17 Nisan 2011

KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN SİMGESİ " KELEBEKLER " ...

25 Kasım 1960 günü Dominik Cumhuriyeti’nin kuzey bölgesinde, bir uçurum kenarında 3 kadın cesedi bulunur.Bu cesetler Mirabal kardeşlere aittir.

Ertesi gün gazeteler bu ölümlerin bir araba kazası sonrasında olduğunu duyurur.Ama gerçek göründüğü gibi değildir.

Patria, Minerva ve Maria Teresa Mirabal, Dominik Cumhuriyeti’nde bir köyde doğmuş,ülkelerindeki siyasal özgürlük mücadelesi için kararlılıkla mücadele etmiş, defalarca hapsedilmiş, işkencelere maruz kalmış sonunda da Rafael Leonidas Trujilo Diktatörlüğü tarafından zalimce katledilmiştir.

Siyasal yaşamda kadının yerinin olmayacağı mesajını vermek ve gücün erkek tekelinde olduğunu kanıtlamak için kız kardeşler öldürülmeden önce defalarca tecavüze uğramıştır.

Kardeşlerden birinin kod adının  “kelebek” olmasından esinlenerek efsaneleşen kız kardeşler, gerek Dominik’te gerek dünyada  Las Mariposas (Kelebekler) olarak anılmaya başlar…

1981 yılında Birleşmiş Milletler tarafından 25 Kasım “Kadına Yönelik Şiddetin Yok  Edilmesi İçin Uluslar arası Mücadele Günü “ ilan edilir.1981’den bu yana dünyanın dört bir köşesinden kadınlar efsaneleşen bu üç kelebeğin tutuşturduğu ateşi harlıyor…



foto.

Ülkemizde konuyla ilgili durumlar malum.Psikopat eşleri yüzünden kurbanlık koyun gibi kaderini bekleyen -"kelebek olmaya aday"- o kadar çok kadın var ki, devlete sığındığı, koruma istediği halde sırf cezalar ağırlaştırılmadığı için  hergün   ölmeye devam ediyorlar...

8 yorum:

Zeugma dedi ki...

Çok etkileyici bir hikaye..

Ülkemizde bırak cezaların ağırlaştırılmasını, koruma istekleri göz ardı edilip kısa bir süre sonra kocalarının elinde can verenler var son günlerde.

Unknown dedi ki...

Güzel bir hikaye ( etkileyicilik anlamında )
keşke ülkemizde ki cezalar caydırıcılık üzerine olsaydı...Daha çok hafifletilmiş cezalar veya zaman aşımına uğrayan cezalar ile resmen suça teşvik var.Şimdi Ormanlarımızla ilgili kanunlarda değişti.memlekette orman arazisi kalmayacak , hepsi otel ve işletme olacak , ne yazık ki...

Adsız dedi ki...

paylaşım için teşekkkürler.sayenizde biz de okumuş olduk.
ülkemizde durum içler acısı maalesef.:(

HADİYE dedi ki...

Merhaba,

Tüm Kadınları selamlıyorum.Hakkını arayanları sevgiyle, Hak isterken hayatını kaybedenleri rahmetle anıyorum. Daha yürekli,daha cesur olmalıyız.

Sevgilerimle*

balböcükleri dedi ki...

nefret ediyorum.kadına şiddet kulannan acizlerden tecavüzcü alçaklardan hepsinden.yakında feminist bile olabilirim.yazık bize.suçumuz bir erkeğin gücüne sahip olamamkmı kadın olmakmı bilmiyorum.

Devletli dedi ki...

#Serpil Hanım;
"yakında feminist bile olabilirim" demişsiniz. Feminizm kötü bir şey değil, içinde hiçbir aşırılık yok. Sadece halkımız feminizmi çok yanlış biliyor. Öyle ki, bazı ünlülerimiz bile bu konuda yanlış sözler söyleyerek pot kırıyorlar. Feminizm saygı duyulası bir akımdır. Kadınların üstünlüğünü savunmaz, erkek düşmanlığı gütmez. Kadın erkek arasındaki haksızlıkları her iki tarafın da iyiliğini gözeterek ortadan kaldırmayı amaçlar. Feminizm budur. Ama haksızlıkları savunan kişiler feminizmi erkek düşmanlığı gibi göstermeye çalışmış, başarılı da olmuşlar.

hep dedi ki...

:( kelebeklere kıyan eller kıyamadan önce kırılsın...ha kadın ha çocuk, ha daha güçsüz erkek ya da herhangibir hayvan... gücü yeten insanın fiziken zayıf olan diğerini incitmesi, ezmesi, yok etmesi kadar insanlık dışı başka bir şey var mı?
Lütfen yazmaya devam edin. Bloğunuz gerçekten çok doyurucu, teşekkürler.

İçimden Geldiği Gibi dedi ki...

Çok teşekkür ederim Sevgili Hep,yüreklendirdiniz beni.