24 Mayıs 2011

BU SEFER SEVİNÇTEN AĞLADIM ...

Hayatımda bir ilk yaşandı Pazar günü, önce müthiş bir heyecan vardı üstümde bir telaş bir koşuşturma...
Sonrasında büyük bir mutluluk,gururlanma ve ardından gözyaşları...
Minik bebeğim yıl sonu müsameresinde tahmin ettiğimden daha üst bir performans gösterdi hatta beni bayağa şaşırttı.
Anne -Baba olmanın mutluluğu tarif edilemiyor...
Bu duyguyu herkesin yaşamasını diliyorum.

Bizler mışıl mışıl uyurken, sanal ortamda neler oluyor ?

Serhat Ayan'ın  milliyet.com.tr haberi

İNTERNETTE SANSÜR YOK AMA 1 MİLYON SİTE YASAKLI! KİMLER FİLTREYE TAKILDI?

23 Mayıs 2011

MOR ...

 O kadar güzel duruyorlardı ki,beni yolumdan alıkoydular. :))

NE DEMİŞ ?

"Biz çocukken çok dayak yedik.Zaten dayak o dönemin eğitim biçimiydi; Dolasıyla farkında değildik dayak yediğimizin.Çünkü herkes dayağını yemiş,okula öyle gelmiş olurdu." demiş Şener Şen.

BİR FİNCAN KAHVENİN KIRK YIL HATIRI VAR.


21 Mayıs 2011

TEK CÜMLEDE HAFTANIN ÖZETİ ...

Kimseyi kırmayayım diyorum ; bir de bakmışım ben paramparçayım!


Brigitte Bardot- 1963

SAYILARLA


2008 yılında Türkiye'de 8 milyon 83 bin trafik cezası  kesilmiş.
Rakam az gibi görünebilir ancak 2008 yılındaki verilere göre trafiğe kayıtlı araç sayısı 10 milyon 204 bin 868 miş. :-o 

( görüntü yurtdışından )

20 Mayıs 2011

BİR ZAMANLAR EŞEKLE GEZEN BİR KÜTÜPHANECİ VARDI …

Kültür mirası hikayeleri bulup çıkarmak çokta kolay olmuyor.Bilinmeyen ya da daha önce fazla duyulmayan  olayları aramaktan ziyade bunun için  zamanda  gerekiyor çünkü o hikayenin nerede ve ne zaman karşınıza çıkacağı belli olmuyor…

Eşekli Kütüphaneciyi bende yeni duyuyorum ve sizlere anlatmak için sabırsızlanıyorum çünkü okumayı teşfik etmek adına neler yapılmış bilinsin istiyorum.


~~~~~~~~

1943 yılında  Ürgüp Tahsin Ağa kütüphanesine  yirmi üç yaşında Mustafa Güzelgöz isminde bir memur atanır ancak kütüphanenin durumu içler acısıdır, bakımsızdır ve  geleni gideni yoktur.


Kütüphaneyi faaliyete geçirmek isteyen Mustafa Güzelgöz, önce başka illerdeki Ürgüp’lü kişilere mektuplar yazar.Kısa sürede kütüphaneye yeni kitap bağışları gelmeye başlar.Bu arada halkı kitapla buluşturmak isteyen genç memur bürokratları zorla ikna ederek bir eşek alır.İki tane sandık yaptırıp, içine kalınlığına göre 180- 200 adet kitap  yerleştirip başlar köy köy dolaşmaya…

Kütüphaneye de “sadece Pazartesi ve Cuma günleri açığız” yazısını asar.Eşeği Yüksel’le gezmeye devam eden kütüphaneciyi çocuklar alkışlarla karşılar.Zamanla insanlar kütüphaneye gelmeye başlar, ancak kadınların uğramaması üzer Mustafa Güzelgöz’ü onun içinde bir formül bulur.Zenith  ve Singer  firmalarına  mektup yazıp isimlerininin kütüphaneye yazılması karşılığında dikiş makinası  gönderilmesini rica eder.Toplam 10 adet dikiş makinası gelir.Salı günlerini kadınlar günü yapar ki kadınlar makinaları kullanmak için kütüphaneye gelmeye başlar.Zamanla kalabalık artar,sıra bekleyen kadınların eline okusunlar diye birer kitap verir …

Yaptığı çalışmalar dönemin Amerikan Elçisi tarafından duyulur ki destek amacıyla “Amerikan Barış Gönüllüleri”  kütüphaneye bir jeep hediye eder.Elçi bizzat gelerek jeepi Güzelgöz’e teslim eder…

Okuma –Yazma kurslarına destek, Halıcılık kurslarının başlatılması, Tarım Satış kooperatifinin kurulması derken “görevini ihmal ettiği ve görev tanımı  dışında davrandığı” gerekçesiyle hakkında soruşturma açılır.Bu durum karşısında çok üzülen Mustafa Güzelgöz, emekliye ayrılır…

Ardında 85 bin cilt kitap ve 12 kütüphane bırakan eşekli kütüphaneci 2005 yılında vefat eder.Ölümünden sonra Ürgüp’e heykeli dikilir…


DALİ YÜRÜYÜŞTE ...

Hayata bakış açısındaki farklılığı her haliyle hissettirmiş  Salvador Dali, mesela evcil hayvan niyetine " karınca yiyen " beslemiş.:))


19 Mayıs 2011

MARJİNAL

GÜNE DAİR...

Fotoğrafları daha önce çekmiştim yayınlamak bu özel güne kısmet oldu.

İsmet İnönü'nün mezar taşında şöyle yazıyor.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~




Bizi bu nadide toprakların sahibi kılan, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını  19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı vesilesiyle anıyorum.

NE DEMİŞ?


Usta oyuncu Can Gürzap güzelliğin tanımını şöyle yapmış.
"Dünyanın en güzel kadını bile olsa, konuşamıyorsa, elini kolunu kullanamıyorsa, yürüyemiyorsa, göz teması kuramıyorsa o kadının güzelliğinin hiçbir anlamı kalmaz."

18 Mayıs 2011

1978 ELELE DERGİSİNDEN REKLAMLAR...

Lıkır lıkır içtiğimiz Mis Süt vardı çocukluğumda, hala var mı bilmiyorum?



Arap bacı olmanızı garantileyen güneş kremi Delial...


  

Banu Alkan'ın burada 16 yaşında olduğunu farzetsek, işte gerisini siz hesaplayın :))


    

GÖKKUŞAĞININ ALTINDAN GEÇSEK ...


BETA

Kurbağa,su kaplumbağası,kuş, tavşan derken bir dönem beta cinsi balık besledim hem de epey bir süre.
Adını "Efsane" koymuştum.(sahne adı gibi :)) En sevdiğim şey zaman zaman onu kızdırmaktı.Akvaryuma aynayı yaklaştırdığımda kendi görüntüsüyle kavga ederdi.Besleyenler bilir betalar hırçın olur ve tek yaşarlar.

Benim baktığım bordo renkliydi bu renkte olanını ilk defa görüyorum...


15 Mayıs 2011

BİR KÜSKÜN BLOGCU ...

Zahmetle seçip kolajladığım  yazımı geri yüklemiş blogger yutmamış yani, yorumları silmiş ama buna da şükür diyelim.Gerçi dün Reader'da görünüyordu yazılar fotoları oradan kaydettim.
Blog yedeklemesini de en son iki ay önce yapmışım yeni farkettim.Oysa sık sık yedek alırım  yoğunluktan unutmuşum demek ki...
Neyse tüm bu olanlara rağmen yinede kızgınlığım tam geçmiş değil.
Her ne kadar ben  çalışıyor olsamda, herkese güzel bir  tatil günü diliyorum..



"Hayaller ve gerçekler yarışır. Hayaller hep önden gider; ama her zaman gerçekler kazanır".