28 Eylül 2009

İYİ UÇUŞLAR !!!

Benim bıdık henüz 28.ayında olmasına rağmen kaydırakta yeni teknikler geliştirmeye başladı.Tabii kendisinden daha büyük çocukları taklit ederek...
Önce ayakta inmeye çalıştı.Daha sonra baş aşağı ve yüzükoyun kaymayı öğrendi…
Bizim zamanımızda kaydıraklar düzdü,şimdi yılan gibi kıvrılanlar,üstü tamamen kapalı tüp şeklinde olanlar…
Ama görüyorum ki durum başka ülkelerde daha da vahim. :))
Görüntü Rusya’dan...

EŞEK VE İNSANIN YERLERİ DEĞİŞİRSE…

II. Mahmut ve Abdülmecit döneminde iki kez belediye başkanlığı yapan Hüseyin Hasip Bey görevinden ödün vermeyen,titiz bir o kadar da sert kişiliği ile tanınırdı.Özellikle tüketici haklarını iyi korur, bozuk, çürük ve pahalı satan esnafa göz açtırmazdı.Bu huyunu iyi bilen esnaf ya da işportacı Hüseyin Hasip Beyin denetime çıktığını duyunca nereye kaçacağını bilemezdi çünkü suçluyu hoşgörmez anında aklına ilk gelen cezayı verirdi… Denetime çıktığı bir gün sırtında iki çuval yükle ağaca bağlanmış öylece duran bir eşek gördü.
“Bu eşeğin sahibi nerede ise hemen bulun getirin” diye emir verdi.Eşeğin sahibi yakın bir kahvede oturmuş dinleniyordu.Apar topar kahveden alınan adam belediye başkanın karşısına getirildiğinde yarım saat önce geldiğini,eşeğini ağaca bağladıktan sonra dinlenmeye çekildiğini anlattı…
Onun bu sözlerine öfkelenen Hüseyin Hasip Bey hemen talimat verip eşeğin sırtındaki yükü indirtti,bir torba yem buldurup hayvanın boynuna taktırdı.Sonra da eşeğin sahibinin boynuna bir ip geçirterek onu ağaca bağlattı hem de iki çuval yükle…
Adam ağladı,sızladı, o yükle kan ter içinde kaldı ama eşeğin yemini bitirmesini bekledi…
Verilen bu ceza yasalarda ya da yönetmeliklerde yoktu ama ceza öyle etkili oldu ki sadece eşeğin sahibine değil tüm izleyenlere ,daha sonra duyup öğrenenlere ömür boyu unutamayacakları bir “hayvan haklarına saygı” dersi yerine geçti

kynk.
foto.

NAR SOYMAK GERÇEKTEN ÇOK KOLAYMIŞ…

Annemler nihayet İzmir’den döndü.Gelirken bahçemizdeki nar ağacının meyvelerini toplamayı da ihmal etmemişler.Kabuğu yavaş yavaş kırmızıya dönmeye başladıysa da içi artık olmuş.Yani nar mevsimine az kalmış anlıyacağınız…
Kaptan tam bir nar hastası olduğu için bu işe en çok o sevindi...Dut ve nar onun vazgeçilmezi.Hiç üşenmeden sabırla uğraşır narı tek tek temizler kendisi. Haaa bu arada mutfak nar lekesinden geçilmez ,iyi bir temizliği hak eder o da ayrı bir konu (inşallah okumaz bu yazımı yoksa narı kaşıkla yemek hayal olabilir benim için :)
Şimdi gelelim asıl konuya bu tekniği okuyalı uzun süre oldu aslında ama ben denemeden bir tavsiyede bulunmak istemedim.
Buradaki site sahibinin anlattığı yöntem gerçekten başarılıydı.Çok kısa bir sürede kaseler nar taneleriyle doldu…