marka öyküsü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
marka öyküsü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

09 Ocak 2009

BASKETBOL AŞKI...

Çocuk okuldan ağlayarak döndü ve yatağına kendini attı…Morali öyle bozuktu ki annesi telaşlandı ve sordu neler olduğunu.—Basketbol takım seçmeleri yapıldı boyumu kısa benide yaşca küçük buldular dedi çocuk.Annesi kucakladı oğlunu teselli etti ve dediki—asıl önemli olan senin ne kadar küçük olduğun değil içindeki basketbol aşkının ne kadar büyük olduğu…Bu sözlerin ardından çocuk gözyaşlarını sildi ve ilerleyen günlerde öyle çalıştı, azmetti ki bir yıl sonra tekrar seçmeler yapıldığında takıma girmeyi başardı…Sonrasını anlatmaya gerek duymuyorum çocuk öyle başarılı oldu ki sadece Amerika’da değil ,dünyaca tanınan basketbolcu Michael Jordan oldu…
Kynk.

26 Aralık 2008

AYAKKABI...


Birinci Dünya Savaşını bittiğinde, iki Alman kardeş Adolph ve Rudolph küçük bir atölye kurup başlamışlar çalışmaya.

Öyle güzel ayakkabılar yapmışlar ki kasabalarındaki insanlar onların yaptığı ayakkabılardan almak için yarışmışlar.
Bu beğeniyle onlar işlerini geliştirmiş, ilerleyen zaman içinde o küçücük atölyeden fabrikaya hatta fabrikalara geçmişler.

Bu sefer İkinci Dünya Savaşı başlayınca işleri bozulmuş, fabrikaları kapanmış.

Savaşın ardından hırsla kaldıkları yerden devam kararı almışlar ve tekrar eski günlerine dönüş yapmışlar.
Ancak eskisinden farklı olarak sürekli fikir ayrılığı yaşayıp kavga etmeye başlayınca Adolph demiş ki – Bu böyle olmuyor, ayrılalım ben kendi işimi kurayım.


Rudolph –Olmaz demiş.Biz başarıyı birlikte yakalıyoruz bu ikimizinde sonu olur..Bunun üzerine Adolph cevap vermiş. -Bunu ikimizde bilemeyiz,belki ayrılırsak ikimizde daha başarılı oluruz.Sende görüyorsun eskisi gibi huzurlu çalışamıyoruz.Herkes kendi yoluna gitsin.

Rudolph ısrar etmiş ama ne fayda Adolph kendi fabrikasını kurmuş veee söylediklerinde haklı çıkmış.

Adolph’un kurduğu “Adidas” ile Rudolph’un kurduğu “Puma” dünyaca ünlü markalar olmuş…

kynk: .teknikportal.com

10 Aralık 2008

İLGİNÇ BİR MARKA ÖYKÜSÜ ...

Canım babam çok hoşsohbet biridir.Onunla sohbetler hem çok zevklidir hemde bilgilendirici olur.
Müthiş coğrafya bilgisine rağmen hala elinde atlaslarla gezer.
Biz nereye atlas,harita vs. oraya…


Geçtiğimiz günlerde bir konuşmamızda ilgimi çeken bir konudan bahsetti.


Hindistan’ın İngiliz sömürgesinde olduğu dönemde burada yaşayan İngilizler uzun yıllar inci ticareti yapmışlar.
Köle niyetiyle tuttukları Hintlileri -o gün için rakamı atıyorum- 25 köleyi alıp teknelerle denize açılıp bellerine bağladıkları su kabaklarıyla inci çıkarmak için denize bırakıyorlarmış.


Köle işçiler sabahtan akşama kadar suya dalıp çıkma suretiyle topladıkları istiridyeleri biriktirip kendisini almaya gelecek tekneleri başlıyorlarmış beklemeye …


Tabi o zamana kadar bir köpekbalığına yem olmaz ya da vurgun yemezlerse.İşte bu inci işinden zengin olan İngiliz asilzade biriktirdiği para ile petrol işine girmiş sonrada benzin istasyonu filosu kurmaya karar vermiş .
Veeee demişki –ben bu işi denizden,istiridye kabuklarından çıkan inciler sayesinde kurdum.Logosu istiridye kabuğu adı da “Shell “ olsun.


1
İngilizcede Shell...