En küçük amcamın düğününe sayılı günler kala, kan kırmızı gıcır gıcır parlak rugan bir ayakkabı alınmıştı bana.
Giymek için epey sabırsızlandığımı hatırlıyorum ancak annem düğün gününü beklememi söylediği için hemen giyememiştim.
Sağanak yağışlı bir İzmir gününde düğün salonuna giderken ki mutluluğum,sürekli ayakkabılarıma eğilip bakmam,salonda müzik eşliğinde kabarık elbisemi sağa sola sallayarak oynamam,ayakkabıların mermer üzerinde rahatça kayması çocukça mutluluğuma neşe katmıştı.
Bir ara çocuklarla birlikte dışarı çıktık.Yağmur sonrası yerdeki su birikintileri ile oynarken buldum kendimi.Atladım,zıpladım bir süre sonra ayakkabıların içine su girdiğini farkettim ve oynamayı bıraktım.
Artık çok geçti,akşama doğru ayakkabılar öyle bir açıldı ki giyilmeyecek hale geldi.
Şimdi nereden nereye?
Aşağıdaki video beni o düğün gününe götürdü.Sadece bir gün giydiğim o kırmızı papuçlarla nasıl oynadığımı hatırladım.
Canlı türü farklı olsa da inanın eğlence aynıydı. :))
8 yorum:
Ahhhh, muhteşem bir güzellik bu ve eminim aynı duygular yaşanıyor iki canlıda da.
Benim de aklıma "anneeee, çabuk çizmelerimi ver, bir su birikintisi buldum" diye bağıran çocuk geldi:)
:))) çok güzel çocukça bir anı ve harika benzetme..
Çocukken yeni ayakkabı alınınca ne kadar sevinirdik hakikaten:)))ben de ta Erzurum'da öyle yeni bir ayakkabı alınmıştı hiç unutmuyorum, beyazdı sanırım, üzerinde minik şeritlere tutturulmuş minik renkli boncuklar vardı yürürken hep gözlerim onlardaydı:))))böyle çocukluk anıları okumaya bayılıyorum teşekkürler paylaştığın için:)
Güzel şeyler neden kısa sürer :)
çocukken ne kötü ki :D
çılgın geyikle kendinim hatırlamana çok güldüm ya.
bende açılan rugan ayakkabılarımı hatırladım :D
Yeniden o zevki yaşattın bana. Şu lastik çizmelerin giyilmesine pek seviniyorum, çünkü o günlere geri dönmemi sağlıyor. :)
Bir günlük mutluluk. Kısa ama öz olmuş ama. Ne güzel. (:
serbest çağrışım güzel şey :)
Yorum Gönder