirmiş Salvador Dali, mesela evcil hayvan niyetine " karınca yiyen " beslemiş.:))
19 Mayıs 2011
GÜNE DAİR...
Fotoğrafları daha önce çekmiştim yayınlamak bu özel güne kısmet oldu.
İsmet İnönü'nün mezar taşında şöyle yazıyor.
İsmet İnönü'nün mezar taşında şöyle yazıyor.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Bizi bu nadide toprakların sahibi kılan, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı vesilesiyle anıyorum.
NE DEMİŞ?
Usta oyuncu Can Gürzap güzelliğin tanımını şöyle yapmış.
"Dünyanın en güzel kadını bile olsa, konuşamıyorsa, elini kolunu kullanamıyorsa, yürüyemiyorsa, göz teması kuramıyorsa o kadının güzelliğinin hiçbir anlamı kalmaz."
18 Mayıs 2011
1978 ELELE DERGİSİNDEN REKLAMLAR...
Lıkır lıkır içtiğimiz Mis Süt vardı çocukluğumda, hala var mı bilmiyorum?
Arap bacı olmanızı garantileyen güneş kremi Delial...
Banu Alkan'ın burada 16 yaşında olduğunu farzetsek, işte gerisini siz hesaplayın :))
BETA
Kurbağa,su kaplumbağası,kuş, tavşan derken bir dönem beta cinsi balık besledim hem de epey bir süre.
Adını "Efsane" koymuştum.(sahne adı gibi :)) En sevdiğim şey zaman zaman onu kızdırmaktı.Akvaryuma aynayı yaklaştırdığımda kendi görüntüsüyle kavga ederdi.Besleyenler bilir betalar hırçın olur ve tek yaşarlar.
Benim baktığım bordo renkliydi bu renkte olanını ilk defa görüyorum...
Adını "Efsane" koymuştum.(sahne adı gibi :)) En sevdiğim şey zaman zaman onu kızdırmaktı.Akvaryuma aynayı yaklaştırdığımda kendi görüntüsüyle kavga ederdi.Besleyenler bilir betalar hırçın olur ve tek yaşarlar.
Benim baktığım bordo renkliydi bu renkte olanını ilk defa görüyorum...
16 Mayıs 2011
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)