sinema etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sinema etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

06 Aralık 2014

Ne Demiş ?

"Ben klavye kullanamıyorum; dolayısıyla senaryolarımı da sadece sağ elimin işaret parmağını kullanarak 1987 model Smith Corona marka bir daktiloyla yazarım.Senaryomu, düzeltmesi ve yeniden yazması için, bir editöre ya da yazara vermem.Bu işin ruhunu öldürür.Yazdığım senaryo tamamen benim elimden çıkmalı."
Quentin Tarantino

30 Nisan 2014

İzledim Beğendim / Beğenmedim ( 5 film )

Herkese bu bölümden tekrar merhaba,

Bu hafta biraz uykudan fedakarlık yapıp epey zaman yarattım kendime ve gene eskilere gidip arşiv yoklaması yaptım.
Angelina'nın serisinden izlemediğim birkaç film kalmıştı.

2003 yılı Sınırların Ötesinde / Beyond Borders bulmam biraz zaman aldı hatta başka yerden getirttim desem daha doğru olur.



Zengin bir İngiliz ile evliyken, karşısına çıkan Dr. Nick Callahan'ın yaptıklarından etkilenerek kendini Afrika'da mülteci kamplarında insanlara yardım ederken bulan bir kadının hikayesi anlatılıyor.

04 Şubat 2013

22 Ocak 2012

YARATIKLA GEZİNTİ ...

Bir dönem vardı maceraperest kişilik, küt burunlu yandan tokalı Harley Davidson çizmeler deri ceketler, merak saldık bindik hızda yaptık sonra iki seksen serilip kaza yapınca ehhh bir kaç arkadaşta ölümden dönünce tövbe ettik bir daha motora falan binmedik.Yıllarca boyun ağrısı çekerek ödedik bedelini hiçbir zaman tam düzelmedi, kas gevşeticiler boyunluk takmalar cabası...

İşte oradan kalan bir merakla sadece bakıp "woooww" deyip geçiyoruz.

"Alien" serisini hiçbir zaman beğenmedim, tiksindirici görünümü nedeniyle izlemeye tahammül edemediğim  filmlerdendir, ancak  kurgu hayatın içinde öyle bir sanat eserine dönüştürülmüş ki kayıtsız kalamıyorsunuz.



Resimler Tayland’lı bir işçinin elinden çıkmış  şahesere ait.
İkinci el  araba ve bisiklet  yedek parçaları ile  Alien temalı bir motorsiklet  yapmış kendisine …
Ürkütücü görünüme rağmen büyük ilgi  görmüş.






14 Ekim 2011

OBSESİF ...

"Alacakaranlık" takıntısı ileri boyutlarda...
Posterler,çarşaflar ve tişörtlerle şekillendirilen hayal dünyası perukla daha da genişletilmiş.

Bizimde okul yıllarımızda  posterler odamızı süsledi ama kendimiz olmadığımız bir karakterin yerine koymadık.

Kişilik bozukluğu olarak tarif edilen bu durumun, özellikle gençler üzerinde takip edilmesi gerekiyor...

bknz.Obsesif

01 Ağustos 2011

"DURDURUN UÇAĞI, İNECEK VAR !! "

Hani bilemedim bu nasıl bir hayal gücüdür ? Komik ama bir o kadar da sevimliler, eskilerin hatırına 1966 yılı yapımı "Düğün Gecesi" filminden izleyelim-gülümseyelim. :)))

27 Temmuz 2011

Vivien Leigh...


Işığı daha çocuk yaşlarda farkediliyordu...
Genç kızlığında  övülen güzelliği ile 1400 kişiyi geride bırakarak "Scarlett O'Hara" seçildi.
Zaten o rolü  bir başkası bu kadar iyi oynayamazdı...

08 Nisan 2011

KLOSTROFOBİ ...

Bunu kendime neden yaptım bilmiyorum?

Dün gece arka arkaya izlediğim iki filmin ardından resmen fenalık geldi.

Kapalı alanda kalma gibi bir korkum yok aslında buna rağmen kendimi kötü hissettim.

Toprak Altında (Buried) -Hollywood'un en masrafsız filmi heralde.Bir tabut, bir insan, çakmak ve cep telefonu...

Sanctum' da heyecan doruktaydı.Çok beğendim.İzlenmeye değer...

Sanctum  Buried

16 Mart 2011

ALKOL NASIL BIRAKILIR ?

Türk sinemasına emeği geçmiş gerçek sanatçıları düşünüyor insan...

Şimdi sınırları zorlayacak bir senaryoyla karşı karşıyasınız.

Sadece biraz tebessüm için; süt olayına özellikle dikkat edelim lütfen... :)))


1985- Güldür Yüzümü filminden.

01 Şubat 2011

BİR YEŞİLÇAM EMEKÇİSİ...

Yeşilçamın vazgeçilmez babacan rollerinin aktörüydü o…

Bazen mütevazi bir balıkçı, bazen marangoz, bazen demirci…


Cüneyt Arkın vefatından kısa bir süre önce ziyaret etmiş Kadir Savun’u ve o günü şöyle anlatmış…

" Kadir Savun kocaman bir şefkat ve dostluktu. Herkesin derdine koşturur, üzgün, kederli arkadaşlarını güldürebilmek için hep soytarıyı oynardı. Hastalandı. Ölüm döşeğindeydi. Ziyaretine gittim. Hayata küskün iri suratını dünyaya çevirmiş, hüzünlü yüzü duvarda, koca, kara gözleri çaresiz öylece yatıyordu.O neşe, iyimserlik dolu adamı ne yapsam konuşturamadım, birazcık olsun gülümsetemedim.Bir ara inler gibi dedi ki: "Ah ! Şimdi bir film setinde olsaydım" .Öksüz bir çocuk gibi iç çekti. Yüreğim yandı.

Kadir Savun 'a bir ihtimal bir filmde çalısma imkânı verilseydi; yaşardı



bknz. Kadir Savun

12 Ocak 2011

MEMLEKETİMİZ SİNEMAYLA NE ZAMAN TANIŞTI ?

Osmanlının son dönemine rastlar memleketimizin sinemayla tanışması.

Önce II. Abdülhamid’e bir gösteri sunulur Yıldız Sarayında.

Fransız hokkabaz padişahın beğenisini kazanınca sık sık gidip gelmeye başlar saraya, yanında yeni görüntülerle…

“Hareketli Görüntüler Alemi” diye adlandırır padişah ve 1896 yılında önce saraya hizmet veren gösterilerin, halka da açılması konusunda talimat verir…

İlk sunum Beyoğlu’nda yapılır.
O dönemde ki ismiyle "Pera" şimdiki adıyla Beyoğlu’nun zengin sakinleri doldurur salonları…

Zaman içinde halkın sinemaya olan yoğun ilgisi padişahı endişelendirir, farklı dünyaları gören gözleri istemez…

Desteğini çeker ve 1908 yılına kadar İstanbul’a elektriğin girmesine izin vermez.

2. Meşrutiyetin ilanına kadar sinema sokaklarda, panayırlarda gezen stroskoplar yardımıyla izletilir.

Zamanla elektrik gelir caddeler,sokaklar aydınlanır.
Yabancı uyruklu vatandaşların girişimleriyle sinema salonları bir bir açılmaya başlar.
İstanbul’dan sonra “Hareketli Görüntüler Alemi” Anadolu’ya açılır sonrası malum…

sinema

06 Kasım 2010

NE DEMİŞ ?

“Aktör dediğin nedir ki? Oynarken varızdır.Yok olunca da sesimiz bu boş kubbede bir hoş seda olarak kalır.Bir zaman sonra da unutulur gider.Olsa olsa eski program dergilerinde soluk birer hayal olarak kalırız.” demiş Haldun Taner...
yesilcam

Haldun TANER kimdir ?