Nasıl Nedir Neden ? etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Nasıl Nedir Neden ? etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Temmuz 2010

LUTHİYER ( Luthier) NEDİR ?

Keman yeteneğini her daim taktir ettiğim Mustafa hocamın aslında luthiyer olduğunu söylemesi beni şaşırttı.İlk başta verdiğim tepki “O nedir ?” oldu…

Önce kulağa değişik geldi,hem onca sohbet geçmişken bunun hiç konuşulmamış olması şaşırmama sebepti…

Telli müzik aletlerini yapan kişilere “Luthiyer” deniyormuş.Tabi sadece üretmekle kalmıyor bakım ve onarımlarını da yapıyorlarmış…
Luthiyer olabilmek için, titiz işçiliğin yanı sıra iyi de bir kulağa sahip olmak gerekiyormuş…

Photobucket

foto .amatör çekimlerimden biri..
bakmak isterseniz Luthiyer ...
Detay.

24 Temmuz 2010

İNANILMAZ BİR DOĞA OLAYI…

Nadir görülen bu doğa olayını Uruguay’da Daniela Mirner Eberl görüntülemiş...

Photobucket

Bizim dağınık şekillerde gözlemlediğimiz bulutlardan farklı bir formda görüntülenen bu meterolojik olaya sarmaşık bulut ismi verilmiş...

Bilimadamları 1000 kilometreye kadar ulaşabilen bu silindir şekilli bulutların oluşumunu tam olarak açıklayamıyor, ancak devam eden araştırmalar bunu yerden yükselen sıcak havanın deniz meltemleriyle ani karşılaşmasına bağlıyor...

Photobucket

Yukarıdaki bulut görünümü, Mick Petroff tarafından 2009 yılında Avusturalya’daki Burketown –Normanton arasında çekilmiş...
"Morning Glory cloud " ismiyle anılan bu bulut topluluğunu gözlemlemek için bölge her bahar ziyaretçi akınına uğruyormuş...
Photobucket

*Böyle bir olaya tanık olmak hem korkutur, hem de heyecan verir insana...

30 Haziran 2010

DEV ÖRÜMCEK YENGECİNİN KABUK DEĞİŞTİRME GÖRÜNTÜSÜ…

Facebook hesabımı 2007 yılında açmıştım.Haliyle zaman içinde popülerliğini yitirdi benim için.Sadece ilgimi çekecek videolara şöyle bir bakıp çıkıyorum…

Yalnız “İşte budur” diyebileceğim görüntülerin altında hiçbir açıklama olmaması hoşuma gitmiyor.Özellikle belgesel niteliği taşıyanlar...

Bu hafta en sevdiğim görüntü bu oldu.Azıcık ürpermedim desem yalan olur.Bu nedir? Nasıl bir şeydir derken sonunda buldum.

Dünyanın en büyük eklembacaklıları arasında ilk sırayı alıyor Örümcek Yengeci…
Japonya adalarının güneyinde olması nedeniyle Japon Örümcek Yengeci şeklinde de anılıyor.Ortalama yaşam süreleri 100 yıl,kabuk genişliği 37 cm.ağırlığı 20 kg civarı…


Korkmadan izleyin arkadaşlar…



(Macrocheira kaempferi)

10 Haziran 2010

“ ARKADAŞ ” YA DA İLK HALİYLE “ ARKA TAŞ ” KELİMESİ…

Ortaasya’daki Türkler savaş sırasında okla nişan alırken, arkalarından gelebilecek tehlikeleri önlemek içinde sırtlarını önceden bu amaçla yerleştirilmiş taşlara dayarlarmış…

Bu taşa “arka taş” ya da Azeri söyleniş şekliyle “arka daş” olarak isim verilmiş…

Zaman içinde bu kelime,insanın arkasını yaslayıp güven duyduğu ve olabilecek kötülüklerden koruyacağı “dost” kavramıyla özdeşleştirilmiş ve Türkçe’de aynı anlama sahip olarak kullanılmaya başlamış…

* bunu sevdim ve anlatmak istedim. :))


Photobucket


kynk.Sedefhan Oğuz
foto.knuttz

06 Haziran 2010

TASARIM ÖDÜLLÜ BİR KÖPRÜ “ ROLLING BRIDGE “...

Rolling Bridge, 2004 yılında Yapısal Çelik Tasarım Ödülüne layık görülmüş bir köprü…

12 metre uzunluğunda, sekiz parçadan oluşuyor ve tamamen katlanıyor.Zaten ismini de buradan almış.Katlandığında rulo görünümünü aldığı için köprüye “Rolling Bridge” ismi verilmiş.

İngiliz tasarımcı Thomas Heatherwick tarafından yaya ve bisiklet kullanıcıları düşünülerek projelendirilmiş.

Photobucket

Tekne trafiğinin yoğun olduğu yerlerde geçiş kolaylığı sağlayan köprünün tanıtımı Londra’daki Paddington havzasında yapılmış ve halk tarafından büyük ilgi görmüş…

Mimari ve heykel tasarımlarının yanısıra mühendislik projeleriyle uğraşan Heatherwick, farklı projelerle daha birçok ödülün sahibi olmuş...


Photobucket


Photobucket
Thomas Heatherwick’in diğer tasarımları...

04 Haziran 2010

YANLIŞLIKLA YIKILAN BERLİN DUVARI…

Berlin duvarı 1961 yılında Doğu Almanya vatandaşlarının Batı Almanya’ya geçmesini önlemek için yapılmış.Çok kişi isyan etmiş,hatta ölümü göze alanlar olmuş.28 sene de duvarı geçmek isterken ölenlerin sayısı 238…
Photobucket

Ölenler arttıkça adı “Utanç Duvarı” diye anılmaya başlamış…
Gelişen olaylar, sebepler burada ayrıntılı anlatılmış…
Benim ilgimi çeken asıl bölüm duvarın yıkılışı…

Sovyetler Birliği son devlet başkanı Mihail Gorbaçov ve politbüro sözcüsü Günter Schabowski’nin 1989 yılında katıldığı belgesel sonrasında gelişiyor her şey…

Programda Schabowski’nin “vize alan herkes batıya geçebilir” sözü ,”herkes batıya geçebilir” şeklinde aktarılıyor ve bunun üzerine sevinen halk Brandenburg kapısına yığılıyor…
Bu durum karşısında ne yapacağını bilemeyen nöbetçiler halkı durdurmak istese de arkadan gelen binlerce kişiye engel olamıyorlar…
Birkaç dakika içinde kaldırılmak zorunda kalan bariyerlerle birlikte binlerce kişi Tv kameralarına gülerek ve el sallayarak Batı tarafına geçiyor…

İlerleyen yıllarda Berlin Duvarı’nın yanlışlıkla yıkılmasıyla ilgili BBC kanalı bir belgesel çekiyor…


Photobucket

01 Haziran 2010

SAP GÖZLÜ SİNEK...

Doğanın bilinmeyen mucizelerine tanıklık etmek adına...


Vücut formunu kendi kendine veren sap gözlü sineğin görüntüsü hayli ilginç.


kynk. Hayat Belgeseli

17 Mayıs 2010

JEAN’E TÜRKİYE’DE NEDEN KOT DENİLİYOR ?

Bütün deterjanların OMO, katıyağlarında SANA olduğu bir dönem vardı ya işte bu da o hesap ama tek bir farkla değişmemiş ismi KOT olarak kalmış…

Anlatılmayı bekleyen bir başarı hikayesi daha ,her ne kadar sonu hüzünle bitse de…

1940 yılında Fransa’ya gitmiş ilk defa orada görmüş blucini (bluejean) işadamı Muhteşem Kot…

Dikilişi,dayanıklı oluşu güven vermiş kumaşın “ben bunu Türkiye’de üretirim.” demiş ve döner dönmez başlamış hazırlıklara…

Öyle ki 1960 yılına geldiğinde günde 200 adet üretir hale gelmiş,çünkü talep inanılmazmış...

Aynı yıl soyadıyla özdeşleşen “KOT” adı markalaşmış Muhteşem Kot’un…

Turgut Özal’ın serbest piyasa ekonomisiyle yabancılara açılan kapılar markanın satışlarını etkilemeye başlamış.80’li yıllar zor geçmiş…

Yabancı mallara olan taleple satışları iyice düşmüş ve 1992 yılında üretimini durdurmak zorunda kalmış…

Böylece çekilmiş piyasadan bırakmış bu işleri ama ismini de dilimize miras bırakmış…
Photobucket

kynk. (1) (2)

11 Mayıs 2010

GÜLÜMSEYİN ÇEKİYORUM…

Emrivaki yapılarak bir kursa kayıt olunur mu? Oldu işte.Detaylara girmeyeyim gülersiniz sonra…
Diksiyon dersine yazıldık üç arkadaş… :))
Hoca derseniz enteresan bir bayan…
Dersin sonunda güzel konuşma, mimikleri iyi,sözcükleri doğru kullanabilme konusunda öğrenciler kafalarına takılan soruları soruyor o da cevaplıyor…
Sıra bana geldi...
“Yabancıların fotoğraf çekerken kullandıkları “cheese“ kelimesine karşılık bizim neden “gülümseyin ve peynirrrr deyin” dediğimizi, normal şartlarda peynir kelimesinin telaffuzunda ağzımızın aldığı şeklin gülümseme ifadesi olmadığını anlattığımda, “haklısın”dedi ve bunu daha önce hiç düşünmediğini söyledi.
Ama öyle…
Biz eskiden fotoğraf çekerken ne derdik??
Sadece ”Gülümseyinn,çekiyorummm…”

Photobucket

05 Mayıs 2010

GÜNLERİN İSİM KAYNAĞI…

Mehmet Ali beyin annesi Azeri kökenliymiş…
”Her günün bir ertesi var.Cuma-Cumartesi , Pazar- Pazartesi,Çarşamba-Perşembe bir tek Salı gününün eşi yok.O yüzden annemler Salı gününe “tek” derlerdi.Mesela günlerden ne diye sorardık ”tek” şeklinde cevap verirdi.” diye anlatıyor bizlere…
Tabi sohbetin konusu Tamer Korugan’ın kitabında anlatılan gün isimlerinin kaynağı...

Bilinenin aksine hiçbiri Türkçe değil.


Photobucket

Yedi günü temsilen kullandığımız “hafta” sözcüğü Farsça’daki yedi sayısından gelmekte ve “heft” ya da “hefte” şeklinde söylenmekteymiş…
Her ne kadar Pazartesi bizim için haftanın ilk günü olarak kabul edilse de,adlandırma yapılırken ilk gün Pazar olarak alınmış…

Pazar, Farsça’daki “yemek yenen yer” anlamında “ba” =yemek, “zar”= yer sözcüklerinden oluşmuş.
Pazartesi, “ba-zar” kelimesine yine Farsça’daki “ertesi” sözcüğünün eklenmesiyle “pazardan sonraki” anlamında kullanılmaya başlamış…
Haftanın üçüncü günü olması nedeniyle İbranice’deki “üçüncü“ kelimesine karşılık gelen Salı sözcüğü…
Farsça’daki dördüncü gün manasına gelen “cehar şenbe” yani Çarşamba,devamında Farsça’daki beşinci gün manasına gelen “penç şenbe” yani Perşembe kullanılmış…
Cuma, Arapça’daki “toplama,toplanma” anlamından yola çıkılarak ve son olarak Cumartesi tıpkı Pazartesi kelimesinde olduğu gibi “ertesi” sözcüğünün eklenmesiyle oluşturulmuş ve bu kullanım dilimize yerleşmiş…
Photobucket

03 Nisan 2010

TAHTA KAŞIKLARI BULAŞIK MAKİNASINDA YIKAYANLARDANIM...

Teflonlarımız çizilmesin diye kullandığımız tahta kaşıkları bulaşık makinasına koymamamız gerektiğini öğrendim bugün.Sadece o da değil,soğuk servis amaçlı kullanılan plastik maşa,çatal,kepçe vs.onlarda…
Benckiser firmasının vermiş olduğu bir seminere katıldım.”Su tüketimi ve Enerji Tasarrufu” ile ilgiliydi.

Tahta kaşıkların bulaşık makinası deterjanını emdiği ve bu şekilde kuruduğu anlatılınca şaşırdım.Plastik olanlarınsa birkaç yıkamadan sonra üzerindeki koruyucu parlak tabakanın aşındığı ve alttaki kansorejen içerikli malzemenin ortaya çıktığı anlatıldı…


foto.

30 Mart 2010

PANGRAM NEDİR?

Bir dilin alfabesindeki tüm harfleri en az bir kere kullanmak koşuluyla oluşturulan ve belli bir anlam ifade eden cümlelerdir pangram …
En yaygın kullanımıyla Türkçe ve İngilizce olarak hazırlanan iki pangram örneği,
"Pijamalı hasta yağız şoföre çabucak güvendi." ve
"The quick brown fox jumps over the lazy dog." şeklinde hazırlanmıştır… Tabii kendi çabalarımızla yeni pangramlar oluşturup örnekleri çoğaltmamızda mümkündür… (bknz.)

Photobucket

Pangramlar, elektronik cihazlardaki alfabe testlerinde(mesela bilgisayarlardaki yazı fontları ya da klavye denetimi), kriminolojide suçluya ait yazı örneğinin alınması gibi çeşitli alanlarda kullanılmaktadır…

19 Mart 2010

SASANDO…

Sasando’yu bir takvim yaprağında gördüm önce…Yanı başımdaki kütüphane kaynaklarından yapılan araştırma ne yazık ki sonuçsuz kaldı.İnternetteki bilgiler ise kısıtlıydı.


Endonezya’da kullanılan geleneksel bir çalgı Sasando, doğum, düğün ya da benzeri sosyal etkinliklerde kullanılıyor.Hüzünlü müziği ve rahatlatıcı etkisi nedeniyle cenaze törenlerinde de çalınıyor.Gitar,ud gibi telli bir çalgı olan sasandonun yapımında bambu, palmiye yaprakları ve çiviler kullanılıyor.Müzik aletini çalmaksa özel bir yetenek gerektiriyor.
Kısaca bahsetmişken bu ilginç çalgının bir de sesini dinletelim…


04 Şubat 2010

İLK TELEVİZYON KUMANDASI NASILDI ?

Ne büyük lüksmüş meğer tv kanallarını kumanda yardımıyla değiştirmek…


Prensesim yere düşürünce çalışmaz oldu kumanda.Beğenmeyince ayağa kalk,tv'nin yanına git kanalı değiştir.Bir süre sonra yine kalk yine değiştir…


Birkaç saati böyle geçirdikten sonra,yaratıcı aklım sayesinde diğer odadaki televizyonun kumandasını aldım elime, evet çalıştı üstelik farklı bir marka olmasına rağmen…


Şimdi onunla idare ediyoruz. 80’li yılların sonlarında ilk kumandalı televizyonu aldığımızı hatırlıyorum.Hafızam “ilk o yıllarda üretilmeye başladı“ zannetse de durum öyle değilmiş…

İlk televizyon kumandası Zenith Radyo Şirketi tarafından 1950’li yıllarda üretilmeye başlanmış.Televizyona bağlı bir kablo sayesinde çalışan komutaya “Tembel Kemikler” adı verilmiş.

Photobucket


1955’li yıllara gelindiğinde yine aynı firma tarafından geliştirilerek üretilen, bu sefer kablosuz olan kumandaya “ Flashmatic “ adı verilmiş…
Ne kadar verimli çalıştığı bilinmez ama yaşanan bir takım sorunlar neticesinde bu kumanda üzerinde geliştirme çalışmalarına devam edilmiş.

Photobucket


Photobucket


1956 yılında Robert Adler tarafından geliştirilen “Zenith Uzay Kumandası” ismiyle satışına başlanan, ses ve kanal değişikliği seçeneği sunan modellerde ise bir süre sonra mekanik bozulmalar ve istemsiz kanal değişikliği gibi sorunlara rastlanmış…

Photobucket

foto. 1. 2. 3. 4. 5.


*bu yazı kaynak belirtilmeden Ela DeneçliMakalenet ,tvcapture.eu  ve gokhan tass tarafından kopyalanmıştır.

22 Ocak 2010

YARDIM ÇAĞRISI “ES O ES”

Tehlike anında kullanılan “İmdat” çağrısı S.O.S ‘in (esoes) oluşumu telgraf günlerinden kalan Mors alfabesinden kaynaklanıyor.

1908 yılından itibaren (···---···) üç nokta ve üç çizgi şeklinde simgelenerek kullanılmaya başlanmış.Akılda daha kolay tutulması, anlaşılması ve bekleme yapmadan tek bir karakter gibi gönderilmesinden ötürü bu karakterler seçilmiş…

Mayday (Mey dey) ve Pan pan ‘da yine denizcilikte kullanılan acil durum çağrısı… Bunun da bir sıralaması var.İlk aşama “pan pan”…
Yardım isteyen kişi durumun önemine göre yardım isteme sırasını ayarlıyor.
Mayday kelimesi havacılıkta da kullanılan bir terim olarak karşımıza çıkıyor…


09 Ocak 2010

“RİNG ALANI" İSMİNİ NEREDEN ALDI ?

En yaygın kullanımıyla daire,halka, yüzük anlamına gelen ve İngilizce bir kelime olan ring kelimesi,aynı zamanda dövüş sporlarının yapıldığı yer içinde kullanılmakta.Özellikle boks maçlarında duymaya alışık olduğumuz sözcüğün,bu spor dalıyla ilişkisi şu şekilde …

Boks sporunun başladığı ilk yıllarda, seyyar gruplar halinde kasaba kasaba dolaşan ve yerel halkla maç yapan topluluk,seyircileri önce daire şeklinde yerleştirir, en önde oturanlara da alanı çevreleyen ipi tuttururlardı.Böylece maç alanına başkalarının girmeside önlenmiş olurdu…

Bu spora ilgi gün geçtikçe artıp seyirci çoğalınca bunu uygulamak güçleşti.Bu kez yere kazıklar dikildi ve ipler kazıklara bağlanarak maç alanı çevrelendi.Doğal olarak bunun içinde en uygun şekil kareydi ancak ismi değişmedi ve ring olarak kaldı…



foto.
kynk.

27 Aralık 2009

KAHVE ALTI

Çocukluğumda yazları mutlaka İstanbul’a gider teyzemlerde bir süre kalırdım…Tatilde olmama rağmen çok erken kalktığımı günü dolu dolu yaşadığımı hatırlıyorum.Teyzem ise yoğun çalışma hayatına rağmen hazırladığı kahvaltıya mutlaka çorba ile başlar, mide için bunun yararlı olduğunu söylerdi. Ben ise alışık olmadığım için istemez, ısrarlar karşısında mecburen içmek zorunda kalırdım.:((
Kahvaltıda çorba içmek Osmanlı’dan kalan bir gelenek ancak dedim ya baştan nasıl alışılırsa öyle gidiyor ben bir türlü sevemedim…
Buna karşın yine o zamanlardan kalan bir kültür olan sabah kahvesini severim.Zaten kahvaltıyı “kahvaltı” yapan bu “kahvedir”…
Güne başlar başlamaz hemen herkesin telaffuz ettiği bu kelime, o yıllarda yani Osmanlı’da içilen kahve öncesi mideye zarar vermemek için yenilen hafif yiyeceklere “kahve alti” denilerek ilk şeklini almış.Zaman içinde “e” harfinin düşmesiyle kelime “Kahvaltı”ya dönüşmüş…

Şimdi yorucu geçen bir haftaya ödül olarak güzel bir kahvaltı planlıyorum ve herkesin güzel bir haftasonu geçirmesini diliyorum…

29 Kasım 2009

BİR ASLAN NASIL KÜKREDİ ?

Metro Goldwyn Mayer (MGM) 1924 yılında ilk kurulan stüdyoları için logo arayışı içindedir…
O dönemde çalışanlardan biri “her filmden önce izleyicilerin ilgisini çekebilecek” bir fikir bulur.Yöneticilerinde hoşuna giden bu fikirle ilk aslan “ Slats “ logo olarak kullanılmaya başlanır.Sinema sessiz filmlerin çekildiği dönemdedir ve bu görüntü 1928 yılına kadar ses olmadan kullanılır…
Logoyu yenilemek ve sesli çekmek üzere şehre gelen sirkten yeni bir aslan bulunur.Böylece ”Jackie” MGM’nin ikinci yüzü olur…
Hazırlanan ses sistemi ve kamera ile Jackie’nin karşısına geçen ekip beklemeye başlar.Ancak saatler,günler geçmesine rağmen aslan tek bir ses çıkarmaz.
İnsanları günlerce öyle izleyen Jackie bir esneme hareketi sonrasında klasik haline gelen o sesi çıkarır…Arka arkaya iki kükreme sesiyle, ekip sevinçten ne yapacağını bilmez durumda alkışlarıyla stüdyoyu inletir… 1957 yılına kadar kullanılan Jackie’nin görüntüsü sonrasında üç aslanla daha çalışılır.Ancak hiçbiri Jackie’nin çıkardığı kükreme sesini çıkaramaz.Uzun yıllar kullanılan bu kayıt dijital ses ortamında geliştirilirilerek tekrar tekrar yayınlanır…


1928 yılı Jackie'nin çekimi...

kynk. Metro Goldwyn Mayer (MGM)

foto.

kynk.keyif perisi

25 Kasım 2009

BİZE AİT BİR İLK...

Ürünlerin kalite belgesine sahip olması o mala karşı olan güvenilirliğin de bir göstergesidir…
Daha önceki iş alanımla ilgiydi o nedenle uzun uzun yazıp sıkmak istemem asıl can alıcı noktayı belirtmek amacım…

Dünyada ticarette konu olan tüm mal ve ürünlerde kalite arayan ilk millet Türkler olmuştur.Uygulama ilk defa 1502 yılında Sultan İkinci Bayezid zamanında başlamış olup batılı ülkelerede örnek teşkil etmiştir.İsmi “Kanunname-i İhtisab-ı Bursa” olan ferman ile et,tuz,şeker,yumurta,peynir,mücevher ve deri gibi çeşitli ürünlerin ayrı ayrı sahip olması gereken özellikleri belirtilerek,fiyat yönünden standarda bağlanmıştır.
Daha sade ve anlaşılır bir biçimde yazacak olursak günümüzde  “TSE” ilk defa Türkler tarafından kullanmaya başlamıştır…

03 Kasım 2009

“BABUTSA" NEDİR ?

Photobucket
Babutsa Kıbrıslı yerel halkın kullandığı bir terim.Bizde kaynanadili olarak bilinen kaktüs çeşidinin meyvesi Kıbrıs’ta “babutsa” olarak biliniyor…
Soyulurken dikkat gerektiriyor , üzerinde küçük küçük dikenleri var...
Sıcağı seven bu bitkiyi yetiştirirken de zorlanmıyorsunuz…
İzmir’de komşumuz bahçesine dikmişti 4-5 sene önce ancak Kıbrıs’ta olduğu gibi çok meyve vermiyor neticede o bölgeye has…
Tadı konusunda bir tavsiyede bulunamayağım çünkü yemedim biraz çocukluktan, birazda önyargıdan tadına bakmak istememiştim o yıllarda…
Oysa yiyenler hiçte pişman olmamıştı.:))


detay isterseniz…