08 Haziran 2010
YALANSIZ HABERİN ADRESİ " ZAYTUNG " ...
04 Haziran 2010
YANLIŞLIKLA YIKILAN BERLİN DUVARI…
Ölenler arttıkça adı “Utanç Duvarı” diye anılmaya başlamış…
Gelişen olaylar, sebepler burada ayrıntılı anlatılmış…
Benim ilgimi çeken asıl bölüm duvarın yıkılışı…
Sovyetler Birliği son devlet başkanı Mihail Gorbaçov ve politbüro sözcüsü Günter Schabowski’nin 1989 yılında katıldığı belgesel sonrasında gelişiyor her şey…
Programda Schabowski’nin “vize alan herkes batıya geçebilir” sözü ,”herkes batıya geçebilir” şeklinde aktarılıyor ve bunun üzerine sevinen halk Brandenburg kapısına yığılıyor…
Bu durum karşısında ne yapacağını bilemeyen nöbetçiler halkı durdurmak istese de arkadan gelen binlerce kişiye engel olamıyorlar…
Birkaç dakika içinde kaldırılmak zorunda kalan bariyerlerle birlikte binlerce kişi Tv kameralarına gülerek ve el sallayarak Batı tarafına geçiyor…
İlerleyen yıllarda Berlin Duvarı’nın yanlışlıkla yıkılmasıyla ilgili BBC kanalı bir belgesel çekiyor…
27 Mayıs 2010
AYNADAKİ RUJ İZLERİ…
Kendisine ne kadar yakıştığını düşünürken içinden gelen bir hareketle dudaklarını aynaya yapıştırıp ruj izini aynaya bırakır.Yaptığı bu hareketin okul içinde önce bir modaya , sonrada bir krize dönüşeceğini tahmin edemez tabi…
“Bakın” der “O kurumuş ruj lekelerini temizlemek o kadar zor ki,şimdi görevli arkadaşımız bu izleri size nasıl temizlediğini gösterecek.” Başıyla işaret ederek görevliyi çağırır…
~~~~
*Bana göre dünyadaki en zor işlerden biridir ,yönetici olmak ve idarenizdeki kişileri yönetmek.Bir kere ayrı meziyetlerinizin olması gerekir...
Olasılıkları iyi düşünemiyor,çözüm üretemiyorsanız o zaman hiç denemeyin derim...
TİPİK ÖĞRENCİ...
"Hocam,yarınki sınava tahtadaki konular da dahil mi? "
*valla en çok sorduğum sorulardan biriydi bende yalan yok... :)))
13 Mayıs 2010
İŞYERİNDE YETMEYEN ÇAY SORUNU…
Çayı bir türlü yetiremiyor.Eğer çay planlanandan erken bittiyse ya “su çektim” ya da “demlenmek üzere” gibi cümlelerle bizi oyalama yoluna gidiyor…
Durum böyle olunca o da kendince teknikler geliştiriyor…
İşte yetmeyen çaya çözüm, triplex çaydanlık !!!
26 Nisan 2010
MUTLU SONA AZ KALDI !!!
Başlangıçta bu kadar zorlanacağını hesaplamış mı? bilinmez, bu istek zamanla bir hayale dönüşmüş.Çünkü her girdiği sınavdan başarısız olarak çıkmış…
2005 yılında ilk başvurusunu yapan Soon, farkında olmadan bir rekora da imza atmış.Öyle ki 950 kere sınava girmiş…
Son beş yılda ulaşım ve ek masraflar hariç sadece başvuru ücretlerine 4200 $ harcamış…
Nihayet son yazılı sınavda 60 puan alarak,direksiyon sınavına girmeye hak kazanmış…
BBC ile yaptığı röportajda “Güçlü olun ve hayallerinizden vazgeçmeyin…” diyerek birde tavsiyede bulunmuş… :))
bbc röportaj.
kynk.
kynk.
12 Nisan 2010
DÜNYANIN EN BÜYÜK LASTİK ÖRDEĞİ…
Çalışmalarını müzede ya da bir sanat galerisinde sergilemeyi düşünmemiş...
Daha çok insana ulaşma isteğiyle halka açık alanları tercih etmiş..
Alan sıkıntısı yaşamadığı için devasa büyüklükteki bu Lastik Ördeği farklı ülkelerde rahatça sergilemiş...
Diğer eserleri arasında en çok bunu sevdim.Kızım doğmazdan kısa bir süre önce boy,boy almıştım.Banyo sırasında onu oyalarken çok işe yaradı. :))
Hofman’ın dediği gibi “Lastik Ördek, her yaşa uygun sevimli ve samimi bir oyuncak”...
TRT ÇOCUK KOROSU İLE GEÇMİŞE YOLCULUK...
Tek kanallı dönemde TRT çocuk korosu her Pazar saat 10.00 gibi başlardı... :)) İlkokulu yeni bitirmiş olmalıyım,bu görüntüleri hatırlıyorum.
12 Mart 2010
NERELİSİN ?
Nasıl geçiyor ? diye sordum. ”Çocuklar bir alem “dedi başladı anlatmaya… Where are you from ? cümlesine karşılık bazı çocukların “hımmm ben nereliyim? Düşünmem lazım.” ya da “bilmiyorum anneme hiç sormadım” cevaplarıyla karşılaşınca şöyle bir çözüm bulmuş.
“Tamam bilmeyenler ben Ankara’lıyım “ diye cevap versin demiş.
İki-üç tekrardan sonra tüm sınıf hiç beklemeden cevap vermeye başlamış böylece soruyu iyice öğrenmişler…
Dersin sonuna doğru öğretmen “hadi bakalım şimdi siz bana sorun ben cevap vereyim” deyince minik parmaklar havaya kalkmış…
Kısa süre önce bulduğu çözümü unutan öğretmen gerçekte Ankara’lı olduğu için sorulara başlamış “Ankara’lıyım” diye cevap vermeye…
Bu arada arka sıralardan bir ses yükselmiş.”Bakın gördünüz mü öğretmenimizde nereli olduğunu bilmiyor” :))
13 Şubat 2010
İDRAK YOLLARI …
“….Ne demek istediğimi anlamıyorsunuz.İktidara gelenlerin idrak etme ile ilgili bir sorunu var.Ben buna İdrak Yolları Enfeksiyonu diyorum.Siz bu enfeksiyona kapılmışsınız…”
27 Ocak 2010
ÇILGINLIKTA SINIR TANIMAYANLAR İÇİN…
Babamın memuriyeti nedeniyle çok taşındık, pek çok ev değiştirdik.Paketlemede uzman sayılırım,hem seri hem de sağlam kutularım.Öyle ki bugüne kadar kırık dökük bir şey çıkmamıştır. :)) Tabii ne zaman ki evden eve taşıma işi çıktı işler değişti…Kırık,çizik vs...
Görüntüdeki ekipte eşyalarını kendileri taşımayı uygun görmüş yalnız ufak bir method farkıyla… :))
13 Ocak 2010
KAMYON EDEBİYATI...
12 Ocak 2010
HER GÜZELİN BİR KUSURU VAR…
Yeni bir yıla başlarken aynı huyları tekrar etmesin dilekleriyle...
04 Ocak 2010
PİNYATA NEDİR ?
İşte Pinyata’yı bu vesile ile öğrenip araştırdım.Pinyata sadece çocukların değil yetişkinlerinde oynadığı bir oyun.Güney Amerikalı özellikle Meksikalı çocuklar tarafından doğum günlerinde gelenek haline getirilmiş sonra tüm dünyaya yayılmış.Hatta Türkiye’de bu oyunla ilgili organizasyon firmalarını bulmak artık mümkün.Peki bu eğlenceli oyun nasıl oynanıyor ? Sıraya giren bir grup çocuktan sırası gelen, eline bir sopa alıp(sert olmayan özel bir sopa )gözlerini bağlatıyor ve havada asılı duran Pinyata’ya vurmaya çalışıyor.Amaç pinyatayı kırmak…Herkesin üç kez vurma hakkı var.Kırılmazsa sıra diğer oyuncuya geçiyor.Pinyatanın içinde ne mi var? En hoş tarafıda bu.Masal kahramanlarından yapılmış pinyataların içi çeşit çeşit şeker,sakız ve küçük küçük çikolatalarla dolu…
03 Ocak 2010
YETERİ KADAR... :))
"Aslında üzgünüm,hiç kimse hatırlayıp hediye almadı" dedi...
Hayallerini kurduğu birşey var kafasında biliyorum daha önceki konuşmalarımızdan...
Gene aynı yere getirdi konuyu "Keşkeee,yok ama söylemeyeceğim ne olduğunu" ...
"Biliyorum,biliyorum cep telefonu istiyorsun"dedim.
"Eveettt, neden almıyorlar anlamıyorum oysa yeterince olgun yaştayım"
"Kaç yaşındasın sen?" diye sordum.
Cevap geldi hemen "Eee 10 yaşındayım"...
Hımmmm...
*Zamane çocuğu Ekin fanatik Edip Akbayram hayranı bu arada... :))
foto
01 Ocak 2010
26 Kasım 2009
23 Kasım 2009
TÜRK GELİNİ…
Şimdi bu düğüne bizden bir rakip gelmiş. :))
Yalnız tek bir farkla,damat alkışlarıyla eşlik ediyor gelin hanım ve arkadaşlarına… Bence bu da ilginç olmuş.