Koca koca çam ağaçlarının altında sıra sıra dizilmiş, çevresi Çin gülleriyle sarılı, denize 20 metre uzaklıkta, içi klimalı tamamen keyfi sebeplerden yani kafa dağıtmak huzur bulmak içindi sevinerek yerleştim...
Evet normal bir sesle konuşsanız bile yan taraftan duyuluyor,içeride küçük bir salon, yatak odası birde banyo var...
Çamaşırlar kapı önündeki çamaşırlığa seriliyor.Ekim ayı olmasına rağmen hava hala sıcak, ıslak ne varsa 1-2 saate kalmadan kuruyor...
Gündüz Akdeniz'in mavi suları, güneş ve kum.Vaktin nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz.
Akşamları hafif bir serinlik çöküyor elbet, o zaman pencereleri kapatmak gerekiyor.Klimayı da açık bırakmamak lazım malum cici kızım üşütebilir...
İşte o zaman sıcakla başlıyor derin düşünceler.Gün boyu ısınmış o küçücük kutuda,insanlar zorunlu oldukları için senelerce nasıl kaldılar ??
Kışın nasıl ısıttılar? Yazın sıcağında nasıl uyudular?
Sabırlarına hayran kaldım.