BANA AİT... etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
BANA AİT... etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

05 Şubat 2011

“ANNE BUGÜN TATİL Mİ? HERKES ANNEANNESİNE Mİ GİDECEK ?”

Minik prensesimin tatil anlayışı böyle…

“Anne bugün tatil mi? Herkes anneannesine mi gidecek?” diye sorunca eskilere gittim…

Onca toruna rağmen Anneannem büyük bir özlemle karşılardı beni.
Olabildiğince şımartır,uzun uzun sarılır öpücüklere boğardı…

İki numaralı ama en çok emeği geçmiş torun olmanın gururunu küçük olduğum için o zamanlar anlamazdım elbet, nazlanır her dediğimi yaptırırdım…

En sık sorduğum soru;
“Anneanne bana yumurta boyuyacakmısın?” olurdu.

Soğan kabuklarını alır yumurtayla kaynatırdı.Anneannemin kahvaltı sofrasında, o kırmızı boyalı yumurtaların tadı hiçbir yerde olmazdı…
ifsak org

21 Ocak 2011

KELİMELER BİTTİ...

Arkadaşlığımızı bitirmek için geçerli nedenlerim vardı,uzun uzun detaylandırmak istemiyorum şimdi…

Tabiî ki bu kolay olmadı, hayli sıkıntı yarattı derin düşüncelere itti beni ama böylesi daha hayırlı oldu…

Senelerin verdiği alışkanlıklar bir an da bitmiyor.Önce aramamaya başladım, o arayınca da çeşitli mazeretler buldum.

Kaptan, zaman zaman “böyle olmaz” dediyse de dinlemedim"sen onlarla görüşmek istiyorsan görüş ama benim için bitti" dedim…

Evet çok şey paylaşıldı önce aynı şehirde,sonra tayinler nedeniyle başka şehirlerde ama kalpler hep bir, irtibatı koparmadan…

Özellikle istedim “nikah şahitlerimiz onlar olsun” dedim,planda yoktu ama beyaz arabaları gelin arabamız oldu mesela…

Sonra daha da mutlu olduk tekrar aynı şehirde tıpkı eski günlerdeki gibi yemekler yaptık yedik, gezdik yeri geldi dertleştik…

Sonuçta yollar ayrıldı elbette hiç unutmadım onu, onları...

Şimdi olsa aynı kararı alırmıydım? emin değilim...

bambi


Yıllar sonra bir gece rüyamda gördüm arkadaşımı hayli sıkıntılı ve düşünceli hani derler yaa “sabaha kadar uğraştım”…

Birkaç gün sonra aklıma gelen rüya ve neler yaptığını öğrenme duygusu ile nette arama yaptım.Bulmak hiçte zor olmadı…

Açık olan face profiline bakarken okuduğum başsağlığı mesajları şaşırttı önce bir öğrencisi falan sandım çünkü tanımadım, kucağımdan inmeyen,annesi işteyken oyun oynayıp mamasını yedirdiğim,”çocuğum olursa böyle güzel olsun” dediğim o küçük adamı tanımadım…

Ölüm 14 yaşındaki bir bedene yakışmıyor , 5-6 ay geçmiş üzerinden resmen şoktayım…

Gözyaşları içinde aradım Kaptan’ı “mümkün mü ? olabilir mi?” yok yaaa yanılmış olabilirsin dedi önce “telefonları var bende ama değişmiş midir kaç sene oldu??”…

Aradık, buğulu bir ses açtı telefonu numara aynı…

Böyle bir şeyi sormakta zor,seneler sonra niye aradık? Ne oldu? Doğruymuş okuduklarım.

Bir rüya nereye getirdi.Nasıl yönlendirdi ? Garip,tuhaf işte…

Bu acı haberi nerden ve nasıl öğrendiğimizin önemi yok aslında ortak arkadaşlar var nasılsa duyulurdu belki seneler sonra…

O an ses yok, kelimeler yok bende…

Önce beyler konuştu sonra aldım telefonu, bir kelime, bir cümle sonra dakikalarca telefonda ağlamayı seçtik…

Her ne olursa olsun,arkadaşımı acılar içinde bulmak üzdü beni…

Allah’tan onun için sadece sabır diledim, elimden başka bir şey gelmedi …

05 Ocak 2011

HER İŞİMİZ ALLAH’A EMANET…

Hem mutlu hemde şaşırmış bir vaziyette çıktım göz hastanesinden .Evdeki inşaat sonrası alerjik bir durum var diye gittim, gözler kan çanağı olmuş hiç hesapta yokken…

“Mühim değil düzenli damlaları kullanın “dedi doktor.Bu arada numaralar düşmüş nasıl olduysa?? Sevindim işte...

6 ay önce çerçeve aldığım optikçiye gittim yeni camları sipariş verdim.Akşam alabileceğimi söylediler.Pırıl pırıl takılmış camları elime almıştım ki “ yalnız 6 ay içinde numarası bu kadar düşmez “ dediler bilgisayardaki kayıtlara bakarak “yinede bir deneyin bakalım.”

O da ne?? her şey buğulu netlik sıfır…

Hadiiii yeni bir hastane ,yeni bir doktor masrafları kim düşünür göz bu…

Sonuçta yazılan numaralar hikaye çıktı.Tam bir rezillik anlıyacağınız Artık kime,neye inanacağımızı şaşırır hale getirdiler bizi…

Sonra ne mi oldu? Bütün bu olanları tehid etmek için üçüncü bir doktora daha gittim...

15 Aralık 2010

KAYISI YAĞI MUCİZESİNİ YAŞIYORUM…

Yüzümde ergenlik döneminde bile sivilce çıkmadı.Şimdi ne olduysa her ay hemde aynı yerde bir sivilce türedi.Zamanla lekeye dönüştü ne yaptıysam geçmedi.(gerçi çok bir şeyde yaptığım söylenemez ama)

kayısı yagı

Neyse Evrencim elime bir küçük şişe tutuşturdu “önce yüzünü ılık suyla iyice temizle ardından bu kayısı yağı ile aşağıdan yukarıya doğru (yerçekimine aksi istikamette) masaj yap” diye öneride bulundu.Fakat bunun özellikle gece yapılması gerekiyormuş.Enteresan iki hafta içinde leke falan kalmadı.

Haa bir de banyo esnasında yüze yapılan mısır unu masajını deneyeceğim o da iyi sonuç veriyormuş ,bir gelişme olursa şayet buraya eklerim. :))

12 Aralık 2010

TİLKİ SELİM, DOLAP MUSTAFA VE DİĞERLERİ…

Sözüm işini iyi yapanlara değil elbette ama bu kaçıncı? Şu kış günü komşumu kırmamak adına evde inşaata razı olmak kolay değil hemde küçük bir çocukla.

Apar topar başladı işler, banyolar kırıldı vs… Ev haliyle tanınmayacak hale geldi.Yalnız tesisatçı gene yaptı yapacağını.Daha önce “Tilki Selim“ kandırdı bizi.Gördük yaptığı işi 4 ay sonra gene aşağıya akıtmaya başladı.Gittik dedik ki “yaptığın iş olmadı abi, gel bir bak”…
“Siz onu iki sene önce yaptırdınız” deyip çıktı işin içinden ya da çıktığını sandı.


Şimdi bir başkasını getirdik, o da bundan farksız çıktı. :( :(
Akıyor,damlıyor şıp şıp şıp şıp şıp şıp şıp şıp şıp şıp şıp şıp şıp şıp şıp şıp …

BARAJ
foto.knuttz

24 Kasım 2010

İNKILAP TARİHİNDEN NASIL ÇAKILIR ???


Genel kültürü kuvvetli bir baba ile sohbet zaman zaman insanı zorluyor hatta 35’inden sonra insanı mahçup ediyor…

Konudan konuya geçiş esnasında fikir beyan eden babacığıma --hıı hıı ! evet şeklinde eşlik etmeye çalıştım ama biliyorum unuttuğum konular var İnkılap Tarihinde yetersizim…

--“ Biliyorsun Mondros Mütarekesinin imzalandığı yer…” dedi ve benim tepki vermediğimi anlayınca –hatırlamıyor musun yoksa ?

--????????

--Git araştırıp oku, ondan sonra kaldığımız yerden devam ederiz.”diye cevap verdi.

Bir nevi kibarca kovaladı beni…

Osmanlının yıkılışının tescilidir bu anlaşma ama ben nerede imzalandığını bilmiyorum.Valla utandım…

21 Kasım 2010

DAHA NİCE TATİLLERE… :) :) :)

marilyn monroe
Senelik iznimi hala kullanamadığım için 9 günlük tatil ilaç gibi geldi bana…
Üstelik tahmin ettiğimden daha güzel ve renkli geçti.Şimdi tek sorun yarına başlamak…
Aslında bu kadar uzun resmi tatili sevmiyorum ama bir 9 gün daha tatil olsa şu şartlarda hayır demem. :) :)

Herkese adaptasyonu kolay,güzel bir hafta diliyorum.

31 Ekim 2010

TAVUKLU SAAT…

Bir ara nette aramış, istediğim gibi bir tavuklu saat fotosu bulamamıştım. :))
Gezi esnasında karşıma çıktı. Biraz aceleye gelmiş fotoları yükleyince fark ettim ama olsun belki başka birine de lazım olur.

Nede olsa çocukluğumuz bu saatle geçti.Okul otobüsüne onunla yetiştik, derslerimizi yaptık,testleri birlikte çözdük,sonra uykuya daldık.

Şimdikiler gibi değildi tıkır tıkır çalışır, yere düşse bile bozulmazdı...


tavuklu saat

17 Ekim 2010

HAYIRDIR İNŞALLAH...:))

Çok sık rüya görmem aslında,görsemde orta hallidir benim rüyalarım...

Her ne olduysa dün gece hiç olmadık bir yerde Sertab girdi rüyama...

"İşte bu" dedim...

Uzun süredir böyle güzel bir şarkı dinlemediğimi söyledim.:)))

İşi tadında bırakmak önemli,gün içersinde 15-20 kere aynı şarkıyı dinleyince olacağı budur diye kalktım yataktan...


09 Ekim 2010

ANGARYA İŞLER…

baski

Hani olur ya yapmak istemezsin ama “yapamam” diyemezsin.Sonra sana kalır o işler ve bir türlü bitmez !!!

İşte bu baskı beni mahveden…


*(foto kynk.Yaşar Boztepe)

06 Ekim 2010

SONBAHARI GÖRMEDEN KIŞA GEÇİŞ…

Son bin yılın en soğuk kışını geçireceğimizi okuyunca.”Eyvah” dedim…

Daha pastırma sıcaklarını beklerken, soğuk kendini öyle bir hissettirdi ki kışlıkları çıkartmaya

başladık .

Haftasonu hazırlıksız gittiğimiz Gölbaşı'nda resmen donduk ve sonbaharı görmeden kışa geçiş yaptığımızı kabul ettik.


Photobucket

En son beş ay önce gitmiştim Gölbaşı'na o zaman hava müthişti, Ramses’i bu kadar büyümüş

görünce bir hayli şaşırdım.Bu cins ne kadar çabuk büyüyor??


Photobucket

Bu fotolarda birkaç gün öncesine ait.Görüntüde ki bahar havası sizi yanıltmasın, Ankara’da hava gerçekten buz gibi…

Photobucket


Photobucket

25 Eylül 2010

***

Bol entrikalı bir gün geçirdim maalesef…

11 aylık süre içinde bir kere daha olmuştu ancak bu kadar sancılı geçmemişti.Onu daha hafif atlattığımızı söyleyebilirim…

Açıkçası nefret ediyorum dolaylıda olsa bu durumun içinde olmak istemiyorum.İşyerinde yükselmenin yolu bir başkasının ayağını kaydırmaktan geçmemeli…

Zaten bunun kalıcı olacağına inanmıyorum.

Olmadığım bir kimliğe asla bürünemem “ bundan sonra benim yanımda olursan sana zarar vermem, yoksa sonun gönderdiğim diğer kişiler gibi olur” hareketlerinide kabul etmiyorum.

Aylardır uyum içinde çalıştığım arkadaşımın hatasını biliyorum ancak ben senin yanında yer almak istemiyorum…



Photobucket

" Hırsı bırak, kendini boş yere harcama! Şu toprak altında çırak da bir, usta da. . . " (Hz. Mevlana)

18 Eylül 2010

SEYAHAT ÖNCESİ KABUSLAR VE BAVUL HAZIRLAMA TEKNİĞİ…

Çok pratik biri olduğumu söyleyemem.Yapacağım işi önce planlamak,hatta notlar almak gibi huylarım var.Bu da bana oldukça vakit kaybettiriyor biliyorum ama elimde değil.

Mesela her seyahat öncesi bavul hazırlama işi kabusum olur.Endişem bir şeyi unutmak,gittiğim yerde zor durumda kalmak gibi sebepler…


Bavul hazırlama veya bagaj yerleştirme konusunda babamın üstüne kimseyi tanımıyorum…

O bu konuda o kadar ustadır ki,koca bir minibüse sığacak eşyayı tıpkı puzzle parçaları gibi arabaya yerleştirir.Zaten yolculukların komik kısmı burada başlar. :)))

Her seferinde anneme “bu kadar eşya almayalım” der ama annem “şunuda,bunuda” derken bir bakmışız araba full…


Yerleştirme işlemi bitince babamın ilk cümlesi “hadi bakalım Medine kervanı hazır” olur…

Veee kızkardeşim, asla bu kadar dolu bir araçta yolculuk yapmak istemez,çeşitli bahaneler bulur.Yinede gülmekten kendini alamaz…


Tabii babadan böyle alıştık,evlendikten sonra daha bir zor oldu.Bizim Kaptan nefret eder,asla uğraşmaz bavul vs. ayrıntılarla.Mümkünse küçük bir omuz çantasıyla hopppp 15 günlük tatile…



Şimdi ilgimi çeken ve bu konuya değinmeme sebep olan videoya geleyim daha fazla uzatmadan. :)) Babama rakip olur mu bilinmez ama adamın ayrı bir yetenek sergilediği kesin...





10 Eylül 2010

BİR GEÇ KALIŞ ÖYKÜSÜ…

Telefondan durumun aciliyetini anlayıp apar topar çıktım dışarı…

İş acil yaaa, asansör meşgul bekle bekle gelmez merdivenleri kullandım üçer beşer hoplıya zıplaya indim, 35’inden sonra zor oldu tabi…

Otoparktaki sürprizden habersiz ilerledim.O da ne?
Araba yan tarafa silme yanaşmış. :-o

Söylene söylene öteki kapıdan binip çıktım yola…

Allahım bugün bütün kırmızı ışıklar beni seviyor anlaşılan.Hahhh bir bu eksikti.Yol yapım çalışması nedeniyle yol kapalı…

Neyse geldim sayılır,iyi de nereye park edeceğim? Her yer dolu işte, boş yer yok !!!!

Sitenin bahçe giriş kapısına ne oldu? Açıllll bee açılll…
Veee apartmana nihayet giriş…

Neee asansör bakımda mı?? Neyse Allah’tan beş kat çıkacağım…
Zile basmak üzereyken saate son bir bakış.Evet geç kalmışımmm… :((




Photobucket


*Bu ruh halinden nefret ediyorum.Hele bir de çocuklu olursanız o zaman işler daha da zorlaşıyor…

Bir şeylere yetememe, hep acele etme,telaşlı, her şeyi çabuk yapma duygusu senden nefret ediyorum…

04 Eylül 2010

FARKLI BİR ÇİÇEK ÇİZME TEKNİĞİ VE EMRİVAKİ ÇALIŞMALAR... :))

Hani kabiliyet yok !! dedim yaa Nermin Hocam tuval siparişi verdi boyaları aldırttı...

İlk yağlıboya çalışması için fırçayı aldım elime ancak yardım edeceğine söz verdi...

Kimisi birşeye benzetemese de fena olmadı sanırım, tam bitmedi aslında atölyede kuruma aşamasında son rütuşları olucak 5 parça tuval,çerçevesiz onun modeli böyleymiş. :)) Bu arada kızımın boyası yıpranmış oyuncak sepetide elden geçti.Şekillere dokunmadan beyaz akrilik boya ile yenilendi...
Photobucket

Devamı gelir mi bilmiyorum ama malzeme ararken bile birçok şey hakkında fikrim olduğu kesin.

Çiçek Çizme Tekniğini ise Nuray Engin’in Sanat Bahçesi sayfasında gördüm ve çok beğendim.Denemeğe değer...



30 Ağustos 2010

İZMİR MARŞI...

Erkan Yolaç'ın sunduğu "evet"- "hayır" yarışmasıyla hafızalarımıza kazındı İzmir Marşı...

Günün anlam ve önemine yakışacağını düşündüm.Ben 30 Ağustos' ta hep İzmir'de olurdum...
Bu sene kısmet değilmiş, bunun için üzgünüm.:((



27 Ağustos 2010

KAVUN ÇEKİRDEĞİNİ ÇOK SEVERİM AMA…

Bizim evde kavun çekirdekleri atılmaz…

Babam güzelce temizler,hafifçe tuzlar kurumaya bırakır.Bir kaç gün içinde kuruyan çekirdekleri hafif nemli teflon tavada kavurur…

Kardeşimde bende bayılırız o tada…

Hatta çocukluğumuzda karpuz çekirdeklerini de atmazdı.O zamanlar iri iri olurdu karpuzun çekirdekleri şimdiki gibi değil…

Geçenlerde bende özenle temizledim,kurumaya bıraktım mevsim kavunu kelek falanda çıkmadı gayet iyiydi…

Gelgelelim kavurduktan sonra içi boş çıktı çekirdeklerin…

Düşünün ki daha çekirdeği bile gelişmeden kavun kocaman olmuş.Söylememe gerek yok genetiğine neler yapılmış…

Bilerek ya da bilmeyerek tüketilen bu yiyeceklerle işimiz zor…

Photobucket

21 Ağustos 2010

GURME…

Photobucket

“Yok hocam, resim kabiliyetim sıfır ancak Cin Ali falan çizebilirim.” dedim.

“Denemeden bilemezsin.”diye cevap verdi Nermin Hocam.
“Gel bak seni Can ile tanıştırayım” dediğinde ise şaşırıp kaldım.Karşımda 7 yaşında bir çocuk elinde fırça, yağlıboya resim yapıyordu…

“Harika olmuş Can, peki büyüyünce ne olucaksın? “ diye sordum duruşundan belli büyümüşte küçülmüş...

“Gurmen olacağım”…
“ ???? O nedir ? “
“Hani yemeklerin tadına bakıyorlar yaaa…”
“O gurme olmasın? pek yemeklede aran yok bakıyorum çok zayıfsın.” dediğimde
“ İyi o zaman bende cumhurbaşkanı olurum.” diye karşılık verdi zamane çocuğu… :))


foto.flickr

19 Ağustos 2010

TEŞEKKÜRLER…

Photobucket

Bloglamaya ilk başladığım zaman blog teması simsiyahtı.Öyle bir seçim yapmıştım çünkü beni anlatıyordu…

Sonra yazmakta hoşuma gitti.Her post sıkıntılı düşüncelerden biraz daha uzaklaştırdı beni…

Zaman içinde alt fonda yumuşadı siyahtan griye doğru bir geçiş yaptı.Bu bile bir değişimdi…

Yazarken daha mutlu olduğumu biliyorum…
Değer gösterip takip eden ve yokluğumda destek veren herkese buradan teşekkür ediyorum…


foto.knuttz.

14 Ağustos 2010

...

"Ömür dediğin üç gündür,
dün geldi geçti yarın meçhuldür…
O halde ömür dediğin bir gündür,o da bugündür….(Can Yücel) "

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
İçimde ,günlerdir devam eden sıkıntının sonuna gelindi...
Teyzemi üç gün önce defnettik...
Ruh halim yazmaya elverişli değil.O nedenle bir süre sizlerle olamayacağım arkadaşlar.