13 Mart 2012

BUNU DENEYELİM Mİ?

Masajın rahatlatıcı etkisine yürekten inananlardanım.Başım ağrıyor ya da stresten kulunçlarım kilitlenmişse masajla çözümleyebilirim.
Masaj aletlerine tonlarca parada harcayabilirim.Nitekim boyun,sırt,karın,ayak masaj aletlerine sahibim.Bir otele gittiğim zaman ilk sorduğum şeylerden biride masaj salonu olup olmadığıdır.
Kısacası masaj benim vazgeçilmezimdir.
Bu fotoğrafı görünce paylaşmak istedim.Çıktısını da aldım bakalım deneyeceğim. :))) 
Vücudunuzun neresinde sorun varsa oraya masaj yapılacakmış.



TARİHE TANIKLIK EDEN BİR BELGE, ANNE FRANK'IN GÜNLÜKLERİ

Anneliese Marie Frank,İkinci Dünya savaşının başladığı yıllarda daha 10 yaşında bir çocuktur.

Yahudi bir ailenin kızı olan Anne Frank ,bankacı baba Otto Frank, anne Edith Frank ve abla Margoth’la  birlikte Hollanda’da yaşamaktadır.

1940’da Hollanda’yı işgal eden Naziler, önce sadece Yahudilerin gittiği okullar  kurar
arabalara ve trenlere binmesini yasaklar  sonra iş kurma haklarını elinden alırlar.

Günlerden bir gün abla Margoth Nazi SS merkezine götürülüp Yahudi olduğu için işaretlenir.Bunun üzerine aile saklanmaya verir.

Otto Frank’ın  bürosunun üzerinde gizli girişi olan 5 odalı bir bölümde 2 yıl boyunca yaşarlar.Hiç dışarı çıkmayan ailenin ihtiyaçlarını sekreterleri karşılar.

Gündüzleri kısık sesle konuşan aile,ofise biri geldiğinde tamamen susarlar.Akşamları ise Londra Radyosunu dinleyerek vakit geçirler.
Anne Frank bu süre içinde kendisine doğum gününde armağan edilen anı defterine geçirdiği günleri,özgürce koşup oynamayı hayal ettiği günleri yazar.

SS polisleri 1944 ‘te saklandıkları yeri bulur.Aile toplama kampına gönderilir.Edith ve kızları Anne ile Margoth savaş sona ermeden hayatlarını kaybederler.

Kızılordu tarafından kurtarılan Baba Otto Frank savaş bitince Amsterdam’a geri döner.Sekreterleri Miep,polisler onları bulup götürdükten sonra Anne Frank’e ait günlüğü bulduğunu söyleyerek babaya teslim eder.

Otto Frank  kızının o küçük kalbinde kopan fırtınaları ölümsüzleştirmek adına günlükleri kitap olarak bastırır.Tarihe tanıklık eden bu belgeler “Anne Frank’s Diary “ olarak o kadar ilgi görür ki Türkçe dahil 60’dan fazla dile çevrilerek yayınlanır.


foto.   foto.

*Ben kitabı okumadım ancak DR Store'lar da epey aradım ve  hala bulamadım. :/

NE DEMİŞ ?


Mevlanaya sormuşlar; “Sevgili nasıl olmalı?” diye…
Mevlana cevap vermiş;”Dayanılmaz olduğun zamanlarda bile sana dayanmalı”

10 Mart 2012

PHIL CUTTANCE KULLANDIGI BENZERSİZ MAKİNAYLA NELER YAPIYOR?


Phil Cuttance tarafından projelendirilmiş, tamamı el yapımı makina ile enteresan objeler yaratılıyor.

Cuttance'ın "Faceture " adını verdiği bu seri,elle hazırlanan üçgen şekilli levha içine yapılan döküm tekniğinin su bazlı reçine karışımı katılaşması ile  hazırlanıyor.
Sonrasında kalıptan çıkarma ve temizleme  işlemi yapılıyor.

Kolay belki ama  dikkat gerektirdiği kesin.Videoda vazo,abajur  vb. malzemelerin  nasıl çeşitli aşamalardan geçirildiğini görebilirsiniz .






Herkes İçin Güzel Bir Haftasonu Diliyorum ♥

İZMİR / ÇAMLIK TREN İSTASYONUNU ZİYARET

Enteresan bir durum aslında,ummadığım bir an da nette karşıma çıkan fotoğrafta çok sevdiğim dedeciğimi görmek beni hem şaşırttı hem de duygulandırdı.

Fotoğraf çok net değil ama duruşu yeterli benim için. :)


Rahmetli dedem Devlet Demiryolarından emekli,yıllarca yurdun çeşitli yerlerinde görev yapmış bir memurdu.

Fotoğraftaki ev aynı zamanda babamın doğduğu ev , bu sebeple geçen yaz ziyaret etmiştik.


Ev ,İzmir Çamlık Köyü'nde Avrupanın en büyük Tren Müzesinin hemen yanında olunca elden geçirilmiş, babamın söylediğine göre dokusu bozulmadan tadilat görmüş.

08 Mart 2012

BOMBAY'DA YUZME HAVUZLU BALKONLAR


Bir aile dostumuz yetiştirmek üzere İzmir’den Limon fidesi siparişi verdi.Büyük saksı içinde aldık getirdik Ankara’ya.

3-4 ay durdu durmadı döktü yapraklarını,sevmedi buranın iklimini demek ki.Üzerindeki  minik minik limonlarda düştü kurudu.

Bu iş öyledir zaten Anamur’dan al Muz ağacını al götür Karadeniz’e yetişmez.

Sakız ağacını al İzmir /Çeşme’den 20- 30 km öteye dik  gene yetişmez.Yani size İzmir'i İstanbul'a getiririz derlerse bir daha düşünün derim.:))

Şimdi konuyu nereye getireceğim.Malum İstanbul Emlak piyasası  bugünlerde pek bir hareketli , herkes büyük bir rekabet içinde inanılmaz projelere imza atanlar var.Gücü yetene,parası olana elbet.

Durum dışarıda da pek farklı değil aslında.
Mimar James Law dünyanın en büyük 3. Şehri Bombay’da enteresan bir   konut tasarımına imza atmış.

37 kat, iki kule, 200 daireden oluşan binaların en ilgi çekici  özelliği balkonlarının yüzme havuzu şeklinde tasarlanmış  olması.

ÇİÇEK AŞISININ İLGİNÇ KEŞFİ

Geçen ay içersinde tanıdığım pek çok çocuk ve hastalığı geçirmemiş yetişkin su çiçeği geçirdi.

Bu hastalığın belli bir görülme zamanı varmı  yoksa tesadüf mü bilmiyorum? Kişisel gözlemim bu.

Deri üzerinde oluşan ve su toplayan yaraların özellikle kaşınmaması,patlatılmaması gerekiyor.Ciltte sonradan iz kalmaması,hemde yaraların dağılıp çoğalmaması için. Hastalığın kuluçka süresinin 15 gün olduğunu da belirteyim.

Ve doktorumuzun söylediği üzere Hamile bayanların çok dikkat etmesi, bebeklerinin olumsuz etkilenmemesi için çiçek hastalığı geçiren hastaya kesinlikle yaklaşmaması gerekiyor.Daha başka ayrıntıları da var ama ben şimdilik onlara değinmeyeceğim.

Çiçek hastalığı bulaşıcı,yüzyıllar boyuda  ölümcül etkisini sürdürmüş.Tabii aşısı bulunana kadar.Aşının bulunma hikayeside çok ilginç.

06 Mart 2012

ÇOCUKLAR SALLANDIKÇA ENERJİ TOPLAYACAK SOKAK LAMBASI TASARIMI



Çocuklar sallandıkça ortaya çıkan ve boşa giden kinetik enerjiyi değerlendirmek amacıyla Chen Wei ve Lu Yanxin tarafından  tasarlanmış bu Zürafa Sokak / Park Lambaları.
Gün içersinde salıncaklar sallandıkça enerji toplayacak, hava karardıktan sonra da sokak lambası olarak kullanılacak.

Peki kimse sallanmazsa ne olucak ? 
Bunu da düşünen tasarımcı lambaların enerjisiz kalmaması için lambaların üzerine güneş paneli yerleştirmiş.

Oldukça zeki, çevreci ve kullanışlı…



GÜNÜN SÖZÜ


"...Bunca vefasızlıktan sonra,
bazılarının ederi kalmadı artık gönlümde...
Kaç'a deseler Hiç'e sayarım..."
                                           Özdemir ASAF

04 Mart 2012

POPÜLER PORTLER YENİDEN ÇİZİLDİ, PEKİ NE İLE??


Çizimlerde  kusurları düzeltebilmek karakalem ise silgiyle ,yağlı boya ya da vb. ile anında mümkün. Ancak  Amerikalı sanatçı  Craig Alan  zor bir iş seçmiş.Popüler kültürün  değişmez  isimlerinin klasik haline gelmiş fotoğraflarını  yeni baştan çizmiş.Üstelik bunu insanlar yardımıyla yüzlerce metre yükseklikten yapmaya karar vermiş.

BONUS HOCA VE ÖZTÜRKCELL REKLAMI


Süleyman Beledioğlu, Ankara’da eğitim sektöründe bilinen tanınan isimlerden biridir.

Kendisi Ankara Üniversitesinden mezun konusunda uzman pedagog aynı zamanda Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu bir Hukukçudur.


Uzun süre TRT  ve  TV 8’de sınav ve sınav teknikleri,öğrenci psikolojisi konularında program yapmış, kitaplar ve pek çok makaleler  yayınlamıştır.

Bunların dışında anne –babalara, öğrenci ve öğretmenlere sayısız seminer vermiş,Türkiye genelinde sınav öncesi motivasyonu artırma amacıyla “Kalem Kırma “şenlikleri düzenlemiştir.

02 Mart 2012

KÖTÜ HABER SUPERMEN ERİDİ :))



Küresel Isınmaya dikkat çekmek amacıyla, Singapur Sanat Müzesi önüne konulmuş bir heykel şu aralar ziyaretçi akınına uğruyor.



“Artık bizi kurtaracak kimse yok” sloganıyla heykeltıraş Mojoko ve Eric Foenander tasarladığı Erimiş Supermen Heykeli polistiren ,alçı ve plastik boya ile altı haftada tamamlanmış.

Tasarımcı Mojoko yaptığı açıklamada,

01 Mart 2012

KIYAFET DEĞİŞİMİ YAPAN ÇİFTLER PROJESİ :))


Hana'nın Şaşırtıcı Değişim projesine göre eşler,sevgililer ya da arkadaşlar birbirlerinin kıyafetlerini değişiyorlar.

Mekan değiştirmeden çekilen  bu komik fotoğraflara çiftler, Hana'nın mail adresinden ulaşıp projeye katkıda bulunmaya devam ediyorlar.

Blogda daha pek çok görüntü var, özellikle beğendiklerimi buraya ekledim.:))


Kartalkaya'yı Ateşleyenler

Hayalin bir dağın tepesine karlarla kaplı olsa da ateşle iz bırakmak kadar zor bir şey olsa bile peşini bırakma. Önce hayal eder, sonra o hayale inanırsın; nasıl yapabileceğini tasarlar ve denersin, yılmadan. Yeterince denersen, neden olmasın?


Onlar tam da bunu yaptı. Karlarla kaplı Kartalkaya’nın zirvesine ateşle iz bırakabileceklerine inandılar. Burn, sadece ihtiyaç duydukları cesaret ve enerji desteğini sağlayarak bir hayali ateşledi. Onlar da tutkularının peşinde yola çıktılar. Boardlarını hazırladılar, pompalarla modifiye ettiler, rampalarını kurdular ve kaydılar. Olmadı, baştan aldılar, onları amaçlarına ulaştıracak şartları gerçekleştirmeyi başarana kadar, tekrar tekrar.

Ve 3. gün de bitip gece yarısı olduğunda Kartalkaya’da istedikleri ateşi yakmayı başardılar. Çektikleri videoyla da ‘İçindeki kıvılcım nasıl kocaman bir ateşe dönüşür’ü hepimize gösterdiler. Tutku ve cesaretle yanmayacak ateş yoktu, inandık. Burn, gençleri tutkularından başka bir şeye kulak asmadan, istediklerini alana kadar denemeye, vazgeçmeden denemeye çağırıyor. Tutkuları cesaretle besleyen kocaman bir ateş yakmak için Burn gençleri ateşlemeye devam edecek.

İçindeki kıvılcımı farket ve büyüt. Burn ateşler.

http://www.facebook.com/BurnTurkiye

Bir bumads advertorial içeriğidir.

29 Şubat 2012

ŞEFFAF GÖBEKLİ KARINCALARLA ŞEKERLİ SU DENEYİ



Şekerli su deneyine,bahçesine dökülmüş sütü içen karıncaları gördükten sonra karar vermiş Hintli Dr.Muhammed Babu.

Sütü içen karıncaların göbekleri  beyaz bir renk alınca ortaya ilginç bir görüntü çıkmış.

Şeffaf gövdeli karıncalar için renkli şekerli sular hazırlayan Doktor ve eşi, karıncaların hangi renklere daha fazla ilgi gösterdiğini? Hangi renkleri daha iyi algılayabildikleri konusunda bir deney yapmış.

Şekerli suları içen karıncaların  renkli  göbekleri deneye katılan öğrencileri de şaşırtmış.

Dr. Babu  daha koyu renkte yeşil ve sarı renklere yönelen karıncaların sayıca daha fazla olduğunu böyle görüntülemiş.




KARLAR ERİSİN, ARTIK YAZ GELSİN !

Başkent  Yeni Sibirya olma yolunda ilerliyor.
Meterolojinin işide zor İstanbul'a yağması beklenen kar buraya yağınca kilitlendik haliyle, sabah zar zor işe gelme telaşını atlattık.


Şimdi PC başında ısınma ve sıcak takviyesi yapma zamanı.
Artık sıkıldığımız ve yazı beklediğimiz için bloga kar fotoğrafları eklememeye çalışıyorum onun yerine size tropikal görüntüleri çağrıştıracak bu haftanın en beğendiğim videosu ile başbaşa bırakıyorum...


27 Şubat 2012

KULLANDIĞIMIZ NESNELER DAHA BÜYÜK BOY OLSAYDI ?


İspanyol ressam ve heykeltıraş Romulo Celdran , günlük hayatımızda kullandığımız nesneleri olduğundan çok daha büyük gösteren çalışmalarıyla büyük beğeni topluyor.


Eserlerini  “Makro” ismini verdiği  bir seride toplayan sanatçı, nesnelerde algılama ,boyut kavramı ve fizik yasalarına aykırı durumları vurgulamaya çalışıyor.

Celdran  nesneleri karton, plastik, kağıt ,akrilik boya ve polyester ile şekillendiriyor.





MASAÜSTÜ İÇİN RENGARENK DUVAR KAĞITLARI (12 adet)

Yılbaşı öncesi bilgisayarıma yüklediğim duvar kağıdını kaldırdım.Çalışma performansını düşürdüğünü bile bile yüklüyoruz ama bazıları o kadar albenili ki...


Özellikle bütün gününü bilgisayar başında geçirenler için ruh halimizi etkileyebilicek görüntüler seçtim, soğuk havalara inat sıcacık görüntülerle.




26 Şubat 2012

Ece Sükan Benim Bloguma Yakışan VAIO'yu Seçti... Sıra Sende!

Bana en çok Turuncu VAIO yakışıyor!

Ünlü moda ikonu Ece Sükan, Sony VAIO için ilginç bir işe imza attı. Blogların renkli dünyası ile Sony VAIO'nun renkli dünyasını birleştiren Ece Sükan, bir çok blog gibi benim blogumu da inceledi ve yakışacak olan rengi belirledi. Ece Sükan, blog içeriği, tasarımı, duruşuna göre 6 farklı rengi olan Sony VAIO içinden bana Turuncu VAIO'yu seçti.

sony-vaio

Ayrıca Facebook üzerinde yapılmış özel bir aplikasyonla Ece Sükan profil fotoğraflarını inceliyor ve sana yakışan Sony VAIO'yu belirliyor. Sen de fotoğrafa tıklayarak Facebook üzerinden VAIO kazanma şansı yakalayabilirsin...


Bir bumads advertorial içeriğidir.

25 Şubat 2012

13.138 TAVLA ZARIYLA YAPILAN İNANILMAZ PORTRE...


Kanadalı tasarımcı Tobias Wong, geçen yıl bilinmeyen bir sebeple intihar eder.Öldüğünde 35 yaşındadır.
Çevresinde çok sevilen Tobias'ın ölümü arkadaşlarını derinden etkiler,özellikle de sanatçı Frederick McSwain'i...



Onu "Hayatımda gördüğüm en eğlenceli ve en komik insandı" diye tanımlayan Frederick,bu dostluğu ölümsüzleştirmek ve arkadaşını hep hatırlamak amacıyla "Die" isimli bir portre yapar.

Arkadaşının yaşadığı her günü temsilen, 13.138 adet tavla zarını kullanarak onu resmeder.

Frederic McSwain'in Broken Off isimli sergisi arkadaşı için bir nevi saygı duruşudur.


Herkes İçin Güzel Bir Haftasonu Diliyorum...

Bu hafta müthiş birşey oldu benim için.
Haftasonu çalışmayacağım. :)))
Herkese şahane kahvaltı sofralarının kurulduğu, 
bol dinlenmeli, neşeli bir haftasonu diliyorum.


GÜNÜN SÖZÜ ...

Kusur bulmak için bakma birine, bulmak için bakarsan zaten bulursun.
Kusuru örtmeyi marifet edin! İşte o zaman kusursuz olursun...
                                                                                        Mevlana

foto.tumblr.com

24 Şubat 2012

Rumeli Hisarı'nda Masalsı Bir Aşk Hikayesi!

"Eski aşklar Yeşilçam'da kaldı" lafı klişe olmaya yüz tutmuşken, fırtınalı sevdalar, çekişmeli ilişkiler günümüzde hem magazin basınında hem de yakın çevremizde -buna kendimiz de dahil- karşımıza bolca çıkıyor. Sevgilimizi elimizden almak isteyen dış mihraplar yoğun şekilde çalışırken bize de biricik aşklarımızı elimizde tutmak için yapmamız gereken çok iş düşüyor. Bu konuya nereden geldiğimi açıklıyorum!



8x4 yeni deodorantları Beauty ve Beast için muhteşem bir project mapping uygulaması daha yapmış. Gösterinin hikayesi kısaca şöyle: romantik bir aşk hikayesi kötü niyetli bir ejderhanın tehdidi altına giriyor. Kahraman erkeğimiz çekici kokusunun da yardımıyla güzel kızı kurtarıyor ve hikaye mutlu bir şekilde sona eriyor.

8x4 dünyasını Facebook'tan takip etmek isteyenler; http://www.facebook.com/8x4Turkiye

Bir bumads advertorial içeriğidir.

22 Şubat 2012

BERDELACUZ – KOCAKARI SOĞUĞU NEDİR?


Eski dilde Berd yani Soğuk , soğukluktan türemiş bir deyim “ Berdelacuz ".Deyim orjinalinde  Berd-el-acũz  şeklinde …

Mart’ın 11’inde başlayıp 17’sinde  biten sert soğuklara  Berdelacuz, halk arasında kocakarı soğukları  deniyor.

Kocakarı denmesinin de bir hikayesi var elbet.:))

Efsaneye göre  geçimini, yetiştirdiği koyunlarla sağlayan yaşlı bir kadın sert geçen kış sonrası ilk bahar geldi diye sevinerek doğa anaya sataşmış.

Tabiat ana öyle sinirlenmiş öyle sinirlenmiş ki, havayı birden soğutmuş.

Fırtına,yağmur derken kocakarı hayvanlarını ısıtmak için kazma –kürek ne varsa yakmış fakat hayvanları donmaktan kurtaramamış…

KIŞ MEMLEKETİNE GRANİT MERMER KAPLAMA...

Kış memleketinde dükkan ve  iş merkezleri önüne mermer döşemenin mantığını hala çözebilmiş değilim.İnsanlar sanki patenle yürür gibi iki durup,bir düşüp ayağa kalkıyor.Her yer buz, kol bacak kırılması an meselesi...

Bu malzemelerin iç mekanda kullanılmasının daha uygun olacağını kimse anlatmıyor mu?

21 Şubat 2012

EN SEVDİĞİM SAKSI ARTIK HEP YANIMDA ...

Colleen Jordan isimli firmanın tasarımı kolye, küpe, yaka iğneleri hatta magnetlerle beğendiğiniz bitkileri artık hep yanınızda taşıyabiliyorsunuz.


Etsy üzerinden satışı yapılan ürünlerin fiyatları,bitkinin cinsine ve saksı modeline göre değişebiliyor.Mesela aşağıdaki kolyenin fiyatı 20 Dolar.







diğer modeller ve fiyatlar burada, ancak hiç olmadık bir zamanda arı,sinek vb. böceklerin çevrenizde uçuşması bununla  olası... :))
Haksız mıyım ?

DARÜŞŞAFAKA 2012 SINAV TAKVİMİ

Darüşşafaka hayırsever kişi ve kurumların desteğiyle faaliyetini sürdüren,benimde çok saygı duyduğum eğitim kurumlarından biri.


Babası hayatta olmayan, maddi imkanları sınırlı fakat yetenekleri  sınırsız ilköğretim 3. sınıf öğrencilerine bu yılda kapılarını açıyor.


Sınav 27 Mayıs 2012 Pazar günü saat 10.00'da yapılacak.
Ayrıntılar için Resmi İnternet Sitesini ziyaret edebilirsiniz.



I LOOK TO YOU

Ölümü en zor kılan şey,sevdiğiniz kişiyi bir daha görememek, duyamamak,
eğer yakınınız ise artık ona dokunamayacak olmaktır.

Görüntü beyaz camın arkasında görünen bir silüetten,
Cd' de çalan kadife bir sesten ibaret olsa da etkilenmeden duramıyorsunuz.

2009'da çıkan albümü " I Look To You " için sesi çok yorgun,uyuşturucudan kendisini mahvetmiş gibi yorumlar yapıldı ama bana göre kötü denilen bu sesi bile güzeldi...

19 Şubat 2012

BLOGGER'DA YAZILARA "DEVAMINI OKU" ÖZELLİĞİ NASIL EKLENİR?

Beni sürekli takip eden arkadaşlarım bilir,yazılarımı çok fazla uzun tutmamaya çalışırım.

Ancak bazen çok fazla görsel yayınlamam icap ettiğinde ya da metini uzun bulduğumda kullandığım bir eklenti "Devamını Oku" özelliği nasıl eklenir?
Bilmeyenler için anlatmaya çalışacağım.

Bu gerektiğinde işe yarayan bir özellik çünkü ziyaretçiyi ilgisini çekmeyecek bir konuda zorlamamak hemde ana sayfa açılışını ilk etapta kolaylaştırma adına yapılan bir işlem olarak kabul edilebilir.

Şimdi ilk olarak Kumanda Panelimizde Tasarım bölümüne gelelim.Blog kayıtları köşesinde Düzenle seçeneğini tıklayalım.


Açılan Blog Kayıtlarını yapılandır modülünde kırmızı ile işaretlediğim bölüme sayfanızda görünmesini istediğiniz şekil metnini yazıp (ben -devamını okumak için tıklayınız- yazdım mesela) aşağıdan kaydedip bu modülden çıkıyoruz.


Tasarım bölümündeki Sayfa öğeleri kaydetme ve düzenleme sayfasında her gadget için yaptığımız Kaydet işleminide yapmayı unutmuyoruz.

Diyelim ki yazınızı hazırladınız. Yayınlamaya hazırsınız.
"Devamı oku" linki yazınızın neresinde görünsün yani yazı nerede bölünsün ona karar verip aşağıdaki görselde işaretlediğim "Atlama Aralığı Ekle" butonuna basarak yazıyı kesiyorsunuz.Zaten kesikli çizgilerle yazının bölündüğünü sizde göreceksiniz.


Burada çizgilerin altına eklemeniz gereken bir kod var.





İşte bu kadar.
Yazıyı kaydedip artık yayınlayabilirsiniz.Umarım işinize yarar.



NE DEMİŞ ?

"İyi biriyim ama melek değilim.Günaha girdiğim olur ama şeytan değilim.Ben yalnızca bu koskoca dünyada sevecek birini arayan küçük bir kızım." demiş Marilyn Monroe...

foto.tumblr.com

MESELA BÖYLE BİR ŞEY...

foto.tumblr.com

18 Şubat 2012

İZLEDİM. BEĞENDİM / BEĞENMEDİM (10 film)

Hani olur ya kendinizi şöyle baskı altına alınmış hissedersiniz,depresif bir ruh  hali içinde çıkış ararsınız işte  bir kaç gündür öyleyim.

Tek yaptığım telefona sarılıp, ordan burdan aldığım tavsiyelerle film siparişi vermek.

Kendimden intikam alırcasına,uykusuz dinlenmeden işe gitmek uğruna bu hafta epey bir film izledim arka arkaya eski-yeni karışık.

Aslında burada pek film tavsiyesinde bulunmuyorum ama bazılarını izledikten sonra pişman oldum.Vakit gerçekten kıymetli...

İçlerinde özellikle tavsiye etmediklerim var.