içimden geldiği gibi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
içimden geldiği gibi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Temmuz 2010

BİR ÇOCUĞUN PUZZLE MERAKI…

Photobucket

Photobucket

Photobucket

Photobucket

Photobucket


Photobucket
Enteresan bir koleksiyon değil mi ?
Bu sinir küpü dediğimiz bulmacaları hiçbir zaman tamamlayamadım ama bitirdiğim jigsaw puzzle sayısını hatırlamıyorum…
Genelde 1500 parça ve zor olanlarını seçerdim.Kimisini arkadaşıma hediye ettim, kimisini işyerinde duvara astım…
O kadar emekten sonra elimde kalan sadece iki tane…

Bundan 7-8 sene evvel bizim Kaptanın rahmetli babaannesi ziyaretimize geldi…
O zamanda bu merakım hat safhada,neredeyse haftada bir tanesini bitiriyorum.

80’li yaşlardaki hazır cevap babaanne gün boyu ne yaptığımı takip etti, parçaları birleştirirken beni inceledi…
En sonunda “ne yapıyorsun? “ diye sordu.
”Parçaları birleştiriyorum ,bittiğinde ortaya resim çıkacak “ diye cevap verdim.
Uğraşıdaki mantığı çözemeyen babaanne,akşam işten dönen Kaptanı yakalayıp kulağına eğiliyor…
“Oğlum,kızcağız bütün gün uğraştı durdu, yok muydu bunun hazır yapılmışı? ”diyor…
O gün epey güldüm…
Bu olaydan sonra da her puzzle yapışımda rahmetli babaannemizi hatırladım…

25 Temmuz 2010

DİKKATLİ OLALIM.GAZETELERE HABER OLUCAK DAVRANIŞLARDA BULUNMAYALIM.YOKSA...

Reyting kaygısıyla yapılan gazeteciliğin sonudur bu…

Üzücü olaylarda mağdur kişilerin daha da mağdur edilmesi midir gazetecilik? yoksa insanlarla bir haberi paylaşmak mıdır?

Haberi vermek amacıyla kişilerin özel hayatlarına bu kadar müdahale edilmesi haksızlık değil midir?

70 yaşında tecavüze uğramış bir teyzeyi haber yaparken, “dur bu habere kadının ev adresini de ekleyeyim” demek midir gazetecilik ? bu mesleğin hiç mi ahlaki kuralları yoktur?

Ya buna ne demeli ?? Ölümünün üstünden sene geçmiş olmasına rağmen ,Münevver Karabulut cinayetine ait ortaya çıkan kanlı görüntülerin bize faydası nedir?

“İşte bu kanlı tişörtü, kafasıda burada kesilmişti “diyerek yayınlanan polis kayıtlarına ulaşmak bu kadar kolay mıdır? ya da biz bu görüntüleri izleyince cinayetin bir kilit noktası daha aydınlığa kavuşacak mıdır?

Eskiden böyle bir şey yoktu.Ne polis kaydı ? ne cinayet aletlerinin gösterilmesi vs. Artık her şey aleni…
Biz bu kadar etkileniyorken,yakınları ne durumdadır?

Hiç unutmuyorum geçen sene bu zamanlar keyifli bir tatil gününe başlamak için gazeteyi elime almış resmen şok olmuştum.Tam sayfa ,evet şöyle kocaman bir testere bütün sayfaya sığdırılmış ve manşet atılmış. ”İşte bununla kesildi.” diye…

Her şey açığa çıktı,katil yakalandı cezasını da yargı vericek…
Bu saatten sonra yapılacak haberler kişilerin ailelerine veya yakınlarına acı vermekten başka bir şey olmayacak...
”Çocuğunuz böyle öldürüldü.,şöyle acı çekti “demekten vazgeçin…
Artık insanları acılarıyla baş başa bırakın…



Photobucket

24 Temmuz 2010

İNANILMAZ BİR DOĞA OLAYI…

Nadir görülen bu doğa olayını Uruguay’da Daniela Mirner Eberl görüntülemiş...

Photobucket

Bizim dağınık şekillerde gözlemlediğimiz bulutlardan farklı bir formda görüntülenen bu meterolojik olaya sarmaşık bulut ismi verilmiş...

Bilimadamları 1000 kilometreye kadar ulaşabilen bu silindir şekilli bulutların oluşumunu tam olarak açıklayamıyor, ancak devam eden araştırmalar bunu yerden yükselen sıcak havanın deniz meltemleriyle ani karşılaşmasına bağlıyor...

Photobucket

Yukarıdaki bulut görünümü, Mick Petroff tarafından 2009 yılında Avusturalya’daki Burketown –Normanton arasında çekilmiş...
"Morning Glory cloud " ismiyle anılan bu bulut topluluğunu gözlemlemek için bölge her bahar ziyaretçi akınına uğruyormuş...
Photobucket

*Böyle bir olaya tanık olmak hem korkutur, hem de heyecan verir insana...

MCQUEEN 'İN HAYAT YORUMU...

“Bütün servetimi arabalara ve motorsikletlere yatırdım.Onlar benim için hep kaçışı simgeledi.Her fırsatta en hızlısına binip şehirleri aştım kimden ve neden kaçtığımı bilmeden.” demiş ünlü oyuncu Steve Mcqueen

Öldüğünde garajlarından yüzlerce araba ve motorsiklet çıkartılmış bu onun en büyük tutkusuymuş…


Asi ruhlu bir çocuğun ıslahevinden, dünyanın en yüksek ücretli aktörlerinden birine dönüşmesi hayli ilgimi çekti…

Onca servete rağmen insanlardan bedava bir şeyler istemesi, film çektiği stüdyolardan kot pantolon,traş makinesi vb. şeyleri toplamasıyla tanınması, sonrasında topladığı eşyaları aslında yetiştirme yurdundaki çocuklara dağıttığının öğrenilmesi bu ilginç biyografideki bölümlerden sadece biriydi…

22 Temmuz 2010

MUTLU SON !! (tabii şimdilik…)

Photobucket

Daha önce kısa kısa bahsetmiştim … :)) (1.) (2.)

7 aylık maratonun sonuna gelindi…
Veee nihayet kiracı evden kaçtı.Aslında bitmek bilmeyen prosedürler yasal sürece olan inancımı tüketmek üzereydi…
En çokta sinirimi bozan şahısın emlakçıya “ben böyle evi bir daha nerden bulurum? Ne arayan var,ne soran ? Bedavadan oturuyorum işte…” demesiydi.
Eşyaların bir kısmını almadan alelacele kaçması, çokta korkusuz olmadığının bir göstergesi oldu...


Evet elimizde 7 aydır ödenmemiş kira, artı aidat ve birkaç aylık birikmiş elektrik su borcu var. Buna da şükür demekten başka çare kalmadı…
Bu işlerden canı sıkıldığı için babamın bu evi satacağını tahmin ediyorum.Artık uğraşmak istemiyor…
Allah herkesi iyi ve dürüst insanlarla karşılaştırsın ne diyelim...

19 Temmuz 2010

FUTBOL OYNAMAMA ŞARTIYLA KURULAN BEŞİKTAŞ…

Babalarının görevi nedeniyle sarayda yetişmiş ve hepsi iyi eğitimlerden geçmiş gençlerin girişimleri her defasında sonuçsuz kalmış, çok istedikleri halde hayallerindeki spor klübünü bir türlü kuramamışlardı…

Son bir girişimle Başyaver Mehmet Paşa’ya durum iletildi…
Güvenlik nedeniyle bu tür oluşumlara izin verilmeyen bir saray ortamında Mehmet Paşa durumu padişaha anlatmak için uygun bir zamanı kolladı…

Bir süre sonra durumu öğrenen Sultan II. Abdülhamid gençlerin “yalnızca spor yapmak amacıyla bir spor kulübü kurma isteğini” değerlendirmeye aldı…

Ancak bir koşulu vardı !!!

“Çocuklar , İngilizler’in icadı ayak topunu oynamayacaklardı."

Türkiye’nin ilk spor kulübü bu şart ile kuruldu…

Takvim yaprakları Mart 1903 'ü gösterirken İstanbul Beşiktaş semti Serencebey Yokuşunda kurulan kulübün adı “Beşiktaş Bereket Jimnastik Kulübü , renkleride kırmızı beyaz olarak kabul edildi…

~~~~~~


* Haftalar önce yazmayı planladığım bir yazıydı.Nihayet tamamlandı…
İlgimi çeken ,ülkenin büyük takımlarımdan biri olmadan önceki bu başlangıç noktasıydı…


Photobucket



foto.

kynk.Bütün Dünya/ Ocak 2003

18 Temmuz 2010

BALIK GÖZÜYLE BOĞAZİÇİ…

Mimar Alptekin Baloğlu, 2003 yılında yayınladığı “Sualtının Yıldızları” isimli kitabıyla Fransa'da yapılan 30. Dünya Sualtı Görüntüleme Festivali'nde “Dünyanın En İyi Sualtı Kitabı” ödülünü kazanmış…

2005 yılında İspanya’da düzenlenen ve 25 ülkeden 50 fotoğrafçının katıldığı “10. Dünya Sualtı Fotoğraf Şampiyonası” balık kategorisinde de Dünya Şampiyonu olmuş…

Uluslararası yarışmalarda daha birçok ödül alan Baloğlu, bu çalışmasını çevre koruma bilincini artıran bir projeyle İlk defa 2006 yılında İstanbul Taksim’de sergilemiş…



İZMİR OTOYOL LEVHALARI DEĞİŞTİ !!!

Sosyal paylaşım sitelerindeki yaratıcı arkadaşlar zaman zaman iyi işler çıkarıyorlar…
Fikir sahibi kimdir bilinmez ancak resim çok ufak kalmış bir de başlık atmayı unutmuşlar…
Son düzenleme ile daha iyi oldu sanırım.:))

Photobucket

14 Temmuz 2010

KÜÇÜK BİR HATIRLATMA !!!

Photobucket

Bir yandan bunaltan yaz sıcakları,diğer yandan yapılan tatil planları derken günler hızla akıp geçiyor...

Bu arada gözden kaçması ihtimal bir husus hakkında dikkatinizi çekmek istedim arkadaşlar.Bilenler ya da şimdi öğrenecek olanlar lütfen bu konuya önem versin...

Şeker bayramının birinci günü 9 Eylül gününe denk geliyor.12 Eylül Pazar günüde Referandum için sandık başında olmamız gerekiyor.Okulların açılma tarihi ise 20 Eylül...

Bu zaman aralığına göre tatil planlarınızı şimdiden şekillendirmeniz için bu hatırlatmayı yapma gereği duydum...

Gereken hassasiyeti gösterip, vatandaşlık görevimizi lütfen yerine getirelim veee konuya paralel çok beğendiğim bir sözle bu yazıyı bağlayalım...

Söz siyasetçi İndra Gandhi'ye ait...

"Bir millet uyuyorsa uyandırmak kolaydır. Uyumuyor da uyuyor gibi yapıyorsa ne yapsanız nafile, uyandıramazsınız."

foto.knuttz

13 Temmuz 2010

AMASRA GEZİSİNDE OBJEKTİFE TAKILANLAR…

Bir dönem İngilizce kursuna gidiyordum.Derslerimize giren hocamız Avusturalya vatandaşıydı,ismi Marina…

Bir Türk arkadaşını görmek için kalkıp Türkiye’ye gelmiş.O kadar sevmiş ki, ”özellikle insanlarını” diye anlatırdı…

İş bulup çalışmaya da başlayınca Avusturalya’ya dönmemiş burada kalmış…

Kursun bitmesine yakın “ Türkiye’de görülmeye değer yerler” konulu bir komposizyon hazırlamamızı istemişti bizden…

Herkes sırayla en sevdiği yerleri tanıttı.Sonra sınıftan biri Marina’ya sordu. "Sizce? "dedi.

“Türkiye’de turistik çoğu yere gittiğini, ama Amasra kadar güzel bir yer görmediğini anlatmıştı…

Yabancı birinin yapmış olduğu bu gözlemden etkilenmiş, o zaman müthiş meraklanmıştım…

Nihayet o merakım sonlandı…

Vakit konusundaki problemimiz nedeniyle doya doya gezemedik.Ancak bulunduğumuz sayılı saatlerde bir hayli görüntü yakaladım…
Gönül isterdi ki hepsini yayınlayayım.Ne yapalım şimdilik bu kadarıyla yetinelim…
:))

Photobucket

Photobucket

Photobucket

Photobucket


Photobucket

* hafızalardan silinmeyen o salata...


Photobucket


Photobucket

* Amasra'ya doğru...

Photobucket


Photobucket

* denize giren insanları gördükçe kıskandım...

Photobucket
* veee heryerde Barış Akarsu...

Photobucket

Photobucket
*dileklerin gerçekleşmesi elinizde atılmayı bekleyen taşlara bağlı...Köprü üzerine ulaşmak epey zamanımızı aldı...

Photobucket

12 Temmuz 2010

BİR RİVAYETE GÖRE…














İskambil kağıtlarındaki kupa, papaz, karo ve maça simgelerinin neleri temsil ettiği kaynaklarda şöyle anlatılmakta…


Kupa (♥) krallığı,
Maça (♠) krallıktaki şövalyeleri,
Karo (♦) krallıktaki bir şehri ,
Sinek (♣) krallıktaki köylüleri temsil ediyor…

Bir diğer rivayet ise papaz dörtlüsü üzerine kurulu….

Kupa papazı, Kral Şarlman ‘ı
Maça papazı, Kral Davud ‘u
Karo papazı, Jül Sezar’ı
Sinek papazı, Büyük İskender’i temsil etmekte…


Ayrıca bıyığı olmayan tek papaz kupa papazı... :)

foto. 1.2.3.4.
kynk.

KLARNET NASIL AĞLAR ?

Rahmetli Barış Manço oğlu Doğukan'a zamanında şöyle bir öğüt vermiş ; "Yaptığın işi severek yap oğlum, o iş ne olursa olsun en iyisi olmak için uğraş...Mesela tornacı mı oldun? Doğukan usta öyle bir vida sıkar ki,bu işte onun üstüne yok." desinler şeklinde bir nasihatmış bu...


İzlerken bir an aklıma geldi...
Bu nasihata uyan bir örnektir.
İşin ustası klarneti çalmak yerine ,onu ağlatmayı tercih etmiş resmen.
Bu arada amann dikkat video yüksek miktarda hüzün içeriyor... :))

11 Temmuz 2010

ÇİN’DE YENİ BİR SPOR…

Bambu üzerindeki denge yarışlarının uzun bir geçmişi yok.Çin’de son yıllarda yapılmaya başlanmış…

Spora gösterilen ilgi her geçen gün biraz daha artış göstermiş…

Amaç, bambu üzerinde denge sağlayarak bitiş çizgisine ilk ulaşmak …

Tabi ilerleme esnasında yapılması gereken akrobatik hareketler bu sporun en zor yanı…

Photobucket

Photobucket

Photobucket


kynk.

09 Temmuz 2010

İLGİNÇ KULLANIMIYLA “ÇİLİNGİR SOFRASI “DEYİMİ…

Hadi kapıda kaldık işin uzmanı çilingiri çağırdık kapıyı açtık zaten onun işi bu…

İyi de benim gibi Türkçemizde kullanılan şekliyle çilingirin sofrada işi ne? derseniz kaynakların aktardığı mantıklı bir açıklamayla karşılaşıcaksınız demektir…

Deyimin kökeni Osmanlı dönemine dayanıyor.Padişahlara hazırlanan yemekler güvenlik nedeniyle önce “ Çeşnigir “ adı verilen tadımcı kişilere yedirilirmiş…

Büyük bir tepsiye hazırlanan yiyecekler padişahın huzuruna çıkarılır, tek tek kontrol edildikten sonra yemeye geçilirmiş.Buradan yola çıkarak tepsiye “ Çeşnigir Sofrası “ adı verilmiş…

Daha sonraları kullanımı biraz daha değişmiş. Sofralara alkolünde eklenmesiyle sohbetler derinleşmiş,kişiler alkolün etkisiyle dertlerini açmış anlatılmayacak mevzular daha bir rahat anlatılır olmuş....

Zaman içinde çeşnigir sofrası “ çilingir sofrası “ şeklinde söylenmeye başlamış…



kynk. kynk. foto.

01 Temmuz 2010

ÇOK AYIP…

Kimi insanın midesi çok hassastır.Sizin görmezden geleceğiniz bazı şeyler onlar için bir kabustur, yolculuklar bile eziyettir …

Benim bu tür sıkıntılarım pek yok çok şükür.Sadece bardakta duyacağım yumurta vs. kokusu,bir de ismini bile duymaktan nefret ettiğim hamamböceği tiksinmem için sebeptir…

Şimdi midem sağlam diye övündüğüme bakmayın.Yaklaşık yarım saat önce enteresan bir durum oldu…

Eleştri alan bir siteyi MAALESEF ziyaret ettim.İçeriğinde hiçbir bilgi kaynağının olmadığı,Türkçe’nin alabildiğine katledildiği,gelenek örf adetlerin hiçe sayıldığı anlamsız bir adres.Pişman oldum ama iş işten geçti...

Özür dilerim böyle yazdığım için ama şu an miğdemde karşı konulmaz bir tiksinti duygusu var…

Hiçbirimiz mükemmel değiliz zaman zaman küfür ediyor argo kelimeler kullanabiliyoruz.Ancak bunu aleni yapmamak,toplumu hiçe saymamak,çevremizdeki kişilere rahatsızlık vermemek bir görev olmalı bireyler için…

“Ben istediğimi yazarım”dan ziyade ZAMANI daha eğlenceli,daha yararlı kılmak böyle bir teknolojik imkanı değerlendirmek hepimiz için önemli olmalı…

Photobucket


Blog dünyasında aktif üç seneyi bitirdim.Bu süre içinde çok nadide kişilikler tanıdım…

Yaşıtlarım , benden çok büyük ya da küçük arkadaşlarım…
İçlerinden kimisini imrenerek kimisini takdir ederek,kimisine de tebessüm ederek okudum…

Seçimlerime elbette dikkat ettim.Hemen hemen hiç rahatsız olmadım…
Takip etme sınırı olmasaydı belki daha çok blog okuyup daha çok güzel insan tanıyabilirdim.Ayıp duygusundan haberdar olan daha daha çok insan…

Aslında bu yazıyı sizler için yazdım desem ??

Bu işe gönül veren, yazılarında gereken özeni gösteren,samimi ve güzel paylaşımlarını sergileyen tanıdığım veya tanımadığım bütün arkadaşlarıma buradan teşekkür etmek istiyorum.
Bize ayıbı öğrettikleri içinde annelere,babalara ve iyi eğitim veren öğretmenlere de en içten sevgilerimi yolluyorum…

ASTRAGAN KUZULARI...

Astragan dünyada en çok aranan kürk çeşidi olmaya devam ediyor…

İsmini Tatar ve Kazakların bulunduğu Astrahan şehrinden almış.Aynı zamanda bu bölgede yetişen Buhara koçlarıda yeni doğduklarında astragan olarak anılıyor…

Kuzuların tüyleri parlak,yumuşak ve kıvırcık…

Kaliteli bir astragan elde etmek için kuzuların yeni doğmuş olması gerekiyor.Çünkü kuzular hemen kesilmezse tüylerin yumuşaklığı ve kıvırcıklığı kayboluyor…

Hatta işi daha ileriye götüren kimi üretici kuzuları anne karnındayken zamanından önce çıkarıp alıyor…



Tarihçi Cemal Kutay’da, bir nevi simge haline gelen astragan kalpaktan yola çıkarak Atatürk’ün astraganı sevdiğini anlatıyor…

Ata’sının tercihini bilenler o dönemde yeni kurulan Orman Çiftliğinde de bu koyunlardan yetiştirilebileceğini söylüyorlar.

Kuzular doğuyor.En fazla dokuz kez nefes almasına izin veriyorlar.Kuzu nefes aldıkça tüylerin kıvırcıklığı artıyor, dokuz nefesten sonra hayvanı boğup derisini işliyorlar…

Bir çiftlik ziyaretinde yapılan işlemlerle ilgili Atatürk’e bilgi veriliyor…
“Böyle hunharlık olur mu?” diyen ve duruma sinirlenen Atatürk çalışanların işten çıkartılıp,tesisin tamamen kapatılması talimatını veriyor…


foto. kynk. kynk.


30 Haziran 2010

DEV ÖRÜMCEK YENGECİNİN KABUK DEĞİŞTİRME GÖRÜNTÜSÜ…

Facebook hesabımı 2007 yılında açmıştım.Haliyle zaman içinde popülerliğini yitirdi benim için.Sadece ilgimi çekecek videolara şöyle bir bakıp çıkıyorum…

Yalnız “İşte budur” diyebileceğim görüntülerin altında hiçbir açıklama olmaması hoşuma gitmiyor.Özellikle belgesel niteliği taşıyanlar...

Bu hafta en sevdiğim görüntü bu oldu.Azıcık ürpermedim desem yalan olur.Bu nedir? Nasıl bir şeydir derken sonunda buldum.

Dünyanın en büyük eklembacaklıları arasında ilk sırayı alıyor Örümcek Yengeci…
Japonya adalarının güneyinde olması nedeniyle Japon Örümcek Yengeci şeklinde de anılıyor.Ortalama yaşam süreleri 100 yıl,kabuk genişliği 37 cm.ağırlığı 20 kg civarı…


Korkmadan izleyin arkadaşlar…



(Macrocheira kaempferi)

29 Haziran 2010

GELENEKSEL AYAŞ DUT FESTİVAL’İNDEN KARELER…

Pazar günü için farklı planlarım vardı ama son anda değişiklik oldu.

Bunun yarattığı sıkıntı ve havanın yağmurlu olması nedeniyle arkadaşlarıma söz vermek istemedim ancak ısrarlara dayanamayıp etkinlik için fotoğraf makinamı hazırladım...

Bu yıl 7.’si düzenlenen Ayaş Dut Festivalinin güzel anlarını böylece yakalama fırsatı buldum…
Photobucket


Photobucket


Photobucket


Photobucket

Photobucket

Photobucket


Photobucket


Photobucket

Photobucket

Ayaş İlçesi Ankara'ya 58 km uzaklıkta...

27 Haziran 2010

PERA CLASSIC’S ALBÜMÜ….

Aslında bu albümü alalı dört ay oldu.Bu süre zarfında o kadar çok dinledim ki tekrar tekrar,sindire sindire…

Yaş 30’ları geçince böyle oluyor demek ki zevkler alaturkaya dönüş yapıyor…

Keman ve piano ağırlıklı çalışılmış,enstürümental yani söz yok ama insanı o kadar dinlendiriyor bir o kadar rahat düşünmenizi sağlıyor.
Şarkıların çoğu tanıdık ama arşiv için saklamaya değer...

Una Calle Nos Separa (Anlamazdın)


Öyle Sarhoş Olsamki

Les Mouettes De Mikanos ( Deniz ve Mehtap)

Le Meteque (Hasret)

Rebe Rumelekh (Bir başkadır benim memleketim )

If I Were A Rich Man (Ah bir zengin Olsam)

Ya Du Travail (Her akşam votka Rakı ve Şarap) vb. şarkılar var albümde toplamda 14 şarkı…

Demolarına baktım ama sadece bunu bulabildim fikir olsun diye ekliyorum…

26 Haziran 2010

ELEKTRİKLİ FAYTON…

Çocukken İzmir Fuarında faytonla gezintiye çıkardık…
Kaç yıl olmuş?

Geçen haftalarda Atatürk Orman Çiftliğinin Hayvanat bahçesini gezerken faytona binmiş insanları görünce bizim prenses çok şaşırdı.Çünkü hayatında ilk defa fayton gördü…

Binmek için sıraya girmiştik ki kalabalık bir aile grubu bizden önce davrandı.Faytonun sahibi “Yok çok kalabalıksınız,hepinizi alamam at yorulur.” dedi…

Fayton sahibinin yanına oturan 13-14 yaşlarında çocuk fayton hareket etmeden önce eline aldığı kırbaçla ata bir iki kez vurunca adam öyle bir kızdı ki.”Ne yapıyorsun sen? Ben sahibi olduğum halde ona hiç vurmadım” diyerek çocuğun elinden kırbacı aldı…
Photobucket
Dün kataloğu elime aldığımda aklıma gelen bir andı…

Firma hem tarihi kültürü yaşatmak hem de hayvanları ve çevreyi korumak adına bu faytonları tasarlamış…

Günümüzde kullanılan atlı faytonlara karşı , akülü ve şarj olabilme özelliğine sahip bu çevreci araçların kullanılması daha akılcı…

Elektrikli fayton 4 saatte şarj oluyor ve tam şarj ile 60 km yol katediyor…
Daha ne olsun?
Photobucket

Photobucket