13 Nisan 2009

BEN ANLATANIN YALANCISIYIM…

Elçilikte çalışan bir tanıdığımızın anlattığı olayı yazmak istedim.Acaba öyle mi ?diye şöyle baktım ama bir şey bulamadım açıkçası bana ilginç geldi…

Ankara’da yoğun bir kar yağışı sonrası sabah arabasının üstündeki karları temizlemek için çok uğraştığını anlatmış arkadaşımıza yine aynı elçilikte çalışan yabancı uyruklu bayan.

--Çok üşüdüm resmen buz kestim deyince arkadaşımız –Sende eşine söyleseydin.Hatta biraz nazlansaydın.Yaaa şimdi nasıl temizlerim baksana havaya falan deseydin o da temizlerdi deyince, yabancı bayan şaşırmış…


-- Nazlanmak mı? O ne demek? Nasıl bişey diye sormuş.Neticede bu benim görevim kendi arabamı neden eşime temizleteyim ki ?diye olayı anlamaya çalışmış.Nazlanmanın nasıl bir şey olduğunu elinden geldiğince örneklerle anlatmaya çalışan arkadaş ve karşısında şaşırmış gözlerle bakan bayanın konuşması orada sonlanmış.

Birkaç gün sonra yabancı bayan gelmiş ve demiş ki
– geçen gün konuştuğumuz konu kafama takıldı ve merak edip ben bir araştırma yaptım.Anlattığın “nazlanma” denen olay Türklerde, Araplarda ve Yunanlılarda varmış…

O an kendimden de bir şeyler buldum ki tebessümle dinledim ve sizle paylaşmak istedim…