dağcı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
dağcı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

05 Ocak 2012

SIRADIŞI BİR DERNEK, JACCUZZI

Farklı kültürlerde insanlar ne düşünür, nasıl yaşar? hep ilgimi çekti birde üstüne sıradışılık oldu mu tamamdır.
2001 yılında birkaç maceracı ve adrenalin meraklısı genç tarafından kurulmuş Jaccuzzi, ilerleyen zamanda  üye sayısı arttıkça dernek statüsüne geçmiş.Üyelik aidatları,profesyonel dağcılık ekipmanı ve dağcı olma şartları isteniyor.

Ekip gidilecek yer ya da etkinlik öncesi uzun saatler çalışıyor ve hesaplar  yapıyor.Korkutucu yükseklik, dondurucu hava şartları, zor çevresel koşullar onları etkilemiyor.Ekipmanları kendi imkanları ile taşıyıp kuruyorlar.

Hedef sonunda kutlama jakuzi keyfi ile son buluyor.Ekip üyeleri aileleri hatta çocukları ile eğleniyor.

Bugüne kadar 1697 metre, 1848 metre, 3507 metre ve 5163 metreye kadar çıkılmış.


Bu son organizasyonları İsviçre'deki Gueuroz Köprüsünden,187 metreden 6 ton teçhizat indirilerek kurulmuş.











Lioson Gölü  / - 20 derecede




Mont Blanc  / 4807 metrede


İnternet sitesi ve diğer fotoğraflar burada  jaccuzzi.ch

10 Haziran 2011

CESARETİN VAR MI BURADA KAMPA ?

Kanada'nın Baffin adasında günlerdir süren tırmanışta şimdi mola zamanı...

Dağcılar yorgun...

Onların lügatında ise geri dönmek yok.Güvenli bir yer bulunması gerekiyor çünkü buzullar eriyor, yukarıdan gelebilecek herhangi bir tehlikeye karşı  seçilen kaya çıkıntısının altında dinlenmeye karar veriyorlar.4000 feet yükseklikte önce yemek yenilecek,sonra  uyku çekilecek...

National  Geographic için çekimler Gordon Wiltsie tarafından yapılmış.




10 Mayıs 2010

ST.HELENS KAZASI VE MUCİZEVİ YOLCULARI…

Karla Little ve ailesi,California’da yaşayan büyükanne ve büyükbabasının 50. evlenme yıldönümleri için haftalar öncesinden hazırlık yapmaya başlarlar.

Kutlamalar için farklı şehirlerde oturan beş çocuk, onbeş torun ve damatların bir araya geleceği bir parti planlanır…
Karla’nın babası bu yolculuk için,tek motorlu dört kişilik bir uçak kiralar ve eşi Dolly ile Karla’yı almak için önce Seattle kentine doğru yola çıkarlar…

Ne var ki Karla’nın eşi Loren’ın son anda işi çıkar…
Ailece çok sevilen Loren’ın gelemiyecek olmasına üzülseler de, planda bir değişiklik yapmadan devam ederler…

O dönemde tıp eğitimi alan ve geçimlerine katkı sağlamak için gece kulüplerinde trompet çalan Loren ise eşini ve iki ay önce doğan kızını yolcu edip işyerine doğru yola koyulur…

Karla’nın babası Grant Erickson,annesi Dolly Erickson ve bebeği Laurie Little 23 Haziran 1966 günü o küçük uçakla havalanır…
Başlangıçta güzel başlayan yolculuk ilerleyen saatlerde yerini sessizliğe bırakır.Fırtına ve buzlanmanın etkisiyle uçağın motoru aniden durup, irtifa kaybetmeye başlar…

O sırada sessizce ağlayan Karla Little küçük kızına sıkıca sarılır…
İniş için uygun bir yer arayan ve uçağı korumaya çalışan Grant Erickson’ın tüm çabalarına rağmen sonuç kaçınılmaz olur…
Uçak St.Helens dağına düşüp,bir uçurumun kenarına kadar sürüklenir…

Karla kendine geldiğinde kızı Laurie’yi kollarında ağlarken bulur…
Karların arasında aşağıya doğru yan yatmış uçakta bebeğini kontrol eder ve alnındaki morluk dışında herhangi bir yara izi rastlamaz…
Bu arada anne ve babasına da seslenir ancak bir yanıt alamaz…

Vücudundaki acı ve hissizliği o zamana kadar anlamayan Karla kızının ağlamasıyla tekrar kendine gelir,Laurie’nin acıktığını anlar…
Koltuğun hemen arkasında duran kavanozlardaki mamalara ulaşıp kızını zorda olsa doyurur.Battaniyelere sımsıkı sarıp onu uyutur…
Bacaklarını hareket ettirememesine rağmen önde oturan anne ve babasına doğru uzanır fakat yine yanıt alamaz.Baygın olduklarına kendini inandırmaya çalışır…

Uçağın gecikmesi olması ve ardından kayıp haberi çok geçmeden Loren’a ulaşır…
Arazinin geniş olmasına rağmen hesaplamalar yapılır ve ABD ordu helikopteri dahil bir çok ekip arama ve kurtarma çalışmalarına katılır…
Büyük üzüntü ve panik içindeki Loren’sa bir arkadaşına ait uçakla havalanmıştır…

İlk gece Karla ara ara uyuyup Laurie’nin ağlama sesiyle uyanır.Onu doyurur,altını değiştirip tekrar uyutur.Bu arada mamayı da idareli kullanmak için çaba gösterir…
İkinci günün sonunda enkaz bir pilot tarafından fark edilir…

Vücudunda birçok kesiği bulunan,kalça kemiği kırılan,ciğerleri hasar gören ve bacakları soğuktan donan Karla’ya ulaşılır.Bebeği kucağında uyuyordur.O ise Bitkin bir halde gözlerini açıp,gülümser...

Doktorlar anne ve babasının ölümüne neden olan yaraların aynısına sahip olmasına rağmen Karla’nın hayatta kalmasını Laurie’ye bağlar…
Yavrusunu koruma içgüdüsüyle hayatta kalan annenin öyküsü günlerce basın tarafından takip edilir…

Kısmi felç olsa da Karla birkaç yıl sonra tekrar yürümeye başlar.Loren 1969 yılında Tıp Fakültesinden mezun olur, Vietnam savaşından sonra da göz kliniği açar.Bu arada ikinci çocukları Richard Everton Little dünyaya gelir…


 
* Geçen senelerde okuduğum ve çok etkilendiğim bir olaydı.Uzun olduğu içinde derleyip toparlamak pek mümkün olmadı yani anneler gününe yetişmedi…
Gecikmeli de olsa yüreği anne ruhuyla atan herkesin anneler gününü kutluyor, bu öyküyü onlara armağan ediyorum…



kynklar. (1) (2)