13 Şubat 2009

BU KARA LEKEYLE NASIL YAŞANIR ???

--Dediler ki buradaki çamur her derde deva,güzellik için birebir sürdük bakalım bekliyoruz… :))

10 Şubat 2009

TOPLUMUN BASKISI MI?

Çocuktum ,eve misafir gelmiş…
--Hadi getir bakalım karnen nasıl??? ( yaaa belki ben karnemi göstermek istemiyorum.)
************************************************************
Lise bitti.Ahmet amca karşıdan geliyor…
--Naptın? Üniversite sınavını kazandınmı? (mecburum ve memur çocuğuyum başka şansım yok ki.)
************************************************************
Orhan amca telefonda babamı istiyor bu arada…
--Nasılsın? Okul bittimi? (bilmiyorum bu gidişle zor biter.)
************************************************************
Üniversite bitti nihayet.Eyvahh Şükran teyze oturmaya gelmiş…
--İş buldun mu?Çok zor değilmi? Artık kimse iş bulamıyor vs...(maalesef kimse gel otur burada iş var demiyor.)
************************************************************
İş buldum çok şükür.Aaaaa Gülsüm teyzelerde buradaymış.
--Yok mu evlilik falan? (evlenmem şart mı? )
*************************************************************
Aradığım aşkı buldum ve evlendim.Eyvahhhh Şükran teyze gene gelmiş oturmaya…
--Çocuk yok mu? Yoksa olmuyormu? Kaç tane düşünüyorsunuz? vs.vs.vs.................................................................................
Bilmiyorum size tanıdık geldi mi? Kendi yaş grubuma bunların cevaplarını vermek zor olmadı ama büyüklere ????


AĞIR AĞIR ÇIKACAKSIN BU MERDİVENLERDEN

Kişilerin yaratıcı fikirler bulması ve bunları hayata geçirmesi ayrı bir yetenek.Özellikle evi geniş olmayan kişiler için olabildiğince yerden faydalanmak çok önemli.Mesela bir arkadaşım evi çok küçük olduğu için koridordaki kapı girişlerinin üstüne dolap yaptırmıştı.Çok da güzel olmuştu ancak şiddetli bir deprem esnasında bu dolapların düşüp,çıkışı engelleyeceğini düşünmemişti.
Sanırım bu tür şeylerin iyi düşünülüp tasarlanması gerekiyor.
İşte burada da adamlar yapmış gene yapacağını çok da ilginç olmuş.Ben kitapları incelemekten çıkamazdım heralde böyle bir merdivenden.:)) Ancak buradan rahatça eşya indirilip çıkarılırmı onu bilmiyorum?

bknz.

Einstein...

Malzemeler : çamurlu bir araba camı ve el yeteneği…Sen sanatçıysan eğer malzemenin ve yerin önemi var mı?

08 Şubat 2009

KOZMETİK AMAÇLI KULLANILAN KİL...


Ben şanslıyım bugüne kadar pek cilt sorunu yaşamadım.O nedenle yüzüme fazla kozmetik maddesi kullanma ihtiyacı duymuyorum.Zaten ilk denemede hafif bir yanma hissi duyarsam kesinlikle bir daha kullanmıyorum.Bizim kaptanın berberi Ahmet bey belli dönemlerde yüze uygulanan killerle eşime bakım yapıyormuş.Çok işe yaradığından bahsediyor ama ben nedense kendime uygulamaktan çekiniyorum.Bu kil maddesi ile ilgili olarak bildiğim bir şey var ki alırken kalsit içermemesine dikkat edin derim.Çünkü kalsit cildinizi zedeler veya çizer.Kontrol için kilin içine az miktarda sirke koyarak test edebilirsiniz…Köpürmüyorsa sorun yok demektir.

07 Şubat 2009

TABİATIN CEZALANDIRMASI…

Geçimini balıkçılıkla sağlayan adam,günün birinde aldığı teklifi hiç tereddüt etmeden kabul etti.Belki daha çok kazanma hırsı,belki daha rahat bir hayata kavuşmaktı amacı.Ona göre iş basitti.Gece teknesine bindirdiği insanları deniz yoluyla başka bir ülkeye nakledecekti.İş usule aykırıydı ama kişi başı alacağı parayı düşününce, işin tehlikesini bir tarafa bıraktı.Bir süre sonra bu ticaretten iyi kazandığını görünce haftada iki olan sefer sayısını beşe çıkarttı.Karısı ve oğluna işin yasal olmadığından bahsetmedi…
İlerleyen günlerde adam işi daha da üçkağıtçılığa dökerek teknesine aldığı kaçakları haritada bile yeri belli olmayan ada ya da adacıklara bırakmaya başladı.Arkasında bıraktığı kişilerin akıbetinden habersiz…
Adamın maceraperest küçük oğlu o gün kararını verdi.—Bugün bende babamla yola çıkar,gezer tozar ertesi gün geldiğinde onunla geri dönerim.Sabaha karşı gizlice tekneye bindi.Diğer kaçakların arasında fark edilmedi bile…Babası gene bilinmeyen adacığa insanları bıraktığında çocukta onların arasındaydı.Adam gün aydınlanmadan hemen geri döndü.
Eve geldiğinde oğlu yoktu.—Seninle gitmedi mi? deyince karısı, panikledi adam hiç tereddüt etmeden teknesiyle tekrar yola koyuldu.İki saatin sonunda vardığında gözlerine inanamadı çünkü ada yerinde yoktu.Aslında biliyordu o bölge dünyada gel git olaylarının en yoğun yaşandığı yerlerden biriydi.Anladı ki yaşanan bu olay karşısında ada insanlarla birlikte sulara gömülmüştü.İşte tabiat adamı böyle cezalandırdı…


--------------------------------------------------------------------------

*Atlas Okyanusundaki bir adada yaşanan bu olayı babamın anlatımıyla aktardım…( Bu gidişle bloğun adını “babamdan hikayeler” olarak değiştireceğim herhalde :)))

BEN SEBEBİNİ ANLADIM…

Geçen gün dikkatimi çekti.Ayla Dikmen’in “ Anlamazdın” şarkısı çalmaya başladığında cici kızım tebessüm edip olduğu yerde kendi kendine bir sağa bir sola dönerek dans etmeye başlıyor, hatta birkaç kere babası ile dans etmek istedi.
Bu duygusal şarkı daha iki yaşına girmemiş bir çocuğu bile etkiliyebiliyorsa ,yapılan iş amacına ulaşmış demektir…


not:fotodaki bıdık bana ait değildir...:)

TAVSİYE EDİLİR...

İlgilenler için faydalı bir site olduğunu düşünüyorum…Takvimden istediğiniz bir tarihi tıkladığınızda,Atatürk’ün o tarihte hangi faliyetlerde bulunduğunu öğrenebiliyorsunuz…Bilgiler kronolojik olarak sıralanmış.

TEDBİRİ ELDEN BIRAKMA !!!

--Ben tedbirli adamım,ne olur ne olmaz… :))

02 Şubat 2009

GEZEGEN İSİMLERİ NASIL VERİLDİ ???



Eğitim sistemimiz ne yazık ki ezbere dayalı olduğu için okulda öğrendiğim ne varsa bakıyorum zaman içinde bir bir aklımdan uçup gitmiş…


Özellikle sınavlara hazırlanırken iyi not alabilmek adına habire ezber yapıyormuşum.Yalnız içlerinde hiç unutmadıklarımda varmış yeni fark ettim mesela Kimya- periyodik cetvelin 1A grubundan 8A grubu elementlerine kadar isimleri tek tek hatırlıyormuşum meğer.Sanki ne işime yarayacaksa şimdi…Yöntem aslında çok basit , kendim uydurmuş falanda değilim hoca garip kelimeler zincirini bir araya getirip cümle kuruyordu .Mesela 8A grubu için He-y, Ne , Ar-ıyorsun, Kr-larda, Xe –mi,Rn –rastladın gibi…

Türkçe dersinde de bir “fıstıkçı şahap” vardı.hatırlayan var mı bilmem??…Oysa bu şekilde ezberletmek yerine belki biraz daha farklı yöntemler kullanılsaydı bilgiler daha kalıcı olabilirdi.

Şimdi bu gezegen adlarını görünce aklıma o geldi.Coğrafya dersinde Güneş sistemi içindeki gezegen sırası sınavda çıkacak diye cümle kurmaya çalış , neydi neydi diye debelen dur…
Bak bunu hiç anlatmadılar mesela, bende yeni okudum kısaca özetliyorum.


Teleskop icat olana kadar bilinen sadece beş gezegene Merkür,Venüs,Mars, Jüpiter ve Satürn’e Romalılar mitolojik tanrı isimleri vermişler.


Merkür’e çok hızlı hareket ettiği için Tanrı Merkür’ün,
Venüs’e gökyüzünde parlayan mücevher gibi göründüğü için Aşk ve güzellik tanrısı Venüs’ün Mars’a kızıl renkte olduğu aynı zamanda kan ve ateşi hatırlattığı için savaş tanrısı Mars’ın
Jüpiter’e en büyük olduğu için tanrıların kralı Jüpiter’in
Satürn’e o zaman bilinen en dış gezegen diye Jüpiter’in babasının ismi verilmiş.


Gelelim sonrasına Uzay bilimciler daha sonra keşfedilen gezegenler Uranüs,Neptün ve Plüton’a bu kuralı bozmadan gene mitolojik tanrı isimleri vermişler.
Uranüs’e gökyüzü renklerini anımsattığı için gök tanrısı Uranüs’ün  Neptün’e deniz rengine benzediği için deniz tanrısı Neptün ‘ün Plüton’a karanlık görünümünden dolayı yer tanrısı Plüton’un adı verilmiş.


Kynk.gezegen isimleriBknz..fıstıkçı şahap (burada) yorum kısmında anlatılmış…

~~~~~~


TEŞEKKÜR... :))

Eğer bir gün karşındaki insana milyon kere teşekkür etmek istersen, o zaman bu resimdeki adres sana lazım olabilir... :)

HER AİLE BİR AĞAÇTIR...

Arjantin- Buenos Aires'de yaşayan Diego Golberg ve ailesi, her yıl 17 Haziran’da bu şekilde fotoğraf çektirmeyi gelenek haline getirmiş.
Bakın bakalım nerden nereye gelmişler...


31 Ocak 2009

NE ZAMAN ADAM OLUNUR ???

*Sis farlarına stop lambası takmadığımız zaman…
*Özür dilemeyi bildiğimiz zaman…
*Ahbap –çavuş ilişkisini ortadan kaldırdığımız zaman…
*Kulun kula hizmet etmediği zaman…
*Bedava balık yemeyi kabul etmeyip,balık tutmayı öğrendiğimiz zaman…
*Dik durmayı bildiğimiz ve tükürdüğümüzü yalamadığımız zaman…
*Bal tutanın parmağını yalamadığı zaman…
*Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşamasın !! dediğimiz zaman…
*Özelleştirme adı altında özel kişiler yaratmadığımız zaman…
*Trafik canavarını ülkemizden sınır dışı ettiğimiz zaman…
*Haysiyet ve onurumuzdan ödün vermediğimiz zaman..
*Hayvanlara sevgiyle yaklaştığımız zaman…
*Çağdaş bir kıyafetin iyi bir tavsiye mektubu olduğunu bildiğimiz zaman…
*Kendimize özeleştiri yaptığımız zaman…
*Sarı ışık yanar yanmaz kornaya basmadığımız zaman…
*Ressamın çizdiği resmi sansürlemediğimiz zaman..
*Manevi duygular uğruna, sömürge altına girmeyi reddettiğimiz zaman…
*Dürüst ile sahtekarı ayırt edebildiğimiz zaman…

*Misyon ve vizyon sahibi kişilerin peşinden gittiğimiz zaman...
*İddaa ve ispatı belgelediğimiz zaman…
*Geçmişe daima sahip çıktığımız zaman…
*Emrimizde çalışan kişiye önce değer verip, sonra cezalandırmadığımız zaman…
*Bireysel silahlanmayı yasakladığımız zaman…
*Kandırılmayı alışkanlık haline getirmeyi bıraktığımız zaman…