28 Ağustos 2009

SORUN YOK...

Dalgıç “su altı işaret dili” ile her şeyin yolunda gittiğini söylüyor… :)

******************************************************************
1-Bakmak isterseniz, Uluslararası dalış işaret dili...
2-Photoshop
tekniği...

BİRAZCIK ADRENALİN -BÖLÜM -2-

Geçen sefer gondolda adrenalin arayışım sonuçsuz kalmış,daha farklı bir şeyler aradığımı anlatmıştım…
Ankara’da Cepa alışveriş merkezine bu senede park kuruldu.Ama geçen seneye göre farkla…

Sanki etüd yapar gibi üç kez gittim ,biraz korktum ne yalan söyliyeyim belki de çığlıklardan ürktüm.Dördüncü gidişimde oturdum koltuğa ,yanımdaki bayan “eğer korkarsanız elimi tutabilirsiniz” dediğinde “eyvah”dedim ama kilitler çoktan kapanmıştı…
Bir sağa ,bir sola salınırken aynı zamanda kendi ekseni etrafında dönüyor…Süratliydi ama çok kısa sürdü.Herhangi bir tepki vermeden Ankara manzarasını izledim.Neticede bundan da bir şey anlamadım…

27 Ağustos 2009

SUÇLANAN "ÇOCUK KALBİ" NE YAPTI ?


Mahallenin afacanı günlerdir babasını ikna etmeye çalışıyordu.

-- Peki al bu parayı git berbere kendin traş ol dedi babası.

Sevinçle parayı alan 6 yaşındaki çocuk büyüdüğünü ispat etmek istercesine mahalle berberine koştu.

"Saçlarımı kestireceğim amca" dedi ve parayı uzattı.

Parayı alan berber, çocuğu ayna hizasına getirmek için koltuğun kollarına tahta bir platform yerleştirdi.

Çocuğu tahta üzerine oturtan berber kısa sürede işini tamamladı…

"--Hadi bakalım saatler olsun" dedi ve parayı istedi.

Çocuk önce ne olduğunu anlayamadı.

”Amca parayı geldiğimde verdim, üstelik sende açık duran şu çekmeceye koydun işte bu para” diyerek işaret etti.

Berber kabul etmedi kızarak “hayır para mara vermedin, git babanı çağır bana” dedi.

Şaşkındı çocuk!

Doğru eve gidip durumu babasına anlattı.

”Parayı verdiğim halde almadığını söylüyor git konuş “dedi.

Babasına da aynı şeyi söyledi berber.

" --Emin misin? benim çocuğumun yalan söyleme gibi bir huyu yok unutmuş olabilir misin?" diye sorsa da değişen bir şey olmadı.

İkinci kez berbere para verildi…




O günü üzgün geçirdi çocuk. :(

İlk hevesi hayal kırıklığı ile sonuçlanmıştı.

Babası “Üzülme,ben sana inanıyorum”dedi. "Ama bundan sonra bir şey alırken parayı hep sonra ver” diye de tembihte bulundu.

Ertesi gün Pazar’dı ama çocuk çok erken uyandı.

Hiç kimseyi uyandırmadan evden çıktı.Kapı eşiğine terlik koymayı unutmadı çünkü anahtarı yoktu.

Issız sokaklarda ilerledi.Berberin önüne geldiğinde uzun uzun baktı içindeki kızgınlıkla cebinden çıkardığı yumruğu büyüklüğündeki taşı cama doğru fırlattı ve arkasına bakmadan eve koşturdu.

Yatağına girdiğinde gözlerini kapattı ve bütün gün dışarı çıkmadı.Öğlene doğru berberin kırılan camı mahallenin dilindeydi.Kimse nasıl olduğunu bilmiyordu.Babası da bakkaldan duymuştu.

Bir ara oğlunu merak eden baba onun yanına gitti.
”Neden yatıyorsun? Hadi dışarı çıkıp maç yapalım.

"Hayır" dedi çocuk…
”O zaman gezmeye gidelim”

"-canım istemiyor"…

Bir terslik olduğunu anlayan baba bir süre sustu…

”Berberin camını kırmışlar.Yoksa sen mi yaptın?" diye sordu. Evet der gibi başını sallayan oğluna baktı.

Çocukça alınan bu intikam karşısında “keşke yapmasaydın” diyebildi…

******************************************************

Kaptan başından geçen bu olayı bana her anlattığında, yaşadığı hayal kırıklığını ve çocuk kalbiyle uğradığı haksızlığı daima hatırlar.

Üzerinden otuz yıl geçmesine rağmen…
1. foto 2.foto.