Karşı çıkanlar olduğu gibi bundan memnuniyet duyan, "dayatma" kabul eden bir kesimde oldu.
Ben 32 sene evvel severek, isteyerek hatta gururlanarak okumuştum.
Hâlâ ezberimdedir ve ben ölünceye dek ezberimde kalacaktır.
Neticede herkesin aynı düşüncede olması beklenemez zaten bu andın özü
"Ne Mutlu Türküm Diyene" sözünün içinde saklıdır.Bunu isteyerek söylemeyen, hissetmeyen için yapılacak birşey yoktur.
Güncel bir konu olduğu için, bugün ortam içinde bahsi geçti.
Ancak her kafadan bir ses, herkes bir başka anlatıyor.
Merak edip ufaktan bir araştırdım ve sizinle paylaşmak istedim.
İlkokullarda her sabah okutulan öğrenci andı, 1933 yılı 23 Nisan sabahında dönemin Milli Eğitim Bakanı Reşit Galip'in ilk olarak kendi çocuklarını tebrik etmesiyle ortaya çıkıyor.
Aynı gün içinde kaleme alınan metin, Çankaya Köşküne gelen Reşit Galip tarafından Afet İnan'a okunuyor.O günkü heyecanla ve mutlulukla yazılan bu kısa metin bakanlık talimatıyla kısa bir süre sonra bütün okullarda çocuklara okutulmaya başlanıyor. (18 Mayıs 1933 tarih 1749/42 sayılı genelge)
1933 yılındaki sözler şu şekilde...
"Türküm, doğruyum, çalışkanım,
Yasam; küçüklerimi korumak,
büyüklerimi saymak,
yurdumu, budunumu özümden çok sevmektir.
Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun...
And 1972 yılında değişikliğe uğruyor.
"Budunumu" kelimesi "milletimi" olarak değiştiriliyor.Ayrıca Atatürk'e ithafen bir bölüm daha ekleniyor.
1972 yılında okutulan andımızda şu şekilde söyleniyor.
"Türküm, doğruyum, çalışkanım,
Yasam; küçüklerimi korumak,
büyüklerimi saymak,
yurdumu, milletimi canımdan çok sevmektir.
Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Ey bugünümüzü sağlayan ulu Atatürk.
Açtığın yolda, kurduğun ülküde, gösterdiğin amaçta,
hiç durmadan yürüyeceğime and içerim.
ne mutlu türküm diyene!
And 1997 yılında ikinci kez değiştiriliyor.
"Varlığım Türk varlığına armağan olsun." cümlesi aşağıya alınarak, "Ey bugünümüzü sağlayan" kelimesi çıkartılıyor.Son hâli şu şekilde;
"Türküm, doğruyum, çalışkanım,
İlkem; küçüklerimi korumak,
büyüklerimi saymak,
yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.
Ey büyük Atatürk!
Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe
hiç durmadan yürüyeceğime and içerim.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Ne mutlu türküm diyene!
şeklinde okunuyor taa ki Ekim 2013 tarihinde tamamen kaldırılana kadar...
Diğer sosyal ağlardan beni takip için;
5 yorum:
Yurdu ve ülküsü olmayan biri mi kaldırdı acaba? Sözlerde ne var Allah aşkına, gözlerine battı, yüreklerine dokundu, ülküsü, yurdu, amacı olmayanlar elbet kaybolmaya hem de onları en çok destekleyenler tarafından kalleşçe bir oyuna gitmeye ne yazık ki mahkum olurlar. O halde açtıkları yolda gösterdikleri hedefte, hiç durmadan onları arkalarından vuracak dostlarıyla kol kola yanlışlar yapmaya devam etsinler...
Bunu kaldırmak 'biz Atatürk'e karşıyız, ondan nefret ediyoruz, onun yaptığı her şeye savaş açtık kaldıracağız, Türk'lerden Türklük vurgulanmasından da rahatsızız pkk yalakasıyız ABD yalakasıyız onların kulu kölesiyiz onlar da kaldırın diyordu" demektir.
Bunların hesabının sorulduğunu görmeden Allah benim canımı almasın diyorum
sevgilerimle
kımı neden rahatsız ettı Türk um doğruyum demek...
"Acaba ben ne zaman okumaya çıkacağım" diye heyecanla beklerdik. İlkokul çocuğunun nasıl bir siyasi fikri olabilir ki? Andımızı okumak başka bir heyecan, başka bir ritüeldi.
bir öğrencinin gururla okuyacağı bir yemindir..zamanında bizlerde okuduk..hala ilk günki gururla yüreğimde taşıyorum...NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE...
Yorum Gönder