21 Aralık 2015
Meşhur Ankara Ayazı Geldi Çattı
Durum öyle gösteriyor ki bu sene kış Ankara'da sert geçecek,dışarıda acayip bir soğuk var ki giydiğimiz kalın kıyafetler montlar üşümemize engel değil.
Kar yağmadığı sürece kışı sevmiyorum orası kesin.
Hafta başı sizleri selamlamak, iyi dileklerimi sunmak istedim. Umarım hepimiz için güzel , huzurlu sıcacık bir hafta olur.Herkese kolay gelsin şimdiden.♥
18 Aralık 2015
"ZEYTiNYAĞLI YİYEMEM AMAN" TÜRKÜSÜNÜN ÇIKIŞINDAKİ GERÇEK HiKAYE
Muzaffer Sarısözen tarafından derlenen, Bursa yöresine ait "Zeytinyağlı Yiyemem Aman" türküsünün acı bir çıkış hikayesi vardır...
Bu üzücü ve düşündürücü hikayeyi Prof. Dr. Kenan Demirkol yazısında şöyle anlatır.
Bu üzücü ve düşündürücü hikayeyi Prof. Dr. Kenan Demirkol yazısında şöyle anlatır.
"Marshall Planı 2. Dünya Savaşı sonrasında 1947 yılında önerilen ve 1948-1951 yılları arasında yürürlüğe konan ABD kaynaklı bir ekonomik yardım paketidir.
Buna koşut olarak Türkiye’de ilk margarin fabrikası kurulur. Yine aynı dönemde yüz binlerce zeytin ağacı sökülerek bir katliam yapılır. Kalan zeytin ağaçlarından elde edilen zeytinyağının büyük bölümü ABD tarafından Dolar karşılığı alınır ve mısırözü yağı TL karşılığı satılır.
Türk insanı zeytinyağından soğutularak mısır özü yağına ve margarine alıştırılır. Bu amaçla zeytinyağı ısınırsa kanser yapar gibi yalanlar uydurmaktan da geri kalınmaz.
Bununla da kalınmaz, kötülemek için tıpkı bugün yapılan halkla ilişkiler endüstrisi çalışmaları gibi “Zeytinyağlı yiyemem aman, basmadan fistan giyemem aman…” diye türkü sipariş edilir ve ülkenin en popüler türküsü yapılır.
Katı yağ/margarine mahkûm edilen halk, 20-30 yılda bir kaşık yağa bile muhtaç hâle getirilir. Ve basma giyen kadınlar, plastik giysilerle tanıştırılır…
Zeytinyağlı yiyin, basma, fistan giyin..."
Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 16 ülke, bu plan uyarınca ABD’den ekonomik kalkınma yardımı almıştır. ABD geçmişten beri dünyanın en büyük mısır üretici ülkesidir. ABD birikmiş olan mısır dağlarını eritmenin bir yolu olarak mısırözü yağı ihracatını keşfetmiştir. Marshall yardımının koşullarından biri Türkiye’nin ABD’den mısırözü yağı almasıdır. (Yeni Sömürgecilik Açısından Gıda Emperyalizmi, Osman Nuri Koçtürk, Toplum Yayınları, 1966).
Buna koşut olarak Türkiye’de ilk margarin fabrikası kurulur. Yine aynı dönemde yüz binlerce zeytin ağacı sökülerek bir katliam yapılır. Kalan zeytin ağaçlarından elde edilen zeytinyağının büyük bölümü ABD tarafından Dolar karşılığı alınır ve mısırözü yağı TL karşılığı satılır.
Türk insanı zeytinyağından soğutularak mısır özü yağına ve margarine alıştırılır. Bu amaçla zeytinyağı ısınırsa kanser yapar gibi yalanlar uydurmaktan da geri kalınmaz.
Hâlbuki zeytinyağı halk ağzındaki deyişiyle dumanlaşma derecesi en yüksek (en zor yanan) sıvı yağlardan biridir.
Bununla da kalınmaz, kötülemek için tıpkı bugün yapılan halkla ilişkiler endüstrisi çalışmaları gibi “Zeytinyağlı yiyemem aman, basmadan fistan giyemem aman…” diye türkü sipariş edilir ve ülkenin en popüler türküsü yapılır.
Katı yağ/margarine mahkûm edilen halk, 20-30 yılda bir kaşık yağa bile muhtaç hâle getirilir. Ve basma giyen kadınlar, plastik giysilerle tanıştırılır…
Zeytinyağlı yiyin, basma, fistan giyin..."
16 Aralık 2015
Sevil Atasoy'dan "Acayip İşler"
Adli Tıp Enstitüsü eski Başkanı Prof. Dr. Sevil Atasoy'un yedinci kitabı "Acayip İşler", gizemli ve ürpertici bir girişle insan da merak uyandırıyor.
Okuduktan sonra artık duyduğunuz ve gördüğünüz hiçbir şeye şaşırmayacaksınız.
Okuduktan sonra artık duyduğunuz ve gördüğünüz hiçbir şeye şaşırmayacaksınız.
Diğer sosyal ağlardan takip için;
Düz Bir Karın Herkesin Hayali
Günümüzde tıbbın ilerlemesiyle
kadınların hayal ettikleri bedensel mucizelere ulaşması artık zor değildir. Her
kadın dünya starları gibi düz bir karına ve fit bir vücuda sahip olmak ister.
Karın bölgesi özellikle kadınlarda çok fazla deforme olan bir bölgedir.
Tekrarlanan doğumlardan sonra veya hızlı kilo alıp verme sonucu meydana gelen
yarılmalarda, çatlaklardan ve sarkmalardan dolayı karın bölgesi deforme olur.
Kadınların büyük çoğunluğu sporla ve diyetle bunlardan kurtulmak istese de bu
her zaman mümkün olmayabilir. Esnekliğini kaybetmiş cildin eski halini alması
muhtemel değildir. Ayrıca yaş alma durumu ile birlikte yağların en sık
depolandığı yerde karın bölgesidir.
Karın germe
ameliyatlarında tam karın
germe veya mini
karın germe yöntemleri uygulanmaktadır. Gerekli önlemlerin alınması
durumunda karın germe ameliyatlarının yüksek risk taşıma durumu yoktur. Nadir
olarak karşılaşılan riskler ameliyat bölgesinde oluşan enfeksiyonlardır,
bunlarda antibiyotik ve drenlerle ortadan kaldırılabilirler. Bu işlemi
yaptırdığınız zaman ameliyat öncesi ve sonrasında uyulması gereken kurallar
vardır. Kan dolaşımını yavaşlatacağı için en az üç hafta öncesinden sigarayı
kesmek ve ameliyattan sonrada iyileşene kadar sigara içmemeye devam etmek yara
iyileşmesi üzerinde etkilidir. İyileşme sürecinin hızlanması için karın germe
ameliyatından sonra, hasta üç ila altı hafta süreyle korse kullanmaktadır. Ağır
egzersiz ve spordan üç ay uzak kalması hekimi tarafından önerilmektedir.
Karın germe ameliyatları genel
anestezi altında yapılan yaklaşık 2 saat süren ameliyat yöntemidir. Karın germe
ameliyatında karın bölgesindeki gevşemiş ve sarkmış deri gerdilir,
fazla deri ve yağ dokusu çıkartılarak karın duvarı kasları gergin hale
getirilir. Ameliyattan sonra hasta bir gece hastanede kalır ertesi gün taburcu
edilir. Karın germe ve toparlama ameliyatları sezeryandan bile kolaydır. Ağrı
düzeyi sezeryanın onda biri kadardır. Sezeryandaki gibi karın iç organlarına
inilmeden cilt altı dokusu ve kasa gelindiğinde kası pileke ederek
düzleştirmedir. Bu ameliyatla hasta çok hızlı iyileşir, ertesi gün ayağa
kalkabilir ve sosyal yaşamına maksimum bir hafta içerisinde dönebilmektedir.
Bir abdominoplasti ameliyatı görünüşünüzü ve kendinize olan güveni
arttıracaktır. Özgüvenini yeniden kazanan kişi hayatın her alanında mutlu olur.
14 Aralık 2015
Uber Uygulaması ile Aracınız Ayağınıza Kadar Gelsin
Avrupa’da kullanılan Uber
uygulaması kısa bir süre önce ülkemizde de kullanılmaya başlandı. Uygulamaya
kayıt olduktan sonra araca ihtiyacınız olduğunda hemen tek tuşla istediğiniz
yere lüks bir araç gönderiliyor.
Uygulamaya kayıt olmak için
internet üzerinden veya telefonunuzdan uygulamayı indirmeniz yeterli. Kayıt
esnasında kredi kartı bilgilerinizin girilmesi isteniyor. Çünkü yolculuk
esnasında ya da sonrasında sizden nakit olarak para talep edilmiyor.
Yolculuğunuzun ücreti hesaplandıktan sonra kredi kartınızdan direk çekiliyor.
İnternet üzerinden kayıt olmak
için aşağıdaki işlemleri gerçekleştirmeniz gerekiyor:
• https://get.uber.com/
adresine girip formda istenen bilgileri doldurun.
• İstenen
bilgileri eksiksiz ve doğru bir şekilde doldurmanız gerekiyor.
• Kredi
kartı bilgilerini doldurmanız gerekiyor, fakat araç kullanımı yapmadığınız
sürece kartınızdan herhangi bir çekim uygulanmaz.
• Promosyon
kodunuz varsa kodu girerek indirimli bir şekilde Uber uygulamasını
kullanabilirsiniz.
• Kaydol
butonuna bastıktan sonra işleminiz tamamlanır.
İnternet üzerinden kayıt olduktan
sonra telefonunuza mobil uygulamayı indirerek işleme devam edebilirsiniz. Ya da
internet kaydı oluşturmadan da direk mobil uygulama ile kayıt da olabilirsiniz.
Uber bize ne gibi avantaj sağlar?
• Uygulama
GPS özelliğini kullandığı için aracınız tam da sizin bulunduğunuz noktaya
gelir. Bulunduğunuz adresi bilmenize bile gerek yok.
• Sürücü
adrese ulaştığı zaman size sürücü ve araç hakkındaki bilgiler mesaj olarak
telefonunuza gelir.
• Uygulama
üzerinden şehiriçi araç ücretlerini öğrenebilirsiniz.
• Kredi
kartınızdan direk çekim yapıldığı için yanınızda nakit para olmasına gerek
yoktur.
• Eğer
birkaç arkadaşınız ile uygulamayı kullanacaksanız ücret kullanan kişilerin
kredi kartlarından bölüştürülmüş bir şekilde çekilir.
Uber uygulaması gerçekten faydalı
bir uygulama. Hayatın bize ne getireceği belli olmayacağı için uygulama zor
zamanlarımızda bizi sıkıntılardan kurtarabilir. Sık sık araç ihtiyacı
duyuyorsanız uygulamaya kayıt olmanızı öneririm. Ayrıca ilk kullanımda indirim
sağlayan banka kampanyalarını da takip etmeyi
unutmayın.
10 Aralık 2015
Bomonti’de yepyeni bir yaşama çok az kaldı… Bu çok özel yatırım fırsatını kaçırmayın!
155 apart daireli The House Residence ve 51 odalı The House Hotel, 2016 yaz döneminde Bomonti’de kapılarını açmaya hazırlanıyor.
Yenigün İnşaat yatırımı, The House Collection markası ve FYP’nin dizayn, marka ve konsept planlaması ile Bomonti’de hayat bulan The House Residence’da ince işler hızlı bir şekilde devam ediyor. Özel dizayn tasarımları ile hazırlanan örnek daireler, bugünden The House Residence tasarım anlayışını ve Bomonti’deki yaşamı keşfetmeniz için sizi bekliyor…
Modern yaşam, sanat ve dizayn ile zenginleşen The House Residence’ta yaşam stüdyo, 1+1 ve 2+1 dairelerde çok özel ödeme planları ile yatırım fiyatı 230 Bin Dolar’dan başlayan fiyatlarla sunuluyor. Dairelerin yatırım planlama ve uzun/kısa dönem kiralama hizmetlerini ise daha ilk günden FYP sizin için yapıyor…
Dinamik, sosyalleşmeye açık ve konforlu bir yaşamın kodlarıyla şekillenen The House Residence Bomonti’de, 1+0’dan 2+1 ve penthouse’lara kadar 44 m2 ile 199 m2 arasında değişen, özel tasarıma sahip 155 adet apart daire seçenekleri sunuluyor. Yaşama renk katan detaylar ise projenin lounge, dining room, spor kulübü, club ofisi, kafeleri, peyzaj alanları ve teras gibi alanlarında odaklanmış durumda. Yaşamı ortak alanlara taşıyan The House Residence, servis zenginliğini ve kalitesini aynı binada bulunan 51 odalı The House Hotel’den alacak.
The House Residence’da dairenin yatırım planlaması daha ilk günden senin adına yapılıyor, detaylar seni yormuyor. Bütün dairelerin kısa, uzun dönem kiralama hizmetleri The House Residence yönetimi ve FYP tarafından, uluslararası zincirlerin işbirliğiyle gerçekleştiriliyor. The House Residence, her detayı özenle planlamaya dayanan modern tasarım anlayışını evinize de taşıyor. Dilerseniz tüm yaşam alanlarınızı sizin seçimlerinizle güzelleştiriyor. Taşınmaya hazır, zevkle döşenmiş, titizlikle hazırlanmış bir otele gelir gibi bavulunuzu alın, gelin ve yaşamaya başlayın.
Bomonti’ye tasarım dokununca
Piramit Mimarlık Turgut Toydemir tarafından projelendirilen The House Residence’ın yaşam konsepti ve iç mimari planlaması FYP Proje Geliştirme’den Tony Phillipson’ın İngiliz Conran + Partners ile gerçekleştirdiği özel işbirliğiyle hayat buldu. Peyzaj ve cevre düzenlemesinde ise Hyland Edgar Driver imzası var. Geleneksel ve modern endüstriyel alanların yansımaları, modern mimari ve yaşam tarzı kodlarını harmanlayan tasarım New York Soho, Londra Covent Garden ve Paris L’es Halles gibi örneklerle de organik bağa sahip. Ortaya çıkan sonuç ise, ana yaklaşım olarak modern mimari, life style konsept ile geleneksel ve modern endüstriyel tasarımı birleştiren yepyeni bir konsept.
7/24 hayat, hizmet, mutluluk
The House Residence Bomonti, The House Hotel, The Residence Lounge, The Dining Room, The Cafe, The Club Fitness, The Club Office, The Garden Terrace ve The Services gibi mekan ve hizmetleri aynı binada, aynı çatı altında bir araya getiriyor. The House Residence’da kişiye özel servisler, Bomonti’nin ilk dizayn oteli The House Hotel işletmesi ile sunuluyor. The Services olarak tanımlanan sınırsız hizmetler ile, iki farklı noktada 2 farklı resepsiyon ve özel asistan, housekeeeping, vale, teknik servis, güvenlik ve ev sahibi kullanımına hazır laundry alanı, apart daire sahiplerine ev ortamında da otel konforu sunmayı hedefliyor.
Evler sakin, ortak alanlar yaşamla dolu
Konut, hotel, sosyal yaşam alanları, spor kulübü ve service ofis alanı ile bir yaşam merkezi olarak hayata geçen The House Residence, eğlence, yaşam, iş ve spor keyfini birlikte sunuyor. 2016 yazında tüm sosyal alanları ile hayata geçecek olan The House Residence sakinleri The Dining Room’da dilerlerse hazırladıkları yemeklerle dilerlerse özel asistanın yardımıyla davetlerini verebilecekler. Sabah 7:00 – gece 24:00 saatleri arasında kişiye özel hizmet veren The Residence Lounge, size özel bir mekan olarak tasarlandı. The Club Fitness sağlıklı bir yaşam sunarken, giriş terasında yer alan The Cafe’ler de ise Nişantaşı, Galata ve Karaköy’ün gözde mekanlarını sizlerle buluşturacak.
Daha ayrıntılı bilgi almak için tıklayınız.
Bir boomads advertorial içeriğidir.
Yenigün İnşaat yatırımı, The House Collection markası ve FYP’nin dizayn, marka ve konsept planlaması ile Bomonti’de hayat bulan The House Residence’da ince işler hızlı bir şekilde devam ediyor. Özel dizayn tasarımları ile hazırlanan örnek daireler, bugünden The House Residence tasarım anlayışını ve Bomonti’deki yaşamı keşfetmeniz için sizi bekliyor…
Modern yaşam, sanat ve dizayn ile zenginleşen The House Residence’ta yaşam stüdyo, 1+1 ve 2+1 dairelerde çok özel ödeme planları ile yatırım fiyatı 230 Bin Dolar’dan başlayan fiyatlarla sunuluyor. Dairelerin yatırım planlama ve uzun/kısa dönem kiralama hizmetlerini ise daha ilk günden FYP sizin için yapıyor…
Dinamik, sosyalleşmeye açık ve konforlu bir yaşamın kodlarıyla şekillenen The House Residence Bomonti’de, 1+0’dan 2+1 ve penthouse’lara kadar 44 m2 ile 199 m2 arasında değişen, özel tasarıma sahip 155 adet apart daire seçenekleri sunuluyor. Yaşama renk katan detaylar ise projenin lounge, dining room, spor kulübü, club ofisi, kafeleri, peyzaj alanları ve teras gibi alanlarında odaklanmış durumda. Yaşamı ortak alanlara taşıyan The House Residence, servis zenginliğini ve kalitesini aynı binada bulunan 51 odalı The House Hotel’den alacak.
The House Residence’da dairenin yatırım planlaması daha ilk günden senin adına yapılıyor, detaylar seni yormuyor. Bütün dairelerin kısa, uzun dönem kiralama hizmetleri The House Residence yönetimi ve FYP tarafından, uluslararası zincirlerin işbirliğiyle gerçekleştiriliyor. The House Residence, her detayı özenle planlamaya dayanan modern tasarım anlayışını evinize de taşıyor. Dilerseniz tüm yaşam alanlarınızı sizin seçimlerinizle güzelleştiriyor. Taşınmaya hazır, zevkle döşenmiş, titizlikle hazırlanmış bir otele gelir gibi bavulunuzu alın, gelin ve yaşamaya başlayın.
Bomonti’ye tasarım dokununca
Piramit Mimarlık Turgut Toydemir tarafından projelendirilen The House Residence’ın yaşam konsepti ve iç mimari planlaması FYP Proje Geliştirme’den Tony Phillipson’ın İngiliz Conran + Partners ile gerçekleştirdiği özel işbirliğiyle hayat buldu. Peyzaj ve cevre düzenlemesinde ise Hyland Edgar Driver imzası var. Geleneksel ve modern endüstriyel alanların yansımaları, modern mimari ve yaşam tarzı kodlarını harmanlayan tasarım New York Soho, Londra Covent Garden ve Paris L’es Halles gibi örneklerle de organik bağa sahip. Ortaya çıkan sonuç ise, ana yaklaşım olarak modern mimari, life style konsept ile geleneksel ve modern endüstriyel tasarımı birleştiren yepyeni bir konsept.
7/24 hayat, hizmet, mutluluk
The House Residence Bomonti, The House Hotel, The Residence Lounge, The Dining Room, The Cafe, The Club Fitness, The Club Office, The Garden Terrace ve The Services gibi mekan ve hizmetleri aynı binada, aynı çatı altında bir araya getiriyor. The House Residence’da kişiye özel servisler, Bomonti’nin ilk dizayn oteli The House Hotel işletmesi ile sunuluyor. The Services olarak tanımlanan sınırsız hizmetler ile, iki farklı noktada 2 farklı resepsiyon ve özel asistan, housekeeeping, vale, teknik servis, güvenlik ve ev sahibi kullanımına hazır laundry alanı, apart daire sahiplerine ev ortamında da otel konforu sunmayı hedefliyor.
Evler sakin, ortak alanlar yaşamla dolu
Konut, hotel, sosyal yaşam alanları, spor kulübü ve service ofis alanı ile bir yaşam merkezi olarak hayata geçen The House Residence, eğlence, yaşam, iş ve spor keyfini birlikte sunuyor. 2016 yazında tüm sosyal alanları ile hayata geçecek olan The House Residence sakinleri The Dining Room’da dilerlerse hazırladıkları yemeklerle dilerlerse özel asistanın yardımıyla davetlerini verebilecekler. Sabah 7:00 – gece 24:00 saatleri arasında kişiye özel hizmet veren The Residence Lounge, size özel bir mekan olarak tasarlandı. The Club Fitness sağlıklı bir yaşam sunarken, giriş terasında yer alan The Cafe’ler de ise Nişantaşı, Galata ve Karaköy’ün gözde mekanlarını sizlerle buluşturacak.
Daha ayrıntılı bilgi almak için tıklayınız.
Bir boomads advertorial içeriğidir.
29 Ekim 2015
08 Ekim 2015
Yeni Bir Güne Merhaba
06 Ekim 2015
İzmir Sasalı Doğal Yaşam Parkı Ziyaretimiz
Tatil bitti,okullar açıldı yine yoğun telaşlar başladı ancak gelecekte fikir olması açısından İzmir’de bulunan veya ziyaret edecekler için tavsiye bir mekanı sizlerle paylaşmak istiyorum.
İlk defa gidecekler için güzergahımız Çiğli tarafı olucak.
Çevre yolu tabelaları sizi Sasalı'ya doğru götürecektir.
Otopark sorunu yok.Bilet gişeleri otoparkın içinde.Giriş ücreti makul fiyatta.
Çevre yolu tabelaları sizi Sasalı'ya doğru götürecektir.
Otopark sorunu yok.Bilet gişeleri otoparkın içinde.Giriş ücreti makul fiyatta.
17 Eylül 2015
Büyükada'da Rüya Alemine Geçiş Yaptık
Dokuz günlük bayram tatilini İstanbul'da geçirecekler için güzel bir alternatif mekanı sizlerle paylaşmak üzere karşınızdayım.
Bizimki aniden karar verilmiş bir gezi olunca hazırlıksız çıktık yola.Bunu neden belirttiğimi birazdan anlayacaksınız.
Eeee ne de olsa yazı bitirip sonbahara geçiş yaptık.
İstanbul'u daha önce çokça ziyaret ettiğim için öncelik olarak Adaları görmek istiyordum.Hava şartları o gün için çok bozuk olmasına rağmen planımızı değiştirmeden Kabataş'tan feribota bindik.
Bilmeyenler için yazıyorum.
Adalara geçiş için farklı firmalar ve fiyat listeleri mevcut, küçük bir araştırma ile gidiş dönüş biletinizi saatleriyle önceden belirlemenizi tavsiye ederim.
Şehir içi hatlar yavaş gidiyor ancak fiyatları daha düşük.(fikir olması açısından aşağıya 2015 örnek listesini ekliyorum.)
Feribot, adalara tek tek uğradığı için yolculuk ortalama iki saat sürüyor.
Yanımıza mont, yağmurluk vs. almadığımız için biraz üşüsek te, manzaranın güzelliği ile fazla şikayetlenmedik.
En son ada Büyükada' da feribottan indik ve yolumuza yaya olarak devam ettik.
Bizimki aniden karar verilmiş bir gezi olunca hazırlıksız çıktık yola.Bunu neden belirttiğimi birazdan anlayacaksınız.
Eeee ne de olsa yazı bitirip sonbahara geçiş yaptık.
İstanbul'u daha önce çokça ziyaret ettiğim için öncelik olarak Adaları görmek istiyordum.Hava şartları o gün için çok bozuk olmasına rağmen planımızı değiştirmeden Kabataş'tan feribota bindik.
Adalara geçiş için farklı firmalar ve fiyat listeleri mevcut, küçük bir araştırma ile gidiş dönüş biletinizi saatleriyle önceden belirlemenizi tavsiye ederim.
Şehir içi hatlar yavaş gidiyor ancak fiyatları daha düşük.(fikir olması açısından aşağıya 2015 örnek listesini ekliyorum.)
Feribot, adalara tek tek uğradığı için yolculuk ortalama iki saat sürüyor.
Yanımıza mont, yağmurluk vs. almadığımız için biraz üşüsek te, manzaranın güzelliği ile fazla şikayetlenmedik.
07 Eylül 2015
13 Ağustos 2015
Ruhunuzu dinlendirme zamanı gelmedi mi?
Oradan oraya koşturmaktan, işten
güçten bunaldığınız bir dönem mi yaşıyorsunuz? O zaman sizin küçük bir kaçamağa
ihtiyacınız var demektir. Kendinize ayıracağınız bu 2-3 gün emin olun zihninizi
boşaltacak ve yeni işler için motivasyonunuzu arttıracaktır.
Bugün tatil rotamızı Mozart’ın
kenti Salzburg’a çevirmeye ne dersiniz? Derler ki “Salzburg’un kendine has bir
tınısı vardır.” Sanırım bunun sebebi sadece Mozart’ın Salzbourg’da doğmuş
olması değil aynı zamanda turizm değerlerinin Mozart üzerine kurulmuş olmasında
yatıyor. Mozart’ın Evi’nden tutun da meşhur Mozart Çikolatalarına kadar uzanan
bir turizm alt yapısından bahsediyorum. Mozart hayranı iseniz ölmeden
yapılacaklar listesine Salzburg tatilini mutlaka eklemelisiniz.
Barok mimarisi meraklısı iseniz
Barok Sarayı Residenz ve Barok kalesi ShlossHellbrunn’u görmenizi mutlaka
tavsiye ederim. Hele Hohensalzburg Kalesi'nden bütün kenti bir bütün olarak
izleyebileceğiniz manzara ise paha biçilemez.
Gelelim bu sanat tarihi dolu kaçamak için ulaşımı nasıl
sağlayacağınız. THY’nin Salzburg’a günde 2 adet tarifeli seferi bulunmaktadır.
İnternet üzerinden en ucuz uçak bileti fırsatı sunan sitelerden bilet
bakabilirsiniz. Yolculuk yaklaşık 2,5 saat sürmektedir. Eğer planınız şu
mevsimde gitmek ise gitmeden önce otelinizi şimdiden ayarlamanızı tavsiye
ederim. Çünkü özellikle yaz aylarında turizm oldukça hareketlidir.
Valiz hazırlığınızı yaparken Salzburg’da Temmuz ayında
ortalama sıcaklığın 18 derece olduğunu unutmayın. Sanırım İstanbul’un boğucu
sıcağından sonra Salzburg’un ılık havası size cennet gibi gelecektir.
Bu arada ufak bir hatırlatma yapmakta fayda var. Salzburg
oldukça pahalı bir şehirdir ve resmi para birimi EURO’dur. Şayet ödemeleri
dolar ya da başka para birimiyle yapmak isterseniz kur farkları yüzünden ,
restoran ve cafelerde sıkıntı yaşayabilirsiniz. Üzerinizde nakit para
taşımaktan çekiniyorsanız ve alış verişlerde dediğim sıkıntıları yaşamak
istemiyorsanız o zaman size tavsiyem yurt dışındaki ATM’lerden nakit
çekebileceğiniz bir banka kartı edinmenizdir.
CEPTETEB, müşterilerine yurt
dışındaki 6 kıtadaki 50,000 bini aşkın ATM’den herhangi
bir komisyon ödemeden ihtiyaçları olan nakdi anında çekebilecekleri özel bir banka kartı
hazırlamış. Bence bu ayrıcalıktan yararlanmak gerekir.
Ruhunuzu dinlendirebileceğiniz 2-3 günlük bir tatil için
önerebileceklerim şimdilik bu kadar. Salzburg’a gitme fırsatınız olursa
şimdiden iyi tatiller dilerim.
01 Temmuz 2015
Bir Yemek Ancak Bu Kadar Güzel Sunulur !!!
Güzel ve orjinal ne varsa paylaşıyorum sizinle.
Bu görüntüye gerçekten bayıldım.
Bakın yemeklerini bekleyen konuklara projeksiyon ile nasıl güzel bir sürpriz hazırlanmış. :))
23 Haziran 2015
Bu Heykeller Sizi de Çok Şaşırtıcak
Çin Halk Cumhuriyetinden yetenekli bir heykeltraş Li Hongbo 'nun muhteşem kağıt heykel çalışması dünyaca ünlü müzelerde sergilenmiş.
Bildiğimiz heykellerin dışında hazırlanan üst üste yığılmış 7000-8000 beyaz yaprak esnek kağıt ve tutkal malzeme kullanılarak çalışılan eserlerin son aşaması zımparalama işlemi.
41 yaşındaki sanatçı klasik Roma tarzı çarpıcı bir teknikle hazırladığı büstleri kişisel sergilerin yanı sıra pek çok karma sergide sanatseverlerin beğenisine sunmuş.
Sergi salonundaki görüntüler şu şekilde.
Aşağıda yapım aşamasını anlatan videoya da buradan
göz atabilirsiniz.
Diğer sosyal ağlardan takip için;
19 Haziran 2015
O minik ellerden satırlara dökülen...
10 yaşındaki Fatma'nın kaleminden, ne kadar nazik ve düşünceli bir şiir...Çok beğendim.♥
Diğer sosyal ağlardan takip için;
18 Haziran 2015
☼ Hayirli Ramazanlar ☼
Memleketimin her köşesinde barış, huzur ve bolluğun yaşandığı bir ay olur inşallah.
Daha nice Ramazanlara kavuşmamız dileğiyle...
Daha nice Ramazanlara kavuşmamız dileğiyle...
15 Haziran 2015
Bir Daha İngilizce Yazı Baskılı Tişört Almayacağım !!!
Yaz geldi, kot pantalon üstünde renk uyumu hoş derken aldık hatta birkaç kere de giydik.
Herkes İngilizce biliyor diye bir kaide yok.Zaten anlamını bilseydik alır mıydık ???
Babam "kızım tişörtün üstünde ne yazıyor? " deyinceye kadar da farketmedik.Sonra açtık Redhouse sözlüğünü bir baktık ki o da ne ????
Son karar, bir daha İngilizce yazı baskılı tişört almayacağım !!!
01 Haziran 2015
Yeni Bir Haftaya Merhaba...
İşinizi ve yuvanızı huzurla, bereketle, hayırlı işlerle karşılayacağınız bir hafta olsun♥♥
11 Mayıs 2015
Doğuş Otomotiv Trafik Hayattır!
Önemli olan ne kadar hızlı vardığınız değil, nasıl vardığınız...
Trafikte aşırı hız yapmayın! Çünkü Trafik Hayattır!
Aşırı hız son yıllarda kazaya sebep olan unsurların başında yer alıyor. Özellikle gençlerin yaptığı trafik kazalarının çoğu aşırı hız nedeniyle meydana geliyor. Doğuş Otomotiv’in kurumsal sorumluluk markası Trafik Hayattır, ‘aşırı hız’ı konusunu ana mesajları arasına alarak projelerini kurguluyor.
Dünya Sağlık Örgütünün raporuna göre trafik kazalarındaki ölümlerin yaş grubu analizinde diğer ölüm nedenleri arasında 15-29 yaş grubu birinci sırada yer alıyor. Bu durum gençlere yönelik trafik güvenliği kampanyalarının acil olarak arttırılması gerektiğini gösteriyor. Trafik Hayattır platformu bu noktada çok önemli inisiyatifler alarak önemli projeler geliştirdi; 4 senedir devam eden Trafik Güvenliği Uzaktan Eğitimi projesinin üniversitelerde seçmeli ders okutulmasının yanı sıra, 2014 yılında radyolarda yer alan ‘aşırı hız’ radyo spotu da dikkat çeken bir diğer proje oldu. İki projede birçok önemli ödül aldı. Bu ödüllerden en çok gurur veren ise 2014 Birleşmiş Milletler Genel Kurultay’ın da iki projenin Avrupa’da trafik güvenliğiyle ilgili örnek uygulama seçilmesi oldu.
Trafik Hayattır, ‘aşırı hız’ ile ilgili projelerine yenisini ekledi ve her birinde farklı trafik güvenliği mesajlarının verildiği bir animasyon serisi üretti. Aşırı hız konulu animasyonda her gün trafikte rastladığımız hatalar vurgulanıyor. Çocuğunu almaya giden bir babanın trafikte kalmasını ve sonrasında hız yaparak girdiği emniyet şeridinde kaza yapmasını anlatan animasyondan hepimizin çıkaracağı dersler var.
Bir boomads advertorial içeriğidir.
Trafikte aşırı hız yapmayın! Çünkü Trafik Hayattır!
Aşırı hız son yıllarda kazaya sebep olan unsurların başında yer alıyor. Özellikle gençlerin yaptığı trafik kazalarının çoğu aşırı hız nedeniyle meydana geliyor. Doğuş Otomotiv’in kurumsal sorumluluk markası Trafik Hayattır, ‘aşırı hız’ı konusunu ana mesajları arasına alarak projelerini kurguluyor.
Dünya Sağlık Örgütünün raporuna göre trafik kazalarındaki ölümlerin yaş grubu analizinde diğer ölüm nedenleri arasında 15-29 yaş grubu birinci sırada yer alıyor. Bu durum gençlere yönelik trafik güvenliği kampanyalarının acil olarak arttırılması gerektiğini gösteriyor. Trafik Hayattır platformu bu noktada çok önemli inisiyatifler alarak önemli projeler geliştirdi; 4 senedir devam eden Trafik Güvenliği Uzaktan Eğitimi projesinin üniversitelerde seçmeli ders okutulmasının yanı sıra, 2014 yılında radyolarda yer alan ‘aşırı hız’ radyo spotu da dikkat çeken bir diğer proje oldu. İki projede birçok önemli ödül aldı. Bu ödüllerden en çok gurur veren ise 2014 Birleşmiş Milletler Genel Kurultay’ın da iki projenin Avrupa’da trafik güvenliğiyle ilgili örnek uygulama seçilmesi oldu.
Trafik Hayattır, ‘aşırı hız’ ile ilgili projelerine yenisini ekledi ve her birinde farklı trafik güvenliği mesajlarının verildiği bir animasyon serisi üretti. Aşırı hız konulu animasyonda her gün trafikte rastladığımız hatalar vurgulanıyor. Çocuğunu almaya giden bir babanın trafikte kalmasını ve sonrasında hız yaparak girdiği emniyet şeridinde kaza yapmasını anlatan animasyondan hepimizin çıkaracağı dersler var.
Bir boomads advertorial içeriğidir.
24 Nisan 2015
Soma’daki “Toplumsal Dönüşüm Projesi” Onlarla Hayat Buldu!
Soma İçin Bir Olduk: Hepsi bizim yakınımızdı ki…
Allianz Türkiye, sivil toplum örgütleriyle el ele vererek, bölgede etkilenen vatandaşlara ulaşabilmek, onların yaralarını sarmak ve yeni başlangıçlarını desteklemek için Soma’daydı. Soma’da 2014’te gerçekleşen ve ulusumuzu derinden sarsan maden faciasının ardından, Afetlerde Psikososyal Hizmetler Birliği (APHB) ve Bilim Kahramanları Derneği (BKD) ile işbirliği yapılarak “Allianz SomaDA”yı (Soma Dayanışma Ağı) geliştirildi.
Ertesi gün çocukların hiçbiri okula gelmedi...
13 Mayıs 2014, Çarşamba… Kömür madenleriyle bilinen Soma kasabasında meydana gelen elim facianın ertesi günü… Soma’da görev yapan öğretmenler “o gün bizim için çok zor başladı, çocuklarımızın hiçbiri okula gelmedi” diye anlatıyor. Öğretmen Emel Abadan “Öğretmenler odasında sürekli haberleri izliyorduk ve herkes ağlıyordu” diyor. Öğretmen Mustafa Sabur: “Çocuklar okula döndüğünde onlara ne söylerim diye içi içimi yiyordu. Derken bir gün Bilim Kahramanları Derneği’nden geldiler ve etkilenen çocuklar için bir projeleri olduğunu söylediler.”
“Allianz SomaDA”yı kapsamında, BKD ile yapılan işbirliği sayesinde, Soma çevresinde, olaydan etkilenen 6 ilçedeki 16 okulun, Bilim Kahramanları Buluşuyor turnuvasına katılımı sağladı. 34 gönüllü öğretmen, 150’ye yakın öğrencinin oluşturduğu 17 farklı Allianz SomaDA takımını 4 ay boyunca turnuvaya hazırladı. Bu yolla, öğrencilerin normal hayata dönüşü desteklenirken, psikososyal ve kişisel gelişimlerine de katkı sağlanması amaçlandı.
“Allianz SomaDA”nın bir ayağı da faciadan etkilenen ailelerin çoğunlukta olduğu Dursunbey’deydi. APHB ile yapılan işbirliği sayesinde, Dursunbey’de bir psikososyal destek merkezi açıldı. Çocuklara, yetişkinlere ve gruplara yönelik üç görüşme odası bulunan Dursunbey Psikososyal Destek Merkezi’nin hizmetleri, merkeze uzak bölgelere de ulaştırıldı.
Bir boomads advertorial içeriğidir.
Allianz Türkiye, sivil toplum örgütleriyle el ele vererek, bölgede etkilenen vatandaşlara ulaşabilmek, onların yaralarını sarmak ve yeni başlangıçlarını desteklemek için Soma’daydı. Soma’da 2014’te gerçekleşen ve ulusumuzu derinden sarsan maden faciasının ardından, Afetlerde Psikososyal Hizmetler Birliği (APHB) ve Bilim Kahramanları Derneği (BKD) ile işbirliği yapılarak “Allianz SomaDA”yı (Soma Dayanışma Ağı) geliştirildi.
Ertesi gün çocukların hiçbiri okula gelmedi...
13 Mayıs 2014, Çarşamba… Kömür madenleriyle bilinen Soma kasabasında meydana gelen elim facianın ertesi günü… Soma’da görev yapan öğretmenler “o gün bizim için çok zor başladı, çocuklarımızın hiçbiri okula gelmedi” diye anlatıyor. Öğretmen Emel Abadan “Öğretmenler odasında sürekli haberleri izliyorduk ve herkes ağlıyordu” diyor. Öğretmen Mustafa Sabur: “Çocuklar okula döndüğünde onlara ne söylerim diye içi içimi yiyordu. Derken bir gün Bilim Kahramanları Derneği’nden geldiler ve etkilenen çocuklar için bir projeleri olduğunu söylediler.”
“Allianz SomaDA”yı kapsamında, BKD ile yapılan işbirliği sayesinde, Soma çevresinde, olaydan etkilenen 6 ilçedeki 16 okulun, Bilim Kahramanları Buluşuyor turnuvasına katılımı sağladı. 34 gönüllü öğretmen, 150’ye yakın öğrencinin oluşturduğu 17 farklı Allianz SomaDA takımını 4 ay boyunca turnuvaya hazırladı. Bu yolla, öğrencilerin normal hayata dönüşü desteklenirken, psikososyal ve kişisel gelişimlerine de katkı sağlanması amaçlandı.
“Allianz SomaDA”nın bir ayağı da faciadan etkilenen ailelerin çoğunlukta olduğu Dursunbey’deydi. APHB ile yapılan işbirliği sayesinde, Dursunbey’de bir psikososyal destek merkezi açıldı. Çocuklara, yetişkinlere ve gruplara yönelik üç görüşme odası bulunan Dursunbey Psikososyal Destek Merkezi’nin hizmetleri, merkeze uzak bölgelere de ulaştırıldı.
Bir boomads advertorial içeriğidir.
23 Nisan 2015
☼☼☼ Bugün 23 Nisan ☼☼☼
Biz dünyaya gelmeden
Her yeri düşman almış.
Atatürk düşmanları,
Yurdumuzdan çıkarmış.
23 Nisan Günü
Meclis kuruldu diye,
Büyük bayram verilmiş,
Çocuklara hediye...
Gülelim Eğlenelim,
Kutlayalım bugünü.
Verelim hep elele
19 Nisan 2015
♥♫♪☼♥♫♪☼ Pazar Günü Dilekleri
Geceye çok yakışan bu fotoğrafı ne zamandır yayınlamak istiyordum.
Herhangi bir efekt uygulamadan doğal haliyle yüklüyorum.
Canım dostum gene harika bir an yakalamış.
Bu fotoğraf beni çok etkiledi.İnanılmaz beğenimi kazandı.
Hayatınızda kötü giden ne varsa , yağmur damlalarının yansıması gibi yolunuz aydınlansın
ve bu ışıklar size mutluluğun yolunu göstersin.
ve bu ışıklar size mutluluğun yolunu göstersin.
Mutlu Pazarlar. ♥♫♪☼♥♫♪☼
17 Nisan 2015
“İçerdeki Çocuklara” Anaokulu
Anneleri cezaevinde olduğu için, parmaklıklar arasında yaşamak zorunda kalan 0-6 yaş arası cezaevi çocuklarının oyun ve eğitim imkanlarının iyileştirilmesi için “İçerde çocuk var” adıyla birsosyal proje başlatıldı.
Projeyle Türkiye genelindeki 7 kadın ceza infaz kurumundakianaokullarının iyileştirilmesiamaçlanıyor.Projenin ilk adımı Adalet Bakanlığı’nın izni ve işbirliğiyle İstanbul Bakırköy Kadın İnfaz Kurumu’nda atıldı.
Çeşitli meslek gruplarından 24 duyarlı vatandaşın gönüllü olarak yola çıkıp, Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı ile bir araya gelerek başlattığı İçerde Çocuk Var adlı projenin amacı, cezaevlerinde, annelerinin hem yatağını hem de kaderini paylaşan miniklerin hayatına dokunarak geleceklerine katkıda bulunmak. Proje,cezaevi çocuklarınaöğrenebilecekleri, eğlenebilecekleri eksiksiz bir anaokulu ortamı oluşturmak, yeşil alanlar yaratarak doğayla tanışmalarını sağlamak, gelişimlerine uygun yemek hazırlanabilecek mutfak inşa etmek ve dış mekan oyun alanı kurarak cezaevi içinde özgür bir yaşam alanı yaratmayı hedefliyor.
İstanbul Bakırköy Cezaevi’nde başlayacak proje kapsamında, mahkum annelerinin kaderini yaşamak zorunda kalan cezaevlerinin masum çocukları için kaynak bulmak amacıyla çeşitli etkinlikler ve kampanyalar yapılacak. Ayrıca, İstanbul Valiliği’nin izniyle alınan4528’egönderilecekSMS’lerve banka hesap numarasına yapılacak bağışlarla kampanyaya gelir sağlanacak. Böylece, mevcut anaokullarının iyileştirilmesi ve anaokulu bulunmayan kadın cezaevlerindede yeni ana okullarının yapılmasında kullanılacak. Hedeflenen anaokullarının çocuklara kazandırılmasından sonra ise proje, cezaevi çocuklarının dışarıdaki yaşıtları ile eşdeğer eğitim şansına sahip olmalarını sağlamak ve cezaevi yaşam koşullarının iyileştirilmesi için devam edecek.
İlk adım İstanbul’ da
Türkiye’deki 7 tane kadın ceza infaz kurumunda yaklaşık 5 bin kadın mahkum var. Bunlardan 370 Kadın mahkum,0-6 yaş arası çocuklarınıkendi yatağında yatırarak cezaevinde büyütüyor. Örneğin, İstanbul Bakırköy Kadın Cezaevi’ndemahkum anneleriylecezaevinde yaşayan0-6 yaş arası53 çocuk var. Bakırköy Cezaevi’ndeki çocukların bir kreşi var ancak bu kreşin deiyileştirilmesi, eğitici oyuncak ve kitaplarla yeniden elden geçirilmesi gerekiyor. Projenin ilk adımı da Adalet Bakanlığı’nın izni ve işbirliğiyle Bakırköy Cezaevi’nde atılacak.
Oyuncak ve oyun arkadaşları yok
Cezaevinde doğan ya da annelerinin kucağında parmaklıklar arkasına gelen, cezaevlerinin masum çocukları, hayatlarının en önemli evrelerini yaşıtlarının sahip olduğu birçok şeyden yoksun, olumsuz koşullarda geçiriyor. Oyun oynama ve eğitim almaları gereken zamanlarını annelerinin koğuşunda, çeşitli suçlardan mahkum,yetişkin kadın koğuş arkadaşlarıyla geçiren çocukların,bu süreçte yaşadıkları deneyim,hayatlarının sonraki dönemlerini özellikle ergenlik ve gençlik yıllarını ne yazıkki derinden etkiliyor.Koğuşlar kalabalık olmasın diye her koğuşa sadece bir çocuğun konulduğu cezaevi çocuklarının oyuncak ve kendi yaşıtı oyun arkadaşları yok.
“İçerde Çocuk Var” projesi ilk adımİstanbul’da Bakırköy Kadın İnfaz Kurumu’nda atıldı. Tüm mimari ve inşaat hazırlıkları tamamlanan anaokulunun çok yakın bir zamanda tamamlanması hedefleniyor. Bakırköy Kadın İnfaz Kurumu tamamlandıktan sonra Türkiye’de bulunan diğer Kadın cezaevlerine de anaokulu kazandırılacak. Böylece proje ile cezaevi çocukları, kreş, oyuncak ve oyun arkadaşlarına kavuşacaklar.
Proje ile ilgili detaylı bilgiye www.icerdecocukvar.com sitesinden ulaşabilirsiniz.
Bağış için ;
COCUK yazıp 4528’ e SMS gönderilebilir.
Banka bağışı için; VakıfbankKadıköy Şubesi, Şube kodu 012 Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı (TL)
Projeyle Türkiye genelindeki 7 kadın ceza infaz kurumundakianaokullarının iyileştirilmesiamaçlanıyor.Projenin ilk adımı Adalet Bakanlığı’nın izni ve işbirliğiyle İstanbul Bakırköy Kadın İnfaz Kurumu’nda atıldı.
Çeşitli meslek gruplarından 24 duyarlı vatandaşın gönüllü olarak yola çıkıp, Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı ile bir araya gelerek başlattığı İçerde Çocuk Var adlı projenin amacı, cezaevlerinde, annelerinin hem yatağını hem de kaderini paylaşan miniklerin hayatına dokunarak geleceklerine katkıda bulunmak. Proje,cezaevi çocuklarınaöğrenebilecekleri, eğlenebilecekleri eksiksiz bir anaokulu ortamı oluşturmak, yeşil alanlar yaratarak doğayla tanışmalarını sağlamak, gelişimlerine uygun yemek hazırlanabilecek mutfak inşa etmek ve dış mekan oyun alanı kurarak cezaevi içinde özgür bir yaşam alanı yaratmayı hedefliyor.
İstanbul Bakırköy Cezaevi’nde başlayacak proje kapsamında, mahkum annelerinin kaderini yaşamak zorunda kalan cezaevlerinin masum çocukları için kaynak bulmak amacıyla çeşitli etkinlikler ve kampanyalar yapılacak. Ayrıca, İstanbul Valiliği’nin izniyle alınan4528’egönderilecekSMS’lerve banka hesap numarasına yapılacak bağışlarla kampanyaya gelir sağlanacak. Böylece, mevcut anaokullarının iyileştirilmesi ve anaokulu bulunmayan kadın cezaevlerindede yeni ana okullarının yapılmasında kullanılacak. Hedeflenen anaokullarının çocuklara kazandırılmasından sonra ise proje, cezaevi çocuklarının dışarıdaki yaşıtları ile eşdeğer eğitim şansına sahip olmalarını sağlamak ve cezaevi yaşam koşullarının iyileştirilmesi için devam edecek.
İlk adım İstanbul’ da
Türkiye’deki 7 tane kadın ceza infaz kurumunda yaklaşık 5 bin kadın mahkum var. Bunlardan 370 Kadın mahkum,0-6 yaş arası çocuklarınıkendi yatağında yatırarak cezaevinde büyütüyor. Örneğin, İstanbul Bakırköy Kadın Cezaevi’ndemahkum anneleriylecezaevinde yaşayan0-6 yaş arası53 çocuk var. Bakırköy Cezaevi’ndeki çocukların bir kreşi var ancak bu kreşin deiyileştirilmesi, eğitici oyuncak ve kitaplarla yeniden elden geçirilmesi gerekiyor. Projenin ilk adımı da Adalet Bakanlığı’nın izni ve işbirliğiyle Bakırköy Cezaevi’nde atılacak.
Oyuncak ve oyun arkadaşları yok
Cezaevinde doğan ya da annelerinin kucağında parmaklıklar arkasına gelen, cezaevlerinin masum çocukları, hayatlarının en önemli evrelerini yaşıtlarının sahip olduğu birçok şeyden yoksun, olumsuz koşullarda geçiriyor. Oyun oynama ve eğitim almaları gereken zamanlarını annelerinin koğuşunda, çeşitli suçlardan mahkum,yetişkin kadın koğuş arkadaşlarıyla geçiren çocukların,bu süreçte yaşadıkları deneyim,hayatlarının sonraki dönemlerini özellikle ergenlik ve gençlik yıllarını ne yazıkki derinden etkiliyor.Koğuşlar kalabalık olmasın diye her koğuşa sadece bir çocuğun konulduğu cezaevi çocuklarının oyuncak ve kendi yaşıtı oyun arkadaşları yok.
“İçerde Çocuk Var” projesi ilk adımİstanbul’da Bakırköy Kadın İnfaz Kurumu’nda atıldı. Tüm mimari ve inşaat hazırlıkları tamamlanan anaokulunun çok yakın bir zamanda tamamlanması hedefleniyor. Bakırköy Kadın İnfaz Kurumu tamamlandıktan sonra Türkiye’de bulunan diğer Kadın cezaevlerine de anaokulu kazandırılacak. Böylece proje ile cezaevi çocukları, kreş, oyuncak ve oyun arkadaşlarına kavuşacaklar.
Proje ile ilgili detaylı bilgiye www.icerdecocukvar.com sitesinden ulaşabilirsiniz.
COCUK yazıp 4528’ e SMS gönderilebilir.
Banka bağışı için; VakıfbankKadıköy Şubesi, Şube kodu 012 Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı (TL)
TR 94 0001 5001 5800 7303 0490 01
Bilgi :Arife Avcu Çallıoğlu
İletişim Ofisi Halkla İlişkiler Ajansı
arife.avcu@iletisimofisi.com / 0212 324 80 17
Bilgi :Arife Avcu Çallıoğlu
İletişim Ofisi Halkla İlişkiler Ajansı
arife.avcu@iletisimofisi.com / 0212 324 80 17
14 Nisan 2015
Myfitnesspall ile sizde kilo verebilirsiniz...
Bu uygulamayı telefonuma yükledikten sonra "gün içinde meğer ne çok kalori alıyor muşum ? " dedim kendi kendime...
Bu sefer uzun süre kilo almadım diye sevinirken, iştahımın açık olduğu dönemde hoooppp geri geldi kilolar.
Napıyım napıyım derken? arkadaşım bu ücretsiz uygulamadan bahsetti.
Uygulamayı yükledikten sonra bize gereken tek şey bir mail adresi ve sistemin doğru işlemesi için internet bağlantınızın olması gerekiyor.Yani diyelim ki telefon ya da tabletinize wireless sistemli bir yerde bu uygulamayı yüklediniz diyelim sonrasında internet bağlantısı olmadan güncelleme yapamıyorsunuz onu belirteyim.
Mail adresi ile sisteme giriş yaptınız aktivasyon işlemini tamamladıktan sonra yaş,boy, kilo vb. bilgilerinizi yönlendirme sayfalarında ilerleyerek kısa sürede tamamlıyorsunuz.
Herşey sizin kontrolünüzde yaşam tarzınıza göre ve işaretlediğiniz seçeneklere göre kalori seçeneğini gene siz belirleyeceksiniz.Ben spor yapmadığım için günlük almam gereken kaloriyi program oldukça düşük tuttu.Bu birazda benim sabırsız olmamdan kaynaklı çünkü geri gelen bu 3 kilonun iyice yerleşmesini de istemedim bir de yakında düğün vs. işleri nedeniyle aceleci davrandım.
Program herhangi bir diyet listesi ya da ölçü vermiyor burada sadece yiyeceklerin kalori değerleri yazıyor.Ne yiyeceğinize siz karar veriyorsunuz sonra seçeneklerden ismini yazarak bulup öğün bölümünde işaretliyorsunuz.Size verilen günlük kaloriden geriye doğru sayaç puanı düşmeye başlıyor.
Kısacası kendinize bir otokontrol sağlıyorsunuz.Bu anlamda ilk beğeni sebebim buydu.
Günler ilerledikçe yiyeceklerin kalori değerleri hakkında az çok bilgi sahibi oldum.Günlük almam gereken kalori miktarına sadık kalsam da birkaç kere kendimi ödüllendirerek + 150-200 kalori arası oynamalar yaptım dolasıyle eksi puanlara düştüm.
Günler ilerledikçe yiyeceklerin kalori değerleri hakkında az çok bilgi sahibi oldum.Günlük almam gereken kalori miktarına sadık kalsam da birkaç kere kendimi ödüllendirerek + 150-200 kalori arası oynamalar yaptım dolasıyle eksi puanlara düştüm.
Programı kurcaladıkça yeni yeni özelliklerini öğrenmeye de devam ediyorum.Size web sitesi üzerinden açılan sayfada diyet yapan diğer kullanıcıları takip ediyor, günlük kilonuzu kaydedip güncellemeler yapabiliyorsunuz.
Hatta programla uyumlu çalışan bir pedometre ( günlük adımsayar ) uygulamasını da indirip ayarlardan bu programla aktive edip günlük harcadığınız kaloriyi de kaydedebiliyorsunuz böylece size "programa aynı şekilde uyguladığınız taktirde şu tarihte şu kiloda olacaksınız şeklinde tahmini rakamlar" çıkarabiliyor.
Aklıma gelmişken yediklerinizi kaydetmek için bazen zamanınız olmayabilir ya da canınız yazmak istemeyebilir.
O zaman yediğiniz öğünü fotoğraflayarak girişi gecede tamamlayabilirsiniz.Girmediğiniz her öğün için program size hatırlatıcı mesaj göndermeye devam ediyor.
Aklıma gelmişken yediklerinizi kaydetmek için bazen zamanınız olmayabilir ya da canınız yazmak istemeyebilir.
O zaman yediğiniz öğünü fotoğraflayarak girişi gecede tamamlayabilirsiniz.Girmediğiniz her öğün için program size hatırlatıcı mesaj göndermeye devam ediyor.
Ben umduğumdan kısa sürede aldığım bu 3 kiloyu bu otokontrol sayesinde verdim.Tabii daha idealimdeki kiloya ulaşamadım ancak bu uygulama ile devam edeceğim. :)
Umarım ihtiyacı olan kişilerin işine yarar bu uygulama.Şayet herhangi bir sağlık probleminiz yoksa sizde göz atın derim.
Dostlukla ve sağlıkla kalın.♥
08 Nisan 2015
Sanal Ortamda Bateri ile Çalışıyoruz :)
Bebeklikten bugüne değişmeyen bir tutku bu.
Keman, piyano,gitar ve diğerleri...
Hepsini kızımın denemesini istedik ama onun son kararı hep bateri oldu.
Apartman dairesinde bu isteği gerçekleştirmek şu an mümkün olmasa da sanal ortamda "acaba nasıl olur ?" çalışmalarına başladık.Ehhh yavaştan yavaştan kursları da araştırmaya başlayacağız artık.
Çok eğlenceli bir program akıllı telefonlarda ,IPAD yada tabletlerde "drum" "drumming" "bateri" ya da "real drum" diye arama yaptırıp indirebilirsiniz.
Keman, piyano,gitar ve diğerleri...
Hepsini kızımın denemesini istedik ama onun son kararı hep bateri oldu.
Apartman dairesinde bu isteği gerçekleştirmek şu an mümkün olmasa da sanal ortamda "acaba nasıl olur ?" çalışmalarına başladık.Ehhh yavaştan yavaştan kursları da araştırmaya başlayacağız artık.
Çok eğlenceli bir program akıllı telefonlarda ,IPAD yada tabletlerde "drum" "drumming" "bateri" ya da "real drum" diye arama yaptırıp indirebilirsiniz.
Içimden Geldiği Gibi (@igg_izmir) tarafından paylaşılan bir video ()
07 Nisan 2015
Gözde Konjonktivit Sonrası Grip Halleri
Öncelikle herkesi kucak dolusu sevgiyle selamlamak isterim.
Artık iyice uğrayamaz oldum buralara.
Arkadaşlarımı sessiz takiplerime bile ara verdim ki, blog benim için vazgeçilmez...
Ne facebook,ne twitter ne de instagram gibi diğer sosyal ağların asla yerini tutamaz ancak işin içine sağlık problemleri girince gözüm görmez oldu herşeyi.
Gözüm görmez oldu derken mecazda yapmıyorum gerçekten önce gözümden ağır bir enfeksiyon geçirdim.
Konjonktivit ilk defa geçirdiğim bir rahatsızlık.Yıllardır gözlük kullanmama rağmen kontroller dışında hiç göz doktoruna gitmemiştim.Nedir ? ne değildir derken iyileşme süresi uzayınca ve göz gitgide daha kötü bir hal alınca üç ayrı doktora gitmek zorunda kaldım.
Kuluçka süresi ile birlikte toparlanma süreci yaklaşık bir ayı aldı.Havayolu ile geçen bulaşıcı, viral bir rahatsızlık olduğu söylendi.Ellerimi herzaman olduğu gibi iyi dezenfekte etmeme rağmen diğer gözüme sıçramasını malesef önleyemedim.
Yastıklara örttüğüm havlular,tek kullanımlık peçeteler vs. durumu belki biraz daha hafifletti ama gerçekten çok zorlandığımı söylemeliyim.
Çalışma ortamı içinde kaç kişiyle tokalaştığımızı,en basitinden gün içinde tutmak zorunda olduğumuz kapı kollarına kadar işi ayrıntılı düşünürsek bu rahatsızlığa yakalanma yüzdemizi de tahmin edebiliriz.
Bu rahatsızlığı tam atlatmıştım ki bu seferde gribe yakalandım.Ev ilaçlardan ecza deposuna döndü diyebilirim. Hiçbirşey eskisi gibi değil hastalıklar bile resmen şekil değiştirmiş mikrop vücudunuzda hangi bölge zayıfsa oraya saldırıyor ve geçmek bilmiyor.
Haaa geçiyor :))evde yaşadığınız diğer aile fertlerine çok kolay geçiyor, bir bakmışsınız evde herkes hasta.
Bol sıvı alımının ve C vitamini takviyesinin çok faydasını gördüm.Özellikle nar tüketmeyi tercih ettim.Yemeklerde ise sıvı takviyesini artırmak için günlük yapılmış taze çorbaları tükettiğimi söyleyebilirim.
Eskiye göre daha iyiyim elbet ancak bütün bunlara rağmen iyi sona hâlâ yaklaşamadım. :)
Bekliyorum.
Hani deriz ya "her işin başı sağlık" gerçekten öncelik her zaman onun.
Sağlıkla kalın.♥♥
25 Mart 2015
Kettle' da Biriken Kireci Nasıl Temizliyorum ?
Benim çabam evde mümkün olduğunca az kimyasal madde kullanmak.Bunun için kendimce yöntemler araştırıp deniyorum.Kireç çözücü asidik maddelerin çaydanlık vb. çok güzel temizlediği aşikar ancak bunları temizleme asitten arındırma süresi bırakacağı kalıntı etkisi ne olur bilinmez.Defalarca sudan geçirme işlemine rağmen içim bir türlü rahat etmiyor.
Bir arkadaşım limon tuzunu suyla karıştırıp çaydanlığı kaynatmanın iyi bir çözüm olduğunu söyledi.Tabi bu bahsettiğimiz ağır kireç tortusu için geçerli değil.
Bahsettiğimiz işlemleri belli aralıklarla ve kısa sürelerde yaparsanız zaten kettle veya çaydanlığınızda ağır bir kireç oluşumuyla uğraşmazsınız.
Ben bir süredir bu temizleme işlemini elma sirkesi ile yapıyorum.Kettle sıcakken içini boşaltıp içine elma sirkesi döküp bekletiyorum ve bu işlemi ihtiyaca göre üst üste birkaç kez tekrarlıyorum.Bazen içine birkaç tane limon tuzu da atıyorum.En son olarak su ile durluyorum.Ankara'nın içme suyu çok kireçli değil onuda belirteyim.
Süper bir sonuç elde etmenizi garanti etmiyorum ancak kimyasal içerikli bir maddeyi kullanmadığım için daha rahat olduğumu söyleyebilirim...
*************
Diğer sosyal ağlardan takip için;
Gelin ve Damat Salona Girerken Açan Harika Çiçekler Videosu
Enteresan şeylere bayılırım. (((:
Bu hafta izlediğim en ilginç, en eğlenceli görüntüydü.
Bu hafta izlediğim en ilginç, en eğlenceli görüntüydü.
*************
Diğer sosyal ağlardan takip için;
24 Mart 2015
2015 Dini Günler Takvimi
Her zaman planı programı severim ben. #birkenaranotal
*************
Diğer sosyal ağlardan beni takip için;
18 Mart 2015
VATANDAŞLIK GÖREVİMİZİ YERİNE GETİRELİM
Küçük bir hatırlatma benimkisi...
7 Haziranda oy kullanacak seçmen listeleri muhtarlıklara asıldı.İsimlerinizi kontrol için 27 Mart'a kadar zamanınız var.
Ben dün gittim, 3-5 dakikanızı alıyor bu işlem.Şayet listede isminizi göremezseniz su,elektrik veya doğalgaz faturanız ile birlikte nüfus müdürlüğüne gidip seçim kuruluna kayıdınızı yaptırabilirsiniz aksi taktirde oy kullanamazsınız.
7 Haziranda oy kullanacak seçmen listeleri muhtarlıklara asıldı.İsimlerinizi kontrol için 27 Mart'a kadar zamanınız var.
Ben dün gittim, 3-5 dakikanızı alıyor bu işlem.Şayet listede isminizi göremezseniz su,elektrik veya doğalgaz faturanız ile birlikte nüfus müdürlüğüne gidip seçim kuruluna kayıdınızı yaptırabilirsiniz aksi taktirde oy kullanamazsınız.
*************
Diğer sosyal ağlardan takip için;
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)