12 Ağustos 2011

HADİ ÇIKAR SIRT ÇANTANDAN KANOYU !!!

Tasarım Ori Levin firması tarafından yapılmış.Sırt çantasında katlanmış halde duran kano sadece 4 kg ağırlığında ve 13x23x70 ölçülerinde.Kurmak için beş dakikanızı harcıyorsunuz ve Adhoc Canoe kullanıma hazır hale geliyor.


Karbon liften üretilmiş teleskop çubuklarından oluşan çerçeve ve yarış yelkenlerinde kullanılan kumaş dokuma kullanılmış.


Düşünsenize artık kano kiralama derdine son. :))




11 Ağustos 2011

TEKNOLOJİ BİZİ OBEZ YAPMAYA YEMİN ETMİŞ...

Milliyet'in sayfasında başka bir görüntüsünü izledim ancak altında açıklaması olmayan görüntü ya da fotoğraf gördüm mü kızıyorum. :/


Dünyanın en kısa yürüyen merdiveni Japonya'nın Kawasaki kentinde, üstelik yeni değil 1989 yılında Guinness Rekorlar kitabında kayıtlara geçmiş.


Bu arada hemen yanında ki merdivene de dikkat ! 

GÜNÜN SÖZÜ

foto. tumblr

"Elinde çekiç olan kişi her şeyi çivi olarak görür."

Abraham Harold Maslow

09 Ağustos 2011

GELİNLERE KIRMIZI KUŞAK TAKILMASI...


İçinde pek çok manidar anlam taşıyan bu eylemi kim nereden buldu bilmiyorum ancak ben bu hareketi gelenekten öte bayanları aşağılayıcı bir hareket görüyorum.


Gerçekten çok ayıp.


Kime,neyin ispatıdır bu Allahaşkına? 
Siyah ya da kırmızı ya da hiçbirisi kimi ne ilgilendirir.


Kendi rızası ile takanlara da elbet bir sözüm yok, kişisel tercihdir  ancak "bu iş daha önce böyleydi,semboldür diyen yapılmadığında da "aaaa neden acaba?" ile yargılayan baskıcı  zihniyetlere sözüm.

EBRU SANATI ÖRNEKLERİ VE BİR ANI ...

Büyük bir fuarda elimde makinamla geziniyorum.Standa yerleştirilmiş tekne önünde Ebru yapan genç bir  arkadaşı görüp izlemeye başladım,bu arada "birkaç foto. alabilirmiyim?" diye sordum."Elbette" dedi...


Fotoğraflarını değişik açılardan çektikten sonra konuşmaya  devam ettim."Ne kadar zamandır ebru işi ile uğraşıyorsunuz?" Stand görevlisi çocuk cevap verdi."10 dakikadır." :)))  "ben stand sahibi kişinin yeğeniyim işi çıktı da geçici olarak bana emanet edip gitti." dedi... :-o

Yukarıdaki foto  bahsettiğim olaya ait.Diğer örnekleri çeşitli sergilerde çekmiştim.

08 Ağustos 2011

MABEL SAKIZ

Çocukluğumun vazgeçilmez sakızı !!
Kolay bulunmuyor ama hala üretiliyor olması sevindirici. :)))


Yeteneğin adı; Juliana Richer ...

Sevgili Sağduyum'un tavsiyesi üzerine dinledim,22 yaşındaki  Juliana Richer müthiş bir gırtlağa sahip, tanıdığımız şarkıları onun yorumuyla dinlemek oldukça keyifli...

Videolarını YouTube'da ki bu sayfada toplamış.

Eğer ilginizi çekerse burada da bloğu var.(Şu an bakımda ama :-/ )



HERKES BU SAYFAYA DAVETLİ...

Biz bir süreden beri Mim'lerimizi burada yazıyoruz.Bir yandan eğleniyor,bir yandan birbirimizi tanıyoruz.
"yaaaa bu konu çok güzelmiş,keşke bende cevaplasaydım" "tühhh gene unutuldum" "şu mim ne demek? acaba nasıl birşey hiç yazmadım ki?" derdi olmadan herkes bu sayfaya davetli... :))) Bu haftaki konu benim seçimim umarım hoşunuza gider...


07 Ağustos 2011

GÜNÜN SÖZÜ




‎"Keşke tanımasaydım" dediğim hiç kimse olmadı benim. "Keşke beni tanımasına izin vermeseydim" dediklerim oldu!
Gabriel Garcia Marquez

06 Ağustos 2011

BLOGGER'DA DEVAM EDEN "YORUM BIRAKMA "SORUNU


Bloglara yorum yapamadıklarını, yazsalar bile gönderemediklerini ve hata iletileri aldığını söyleyen arkadaşlardan bu hafta mailler aldım.

Aynı sorunu bende yaşamaktayım,önceleri genel bir sorun var zannettim, bazı bloglara yorum bıraktığım halde blogger'a tekrar tekrar giriş şifresi istemesi üzerine artık yazmayı bıraktım.

Sorun büyük bir ihtimalle kullandığımız Explorer tarayıcıdan kaynaklanıyor.Ben alışkanlıklarımdan  zor vazgeçen bir yapıya sahibim.:)) Evet uzun süredir iki tarayıcı birden kullanıyorum ama explorer'dan bir türlü vazgeçemiyorum.Oysa kullandığım diğer tarayıcı Google Chrome'dan da çok memnunum hem hızlı, hemde siz silene kadar şifreleri, sayfaları vs. hafızasında tutuyor.Chrome'dan blogger'a giriş yaptığımda hiçbir sorun olmadığını gördüm.Yorum bırakılıyor, blogları "izle" butonu da normal çalışıyor.

Sorun olmadığını söyleyen arkadaşlarımında Mozilla Firefox gibi farklı tarayıcı kullandığını öğrenince farkettim.

Bu durumda sizde yorum bırakma sorunu yaşıyorsanız  bir tarayıcı daha yüklemenizi ve bloğunuza oradan giriş yapmanızı öneriyorum.Eminim sorununuza böyle çözüm bulacaksınız.

04 Ağustos 2011

19.YÜZYIL DA KURULMUŞ İNSAN BAHÇELERİ...

İnsan bahçeleri, ilk olarak Avrupa'da 19. yüzyıl sonlarında kurulmaya başlanmış.


Elit kesimin eğlenip hoşça vakit geçirmesi amaçlı kurulan bu bahçeler zaman içersinde popüler olmaya başlayınca çoğalmış,kimi zaman gezici olarakta hizmet vermeye başlamış.


Etnik kökenlerine ayrılmış insanların yanı sıra, zenciler,cüceler,barbarlar ( ki bunların içinde Moğollar,Tatarlar,Hintliler ve Türkler diye bahsediliyor) farklı görünümlere sahip insanlar  bahçelerde sergilenmiş.


Köle olarak satın alınan bu insanlar günlük yaşantılarını sürdürürken,bahçeler gezilip görülmeye devam etmiş.Bahçe sahipleri de o dönem bu işten iyi paralar kazanmış.


Bu ırkçı ve onur kırıcı hareket 20. yüzyıl başında tartışmalara yol açmaya başlayınca insan bahçeleri kapatılmaya,köleler bir bir serbest bırakılmaya başlamış.


En son 1958 yılında Brüksel Dünya Fuarında "Kongo Köyü " temalı insan bahçesi sergilenmiş.



03 Ağustos 2011

GÜNÜN SÖZÜ ...

kaktüs foto.tumblr

99 yılında yaşanan o korkunç deprem felaketi sonrasında, televizyonlar birbiriyle yarışırcasına konusunda uzman ne kadar bilim adamı varsa bulup röportaj yapmışlardı.Bazen saatleri bulan bu sohbetler, konu gündemden düşene kadar devam etti.Acılar unutuldu herşey normale döndü...

Bu arada ilginç bir şey daha oldu,bilim adamlarını can kulağıyla dinleyen her vatandaş birden deprem profesörü oldu çıktı karşımıza.Ev sohbetlerinde bayanlar "Aaaaa yok aslında depremin şiddeti 13 müş söylemiyorlar" " evet biliyorum  yanal atımlı bir faymış" diye konuşur oldular  birebir şahidim...

Böyle durumlarda Uğur Mumcu'nun bir sözünü hatırlarım hep.
"Bir konuda ancak bilgi sahibi olduğunuz kadar fikir sahibi olabilirsiniz" demiş Mumcu.
~~~~~~~~~

Şimdi televizyonda izliyorum anlatıyor da anlatıyor, orduyu karalıyor, hakaret ediyor yeri geliyor küçümsüyor konuşmacı.Sanıyorsun çok bilgili...
Sonra bir izleyici sorusu geliyor, yüzündeki sıkıntı ifadeyle "askerliğini yapmadığını" öğreniveriyoruz.

Babam anlatırdı eskiden askerliğini yapmayana kız bile vermezlermiş.İşte ne dersin ağzı olan herkes konuşuyor...

02 Ağustos 2011

...



Bizler dün akşam ilk Ramazan hazırlıklarımızı tamamlayıp o ruhu yaşamaya çalışırken gelen şehit haberiyle lokmalar dizildi boğazımıza ve tanımadığımız bilmediğimiz insanlar için gene üzülmeye devam ettik.
Sonuç aynı,değişen bir şey yok!!!


Şehitler Jandarma Astsubay Coşkun Tanrıöver, Uzman Jandarma Ramazan Sağ ve  Uzman Jandarma Serkan Angay ' a  Allah'tan rahmet ailelerine sabır diliyorum.

01 Ağustos 2011

Nükleersiz Türkiye İstiyoruz !!!

Destek için; http://www.greenpeace.org/turkey/tr/

"DURDURUN UÇAĞI, İNECEK VAR !! "

Hani bilemedim bu nasıl bir hayal gücüdür ? Komik ama bir o kadar da sevimliler, eskilerin hatırına 1966 yılı yapımı "Düğün Gecesi" filminden izleyelim-gülümseyelim. :)))

31 Temmuz 2011

GÜNÜN SÖZÜ

"Sana ihtiyacım var.." dediğiniz kişi

"Niçin" diyorsa gelmez,

"Ne zaman" diyorsa gönülsüz gelir,

"Nerdesin" diyorsa mutlaka gelir. " M. Longston

30 Temmuz 2011

BOŞANMA AVUKATI KARTVİZİTİ...

"Her gelene iki kartvizit verirsek, halimiz nice olur" mantığı ile olaya yaklaşan avukat, kesesini düşünerek böyle bir şey hazırlatmış.

Boşanmaya karar vermiş çiftler için kartın her iki tarafına telefonlar ve e mail adresi yazılmış...

Başka  meslek grupları içinde hazırlanan  diğer kartlar burada.


NİKOLAY'IN TEKNE GÖRÜNÜMLÜ EVİ ...

Bir hayali varmış Nicholas Smith'in, içinde havuzu,saunası ve banyosu olan bir teknesi olsun istiyormuş.

2007 yılında almış ceviz ağaçlarını elinde hiçbir çizim ya da proje olmadan kesmeye başlamış ağaçları...
Nereye nasıl sığdırdı bilmiyorum ama birinci kata havuzu,saunayı,banyoyu ve mutfağı sığdırmış...

Sonra fikir değiştirip tekneyi eve dönüştürmeye hatta buraya taşınmaya karar vermiş.İkinci kata yaşam alanını,iki kişilik yatağı ve bir çocuk odası bölümünü eklemiş.

Üçüncü katıda sera yapmış.Ailece buraya taşınmışlar.

Açıkçası ev dışarıdan bakıldığında fena durmuyor ama içerisi oldukça derma çatma ve dağınık geldi bana.Sadece el emeği ve azmini beğendim. Herkesin hayali kendine göre demek ki...

Bu arada evin yüksekliği 9 metre,uzunluğu 14 metreymiş... 






Bu da Nikolay'ın tasarımı eski araba lastiklerinden kuğu... :)

29 Temmuz 2011

O an öyle bir küçüldü ki gözümde, ufacık kaldı.Sonunda sinek bile daha değerliydi...

" Unutmayın!.. Yaktığınız Can Kadar Canınız Yanacak ve Üzdüğünüz Kadar Üzüleceksiniz." demiş Peygamberimiz Hz. Muhammed ( S.A.V ).

Günlük yaşantımda hayat felsefesi edindiğim ve uygulamaya çalıştığım bu sözde ne kadar başarılı olduğumun takdirini başkaları yapacaktır tıpkı benim yaptığım gibi...

~~~~~~

Dışarıda acı bir ses,canı yanmış bir köpek sesi duyunca kayıtsız kalamayıp koşturduk  pencerelere...

Hemen hemen hergün işyerimize uğrayan kişiliği ve efendiliği ile örnek olmuş Mehmet Beyi elinde uzun bir sopa ile görünce şaşırdık.
"Buralara alışmasın diye vurdum,kovaladım gitti" dedi saygın kişilik...

O an varya öyle bir küçüldü ki gözümde, ufacık kaldı.Sonunda sinek bile daha değerliydi benim için...

ŞAMAROF

Kuşadası'nda bıdığımla elele gezerken, "bak bebeğim bu ağaçların adı Palmiye" dedim.Kafasını kaldırıp şöyle baktı dört  yaşındaki güzellik...
"Hıııı biliyorum, dedem bahçedeki ağacın saçları uzayınca kesiyor." dedi.
Doğrudur,uzaması için belli dönemlerde saçaklarını kesiyoruz.On bir yıl önce diktiğimizde üzerinden atlayacak kadar küçüktü.
Bu palmiyenin cinsi şamarof diye geçiyor...