27 Aralık 2009

KAHVE ALTI

Çocukluğumda yazları mutlaka İstanbul’a gider teyzemlerde bir süre kalırdım…Tatilde olmama rağmen çok erken kalktığımı günü dolu dolu yaşadığımı hatırlıyorum.Teyzem ise yoğun çalışma hayatına rağmen hazırladığı kahvaltıya mutlaka çorba ile başlar, mide için bunun yararlı olduğunu söylerdi. Ben ise alışık olmadığım için istemez, ısrarlar karşısında mecburen içmek zorunda kalırdım.:((
Kahvaltıda çorba içmek Osmanlı’dan kalan bir gelenek ancak dedim ya baştan nasıl alışılırsa öyle gidiyor ben bir türlü sevemedim…
Buna karşın yine o zamanlardan kalan bir kültür olan sabah kahvesini severim.Zaten kahvaltıyı “kahvaltı” yapan bu “kahvedir”…
Güne başlar başlamaz hemen herkesin telaffuz ettiği bu kelime, o yıllarda yani Osmanlı’da içilen kahve öncesi mideye zarar vermemek için yenilen hafif yiyeceklere “kahve alti” denilerek ilk şeklini almış.Zaman içinde “e” harfinin düşmesiyle kelime “Kahvaltı”ya dönüşmüş…

Şimdi yorucu geçen bir haftaya ödül olarak güzel bir kahvaltı planlıyorum ve herkesin güzel bir haftasonu geçirmesini diliyorum…

20 Aralık 2009

NİMET ABLA…

Ankara’da “Nimet Abla Piyango Gişesi” yok ama ,elinin onun kadar uğurlu olduğunu düşünen bir piyangocu var… :)) Bugün ondan üç tane bilet aldık üstelik bu sene bir değişiklik yaparak biletleri özellikle cici kızıma çektirdik.Sonuç ne olur bilinmez ama her yeni yılda olduğu gibi amorti bile zor çıkar bize…
Neyse geleyim asıl bahsetmek istediğim mevzuya baklavada Güllüoğlu,kolonyada Eyüp Sabri deriz,hadi onlar ürettikleriyle anılır bu normaldir ama ya milli piyango?? Ne ilginçtir ki piyango denilince ismi her sene mutlaka anılır.Tv yayınları özellikle o gişenin önünden bu konuyu haber yapar…
Küçük bir araştırmayla ulaşılan hikayesi gerçekten enteresan Melek Nimet Özden’in…



II. Abdülhamit döneminde yaşayan İstanbullu bir ailenin kızıdır Nimet Abla.Evlenme çağı geldiğinde Eminönü’nde tütün işiyle uğraşan İsmail Hakkı beyle evlendirilir.Tütün işinin yanı sıra teyyare piyango satışı ile uğraşan İsmail Hakkı bey, satışı teşvik için veresiye piyango biletlerini satıp parasını geri alamayınca büyük zarar eder…
Kocasının bunalıma girdiğini görüp buna dayanamayan Nimet Abla kollarını sıvayıp işin başına geçer…
Önce Diyanet işlerine gidip “piyango haram değildir” fetvasını alıp dükkana asar.Hem de büyük yazılarla…Sonra bilet alanlara promosyon olarak kutu şeker dağıtmaya başlar.Bu arada diğer erkek piyangocular önce onunla alay eder,sonra tepki gösterirler bir bayanın bu işi yapmasına karşı çıkarlar…
Her geçen gün biraz daha fazla bilet satan akıllı kadın rekor satışlarıyla bir numara olur.Bilet sattığı her kişinin adresini almayı unutmaz bir yere not eder,sattığı bilete yüksek ikramiye çıkınca gazetecileri alıp müjdeli haberi bizzat kendisi vermeye gider.Gazetelerde boy boy çıkan haberlerle 1978 yılına kadar ününe ün katmaya devam eder...

kynk.
foto.

18 Aralık 2009

NEİL ARMSTRONG’UN AYAKKABILARI...

Ayakkabının ilginç tarihçesinin de anlatıldığı kitapta yer alan bir bilgidir. Ay’a ilk ayak basan insan Neil Armstrong’un dönüş yolunda dünyaya herhangi bir hastalık taşımama veya bilinmeyen bir kirlenme tehlikesini önleme amacıyla ayakkabılarının uzaya bıraktırıldığı bilgisi…

Bunu okurken hoşuma gitti çünkü "tedbir " kelimesinin hayatımızdaki önemini bir kez daha düşündüm.Oldum olası tedbirli insanları sevdim ve taktir ettim…
Olaylara balıklama atlamamak,ileriye yönelik düşünmek hayattaki başarının anahtarlarından biri bana göre…

Neil Armstrong

Daha önce uğramayanlar için NASA resmi sitesi