21 Kasım 2009

ORGAN MAFYASI…

Uzun süredir ara vermiştik,toplanmaya karar verdik dostlarla.Anlatacak o kadar çok şey var ki,sanki zaman yetmeyecek mişcesine hızlı hızlı konuşuyoruz…
Çocuklar ise diğer odada faliyet içinde biri 5,diğeri 6 yaşında iki yakışıklı…Bizim prenses daha küçük olmasına rağmen onlara ayak uydurmaya çalışmakta.:))
Birden içerden bağırma sesleri…
“kaçın ,kaçın organ mafyası geliyor.” Koridorda yakaladığım afacanlara soruyorum oyun oynuyorlarmış.Biri polis,diğeri organ mafyası olmuş… :-o

Öğreniyorum ki annesi çok korktuğu için tembihte bulunmuş.Her ne kadar çocuk kalbiyle bilmese de,anlamasa da bu kötülüğü anlatmış “organ mafyası var çocukları alıp götürüyor,tanımadığın kişilerle sakın konuşma” diye…
Zaman içinde oyun şekilleride değişti.Eskiden kimimiz öğretmen olurdu,kimisi doktor.Üstelik biz çocukken “mahalle arkadaşı” diye bir kavram vardı.Sokağa çıkıp güvenle oynar,birlikte okulumuza giderdik.Şimdi anneler korkuyor,çocuklar bırakın dışarı çıkarmayı,hergün okula kendileri getirip götürüyor…Ailelerdeki korku ve endişeyle birlikte toplumdaki güven duygusu ,manevi değerler böylelikle bir bir kaybolmuş oluyor…


Photobucket
foto.İrfan Mısırlı

19 Kasım 2009

MAÇ ÖNCESİ VE SONRASI…

Israrlar karşında karate kursuna gönderilen çocuk,çalışmalarına tek katlı dede evinin bahçesinde devam eder…Çatıdan indirdiği kiremitlerle rekor denemelerinde bulunan çocuğun keyfi,sonbaharın gelmesiyle son bulur.Çatının sürekli aktığını fark eden dede kiremitleri yerinde göremeyince önce bir hayli şaşırır.Sonuçta kızar tabi ama giden gitmiştir artık...
~~~~~~~~~

Bizim Kaptan “yedisinde neyse yetmişinde odur” misali karate, judo, boks,kickboks vb. spor dallarını hala daha ilgiyle izlemekte…Bense karşılıklı güç göstersinde bulunulmayan, daha sakin yapılan sporları takip etmekten hoşlanıyorum.Kadınca bir duygu işte,alınan darbelerle fiziki görünümü değişime uğramış insanları izlemeye dayanamıyorum…

Photobucket

Photobucket

Photobucket

Photobucket

Photobucket

Photobucket

foto.

SALVADOR DALİ’NİN YATAĞI…

Photobucket

İster deli ,ister dahi kabul edilsin, Dali’nin tarzı özel yaşamına böyle yansımış.Yatak İspanya’nın Figueres kasabasındaki Salvador Dali Müzesinde sergilenmekte…

Photobucket

Salvador Dali.
Dali Müzesi.
foto.

17 Kasım 2009

400 YIL SONRA BULUNMUŞ BİR HAZİNEDİR O…

1929 yılında Topkapı Sarayının “Eski Eserler Müzesi”ne dönüştürülmesi kararlaştırılır.Eserler tek tek incelenip denetlendikten sonra sınıflandırılacaktır…

Halil Ethem Eldem dönemin Milli Müzeler Müdürüdür ve çalışma arkadaşları ile bu görevi üstlenmiştir.İncelenmeyi bekleyen sayısız eser tozlu sandıklardan çıkarılıp sırayla işaretlenmektedir.Halil Ethem Eldem köşede duran sandıklardan birini açıp içinden çıkan dökümanları özenle masaya dizmektedir…
Aniden “hazine buldum,hazine buldum! “diye bağırmaya başlar.Sesleri duyan diğer çalışanlar koştururlar.Elinde tozlu bir kağıt parçası tutan müdürlerini sevinçten ne yapacağını bilemez durumda görünce şaşırırlar…
“Gelin,gelin ”der ve yüksek sesle okumaya başlar.
“İş bu haritayı Kemal Reis’in erkek kardeşinin oğlu namıyla tanınmış,Hacı Mehmet’in oğlu Piri 919 yılı muharreminde Gelibolu’da çizmiştir.”

Piri Reis eseri “Kitab-ı Bahriye”de (Denizler Kitabı) yararlandığı kaynaklarla nasıl çizdiğini anlattığı bu harita kayıptır ve yüzyıllarca bulunamamıştır…

Oysa bilim çevrelerince o yüzyıla kadar bilinen yerleri kapsayan en az hatalı yani gerçeğine en yakın olarak Piri Reis’in haritası kabul edilmektedir.İşte tam 400 yıl sonra hazine bu şekilde gün ışığına çıkarılır…

Haritanın bulunduğu haberi hiç gecikmeden Atatürk’e verilir.
Mustafa Kemal Atatürk haritaların çoğaltılıp üzerinde inceleme yapılmasını,yurt dışındaki bilim adamlarının konuyla ilgili bilgilendirilmesinin talimatını verir.Olay dünya bilim çevrelerinde büyük ilgi uyandırır.Hatta bu haritanın Kristof Kolomb’un haritası olduğunu söyleyenler bile çıkar…
Sonuçta detaylarıyla çizilen Piri Reis’e ait bu değerli tarihi belge “İlk Dünya Haritası” olarak kabul edilir.Ceylan derisi üzerine renkli çizilen haritanın sol bölümüdür.Haritanın sağ bölümü ise henüz bulunamamıştır…



Ankara Panora Alışveriş Merkezi

~~~~~~

*Emeği geçenleri hatırlatma adına değerli buldum bu olayı.Okurken o günlerdeki heyecanı ve telaşı düşündüm.Zaman zaman kızsam da,bir kez daha Türk olmaktan gurur duydum...

kynk.Kerim Boz.Başkent Üniv.yayını
foto.

ZAFER BAYRAMI...

Photobucket
"Kurtuluş günü dahilinde yapılan temsili, vatandaşlar büyük bir ilgiyle izledi… " :))

14 Kasım 2009

8 KAT YAVAŞ İNTERNET…

Photobucket
Yaklaşık 1.5 ay önce evim arayıp “8 kata kadar hızlı internet kullanmak isteyip istemediğimi” sordular.Memnuniyetle kabul ettim…
Bir iki gün içinde modem kutusundaki anormallikler kendini gösterdi,Adsl ışığının her iki dakikada bir kesilmesi,sonra internetin kopması,açılmayan sayfalar…
Bekliyorsun öylece,10 dk. sonra tekrar aynı şey.Sabır gösterdim ay sonuna kadar böylece idare ettim…
TTNet müşteri hizmetlerine sorunu anlattığımda teknik ekibi yönlendirdiler.Bulunduğumuz bölgenin alt yapısının henüz kaldırmağını,hizmeti aldığım yere konuyla ilgili başvurmamı söylediler…Peki dedim bunu ben nereden bilebilirim? Alt yapı daha kurulmadan “hızlı internete geçişi neden yaptım? Eski hali daha iyiydi…”
Anlattım anlattım ancak çözüm bulunamadı.

ANNE FİLİN DOĞUM ANI…

Sistem tüm canlılar için aynı şekilde işliyor aslında…
Anneliğin kutsallığı hayvanlar aleminde de tıpkı insanoğlundaki gibi hassasiyetle yaşanıyor…
Yayınlayıp yayınlamamak arasında düşündüğüm bir görüntü oldu nihayetinde doğum görüntüsüdür ancak bu mucizeye daha çok kişinin tanıklık etmesini istedim…

~~~~~~

9 Eylül 2009
Yer: Safari Park Bali / Endonezya
22 aylık hamilelik sürecini tamamlayan anne fil Nikki’nin doğum vakti …


13 Kasım 2009

PARASKEVİDEKATRİAFOBİ NEDİR ?

Photobucket
Merdiven altından geçmeme,kara kedi görünce kaçma gibi batıl inançlarım yok.Ancak “şeytan kulağına kurşun” derken kulağı çekip duvara tık tık yapma alışkanlığına sahip olduğumu söyleyebilirim…
Her şeyin Allah’tan geldiğine inanan bir kişi olarak iç huzurumu sağlamak adına dua ederek rahatlatırım kendimi…O nedenle fazla korku taşımadığımı düşünüyorum.
Gelelim adını bırakın yazmayı,söylerken bile telaffuz edemediğim bu fobi “Cuma gününün ayın onüçü olması korkusu” olarak litaratüre geçmiş…
Bizde bu fobiyi taşıyan kişi yok denecek kadar azken ,diğer kültürlerde özellikle Amerika,Avrupa ve Avusturalya’da pek çok kişinin bu korkudan etkilendiği anlatılmakta…
Korkma sebepleri tamamiyle dini içeriklere dayandığı için uzun uzun yazma gereği duymuyorum.Yalnız bugünü önemsediklerini her fırsatta gösteriyorlar ki sabırsızlıkla beklenen “2012” filminin gösterim tarihini bile 13 Kasım Cuma günü olarak seçmişler…
Benim için “13.Cuma” çocukluk yıllarımın korku flimi serilerinden biriydi sadece.Şimdi olsa gülerek izlerdim muhtemelen… :)

kynk.bir başka bakış -Cherly Tanrıverdi

12 Kasım 2009

08 Kasım 2009

GÜLER ÖKTEN…

Nihayet bu sezon sona eriyor…137 sayfalık bir romandan dört yıl boyunca olmadık senaryolar üretmekten kendileride yoruldu anlaşılan.Her şeye rağmen yine de en çok izlenenler arasında olmak büyük başarı farkındayım …
Düşünüyorum da Yaprak Dökümü başladığında daha kızım yoktu dünyada…
2007 yılının bir Çarşamba akşamı heyecanla diziyi oturmuş seyrederken doğum vakti gelmiş hastaneye koşturmuştuk. :))
Şimdi kızım 2.5 yaşında …Bir nesil onunla büyüdü desek yalan olmayacak :))
Böyle yazdığım için üzgünüm “kabak tadı verdi ” diye bu seneki bölümleri izlemedim.Yalnız Cevriye Hala fanatikliğim devam etmekte…Onun olduğu sahneleri ara ara izleyip zaplıyorum.Sevgili Güler Ökten’in usta oyunculuğu karşısında söylenecek bir şey bulamıyorum.Televizyon tarihinde pek çok kez oynanan kaynana rolünün hakkını bence en iyi o verdi…
”Güzel olmadığım için başrol oynayamadım” demiş bir röportajında.Bilmiyordum okuyunca şaşırdım ünlü bir yönetmenin 40 yıllık eşi olmasına karşın bunu kullanmaması, alçakgönüllü davranıp her şeyi akışına bırakmasını taktir ettim…


Güler Ökten kimdir ?
Röportaj.

07 Kasım 2009

KAPSÜL OTEL...

Photobucket

Kapsül Otel Inn Akihabara 2007 yılında Tokyo’da açılmış.Bildiğimiz otel konseptinden farklı olarak sadece 2 metrekarelik modüllerden oluşuyor…
Normal yatak ölçülerinde, çoğunluğu erkek işçiler için düşünülerek yapılmış.169 adet kapsülün 24’ü bayanlar için …
İçinde kontrol edilebilir Tv,çalar saat,radyo,acil durum düğmesi ve ayarlanabilir ışığın yanı sıra internete girme imkanına sahipsiniz…
Banyo ve tuvalet ortak kullanım alanı şeklinde geçiyor…
Ücretler gecelik 4000 Yen yani yaklaşık 33 Dolar…

Photobucket

Photobucket

Photobucket

Kapsül Otel Web Sitesi.
kynk.
kynk.
*Ayrıca bu yazımı kaynak göstermeden kopyalayan siteyide burada bulabilirsiniz.

06 Kasım 2009

YAŞ KAÇ OLURSA OLSUN...

Gece yarısı tesadüfen çıktı karşıma,yüzümde bir tebessümle…
İzliyorum,sonra tekrar tekrar…
Bugüne kadar izlenen saçma birçok görüntüden daha fazla ilgiyi hak ettiğini düşünüyorum…

kynk.Damla Cankurtaran

ÖLSEM DE BERABERİZ…

Yaşlı Anatomi Profesörü Bleim emeklilik yıllarını bir Alman ortaokulunda derslere girerek geçiriyordu.Fakat konuları işlerken kullanmak istediği insan iskeletinin okulda olmaması işleri zorlaştırıyordu.Profesör Bleim’in okul yönetimine iskelet alınması konusunda verdiği sayısız dilekçe rafa kaldırılmış ya da bir bahane yaratılarak ertelenmişti.


Yıllar sonra Profesör ölüm döşeğinde bir vasiyetname yazdı okul yönetimine verilmek üzere…


Öldükten sonra açılan vasiyet okuldakileri çok şaşırttı.
”Derslerinizde daima sizinle olacağım”diyen Profesör kendi iskeletini okula bağışlamıştı…
foto.
kynk.

NE DEMİŞ ? -4-

“1970’li yıllarda Brezilya’da çocuklar top olmadığı için teneke kutularla futbol oynarlardı.Teneke kutu taşa her çarptığında “ple, ple” diye ses çıkarır.Bu teneke kutulardan en çok ses çıkarabilen çocuk ise Edson Arantes do Nascimento’dur.Yani bilinen adıyla Pele…Takma adı işte oradan gelir.” demiş çocukluk günlerimizin vazgeçilmezi, 23 Nisan Çocuk Bayramının olmazsa olmazı Halit KıvançPele kimdir?
Halit Kıvanç Kimdir?
kynk.
kynk.

03 Kasım 2009

“BABUTSA" NEDİR ?

Photobucket
Babutsa Kıbrıslı yerel halkın kullandığı bir terim.Bizde kaynanadili olarak bilinen kaktüs çeşidinin meyvesi Kıbrıs’ta “babutsa” olarak biliniyor…
Soyulurken dikkat gerektiriyor , üzerinde küçük küçük dikenleri var...
Sıcağı seven bu bitkiyi yetiştirirken de zorlanmıyorsunuz…
İzmir’de komşumuz bahçesine dikmişti 4-5 sene önce ancak Kıbrıs’ta olduğu gibi çok meyve vermiyor neticede o bölgeye has…
Tadı konusunda bir tavsiyede bulunamayağım çünkü yemedim biraz çocukluktan, birazda önyargıdan tadına bakmak istememiştim o yıllarda…
Oysa yiyenler hiçte pişman olmamıştı.:))


detay isterseniz…

31 Ekim 2009

“DUŞTAN ÖNCE, DUŞTAN SONRA” SAÇ PROJESİ…

Photobucket
2007 yılından beri devam eden tuhaf bir proje çalışması “Yıkanan Saçlar Projesi”…
Amacı konusunda bir şey göremedim açıkçası.Bilgilerinizle birlikte duş öncesi ve sonrasında çekilmiş fotoğrafınızı e-mail 'le yollayıp katkı sağlıyormuşsunuz.Eğer saç konusunda probleminiz varsa o da sorun değilmiş. Herkesin katılabileceği konusunda not düşülmüş… :))
Photobucket

GEMİLER SUYA NASIL İNDİRİLİR?

Kolay kolay karşımıza çıkmayacak nadir görüntülerden biri...

29 Ekim 2009

SAYGISIZLIĞA KARŞI SAVAŞ DERNEĞİ...

Dün Pazar alışverişinde pazarcı bana resmen küfretti…Hani ince kabuklarıyla kızartılabilen patates var ya 3 kilo 5 liraymış.Ben “az kişiyiz 1 kilo alıcam” dedim.En doğal hakkım ister 10 kilo,ister 1 kilo alırım…Kusura bakmasınlar ama Ankara’da pazarcılar çok kaba elletmez,seçtirmez,eyvallahsız davranırlar.Ben İzmir’de böyle bir şey görmedim.Şaşkınlık içindeyim. :-o “1 kilo alacaksan hiç alma “dedi hareketleri ve mimikleride cabası …
1930'lu yıllarda Atatürk tarafından kurulmuş bir dernek varmış biliyor musunuz? Adı “Saygısızlığa Karşı Savaş Derneği”…
Yasak dinlemeyene,yere tükürene, herkesin rahatını bozana,saygısızlığın her türlüsüne savaş açmış bir dernek.O yıllarda ülkeyi her alanda modernize etmeye çalışan Atatürk’ün ölümünden sonra bu dernek sessiz sedasız kapanmış…


Google’da araştırma yapmak istedim. Saygısızlığa Karşı Savaş Derneği hakkında çıkan tüm haberler seçeneğini
tıkladım hemen.Bakın karşıma çıkan cümle aynen şöyle...(anlam itibariyle de mecaz yüklü bu arada :)
“Bu bize pek mantıklı görünmüyor. Acaba kelimeleri yanlış yazmış olabilir misiniz?Ya da arama yaptığınız tarih aralığı çok mu dar?”


derneğin 10.yıl afişi *
kynk.

HAFIZASI YERİNE GELDİ AMA HATIRLAMADIĞI TEK BİR KİŞİ VARDI…

Wei Guangyi Çin’in Sinyang kentinde yaşıyordu…Genç adam geçirdiği bir trafik kazası sonucu hafızasını kaybetti.Kazanın ardından kaldırıldığı hastanede tedavi altına alındı ve yalnızca iki gün sonra bilinci yerine gelmeye başladı…
Geçmişe dair sorulan sorulara cevap veren ,ziyaretine gelen kişileri tanıyan Çinli bir kişiyi hiçbir şekilde tanıyamadı.O da 9 yıllık eşi Yang Cing’di...

Herkesi ve birçok ayrıntıyı hatırlamasına rağmen kendisini tanımayınca Yang Cing büyük bir hayalkırıklığı yaşadı.Kendisine düğün fotoğraflarını gösterdi ama sonuç hep aynıydı…
Wei kızlarına işaret ederek “bu kadın kim?” diye sormaya devam etti.Doktorlar ise olaya bir açıklık getiremedi…


~~~ ~~~
*Bu olay bana Balzac’ın bir sözünü hatırlattı...
” Evlenme davaya benzer; mutlaka memnun olmayan bir taraf vardır.” demiş.
Tıpkı bu sözdeki gibi adam “böyle fırsat geçti elime, değerlendireyim” mi dedi acaba? :))

kynk.
foto. görsel amaçla konulmuştur.Bahsi geçen şahısla ilgisi yoktur.

28 Ekim 2009

BİR MİLYAR DOLAR NASIL GÖRÜNÜR ?

Photobucket
Michael Marcovici Viyana’da yaşayan teknoloji ve elektronik meraklısı bir sanatçı…
Teknoloji ve elektronik merakının yanı sıra fon yönetimi ve analizi ile ilgili finansal konularda yayıncılık yapmış.Çalıştığı firmalarda sergilediği başarılı performansla yükselen kariyeri,2005 senesinde çalıştığı şirketin iflas etmesiyle son bulmuş…
O güne kadar kafasında planladığı fikirleri ve projeleri birer sanatsal çalışma olarak hayata geçirmeye karar vermiş…
Bir Milyar Dolar Nasıl Görünür? Onun çalışmalarından sadece biri…
Tabi ki bir milyar doları bu şekilde görüntülemek hele de bunu parayla yapmak mümkün değil.O da işin en zor ve en pahalı tarafı olmuş…
Sanatçı bunun için 10 milyon 100 dolar ve üzerine dizmek için 12 palet kullanmış…

Photobucket

Photobucket

Michael Marcovici sitesi ve diğer çalışmaları…


*bu yazım kaynak gösterilmeden hayatname.com üyesi yamukbakmak tarafından kopyanlanmıştır.

PANTOLON STİLİ…

Photobucket

Yaptığı işe ve kendisine saygısı her halinden belli bu Afrikalı gencin…
Bacak mesafesini ilk etapta tahmin etmek zor,dikişle uğraşanlar daha iyi bilir ama pantolon ağı bu kadar yukarıda tutulsaydı insan anatomisine aykırı bir durum olurdu…


foto.

27 Ekim 2009

NE DEMİŞ ? -3-

Photobucket

“Eğer Dünya tek bir devlet olsaydı, başkenti İSTANBUL olurdu…” demiş ünlü kumandan Napolyon Bonapart
Bu sözü stratejik açıdan önemini iyi bildiği ancak hayatı boyunca hiç görmediği bir yer için söylemesi hayli ilginç geldi bana…


kynk.
foto

25 Ekim 2009

WHY...

Hani bizde bir söz vardır “Zenginin malı ,fakirin çenesini yorar” diye…Fazla söylenecek bir şey yok aslında gelecekte bu yatın sahibi kim olacaksa “güle güle kullansın”.
Ben sessizce izledim,tasarım sahiplerini tebrik ettim…

3 Katlı …
58 m Uzunluğa sahip…
3400 metrekare yaşam alanı…
12 misafir,20 mürettebat kapasiteli…

WHY
Wally Hermes Yachts web sitesi

Photobucket

22. MİM KONUSU...

İlk zamanlar bu mim’de nasıl bir şeymiş ?derken şimdi bir baktım 22. mim konusunu cevaplıyorum.Evet gecikiyor biraz ama blog sahiplerini tanımak adına keyifli oluyor bazen…
Kısaca Fd’nin yapmış olduğu oylama sonucunda soruları benim cevaplamam istenmiş.Blog sahibine ve oylamaya katılanlara teşekkür ediyorum…

1.En sevdiğiniz 3 çiçek ismi;
Güzel görünen ve de güzel kokuya sahip her çiçeği severim.Orkide ,zambak ya da lale sayılabilir…


2.Gerçekleşmesini istediğiniz 3 hayaliniz;
Kızımın iyi bir meslek sahibi olması…
Kaptan’ın dar boğazdan çıkması…
Sorunlar bittikten sonra evimin İzmir’e taşınması…


3- En sevdiğiniz ve sevmediğiniz 3 huyunuz;
Sevmediğim
Biraz ağırkanlıyım heralde,bir işi yapacağım zaman uzun uzun düşünür vakit kaybederim.
Fazla iyi niyetli ve dürüst olduğumu söylerler… Photobucket
Takıntılarımdan bir türlü kurtulamıyorum…


Sevdiğim
Hafızam güçlü olduğu için ayrıntıları kolay kolay unutmam…
Her şeyi günü güne yapar mutlaka yetiştiririm…
Durum ne kadar vahim olursa olsun yalan söylemem…

4- Gıcık olduğunuz 3 hareket;

Katakulli işlerden nefret ederim,sürekli yalan söyleyen,hayatı palavra insanlar zaten hiçbir zaman benimle olmadı,olamaz da…
Aşırı narsist ben ben ben diyen kişilere yaklaşmam…
Ortamda olduğu halde karşısındaki kişiye yokmuş gibi davrananlarla arkadaşlık etmem…


5-Bu benim bu güne kadar olan en kara günümdü,dünya başıma yıkıldı ve bir daha ayağa kalkamam diye düşündügünüz olay??

İşyerinde yoğun bir koşuşturma içindeyken,telefonum çaldı.Annem “babanın patoloji sonuçları çıktı.Malesef alınan parça kötü huyluymuş”dediğinde telefonu kapattım ve hıçkıra hıçkıra ağladım…
Babamı çok ama çok severim…Saatler süren ameliyatlar geçirdi, 6 ay hastanede kaldı.Sonuç çok şükür iyi oldu.Tabii buna sevgi,inanç,erken teşhis ve de iyi doktor diyelim…
Bu meslek için yaratılmış ,değerli insan Prof.Dr.Ertan Batislam’ın emeklerini asla unutamam…

Şimdi gelelim kimler cevaplasın bölümüne…
Arzu’yu özledim uzun süredir yok buralarda yazmak isterse ona,
Sevgili Denizanası’na
Sevgili İçimdeki Kuyu’ya
Sevgili Malıngözü’ne
Sevgili Feyza’nın Labirentine yolluyorum şayet yazmak isterlerse …

24 Ekim 2009

ABDÜLHADİ ÇEKİRDEK...

Birkaç yıl önce Kaptan’a "Hadi amca ile tanışmayı çok istiyorum” dedim.Ortak tanıdıklarımızdan anılarını ve yaptıklarını dinlemiş ,etkilenmiştim.

O ne bir mucit,ne de bilim adamıydı ancak herkesin çok güvendiği,Malatya’nın sevilen simalarından biriydi.Bunların dışında onu diğer insanlardan farklı kılan bir özelliği daha vardı.


Abdülhadi Çekirdek çok sevdiği eşini genç yaşta kaybetmiş ve bir daha evlenmemiş.O zamanlar 27 yaşında ve hali vakti yerinde.


Eşini kaybetmenin üzüntüsüyle kendisini hayır ve cenaze işlerine adamış.”İyi günde herkes herkesin yanında asıl kötü günde insanlar biribirine lazım” diyerek başlamış, nerde bir cenaze olsa hemen yardıma gitmiş.Gerektiğinde naaşları yıkamış,defnetmiş


Öyle ki bazen evden sabah çıkar,akşama kadar birkaç kişinin defin işlemleriyle uğraşırmış.O yıllarda cenaze işleri ile ilgili bir birim olmadığından yardım isteyen hemen Hadi amcaya koşmuş.


Aynı zamanda mahalle muhtarı olan Hadi amca bir,iki ,üç derken her gittiği,tanıdığı,tanımadığı ama işlemlerini yakından takip ettiği her naaşın ismini bir deftere kaydetmeye başlamış.Dile kolay Hadi amcanın muhtarlığa devam ettiği 57 yıllık süre içinde “27 binin üzerinde” cenazeye katılmış.


Bunların içinde devlet adamları,Cumhurbaşkanları da var.Mesela İsmet İnönü’yü bizzat elleriyle defnetmiş.

Aynı zamanda Türkiye Muhtarlar Odası Genel Başkan yardımcılığını yürüten Hadi amca ,bu yoğun koşuşturma içinde hiçbir zaman eşini unutmamış.14 şubat,evlilik yıldönümü,ölüm yıldönümü derken eşini hep ziyaret edermiş.Sevdikleriyle anılarını paylaşır,eşinden bahsedermiş...


~~~~~~

2004 yılına gelindiğinde Malatya Belediyesi şehir mezarlığına giden kavşağa onun ismini verdi. Sonraki yıllar yaşlılık dolayısıyle rahatsızlıkları arttı ve 2007 yılında 81 yaşındayken vefat etti.Herkes tarafından sevilen ve güvenilen bir ismi kaybetmek çevresindekileri çok üzdü, geniş bir katılımla cenazesi uğurlandı. Vali,belediye Başkanı,milletvekilleri,komutanlar ve vatandaşlarla toprağa verildi.

Ölümünden sonra vasiyet ettiği gibi kayıt tuttuğu defter yakıldı mı onu bilmiyorum ancak hep güleryüzlü ve herkesin saygıyla bahsettiği Hadi amca ile tanışmak bana kısmet olmadı.


foto1.Raşit Kısacık

23 Ekim 2009

“İŞTE BENİM GÜZEL EVİM” DİYENLER İÇİN…

Farklı kültürlerdeki insanların yaşam tarzlarını ve dekorasyonda kullandıkları malzemeleri göstermek için oluşturulmuş bir site.Her milletten üyesi var...
Üyelik sonrası evinizin herhangi bir odasına ya da köşesine ait çekilen fotoğrafı yüklüyor ya da yorum yazabiliyorsunuz…
Ana sayfa dışında arama bölümünü kullanırsanız daha çok fotoğraf görebilirsiniz…


evim evim güzel evim için tık tık.
kynk.

"ALTIN FARE BLOG ÖDÜLLERİ" İÇİN KAYITLAR BAŞLADI...

22 Ekim 2009

SANAT AKADEMİSİ HİTLER’İN BAŞVURUSUNU NASIL REDDETTİ ?

Dünya tarihini farklı şekillendirmiş, kendi ideolojisi yüzünden ulusunuda peşinden sürüklemiş bir devletin başkanıydı Adolf Hitler…
Dehşete düşüren siyasi yaşantısının yanı sıra pek bilinmeyen bir özelliği var ki o da resim merakı…

Çizdiği resimlerdeki kabiliyetine inanarak,Avusturya’da bir sanat okuluna bile başvuruyor ondokuz yaşında...
Yahudilere ait bu Güzel Sanatlar Akademisi çizimlerini yetersiz bularak başvurusunu reddediyor ancak mimarlık okuması konusunda onu yönlendiriyor.
O ise resim konusunda kendisini bir otorite kabul ediyor,bulduğu her fırsatta çizimlerine devam ediyor.Özellikle annesinin ölümünden sonra suluboya ağırlıklı resimler çiziyor,kazandığı paralarla müzeleri geziyor…Neden ? Nasıl ? saplantılı bir kişilik özelliğimi bilinmez…
Kendi döneminde kurulan Alman İmparatorluğu bizim bildiğimiz adıyla Nazi Almanya’sı döneminde çizdiği bu resimler kitap haline getirilip basılıyor,sonra bu durumdan memnun olmayıp 1938 yılında bu resimlerin çoğaltılmasını kesinlikle yasaklıyor…

O sanat akademisine kabul edilseydi ,belki de tarih kitapları farklı şeyler yazıyor olurdu kimbilir ?

kynk.
foto.
foto.