19 Ağustos 2010

TEŞEKKÜRLER…

Photobucket

Bloglamaya ilk başladığım zaman blog teması simsiyahtı.Öyle bir seçim yapmıştım çünkü beni anlatıyordu…

Sonra yazmakta hoşuma gitti.Her post sıkıntılı düşüncelerden biraz daha uzaklaştırdı beni…

Zaman içinde alt fonda yumuşadı siyahtan griye doğru bir geçiş yaptı.Bu bile bir değişimdi…

Yazarken daha mutlu olduğumu biliyorum…
Değer gösterip takip eden ve yokluğumda destek veren herkese buradan teşekkür ediyorum…


foto.knuttz.

14 Ağustos 2010

...

"Ömür dediğin üç gündür,
dün geldi geçti yarın meçhuldür…
O halde ömür dediğin bir gündür,o da bugündür….(Can Yücel) "

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
İçimde ,günlerdir devam eden sıkıntının sonuna gelindi...
Teyzemi üç gün önce defnettik...
Ruh halim yazmaya elverişli değil.O nedenle bir süre sizlerle olamayacağım arkadaşlar.

10 Ağustos 2010

ÖDÜLLÜ TELESKOP YAPMA YARIŞMASI…

Türk Astronomi Derneği & Nano Manyetik Bilimsel Cihazlar San. Tic.Ltd.Şirketi 1000 TL. ödüllü Teleskop Yapma Yarışması düzenliyormuş…

Yarışmanın amacı, Astronomiye ve Fiziğe ilgi duyan herkesi bir şeyler yapmaya davet etmek…

Yarışmacılar yaptıkları teleskopları en son 1 Aralık 2010 tarihine kadar “Türk Astronomi Derneği (Arzu Kıran eliyle) Sabancı Üniversitesi Orhanlı,Tuzla 34956 İstanbul “ adresine gönderecekler ,yapım aşamasını anlatan en çok 2 sayfalık bir metinle birlikte…


Yarışma kuralları ise;
Teleskop merceklerle yapılacak
Oluşan görüntü ters olmayacak.
Büyütme en az x10 olacak.

Detay için

~~~~~~

* Evliliğimizin ilk yıllarında kendimize göre bir hobi odası yapmıştık.Ders çalışıp, tavla oynadığımız, balıklarımıza bakıp,resim yaptığımız….
Bu arada bir teleskop bile aldık. Öyle profesyonel falan değil…
Sonra ilgi alanlarımız değişti,bizim meşhur teleskopumuz sökülerek dolaplardan birine kaldırıldı, oda ise bir süre sonra çocuk odası şeklinde dizayn edildi… :))


foto.

KULAKLARA KÜPE ...

Photobucket

Sen verdikçe, dost görünen çok olur.
İste de gör hepsi birden yok olur.
Sen kendi kendine yetmeyi öğren,
Tüm dünyanın malına gönlün tok olur...
(Hz. Mevlana)

07 Ağustos 2010

PİRAMİTLERİN KUMUNDAN, PRENSES DIANA’NIN SAÇINDAN REÇELLER…

Eskiden gazetelerde “garip ama gerçek “ isimli köşeler olurdu.Zaman içinde magazin haberlerine yenik düştü, bu bölümler kaldırıldı …

Okurdum.Hatta zaman zaman “yok artık bu kadarda olmaz” dediğim haberleri bile severek takip ederdim…
İşte o haberleri anımsattı bana… :))

Geçenlerde İnsan Kaynakları ekinde yer almış bir haberdi bu…

Photobucket

Habere konu olan “Bombas and Parr “ isimli firmanın ürünlerini incelendiğinizde, şekerleme üzerine üretim yaptığını görüyorsunuz. Şu bizim jöle dediğimiz malzemelerden üretilmiş şekerlemeler…

İngiliz basınının da yakından takip ettiği ve asıl ilgi çeken konu ise, bu firmanın kurucularından Sam Bompas’ın yapmış olduğu gizli karışımlar…

İlk defa Barbican Sanat Galerisinde sergilenen tuhaf ürünler içinde Mısır piramitlerinin kumundan ,Prenses Diana’nın saçından ve ünlü deniz savaşlarından kalan kadırgaların ağaçlarından yapılmış reçellerin olduğu anlatılmakta …

Bu ürünlerin içeriği veya nereden temin edildiği konusunda Sam Bompas bir açıklama yapmamış.Suyla karıştırılarak tüketilen reçeller kavanozu 12TL’den satışa sunulmuş…


foto. foto. haber. haber.2 haber.3

kynk.Hürriyet İK.

BÜYÜMEK HEM DE 35 SANİYEDE...

Zaman öyle hızlı akıp geçiyor ki,geriye baktığınızda şaşırıyorsunuz özellikle 30'lu yaşladan sonra... :)))

Dostoyevsky' inin bir sözü var."Hayata yeniden başlasaydım saniyelerin nabzını tutardım." der.Tam da bu sözü anlatırcasına yaratılmış bir görüntü...





KISA SÜRELİ HUZUR ARAYIŞI…

Bu sene tatil hayal oldu…
Gerçi hava sıcaklıkları böyle giderse yaz süresi uzar, bu arada bir yerlere gidermiyim onu bilmiyorum…


Yine de Ankara’nın kavurucu sıcağında geçici huzur arayışlarında olacağım kesin. :((

Photobucket

Bugün buradaydım…
Birkaç saatliğine bütün düşüncelerden uzaklaşmış bir vaziyette...

05 Ağustos 2010

DAVETSİZ MİSAFİR… :))

Melissa Brandts Kanada’daki Minnewanka gölü, Banff Ulusal Parkı'nda eşiyle geçirdikleri tatillerini ölümsüzleştirmek için fotoğraf makinasını ayarlamış ve bir kaya üstüne yerleştirmiş...

Makina otomatik çekmeye hazırlanırken meraklı bir sincap çıka gelmiş, öyle ki plansız bu anlık görüntüye dahil olmuş... :))


Photobucket

* Fotoğraf National Geographic’in internet sitesinde de yayınlanmış ve büyük ilgi görmüş.


03 Ağustos 2010

ÇILGIN FISKİYE...

Photobucket

Oldum olası böyle şeyler hep ilgimi çekmiştir.Arkadaşım bahsetti Carrefour’larda satışı başlamış bu çılgın çiçeğin. Fiyatı 22 lira civarıymış. Sulaması suyun basıncına göre değişiyor,suyu ne kadar çok açarsanız fıskiye o kadar çılgınlaşıyor...

Tesadüf o gün piknik yaptığımız yerde satın almış bundan.
Bir fıskiyenin sizi bu kadar gülümseteceğini düşünürmüsünüz ??
Güldürüyor işte..:))



Trololololololololololo ...

Photobucket


Eduard Anatolyevich Khil, 1934 doğumlu Rus devlet sanatçısı….

St.Petersburg Devlet Üniversitesi’nden 1960 yılında mezun olmuş,aynı üniversitede şan dersi hocalığı yapmış…

Müzikal kariyerinde pek çok şarkıya imza atsa da asıl çıkışını 1976 yılında "I Am Glad I'm Finally Going Home" şarkısının sözsüz versiyonu ile yapmış…

O günden sonra Eduard Khil “bay trololo” olarak anılmaya başlamış…

Şarkı günümüz şartlarıyla dinlendiğinde insana garip geliyor ancak asıl garip olan bu şarkıya olan ilginin hiç bitmemesi…

Şarkı adına açılmış pek çok site mevcut internette ,bunun yanı sıra Facebook üzerinden açılan hayran grubuna da ilgi büyük…

02 Ağustos 2010

ANKARA’DA DENİZ DÜNYASI…

Reklamını falan görmedim açıkçası,birkaç ay önce Meleğin Dünyası sayesinde haberim oldu…

Keçiören’i hiç bilmememe rağmen tarif ettiği şekilde bulduk.Atatürk caddesi üzerinde,belediye binasına yakın bir bölgede…
Mekan fazla büyük değil ,gezmeniz öyle saatlerinizi falan almıyor ancak hoşca vakit geçirdiğimizi söyleyebilirim.Giriş ücreti oldukça cüzi.


Tam bilet 3 TL ,öğrenci 1 TL...

Photobucket

Photobucket

Photobucket

Photobucket

Photobucket


Photobucket

SERAMONİ...

İlk fotoğrafın ne olduğunu anlama çabası ve sonraki görsel aramaların sonucu...

İyi tasarlanmış bir gösteri, tuhafta olsa kostümler benden tam puan aldı. :))


Photobucket


Photobucket


Photobucket

2008 Çin Olimpiyat Oyunları açılış gösterisinden...

foto. foto. foto.

01 Ağustos 2010

DON’T BE EVİL…


Paul Buchheit ve Amit Patel tarafından bir toplantıda önerilmiş “Don’t be evil”( Kötü Olmayın !!) cümlesi ve Google’un kurumsal şirket sloganı olmuş.

Hani bizdeki haliyle “Nazar etme ne olur,çalış seninde olur” misali düşünülmüş… :))


foto.

YARIM KALMIŞ BİR BLOG…

Disney’in güzel paylaşımları o kadar büyük ilgi görmüş ki, üstelik daha birinci yılını doldurmadan…

Sonradan ne oldu bilmiyorum.Disney yazmaktan vazgeçmiş, bloğunu bırakıp gitmiş…


*Aslında yazmayı bırakan arkadaşların o son yazılarını okumak hüzünlendiriyor beni…

Verilen emeklerin bir anda sonlanması ve ayrılık vaktinin ilanı hele birde uzun zaman olduysa…

Hiç olmazsa tamamen kaldırmayın,silmeyin bloglarınızı bırakın öylece kalsın.Bunun kime ne zararı var ki?

31 Temmuz 2010

BİLMEKTE FAYDA VAR...

Oydu buydu derken kafalar iyice karıştı...
Açıkçası 30 yıl önceki olaylar, 90 küsür yaşına gelmiş adamlar ve bunların akibeti beni pek bağlamıyor.Ben daha çok sosyal haklar konusunda takıldım...
Bu konuyla ilgilenen , 12 Eylül'de fikrini beyan edecek kişilere katkı olması ve daha da bilinçlenmek açısından bunu da okumakta yarar var diye düşünüyorum...

Alıntıdır...

"Şu anda mecliste bekleyen 5510 sayılı (Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (SSGSS) yasa tasarısı eğer yasalaşırsa pek çok hakkımızı kaybedeceğiz. Sağlık ve sosyal güvenlik haklarımızda oluşacak kayıplardan bazıları şöyle:

* Zaten kadınlar için 58, erkekler için 60 olan emeklilik yaşı hem kadınlar, hem de erkekler için 65'e çıkarılacak. (Madde 28)

*Emekliliğe hak kazanabilmek için yakın zamanda 5.000'den 7.000 güne çıkarılan prim ödeme zorunluluğu 9.000 gün prime çıkacak. (Madde 27)

*Emekli maaşları % 23 ila % 33 arasında düşürülecek. (Madde 29)

* Yıpranma hakkı gasp edilecek

*Aylık geliri 139,6 YTL'den fazla olan bütün vatandaşlar her ay 73 ila 475 YTL Genel Sağlık Sigortası primi ödemek zorunda kalacak. (Madde 88)

* Sadece ayakta tedavi olununca değil; hastalık, kaza, ameliyat gibi nedenlerle hastaneye yatmak gerekince de 'katılım payı' adı altında para ödenecek. (Madde 68)

*'Katılım payı' gerektiğinde beş katına kadar arttırılacak. (Madde 68)

* Bütün sağlık hizmetleri paralı olacak.

*Sağlık hizmeti alabilmek için bu ülkenin vatandaşı olmak, üstelik vergi ödemek, dahası Genel Sağlık Sigortası primi yatırmak, hatta bir de 'katılım payı' ödemek yetmeyecek. Şimdi bir de 'ilâve ücret' adı altında para ödemek gerekecek. (Geçici Madde 5)

*Bütün dünyada anne sütünün önemi yeniden anlaşılır ve emzirme teşvik edilirken Türkiye'de 'sigortalının çocuğuna bir ay anne sütü yeter' mantığı geçerli olacak. Daha önce doğum yapan sigortalılara altı ay süreyle verilmesi öngörülen emzirme yardımı bir aya düşürülecek.

* Hastalanan sigortalılara verilen iş görememezlik ödeneği % 16 azalacak. (Madde 18, 19, 80)

*Emekli Bağ-Kur'lularının maaşından 10 yıl süreyle % 10 oranında Genel Sağlık Sigortası primi kesilecek. (Madde 88)

* Primini ödeyemeyen vatandaşlar sağlık hizmeti alamayacak, hastane kapılarından geri dönecek. (Madde 88, 89 ,90)

*Primini ödeyemeyen çiftçilerin pamuğuna buğdayına, üzümüne tütününe el konulacak. (Madde 87) "

Bu durumda olan gene vatandaşa olucak, vay bizim halimize...

30 Temmuz 2010

GIGANTISM HASTASI ANNA HAINING SWAN...

Tıp, Gigantism yani devlik hastalığını hipofiz ön lobunun fazla çalışmasına bağlıyor…

Kanadalı Anna Haining Swan’de bu hastalıkla doğanlardan...
9 kilo doğmuş, 5 yaşına geldiğinde boyu 140 cm’in üzerinde, bir yetişkin olduğunda boyu 228 cm’i gösteriyormuş…

Dev boyutları nedeniyle gelen şov tekliflerini her seferinde geri çevirmiş,çünkü ailesi Anna’nın iyi bir eğitim almasını istiyormuş…
Sonunda teklif edilen astronomik rakam karşısında ailede pes etmiş…
İlk iki gösteride halk, bu dev kadını görebilmek için New York Amerikan Müzesine resmen akın etmiş…

1865 yılındaki müze yangınında mahsur kalan Anna Haining’i çıkarmak için yıkılan blok duvardan ,18 itfaiyeci sayesinde kurtulmuş…



25 yaşındayken , o dönemde “Kentucky Devi “ ismiyle bilinen Yüzbaşı Martin Van Buren ile evlenmeye karar vermiş…

219 cm’lik boyuyla Anna’nın kalbini çalan Martin Van Buren oturacakları evin dizaynını yine kendileri gibi dev boyutlarda yaptırmış.
Öyle ki eve gelen ziyaretçiler oturmak için sandalyelere tırmanmak zorunda kalıyormuş…

İki çocuğunu da doğumdan kısa bir süre sonra kaybetmiş.Anne ve babalarıyla aynı kaderi paylaşan çocuklar irilik dolayısıyle yaşamamış.Hatta çocuklardan biri doğduğunda 10.6 kg ve 71 cm uzunluğundaymış…

Anna Swan ,1888 yılında kalp yetmezliğine bağlı olarak hayata gözlerini yummuş.Öldüğünde 42 yaşındaymış…


Photobucket

kynk.    kynk.

NE DEMİŞ ?

“Avusturalya’da her şey çok farklı,üstelik adları da başka…

Tencereye “Billy” diyorlar.Battaniyeye de ”Blaue”…
Kum fırtınasının adı “Willy –Willy” ve sevimli insanlar “cobber” ya da “mate” diye çağırılıyor…” demiş Alman yazar C.C.Bergius


Photobucket


kynk.weltatlas

…VEEE AĞAÇ KURBAĞASI HAYATA MUCİZEVİ BİR DÖNÜŞ YAPAR…

Yeryüzündeki ağaç kurbağalarının 500’den fazla türü bulunuyor...

Havaların soğumasıyla kış uykusu için hazırlık yapıyorlar.24 saatlik bir zaman diliminde yavaş yavaş vücutları donuyor.Kalp durduğu için vücutta kan akışı da gözlenmiyor…

Havalar ısınmaya başladığında ise sistem tersine işliyor.Yavaş yavaş çözülen donmuş ağaç kurbağasının tekrar kalbi atmaya başlıyor…
Nefes alıp vermeleri de hızlananınca vücut esnetme hareketlerine geçiliyor…

Bu süre içinde enerji gereksinimi vücuttaki glikoz tarafından karşılanıyor.Glikoz hücrelerde su çekilmesini engelleyip, hücrelerin canlı kalmasını sağlıyor…

Bir arkadaşıma bahsettim.” Kuran-ı Kerim’de mutlaka bununla ilgili bir ayet vardır.” diye cevap verdi…

Onu araştırma gereği duymadım açıkçası, çünkü İlahi gücün mucizelerine defalarca tanık oldum…

kynk.

28 Temmuz 2010

LUTHİYER ( Luthier) NEDİR ?

Keman yeteneğini her daim taktir ettiğim Mustafa hocamın aslında luthiyer olduğunu söylemesi beni şaşırttı.İlk başta verdiğim tepki “O nedir ?” oldu…

Önce kulağa değişik geldi,hem onca sohbet geçmişken bunun hiç konuşulmamış olması şaşırmama sebepti…

Telli müzik aletlerini yapan kişilere “Luthiyer” deniyormuş.Tabi sadece üretmekle kalmıyor bakım ve onarımlarını da yapıyorlarmış…
Luthiyer olabilmek için, titiz işçiliğin yanı sıra iyi de bir kulağa sahip olmak gerekiyormuş…

Photobucket

foto .amatör çekimlerimden biri..
bakmak isterseniz Luthiyer ...
Detay.

27 Temmuz 2010

NE DEMİŞ ?

Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı üstüne lavabo düşerek ölen,anaokulu öğrencisi Efe’nin ailesine “Oğlunuz cennete gitti, onun sayesinde siz de cennete gideceksiniz…Efe’nin yaşayacak ömrü olsaydı ,o lavabo paramparça olurdu” demiş…

~~~~
**İnançlarımız gereği kadere inanıyoruz,ancak tedbirsizliği kabul etmemiz mümkün değil.Yapılan açıklama hayli düşündürücü… :-o

Kynk…