Bir hayali varmış Nicholas Smith'in, içinde havuzu,saunası ve banyosu olan bir teknesi olsun istiyormuş.
2007 yılında almış ceviz ağaçlarını elinde hiçbir çizim ya da proje olmadan kesmeye başlamış ağaçları... Nereye nasıl sığdırdı bilmiyorum ama birinci kata havuzu,saunayı,banyoyu ve mutfağı sığdırmış...
Sonra fikir değiştirip tekneyi eve dönüştürmeye hatta buraya taşınmaya karar vermiş.İkinci kata yaşam alanını,iki kişilik yatağı ve bir çocuk odası bölümünü eklemiş.
Üçüncü katıda sera yapmış.Ailece buraya taşınmışlar.
Açıkçası ev dışarıdan bakıldığında fena durmuyor ama içerisi oldukça derma çatma ve dağınık geldi bana.Sadece el emeği ve azmini beğendim. Herkesin hayali kendine göre demek ki...
Bu arada evin yüksekliği 9 metre,uzunluğu 14 metreymiş...
Bu da Nikolay'ın tasarımı eski araba lastiklerinden kuğu... :)
" Unutmayın!.. Yaktığınız Can Kadar Canınız Yanacak ve Üzdüğünüz Kadar Üzüleceksiniz." demiş Peygamberimiz Hz. Muhammed ( S.A.V ).
Günlük yaşantımda hayat felsefesi edindiğim ve uygulamaya çalıştığım bu sözde ne kadar başarılı olduğumun takdirini başkaları yapacaktır tıpkı benim yaptığım gibi...
~~~~~~
Dışarıda acı bir ses,canı yanmış bir köpek sesi duyunca kayıtsız kalamayıp koşturduk pencerelere...
Hemen hemen hergün işyerimize uğrayan kişiliği ve efendiliği ile örnek olmuş Mehmet Beyi elinde uzun bir sopa ile görünce şaşırdık. "Buralara alışmasın diye vurdum,kovaladım gitti" dedi saygın kişilik...
O an varya öyle bir küçüldü ki gözümde, ufacık kaldı.Sonunda sinek bile daha değerliydi benim için...
Kuşadası'nda bıdığımla elele gezerken, "bak bebeğim bu ağaçların adı Palmiye" dedim.Kafasını kaldırıp şöyle baktı dört yaşındaki güzellik... "Hıııı biliyorum, dedem bahçedeki ağacın saçları uzayınca kesiyor." dedi. Doğrudur,uzaması için belli dönemlerde saçaklarını kesiyoruz.On bir yıl önce diktiğimizde üzerinden atlayacak kadar küçüktü. Bu palmiyenin cinsi şamarof diye geçiyor...
Bu kavurucu yaz günlerinde bizler bahaneyle bir kaç kilo daha verelim diye uğraşırken,az gelişmiş birkaç Afrika ülkesinde kadınlar daha çok yemek yiyip kilo almaya çalışıyor.Neden mi??
Anlatacağım Gavaj olayı aslında bir gelenek ve özellikle Kuzey Afrika ülkesi Moritanya'da yapılıyor.Kilolu kadınların daha çok otorite ve itibar sahibi olduğu ülkede, bayanların mümkün olduğunca kilolu olması isteniyor çünkü bu ülkede zayıf kadın utanç kaynağı...
İnanışa göre kadın ne kadar cüsseli ve kilolu olursa kocasının kalbinde o kadar yere sahip oluyor.
Sırf bu yüzden aileler kızlarına daha çok küçük yaşlarda aşırı yemek yemeye zorluyor.Küçücük mideleri almayınca ya da yemeyi reddedince cezalar ve işkenceler başlıyor.
İşte bu zorla yemek yedirme işlemi geleneği Gavaj olarak anılıyor.Ülkede her kız çocuğu bu dönemi yaşamak zorunda ta ki kilo almaya devam edip koca bulana kadar...
Zincirlenme, falakaya çekilme, ayak sıkıştırma, kusulan yemeklerin iki katını yedirme gibi işkencelerin tamamı devlet tarafından yasal hale getirilmiş...
Her yıl olduğu gibi bu senede Güzelçamlı'ya uğradık.Evimiz yakın olduğu için ziyaretlerimiz genelde günübirlik olurken bu sefer ısrarlar üzerine kalmayı uygun gördük.
Güzelçamlı Kuşadasına 23 km uzaklıkta bir sahil beldesi.Milli Parkı oksijen bakımından dünyada 7. sırada...
Alabildiğine yeşil,temiz denizi ile huzuru bulabileceğiniz yerlerden biri.Unutmadan Zeus mağarasını da görmeyi ihmal etmeyin...
Amcamların sitesi çam ağaçları ile çevrili,İzmir'in sıcağında denizden gelen esintiyle her yer gölge ve serin.Bundan daha ziyade site yönetimi ilginç birde iş yapmış.Her yıl çam kozalaklarından dökülen çam fıstıklarını anlaştığı kişilere toplatıp satıyormuş.Az değil kilo fiyatı 80 Liradan satılan çam fıstıklarının parası site giderleri için kullanılıyor ya da siteye yeni birşey yaptırılıyormuş.
Düşünün hiç kimse bu süre zarfında fıstıkları el sürmüyor.Herkes memnun bu durumdan anlayacağınız...
Tatilin en güzel tarafı bu işte... Kalabalık şehir hayatından uzaklaşıp,sessizliğe gömülmek... Sonra hiç ummadığınız an da komşu bahçesinde yetişmiş bal kabağını görüp sevinmek... :)) Markette görsem dönüp bakarmıydım acaba???
Arkadaşım karşımda ağladı,ağladı... "Bırak şunu" dedim."Adam resmen acı çektiriyor sana" sonra aklıma geldi geçen gün okuduğum cümleler...
Adam demiş: Ne zamandır peşinden koşuyorum ama ilgilenmiyorsun.
Kadın: Garip ama biz kadınlar peşimizden koşanla değil,
canımızı yakanla ilgileniyoruz. :/