30 Ağustos 2009

BİR GENÇ KIZ VARDI, ADINI BİLE BİLMEDİĞİMİZ…

Köy muhtarı söz vermişti.Ertesi gün sabah ezanında 20 kişiyi hazır bekletecekti…

O gece yaralı Mehmetçiklerden biri ölünce , bir yaş küçük kızkardeşinin saçları tamamen kesilip abisinin elbiseleri giydirildi ve 20 kişilik ekip tamamlanmış oldu…
~~~ ~~~ ~~~ ~~~ ~~~ ~~~ ~~~ ~~~ ~~~ ~~~ ~~~ ~~~ ~~~
Çanakkale siperlerinde anzak askerlerinin yazdığı günlük ve mektuplar 8 Eylül 1915 tarihinde “The Age”adlı Avusturalya gazetesinde yayınlandı…Biri annesine şöyle sesleniyordu…

”Vurulduğum 18 Mayıs günü keskin nişancı bir Türk kızı vardı.19-20 yaşlarında iri yapılı ve güzel.Gün boyunca sürekli ateş etti.Bir çok adamımızı vurdu.Gün bitimine yakın bir Anzak tarafından vurulunca kızdan ses kesildi.Gene de üzüldüm…Ölüsünü ele geçirdiğimizde gördük ki vücudunda tam 52 kurşun yarası vardı.Bu savaş korkunç anne…"

~~~ ~~~ ~~~ ~~~ ~~~ ~~~ ~~~ ~~~ ~~~ ~~~ ~~~ ~~~ ~~~
Duygu yoğunluğu içinde okuduğum bir yazıydı, ne zamandır yazılmayı bekleyen…
Günün anlam ve önemini anlatan olaylardan sadece biriydi…
~~~ ~~~ ~~~ ~~~ ~~~ ~~~ ~~~ ~~~ ~~~ ~~~ ~~~ ~~~ ~~~

yararlanılan kynk.Çanakkale Şehitleri Tanıtım ve Araştırma Derneği Yayını

KISACA…

Biz dinimizi iyi öğrendik okullarda...
Rahat ve özgür bir ortamda…
Dinimizce “Emanete hıyanet olmaz” haramdır...
Harama el uzatmak dinde günahtır…
Günahın yolu eninde sonunda azaptır…
Bizler olduğu müddetçe emanetin yaşayacaktır…

28 Ağustos 2009

KAÇAN FIRSAT !!!

Decca Record Plak firmasının yöneticisi “Sound’larını beğenmedim,ayrıca gitar gruplarının modası geçti” deyip onları geri çevirdiğinde takvim yaprakları 1962 yılını gösteriyordu (…)
Onlar tüm dünyada 1 milyardan fazla plak, kaset, Cd satışıyla birlikte sayısız ödülün sahibi oldu.

The Beatles, Guinness Rekorlar kitabına adını “Dünyanın en başarılı grubu” olarak yazdırmayı başardı…

SORUN YOK...

Dalgıç “su altı işaret dili” ile her şeyin yolunda gittiğini söylüyor… :)

******************************************************************
1-Bakmak isterseniz, Uluslararası dalış işaret dili...
2-Photoshop
tekniği...

BİRAZCIK ADRENALİN -BÖLÜM -2-

Geçen sefer gondolda adrenalin arayışım sonuçsuz kalmış,daha farklı bir şeyler aradığımı anlatmıştım…
Ankara’da Cepa alışveriş merkezine bu senede park kuruldu.Ama geçen seneye göre farkla…

Sanki etüd yapar gibi üç kez gittim ,biraz korktum ne yalan söyliyeyim belki de çığlıklardan ürktüm.Dördüncü gidişimde oturdum koltuğa ,yanımdaki bayan “eğer korkarsanız elimi tutabilirsiniz” dediğinde “eyvah”dedim ama kilitler çoktan kapanmıştı…
Bir sağa ,bir sola salınırken aynı zamanda kendi ekseni etrafında dönüyor…Süratliydi ama çok kısa sürdü.Herhangi bir tepki vermeden Ankara manzarasını izledim.Neticede bundan da bir şey anlamadım…

27 Ağustos 2009

SUÇLANAN "ÇOCUK KALBİ" NE YAPTI ?


Mahallenin afacanı günlerdir babasını ikna etmeye çalışıyordu.

-- Peki al bu parayı git berbere kendin traş ol dedi babası.

Sevinçle parayı alan 6 yaşındaki çocuk büyüdüğünü ispat etmek istercesine mahalle berberine koştu.

"Saçlarımı kestireceğim amca" dedi ve parayı uzattı.

Parayı alan berber, çocuğu ayna hizasına getirmek için koltuğun kollarına tahta bir platform yerleştirdi.

Çocuğu tahta üzerine oturtan berber kısa sürede işini tamamladı…

"--Hadi bakalım saatler olsun" dedi ve parayı istedi.

Çocuk önce ne olduğunu anlayamadı.

”Amca parayı geldiğimde verdim, üstelik sende açık duran şu çekmeceye koydun işte bu para” diyerek işaret etti.

Berber kabul etmedi kızarak “hayır para mara vermedin, git babanı çağır bana” dedi.

Şaşkındı çocuk!

Doğru eve gidip durumu babasına anlattı.

”Parayı verdiğim halde almadığını söylüyor git konuş “dedi.

Babasına da aynı şeyi söyledi berber.

" --Emin misin? benim çocuğumun yalan söyleme gibi bir huyu yok unutmuş olabilir misin?" diye sorsa da değişen bir şey olmadı.

İkinci kez berbere para verildi…




O günü üzgün geçirdi çocuk. :(

İlk hevesi hayal kırıklığı ile sonuçlanmıştı.

Babası “Üzülme,ben sana inanıyorum”dedi. "Ama bundan sonra bir şey alırken parayı hep sonra ver” diye de tembihte bulundu.

Ertesi gün Pazar’dı ama çocuk çok erken uyandı.

Hiç kimseyi uyandırmadan evden çıktı.Kapı eşiğine terlik koymayı unutmadı çünkü anahtarı yoktu.

Issız sokaklarda ilerledi.Berberin önüne geldiğinde uzun uzun baktı içindeki kızgınlıkla cebinden çıkardığı yumruğu büyüklüğündeki taşı cama doğru fırlattı ve arkasına bakmadan eve koşturdu.

Yatağına girdiğinde gözlerini kapattı ve bütün gün dışarı çıkmadı.Öğlene doğru berberin kırılan camı mahallenin dilindeydi.Kimse nasıl olduğunu bilmiyordu.Babası da bakkaldan duymuştu.

Bir ara oğlunu merak eden baba onun yanına gitti.
”Neden yatıyorsun? Hadi dışarı çıkıp maç yapalım.

"Hayır" dedi çocuk…
”O zaman gezmeye gidelim”

"-canım istemiyor"…

Bir terslik olduğunu anlayan baba bir süre sustu…

”Berberin camını kırmışlar.Yoksa sen mi yaptın?" diye sordu. Evet der gibi başını sallayan oğluna baktı.

Çocukça alınan bu intikam karşısında “keşke yapmasaydın” diyebildi…

******************************************************

Kaptan başından geçen bu olayı bana her anlattığında, yaşadığı hayal kırıklığını ve çocuk kalbiyle uğradığı haksızlığı daima hatırlar.

Üzerinden otuz yıl geçmesine rağmen…
1. foto 2.foto.

KASA YERİNE PRİZ...

"Bizde olsa kesin bulurlar "dedim malum hırsızlar azimli artık dedektör kullanıyorlar ama fikir çok da hoşuma gitti…
Değerli eşyaları evin içinde fark edilmeden saklamak için yapılmış.Sıradan bir elektrik prizine benziyor,üstelik kilitleniyor…

2'li fiyatı 14.99 dolar.
link.

DEMİŞLER Kİ...

"Gençlik, insanın başına hayatta bir kere gelir." LONGFELLOW

Brigitte Bardot

25 Ağustos 2009

KOMİKLİK CİDDİ BİR İŞTİR ...

Yıllarca kapalı gişe oynanan “Bit Yeniği” isimli oyun Dormen Tiyatrosunda sergileniyordu.Oyun tam da başlama arifesinde iken bileti iki kere satılmış öfkeli bir bayan, sahneye atıldı…

”Hayır başlayamazsınız Altan bey,bu oyunu size oynatmam.Bir ay önceden aldığım bilete karşılık yerimde başkası oturuyor,ben nereden izleyeceğim oyunu? “dedi.

Kalabalık içinde yer aransa da bulunamadı.

Yaşanan kısa bir şaşkınlık sonrası Altan Erbulak bayana sordu.

“Valla tek boş yer sahnede var hanımefendi,isterseniz buyurun şu koltukta oturun ?”

Kadın tereddüt etmeden ,yüzünde memnuniyet ifadesiyle dekor amaçlı sahneye konulan koltuğa oturdu.

Oyuna devam etmek için seyirciye dönen Altan Erbulak kısa süreliğine tekrar durdu ve sahnedeki bayana şöyle dedi.

“Yalnız söylemedi demeyin hanımefendi,oyunun ikinci bölümü umumi evde geçiyor.Siz yine de buradan izlemeye kararlımısınız?”

Bunun üzerine mahçup olan kadın bir şey söylemeden sahneden indi, Erbulak ise oyuna başlamak için alkış seslerinin dinmesini bekledi…


~~~ ~~~ ~~~ ~~~ ~~~ ~~~ ~~~ ~~~ ~~~ ~~~ ~~~ ~~~

Ben Trt’ deki programlarından hatırlıyorum onu, çocukluk anılarımın güldüren amcasıydı. 

Sahne heyecanı bir yana ,ani gelişen bu olay karşısında seyirciye resmen oyun içinde oyun izletmiş.Tamamiyle kıvrak zeka ürünü. :))


kynk. ---- foto --- Altan Erbulak kimdir?

RESİM ARAMA...

Bu adres bende uzunca bir süredir var aslında kullanmak isteyen,arama motorlarında hep aynı resimleri görmekten bıkanlar için bir alternatif olabilir…
Sitedeki ufak paint penceresine istediğiniz resmi rengine karar vererek kabaca çiziyorsunuz.(resminiz iyiyse ne ala,ben çok yeteneksizim bu konuda…)
Ardından ekrana çiziminizle alakalı harika fotoğraflar geliyor…